Afrin’den gelen bir umut

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

2 yıl önce ailesiyle birlikte savaştan kaçıp İzmir’e gelen Somar’ın tek koluyla verdiği hayat mücadelesi birçok insana umut oluyor.

İzmir Müzisyenler Derneği aracılığıyla tanıştığımız Somar, hikayesini şöyle anlatmaya başlıyor: “İki sene önce ailemle savaştan dolayı buraya geldik. 5 kardeşiz. Annem ve babamla birlikte 7 kişi yaşıyoruz.  Kardeşlerim küçükler. Yeni ortaokula başladılar. Sadece üniversiteye hazırlanan benim. Buraya geldiğimiz zaman hayat çok zordu. Yeni gelmiştik, elimizde hiçbir şey yoktu. Yardım edecek akrabalarımız yoktu, buradaki insanları da tanımadığımız için yardım isteyemiyorduk. Neredeyse 4 ay boyunca çok çaresiz kaldık. Ailede sadece babam çalışabiliyor. Bu yüzden geçim biraz zor sağlanıyor. Babam burada gönüllü öğretmenlik yapıyor.”

HAYALİM BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ

Bizlere minik bir konser veren ve müzikle nasıl tanıştığını anlatan Somar, “Müziğe merakım çok fazlaydı. Ancak Suriye’de böyle bir yönelimim yoktu. Orada da müziği seviyordum ama müzik yapamıyordum. Bir enstrüman çalamıyordum. Burada çalmaya, söylemeye, ilgilenmeye başladım. Küçük, oyuncak bir org vermişti bir arkadaşım bana. Onunla oynaya oynaya daha da heveslendim. Youtube’de gördüm notalarını, nasıl çalındığını. Orada kendi çabalarımla azıcık öğrenmeye başladım. Sonra İzmir Müzisyenler Derneği’ne geldim. Burada hocalarım bana notlar verdi. Onlarla yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Derneğin ritim ve koro çalışmalarına katılıyorum” dedi.

En büyük hayalinin üniversiteyi kazanmak olduğunu açıklayan Somar, “Şu an en büyük hayalim üniversiteyi kazanıp bilgisayar mühendisi olmak. Müzikle hobi olarak ilgileniyorum. Aynı şekilde hobi olarak resim çiziyorum. Ama hayalim konservatuar falan değil. Bilgisayar Mühendisi olmak benim en büyük arzum. Bilgisayar mühendisliği yabancı öğrenciler için ayriyeten özel bir sınav istiyor. Yıldız Teknik Üniversitesini istiyorum özellikle. Eğitiminin yarısı İngilizce. Benim de İngilizcem gayet iyi. Bütün tercihlerimi bilgisayar mühendisliği üzerine yazacağım” diye konuştu.

GÖNÜLLÜLERDEN KURS DESTEĞİ

İzmir Müzisyenler Derneği aracılığıyla kurs alma imkanı bulan Somar, ailesi tarafından da destek gördüğünü ifade etti: “Arapça eğitim veren bir öğretmen var. Dernek desteğiyle onun yanına kursa gidiyorum. Önceden daha fazla derneğe gelir müzikle ilgilenirdim. Ancak kurstan dolayı sık sık gelemiyorum. Mühendisliği kazanmak için çok çalışıyorum. Aslında üniversite için Hatay’dan kabul aldım. Kimya mühendisliği olduğu için gitmedim. Bir hayalim var onun dışında başka bir bölüm istemiyorum. Haftada 10 saat ders görüyorum. Maddi anlamda ailem zor şartlarda destek veriyor. Ancak manevi olarak desteklerini hiç eksiltmiyorlar. Daima arkandayız diyorlar. Bir baskı yok.”

TEK KOLUYLA MÜCADELE VERİYOR

3 yaşındayken geçirdiği bir kaza sonucu sol kolunu kaybeden Somar,  “Su motorunun kaması kolumu kesti. Normal protezler çok pahalı. Ve onlar hissizleştiriyor insanı. Sadece belli noktalarda hareket edebiliyorsun. Akıllı protezler var. Ama onlar da çok pahalı. Üniversiteyi kazanayım. Bilgisayar mühendisi olacağım için kendim yaparım belki” diyerek azmine bir kez daha hayran bıraktı.

İzmir Müzisyenler Derneği Üyesi Meltem Demir ise Somar’la tanışma hikayesi ve onun azmi hakkında şunları söyledi: “Biz İzmir Müzisyenler Derneğiz. Müzikle hayatı güzelleştirme mücadelesinde toplumda özellikle dezavantajlı kesimlere ulaşmaya ve toplumda genel bir vicdani duyarlılığı uyandırarak hep beraber hayatı güzelleştirmeye çalışıyoruz. Bundan yaklaşık 2 sene önce Suriye’den oldukça fazla sayıda bir göç olmuştu. İzmir’de mültecilerin sayısı çok fazla artmıştı. Zaten mülteci çalışmalarımız vardı ama o dönemde daha da yoğunlaştırmıştık. Özellikle de Basmane taraflarında. Günlük gıda

