TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Büyüme tahmini yüzde 5

Yılsonu ekonomik büyümenin yüzde 5 ve üzerinde olacağını ifade eden ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Yönetici Direktörü Dr. Vedat Mizrahi, FED’in aralık ayında bir faiz artırımı yapmasını ve bu artırımın gelecek yılda da devam edeceğini belirterek, “Türkiye yüksek faizli ortama alışmalı” dedi

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2017 07:24
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Büyüme tahmini yüzde 5

KENAN YEŞİL - ÖZEL HABER

ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Yönetici Direktörü Dr. Vedat Mizrahi, Türkiye ekonomisinin performansına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2009-2013 yılları arasında Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda gerekli reformların yapılmadığı ve bu yüzden ekonomik büyüme, beklentilerin altında gerçekleştiğini söyledi. Türkiye global anlamada enflasyon oranının en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesi olduğuna değinen Dr. Mizrahi, şu anda 10,7 olan enflasyonun yıl içerisinde yüzde 12’li seviyeleri gördüğünü ve yılsonunda 9,7’lik enflasyon oranı öngördüklerini belirtti. Dr. Mizrahi, Türkiye’nin en zayıf noktasının cari açık olduğunun altını çizdi. 2009’dan bu yana ilk defa çeyreksel bazda küçülmenin 2016 yılının üçüncü çeyreğinde olduğunu aktaran Dr. Mizrahi, bu küçülmenin ana sebebi olarak o dönemde yaşanılan darbe girişiminin ekonomiye etkisi olduğunu vurguladı. Yılsonu ekonomik büyümenin yüzde 5 ve üzerinde olacağını ifade eden Dr. Mizrahi, 2018 yılında ise 2017 yılındaki gibi bir büyümenin olmayacağını ve hükümetin 2019 yılındaki yapılacak olan seçimlere kadar ekonomik büyümeyi hızlı tutacağını beklediklerini sözlerine ekledi.

REFORM YAPILMADI

Türkiye ekonomisinin performansına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Yönetici Direktörü Dr. Vedat Mizrahi, gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentilerinin 2013’teki beklentilerin altına düşmeye başladığını söyledi. 2009-2013 yılları arasında Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda gerekli reformların yapılmadığını vurguladı. Yıllık ekonomik tahminler yaparken Türkiye ekonomisini etkileyebilecek önemli faktörleri göz önüne aldıklarını belirten Dr. Mizrahi, “Global faktörlerden petrol fiyatı çok önemli. Önemli bir petrol ithalatçısı olduğumuz için petrolün bize hem cari açık tarafında hem de enflasyon tarafında petrol fiyatının hangi seviyede olduğu bizi çok etkiliyor. Cari açık üzerinden kuruda etkilediği için aynı zamanda enflasyona da etkisi oluyor ve bu açıdan önemli. İkinci tahmin ise 2009 krizinden evvel çok konuşmadığımız kopadent, 2009 krizinden sonra gelişmiş olan ülkeler merkez bankalarının desteği ile ekonomilerini canlandırma çabasına giriştiler ve bu sayede ciddi anlamda faiz oranlarını düşürdüler. Aynı zamanda bilanço genişletmeyi de kullanarak piyasalara inanılmaz bir likidite pompaladılar. Bu likidite 2009-2013 yılları arasında Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda ciddi bir ralli başlattı. Tabi yine Türkiye’nin içinde bulunduğu bu ülkeler reformları göz ardı ettiler ve likidite konduğunda politik problemler, ekonomik yavaşlık ve benzeri problemler yaşayarak gelişmekte olan ülkelerin büyümesi 2013’teki beklentilerin altına düşmeye başladı. Türkiye’de de benzer bir yavaşlamayı gördük” dedi.

PİYASALARI ETKİLEYECEK FAKTÖR

Son bir senedir FED’in faizlerde bir normalleşme süreci izlediğini ifade eden Dr. Mizrahi, yavaş yavaş kademeli olarak faizleri artırdığını dikkat çekerek, “Amerikan ekonomisi istedikleri gibi düşük faiz ortamından fayda sağlayarak canlanmaya başladı. İşsizlik oranı düşüyor, enflasyonun yükselmesini bekliyorlar. Ekonomik büyüme de hızlanmaya başladı. Şu anda kaçınılmaz olarak gördüğümüz, Türkiye bütün piyasaları etkileyecek en önemli faktörlerden bir tanesi. Bunun dışında global merkez bankalarının faiz politikalarına paralel olarak da bizim Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın faiz politikası tabi ki burada çok önemli. Doğal denklem faizin yüksek olduğu yerde insanlar daha çok yatırıma değil tasarrufa yöneliyorlar. Tasarrufa yöneldikleri zaman da ekonomi küçülüyor. Ama bizim hükümetimiz ve içinde bulunduğumuz ülke yapısı yani iş gücü yaratma ihtiyacı nedeniyle ekonomik büyümeyi belli bir seviyenin üzerinde tutmamız gerekiyor. Farklı çalışmalar var ama yüzde 3’ün altında ekonomik bir büyüme işsizlik oranını artırıcı yönde etkiliyor. Keza 2016 yılındaki yavaşlamadan işsizlik oranın ne kadar artığını Aralık ayı itibariyle gördük. Bu seneki toparlanmaya beraber işsizlik oranı tekrar aşağı iniyor” ifadelerini kullandı.

