TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir gezi kitabından daha fazlası!

İlk kitabı olan“Doğu Ekspresinde Bir Kedi” ile özellikle Kuzey Doğu Anadolu şehirlerini anlatan Yazar Onur Çimen, okuyucusuna belgesel tadında bir kitap sunuyor

Haber Giriş Tarihi: 03.12.2016 09:04
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Bir gezi kitabından daha fazlası!

ÖZEL HABER-TANER UYANIKER

Kimya Mühendisi yazar Onur Çimen’in geçtiğimiz ay raflarda yerini alan “Doğu Ekspresinde Bir Kedi” isimli gezi kitabı üzerine yazarla hoş bir söyleşi gerçekleştirdik.

Çantasını sırtlanarak trenle yolculuğuna başlayan Çimen, Kurtuluş Savaşı’nın öncü şehirleri olan Amasya- Sivas- Erzurum hattında ilerleyerek Anadolu’nun ücra köşelerine kadar ilerlediği gezisinde; 12 şehir ve 8 yerleşkeyi tarihi ve kültürel bir yapıdan ele alıyor. Yazar edebi bir tarzda kaleme aldığı gezi kitabında okuyucusuna o şehirleri gezmiş hissini büründürüyor.

OSMANLI VE SELÇUKLU

Kitabını yazma düşüncesinin Atatürk’ün bulunduğu şehirleri görmek için gittiği Selanik ve Sofya’da aklına düştüğü belirten Yazar Onur Çimen, “Orada gördüğüm herkes gördükleri yerlerle ilgili günlük tutuyordu, ben ise sadece fotoğraf çekmekle yetiniyordum. Doğum yerim olan Erzurum’u ziyaret etmeyi düşünüyordum. Bu ziyaretime Kuva-i Milliye yolculuğu adı altında Amasya-Sivas-Erzurum hattı üzerinde ilerleme düşüncesi ve bunu bir kitaba aktarma isteğiyle kitabıma başladım. Yolculuğa başladıktan sonra bu yavaş yavaş Kuva-i Milliye yolculuğundan çıktı. Osmanlı dönemini, Selçuk dönemini hatta yer yer Bizans dönemini arkeolojik anlamında incelediğim bir kitaba döndü. Ayrıca kitabımda Mevlevilik ve Bektaşilik tarikatlarını daha detaylı ele aldım. Dönüş yolumu da Ağrı-Doğu Beyazıt ve Van üzerinden yaptım. 12 şehir 8 yerleşkeyi kitabımda derinlemesine inceledim. Doğu Anadolu’nun kuzey bölümünün ise daha ağırlıklı olduğunu söyleyebilirim” dedi.

ANADOLU’DA İNSANLAR DAHA SICAK KANLI

Yolculuk esnasında Anadolu insanının sıcak kanlılığının kendisini etkilediğini ifade eden Çimen, karşılaştığı anılarını ise şöyle aktardı: “Bitlis’in köylerinden tren ile geçerken yanımda anne-oğul vardı. Onlar yiyecek bir şeyler ortaya çıkardılar. Beni yemeğe buyur ettiler. Aç olmadığımı ileterek teşekkür ettim. ‘Sen yemezsen bizim boğazımızdan geçmez’ dediler. Bende tok olmama rağmen onları kırmamak için eşlik ettim. Ne kadar büyük şehirlerde ilişkiler bireyselleşse de Anadolu da bu ilişkiler daha sıcakkanlı. Onun dışında bir Kürt beyiyle karşılaşmıştım. Türkçe bilmiyordu. ‘Siz bu ülkenin aydın insanlarısınız bizi geliştirecek olan sizlersiniz’ deyip beni köylerine davet edip kuzu kesmeyi teklif etmişlerdi. Güzergahımın dışındaydı ama o misafirlikleri ve yaklaşımları beni çok etkiledi.” Ayrıca Çimen, bazı yerlerde kendisini ajan ya da gazeteci olduğunu sandıklarını ifade etti.

