Bağımlılık içgüdüsünü tanımak gerekiyor

NİLGÜN TAZE

2004 yılında doçent olan ve aynı yıl Fransız Hükümetinin Charcot Bursu ile Strasburg’da Louis Pasteur Üniversitesi Fizik Biyoloji Enstitüsünde yapısal ve fonksiyonel beyin görüntüleme konusunda eğitim alan Prof.Dr. Ali Saffet Gönül, bir yıl süre ile Amerika Birleşik Devletleri’nde Stony Brook Üniversitesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Kliniği ve Brookhaven National Labarotory’de post-doc olarak çalıştı. 2007 yılının mayıs ayında Georgia’daki Mercer Üniversitesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Bölümüne klinik psikiyatri doçenti olarak atanmış, 2014 yılında aynı bölümde profesör olmuştur. European Neuropsychopharmacology kongrelerinde 3 kez poster ödülü alan Dr. Gönül, 2003 yılında bu kongreleri düzenleyen kolejin tarafından “fellowship” ödülünü̈ kazandı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Affektif Hastalıklar Birimi Öğretim Görevlisi ve Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ali Saffet Gönül her türlü bağımlılığın önüne mutlak suretle geçilmesi gerektiğini belirterek, “Bağımlılık zararlı olduğu bilindiği halde zarar veren alışkanlıkları devam ettirme içgüdüsü anlamına geliyor. Bu her insanın içinde var olan bir güdüdür ve eğer tanınıp kontrol altına alınmazsa bireyi yönetmeye başlar. Toplumumuzda artık oyun, TV, internet, yemek, sigara, alkol, madde bağımlılığı çok yaygın. Bu bağımlılıklara dur diyebilecek bir bilinç geliştirilemediği sürece bu bağımlıkların bireyleri avucuna alıp istediği gibi yönetmesi artık çok kolay” dedi.

YAŞAMA BAĞLILIK

İnsanın zayıf yönleri olduğunu ve bu zayıflıkları kabullenerek iyi tanıması gerektiğini ifade eden Gönül şunları söyledi: “Her şeyden önce her insanda var olan bağımlılık içgüdüsünü iyi tanımak gerekiyor. Bu güdünün nasıl insanı kendine zarar veren seçimlere yönlendirdiğini açığa çıkarmadan uyuşturucu ve tüm bağımlılık yapan alışkanlıklarla mücadele etmek imkansız. Bu mücadeleyi kişi kendi ile gerçekleştirir ve ancak kendi zayıf yönlerini tanıyarak bağımlılık yapıcı her türlü alışkanlığa karşı dur diyecek gücü kendinde bulabilir. Eğitim ya da polisiye tedbirler ile uyuşturucu kullanımının önüne geçebilmek mümkün değil. Hayatımızın seçimlerimizden ve sonuçlarından oluştuğunu görüyoruz. Bu nedenle bireyin kendini sürekli gelişime açık tutarak yeni şeyler öğrenmesi ve yaşama sevincini canlı tutacak aktiveleri seçmesi son derece önemlidir.”

ÖZDEĞER EKSİKLİĞİ

Uyuşturucu bağımlılığına iten nedenlerin özünü ortaya çıkartan bir örneklendirme yapan Gönül, “Goriller arasında alfa goril grup içerisinde baskın karakterdir ve en güçlü odur, ilk yemeği o yer ve tüm dişilerle çiftleşme hakkına o sahiptir. Alfa goriller hiçbir zaman kokainman olmaz ancak beta erkekler dediğimiz çekinik grup çok kolay kokainman olur. Ne zamanki bir beta gorili alfa goril haline dönüştürebilirseniz beta goril bağımlılıklarını bırakarak özgürleşir ve hayatını aktif ve baskın bir karakterle yaşamaya başlar. Yani insanlar önemli işler yaptıklarını düşünmediği ve kendilerini hayata ait ve yaşamla bağlantılı hissetmediği müddetçe hemen hemen her şeye çok kolay bir şekilde bağımlılık geliştirebilir. Yemek bağımlılığı da dahil olmak üzere ister internet, ister TV, ister madde, isterse alkol bağımlısı olsun bağımlılığın kökeninde doğru yaşamayı unutmak yatar.