Amerikan Merkez Bankası’nın aralık ayında bir faiz artırımı yapmasını ve bu artırmayı önümüzdeki yılda da devam ettirmesini beklediklerini değinen Dr. Mizrahi , “Global olaraktan faiz oranları artacak bu sadece Amerika’da değil diğer toparlanmaya başlayan bölgelerde, Avrupa Birliği tarafında da yavaş yavaş faizlere yukarı yönde yansıyacaktır. Tabi ki başka ülkelerde artan faiz gelişmekte olan ülkelerde de bir faiz baskısı yaratacaktır. O yüzden de bizimde daha yüksek faizli ortama alışmamız gerekiyor” dedi.

ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 9,7

Faizin ikinci belirleyici en önemli faktörü ise enflasyon olduğunu aktaran Dr. Mizrahi, enflasyon oranı ne kadar düşükse faiz oranını da o kadar düşük belirlenebileceğini. Maalesef Türkiye global anlamada enflasyon oranın en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesi. Şu anda 10,7 olan enflasyon yıl içerisinde yüzde 12’li seviyeleri gördü. Öngörümüz yılsonunda 9,7’lik enflasyon oranı. Enflasyonu etkileyen bir diğer etken de ekonomik büyüme. Ekonomik büyümeniz ne kadar hızlı olursa enflasyonist baskıda o kadar yüksek oluyor. Çünkü arz ve talep dengesinde, talebin arttığı bir ortamda fiyatların yukarı doğru gitmesi çok doğaldır. O yüzden büyümenin hızlanmasına ilişkin bir enflasyon oranıyla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“CARİ AÇIK EN ZAYIF NOKTAMIZ”

Türkiye’nin en zayıf noktasının cari açık olduğunun altını çizen Dr. Mizrahi, “Türkiye’nin belli zayıf noktaları var; en zayıf noktamız on yıllardır konuştuğumuz cari açık. Uzun vadeli yatırımlarla finanse etmek zorunda olduğumuz bir cari açığımız var. Cari açısında ekonomik büyüme ile pozitivist bir ilişkisi var. Şu andaki ekonomik büyümedeki artışa paralel olarak da cari açıkta da bir genişleme görüyoruz. Bu önümüzdeki dönemlerde tekrar karşımıza problem olarak çıkmaya devam edecek” değerlendirmelerinde bulundu.

EKONOMİDE TOPARLANMA

2017 yılında Türkiye ekonomisinin hızlı bir şekilde toparlanmaya başladığını dikkat çeken Mizrahi, Türkiye ekonomisinin 2012 yılından bu yana çeyreksel olarak büyümede tek negatifliği yaşadığı dönemin darbe girişimini yaşadığımız 2016’nın üçüncü çeyreği olduğunu belirterek üçüncü çeyrekte ekonomik küçülme yaşandığını söyledi. Reel olarak 2016’da ilk defa 2009’dan bu yana çeyreksel bazda küçülme yaşandığını anlatan, “Bunun temel nedeni temmuz ayında yaşadığımız darbe girişiminin ardından reel sektör ve tüketici güvenin çok ciddi oranda düşmesi, piyasadaki likiditenin ortadan kaybolması, insanların hem harcamayı kesmesi hem de elindeki parayı tutabilmek için tedarik zincirindeki tedarikçisine para ödememesi nedeniyle zincir halinde ortaya çıkan bir likidite problemi küçülme sebepleri arasında yer alıyor. Likidite problemi farklı sektörleri de ham madde alamama, büyüyememe, yatırım yapamama ve daha fazla üretim yapıp satamama olaraktan etkileyerek ekonomik büyümeye negatif olaraktan etkiledi. 2017’nin ilk çeyreğine baktığımızda ise çok hızlı bir toparlanma görüyoruz. Buradaki en önemli faktörde hükümetin aldığı çeşitli politik kararlara bağlamakta doğru olacaktır. Belli sektörlerde yapılan vergi indirimleri, kredi garanti fonun etkisi ve devam eden devlet harcamaları bu hızlı toparlanmaya neden oldu” ifadelerini kullandı.

BÜYÜME TAHMİNİ

Ekonomik büyüme tahminlerini paylaşan Dr. Mizrahi, “Birinci çeyrekte yüzde 5,2, ikinci çeyrekte yüzde 5,1 büyüdük. Üçüncü çeyrekle ilgili bizim öngörümüz yüzde 6’lık bir büyüme dördüncü çeyrekte ise baz etkisinden dolayı yüzde 4 düşecek ve yılı yüzde 5’in üzerinde bir büyüme ile kapatacağımıza inanıyoruz. Bu yüzde 5’lik büyümeyi ise belirli sektörlerde hissedildi, belirli sektörlerde hissedilmedi” şeklinde konuştu.

2018 yılında Türkiye’nin ekonomik büyüme tahminlerini de aktaran Dr. Mizrahi, “2018 yılında ise 2017’deki gibi aynı hızda bir ekonomik büyümenin sürdürebilir olamadığını öngörüyoruz. Önümüzdeki sene için yüzde 3,5 bir büyüme öngörüyoruz. Hükümetin 2019 seçimlerine kadar ekonomik büyümeyi hızlı tutacağını bekliyoruz” dedi.

İŞSİZLİK ORANI

2016 yılındaki sıkıntılı işsizlik ortamının 2016 sonu itibariyle işsizlikte çok ciddi bir artışa neden olduğunu ve daha sonraki toparlanmayla birlikte işsizlik oranın yüzde 10,2 seviyesinde olduğunu belirten Mizrahi, “Bunda da ciddi bir sezonsallık var. Mayıs ayında dip yapıp daha sonra tekrar artmaya başlar. Önümüzdeki aylarda iş gücü yaratma kapasitemiz artmış olsa bile işsizlik oranında çift haneli seviyelerden ayrılmamız şu an zor gözüküyor” diye konuştu.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.