İLETİŞİME GEÇMESİ GEREKİR

İzmir’den Iğdır’a kadar tüm toprakların bizim alanımız olsa da bilmediğimiz yerin bizim olamayacağının altını çizen Çimen, “Mümkün oldukça insanların diğer şehirlerde ki hayatlarla iletişime geçmesi gerekir. Yoksa memleketimizin sadece yaşadığımız yer olarak kalacağını düşünüyorum. Bir de doğuya gittiğimde gözlemlediğim durumlardan birisi birilerinin empoze etmeye çalıştığı Kürt-Türk çatışmasının olmamasıdır. Ben bir Türk olarak gittiğim yerlerde güvenliğime karşı herhangi bir tehdit almadım” diye konuştu.

“HER ŞEHRİN KENDİNE HAS KÜLTÜRÜ VAR”

Her bölgenin, her şehrin kendine has bir kültür yapısı olduğunu söyleyen Çimen, “Nezaketen İzmir’e berbere gittiğinizde ‘Beni tıraş edebilir misiniz?’ dersiniz. Bu zamanın var mı? Yer var mı? anlamına gelir. Bunu Erzurum’da bir berbere söyledim. Berber bana sert bir şekilde bakarak ‘Yani biz tıraş yapmasını bilmiyor muyuz?’ dedi. Yine Erzurum’da nargile közünde başkası sigarasını yakarsa bu büyük bir terbiyesizlik olarak algılanıyor. Yaratılan algılar şehre göre değişiyor” diye konuştu.

BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN ŞEHİR KARS

Gittiği şehirlerden bazılarının kendisini olumlu anlamda şaşırttığını belirten Çimen, yolculuk boyunca unutamadığı anekdotları şöyle anlattı: “Malatya’ya gitmeden önce orayı küçük bir şehir sanmıştım. Ama gittiğimde görkemli bir şehir ile karşılaştım ki doğunun batıya, batınında doğuya açılan kapısı olarak lanse ediliyor. Her ilçesi de ayrı bir tarih kokuyor. Beni en çok etkileyen şehir ise Kars oldu. Sivas ve Erzurum’dan sonra öyle bir Kars beklemiyordum. Kars’ta Rus evlerini görmem, dikdörtgen caddelerin olması ve bunların Osmanlı ve Selçuklu eserlerine göre daha fazla ayakta kalabilmiş olması beni etkiledi. Kars kalesine çıkarken o manzara görülmeye değer. Ermenilerin, Müslümanların, Musevilerin bu şehirde yaşadıkları kendisini çok fark ettiriyor. Erzurum’da Yakutiye Medresesi var. Gördüğüm en güzel medrese çok ta güzel restore edilmiş. O kültürel düzenlemeleriyle gerek anlatımıyla gerek akustik yapısıyla da vatandaşlara sunulmuş. Gördüğüm medreseler arasında en güzel medrese diyebilirim.”

İKİ KİTAP DAHA GELİYOR

Kimya Mühendisi olarak toplumun kimyasına, hayatına dokunmak istediğini belirten Çimen, “Kendi sosyal ve kültürel değerlerimizi farklı bir tarzla; bir belgesel tadında insanın yaşamına dokunarak, o şehrin mirasını, kültürünü, tarihini anlatarak, insanlara nasıl bir ülkede yaşadığımızı görme isteğinin perçinlenmesini sağlamaya çalıştım. Kuş ve Balık tiplemeleriyle Orta Anadolu ve Batı Anadolu ayrı ayrı anlatan diğer projelerimde var. İzmir’de yaşayan kişi Iğdır’a uzak kalmasın istiyorum. Gezi kitapları var ama ben bunu belgesel anlatımında yapmak istedim” dedi.

Onur Çimen Kimdir?

