TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Barodan çocuk haklarına destek

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından düzenlenen açıklamada Baro Başkanı Av. Aydın Özcan, Alperen’in ölümüyle ilgili yargılama ile yakından ilgilendiklerini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 21.11.2017 07:12
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Barodan çocuk haklarına destek

NİLGÜN TAZE

Çiğli’de 3 yaşındaki Alperen Sakin’in geçen Ağustos ayında kreş servisinde unutularak hayatını kaybetmesinin ardından açılan davanın ikinci duruşması dün yani 20 Kasım Dünya Çocuk Günü’nde başladı. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından Karşıyaka Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşma yapan Baro Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun davanın takipçisi olacağını belirtti. Basın açıklamasının Karşıyaka Adliyesi’nde yapılmasının nedeninin büyük bir ihmale kurban giden Alperen olduğunu açıklayan Özcan, “Bugün burada toplanma ve hukuki mücadele vermemizin sebebi Alperen’dir. Ciddi ihmaller sonucu gerçekleşen ve kamu vicdanında derin yaralar açan Alperen’in ölümüyle ilgili yargılama Karşıyaka Adliyesi’nde görülmektedir. Biz de İzmir Barosu olarak bu önemli davada yer almak istedik. Ailenin bütün yargılama aşamasında yanında olacağız ve Alperen’in haklarını sonuna kadar savunacağız. Dostluk, barış, hoşgörü olan bir dünyada yaşamaları dileğiyle çocuklarımızın ‘Dünya Çocuk Günü’ kutlu olsun” dedi.

ÖZEL İLGİ ALMA HAKKI

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde çocukların ayrıca özel ilgi ve yardım alma hakkına sahip olduklarını açıklayan Özcan “Çocuk hakları, kanunen ve ahlaki olarak her çocuğun doğuştan sahip olduğu sağlık, eğitim, yaşama, barınma, eşitlik ve korunma haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır. Dünyadaki ülkelerin tümünde çok güç koşullar altında yaşayan ve bu nedenle özel bir ilgiye gereksinimi olan çocukların bulunduğu bilinci ve çocuğun korunması, uyumlu gelişmesi, her halkın kendine özgü geleneklerinin ve kültürel değerlerinin taşıdığı önem göz önünde tutularak hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, 193 ülke tarafından kabul edilmiştir” ifadelerini kullandı.

AYIRIM GÖZETİLMİYOR

Sözleşmenin nerede doğduklarına, kim olduklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamakta olduğunu ifade eden Özcan, “Bu sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından onaylanan insan hakları belgesi olma özelliğine sahiptir. Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi gerekiyor. Çocukların bakımının toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi ile 20 Kasım 1959’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 10 maddeden oluşan ‘Çocuk Hakları Bildirgesi’ kabul edilmiştir” açıklamasını yaptı.

HAKLARA RAĞMEN İHLAL

Dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerine dikkat çekebilmek amacıyla 20 Kasım gününün Evrensel Çocuk Günü olarak kabul edildiğini açıklayan Özcan, “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinde yer alan hak ve özgürlüklerden çocuklar başta olmak üzere her insanın ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken gözetilmeksizin yararlanma hakkına sahiptirler. Bugün hala çocukların cinsel istismara uğradığından, küçük yaşta evlendirilmelerinden, fuhşa ve pornografiye maruz kaldığından, çalıştırılmaması gereken yaşta ya da kötü koşullarda çalıştırıldığından, kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğine sahip olamadığından bahsediyoruz” şeklinde konuştu.  

YASALAR UYGUN DEĞİL

Özcan, çocuk haklarına dair sözleşmeyi onaylayan devletlerin yasalarını sözleşmeye uygun hale getirmek zorunda olduklarını açıklayarak şu ifadeleri kullandı: “Bu nedenle korunma ihtiyacı olan çocuklarla, suça sürüklenen çocuklar hakkında ülkemizde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Çocuk Koruma Kanunu’na göre çocuk, daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişidir. Çocuk hakları alanındaki tüm düzenlenmelerde çocuğun yaşama ve gelişme hakkı, ayrımcılık yasağı ve çocuğun yüksek yararı ilkesi temel alınmıştır. çocuk haklarına dair sözleşmesinin ilke ve hükümlerinin çocuklarca ve yetişkinlerce etkili ve bilinçli kullanımı son derece önemlidir. Bu nedenlerle başta Milli Eğitim Bakanlığı olma üzere üniversitelere çok görev düşmektedir.”

SERVİSLE ULAŞIMA SON

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin hak ihlallerinde çocukların yanında olduğunu açıklayan Özcan, “Çocukların korunup geliştirilmesi gereken haklarını başında eğitim hakkı gelmektedir. Uygulamaya konulan son müfredat programıyla ilgili eleştirilerimizi basın açıklamasıyla yaptık. Bunlara ek olarak okul sayısının anaokullarından başlayarak arttırılması gerekmektedir. Böylece çocuklarımız ikili öğretimden kurtarılacaktır. Yerleşim alanları içinde kurulan okullar sayesinde servisle ulaşım ortadan kaldırılacaktır. Ülke çapında geleceğin teminatı olan kız çocukları mutlaka eğitime kazandırılmalıdır. Avrupa ülkelerinden kopuşu sağlayan farklı saat uygulamasından vazgeçilmeli ve çocukların refahı için çalışan annelere ek olanaklar sunulmalıdır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.