dağıtımı, eşya dağıtımı, barınma, giyecek, yiyecek, sağlık çalışmaları yapıyorduk. Basmane’de bir dostumuzun atölyesi vardı. Orayı dayanışma evi olarak kullanmaya başladık. Orada müzikte yapmaya başladık. Sadece mülteci vatandaşlara fiziksel anlamda değil, savaştan çıkmış mağdurlar olarak manevi anlamda da sosyal aktiviteleri gerçekleştirmeliydik onlar için. Özellikle de İzmirliler tarafından bu kadar ön yargıyla karşılanırken. ‘Aynı kentin çocukları’ adıyla bir koro çalışması başlatmıştık. Orada müzik çalışmaları yaparken Somar’la tanıştık. Somar orada müzik aşkıyla yanıp tutuşuyordu. Kendisi onunla tanıştığımız zaman İngilizce olarak bunu söyledi. O müzikle ilgilenmeye başlayınca dernek binamıza gelmeye karar verdi. Onunla kısa bir sürede müzik teorisi, klavye üzerine çalıştık. O sırada Somar İstanbul’da liseyi açıktan tamamlamaya karar vermişti. Şimdi de üniversiteye hazırlanıyor. Üniversiteye hazırlandığı süreçte de bizden zaman zaman takıldığı konularda yardım istiyor. Hedefleri var Somar’ın, hayatta sahip olmak istediği, ulaşmak istediği şeyler var. Onlardan vazgeçmiyor oluşu çok güzel bir hikaye. Engellerin ona engel olmadığını göstermesi çok güzel. Tek koluyla bir görseniz neleri başarıyor.”

ÜNİVERSİTEYİ KAZANACAĞINA EMİNİM

Somar’ın çabasını takdir eden Demir, onun üniversiteyi kazanacağından da emin. Demir, “Algısı çok yüksek, zeki bir çocuk. Müziğin teorisini ve ritmini hemen alıyor. Akşamları geliyor, yaz kış demeden yine geliyor. Korolarımıza katılıyor. Ritim çalışmalarımıza geliyor. Üniversiteyi kazanacağına eminim. Çabası takdire şayan” diyerek konuşmasını sürdürdü. Somar’ın eğitimine ilişkin yaptıkları dayanışma kampanyasından da bahseden Demir, “Gönüllülerimize bir destek çağrısında bulunduk. Somar’ın kurs maliyetlerini karşılayalım diye. Çünkü liseyi İstanbul’da açıktan bitirmiş. Üniversiteye gitmeyi çok istiyor. Ancak ders alacak imkanı yok. Böyle bırakamazdık. Sağ olsun gönüllü üyelerimiz çağrımızdan sonra hemen destek olmaya başladı. Üniversiteyi kazandığı zaman da ona bir org hediye etmeyi düşünüyoruz. Kazanması şart değil. Biz yine hediye edeceğiz orgu ama kazandığı zaman daha da anlamlı olur” dedi.  

ÖTEKİLEŞTİRME EĞİLİMİ VAR

Toplumumuzun Suriyelileri ötekileştirdiğine ve onlar hakkında çıkan asılsız haberlere değinen Demir, “İnsanoğlunun genelde bir ötekileştirme eğilimi var. Bugün Suriyeliler var, o olmazsa Afganlar olabilirdi, onlar olmazsa kadınlar olabilirdi. Biz dernek olarak sadece müzik yapmıyoruz. Toplumda dışlanan kesimlere yönelik dayanışma çalışmalarımız var. Bu çalışmalarla doğrudan insanlara meta olarak yardım etmeyi değil, toplumda uyandırılacak farkındalığı hedefliyoruz, o mağdur insanların “bizi düşünüyorlar, bize insan olarak değer veriyorlar, biz varmışız” demelerini sağlamak istiyoruz. Suriyeliler üniversitelere sınavsız giriyor, onlara burslar veriliyor, onlar yüzünden iş imkanımız kalmadı, her yerde onlar çalıştırılıyor, yaşanan bir suç olduğunda “Suriyeliler yaptı” söylemleri artık çok iğrençleşti. Onlara ilişkin ciddi bir bilgi kirliliği var. Yıllardır mülteci çalışmaları üzerinde duruyoruz. Ben ilk defa Suriyeli olup da üniversiteye giden kişi olarak Somar’ı tanıyacağım. Onlarında kendilerine göre girdikleri bir sınav var elbet. Tıpkı yurt dışında eğitim almaya giden Türk öğrencilerinin girdiği sınavlar gibi. Buraya gelen birçok Suriyeli çocuk okulu bırakmak sorunda kaldı. Kimi Türkçe bilmediği için kimi maddi durumu el vermediği için kimi de bilmedikleri bir vatanda dışlanmaktan korktuğu için. Okuyanlarda hep geriden başlayıp okuyan öğrenciler. Örneğin Somar gibi. Somar sırf Suriye’de tamamlayamadığı bir yıl için burada birkaç yıl tekrar okumak zorunda kaldı. Hep bir dedikodu var. Böylece onlara karşı aşırı bir nefret söylemi oluşuyor. kendilerinden kaynaklanmayan bir savaştan dolayı burada yaşamak zorunda kalan bu insanlara karşı ön yargıların kırılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.  Yaşamak en temel hak. Bunun anlaşılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.