Onur Çimen, Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü mezunudur. Doğum yeri 1987 Erzurum’dur. Memleketi ve kütüğe bağlı olduğu yer Konya’nın Ilgın ilçesidir. İlk ve orta eğitimini Karaman’ın Ermenek ilçesinde, lise ve üniversite eğitimini İzmir’in Bornova ilçesinde tamamlar. Lisans eğitimi boyunca özellikle kültür sanat kolektifleri, Anadolu kültürü, tarihi, milli mücadelesi, sanatı ve edebiyatıyla ilgilenir. Arkadaşlarıyla birlikte fikir sahibi olduğu Ulusal Kimya Mühendisliği Öğrenci Platformu’nu kurar. Aynı zamanda kapanan Vizyon Atölyesi Tiyatro Topluluğu’nda genel koordinatörlük yapıp birkaç oyunda rol alır. İzmir Bü- yükşehir Belediyesi Nazım Hikmet Tiyatrolar Buluşması Koordinasyon ekibinde bulunarak çok sayıda tiyatro oyununu izleme, edebiyat söyleşine katılma ve birçok sanatçı ve yazarla tanışma şansına sahip olur. Gelişen süreç içerisinde Kültür-Sanat üzerine yazılar yazıp çeşitli radyo söyleşilerinde konuk olarak bulunur. Meslek platformunun gelişim sürecinde Halk TV’de söyleşi konuğu ve Ulusal Kanal’da haber olmak üzere çeşitli basın odalarında yer alır. Kendinden sonra gelen ekiplerin organizasyonlarını takip ederken de çeşitli Anadolu şehirlerini gezme fırsatı bulup başta bitirme tezi olan eski eserlerin kimyasal korunumu olmak üzere birçok sosyokültürel alanda çalışmalarda bulunur. Bu çalışmaların sonucu olarak Toplumun Kimyası olarak düşündüğü serisinin ilk ürünü olan Doğu Ekspresi’nde Bir Kedi adlı çalışmayı kitaplaştırır. Halen Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÖF) Uluslararası İlişkiler bölümünde eğitimini sürdüren Onur Çimen, mesleğinin yanı sıra müzik ve satranç ile ilgilenmektedir

Kitabın Sunay Akın’ın Kaleminden Arka Kapak Yazısı

Yüzyıllar önce haritalar ressamlar tarafından yapılırdı. Ve bir haritayı boyayacak olan ressam, eline paleti ve de fırçasını almadan önce gezginlerin kitaplarını okurdu. Ressam, haritayı önce bilgiyle beynine resmederdi.

Onur Çimen'in gezi kitabını okurken, boş bir tuval karşısında harita çizecek bir eski çağ ressamı olarak hissettim kendimi. Bir gezgin olarak Onur Çimen, her dakikası dolu dolu geçen bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Çimen'in yolculuğu televizyon kanallarında çokça rastladığımız yüzeysel gezi programlarının çok uzağında. Her şeyden önce müze gezen bir yazar var karşımızda. Bir kentin müzelerini ziyaret etmek, o kentin tarihine, hafızasına, kültürüne saygı duymak demektir. Yabancısı olduğunuz bir kentte müzeleri gezdikten sonra adım attığınız sokaklar, bir kitabın sayfalarıdır artık. Onur Çimen yolculuğunu müze ziyaret ederek koca bir kütüphaneye dönüştürmüş. Bir kitapçının “gezi” raflarına bakınca, içlerinde oteller, lokantalar ve alışveriş yerlerinin anlatıldığı kitaplar görürüz. Çimen'in kitabı çarşaf ve tabak kültürünün çok ötesinde gezdiği kentlerin öyküleriyle buluşturuyor okuru. Onur Çimen'i okuduktan sonra, anlattığı kentleri yeniden görmek isteğine kapıldım. Yeniden görmek isteği… Evet, sanırım gezginin hedefine ulaştığını gösteriyor bu yazdığım!

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.