TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çözüm bekliyorlar

Geleceğin Mali Müşavirleri Derneği’nin kurucu başkanı Tolga Yazar ve şimdiki başkanı Pınar Dereli, mali müşavirlerin tahsilat sorunu çözülürse devletin de vergi gelirlerinin artacağını belirterek, çözümünün modern bankacılıkta olduğu söyledi

Haber Giriş Tarihi: 19.11.2017 08:45
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Çözüm bekliyorlar

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER

Sektördeki zorlukları bilen ve yaşayan, aday meslek mensuplarının da aynı zorlukları yaşamaması için yola çıkan Tolga Yazar Geleceğin Mali Müşavirleri Derneği’ni genç arkadaşları ile birlikte kurarak genç mali müşavirlerin İzmir’de dernekleşmesini sağladı. Kurucu başkan Tolga Yazar ve şimdiki başkan Pınar Dereli; derneğin çıkış öyküsünü, çalışmalarını, yürüttükleri faaliyetler ve hedefleri hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

Mali müşavirlerin sivil toplum alanında bu kadar yalnız ve sadece oda olarak savunulmasını kabullenemedikleri için Geleceğin Mali Müşavirleri Derneği’ni kurduklarını belirten Kurucu Başkan, Yazar, “İkinci tespitimiz ise 3 yıl boyunca staj yapan meslek mensubu arkadaşlarımız Oda’ya üye olamıyorlar. Biz bunu da kabul edilemez olarak gördük. Çünkü aday meslek mensubu arkadaşlarımızın 3 sene sırtını yaslayacağı bir yer yok. 3 yıl çok zor geçiyor. Bu sebepten ötürü aday meslek mensubu kardeşlerimizin de başkan bile olabileceği bir dernek kuralım diye yola çıktık” dedi.

MESLEĞİMİZİ GELECEĞİN MESLEĞİ OLARAK GÖRÜYORUZ

Derneğin ismine bakınca Geleceğin Mali Müşavirleri denince mali müşavir olmamış gibi algılandığına dikkat çeken Yazar, “Türkiye’de henüz hak ettiği konuma geldiğini düşünmediğimiz için hem de mesleğin geleceğinin parlak olduğunu düşündüğümüz için bu ismi koyduk. Türkiye’nin müreffeh medeniyetler ulaşması hedefleri varsa bizim mesleğimizin de gelecekte çok daha iyi olmasına ihtiyacımız var. Gittikçe sistem otomatikleşiyor. Akıllı yazar kasa ve e-fatura ile muhasebe işleri kolaylaşırken vergi ve hukuk işleri ise durmaya devam ediyor. Vergi danışmanlığı, sosyal güvenlik danışmanlığını emeklilik planlamasını size bir makine yapamaz. Mali müşavirlere her zaman ihtiyaç olacak. Bu iş biraz da terzilik işi gibi. Makinalar terzilerin işini almadı. Bizim ömrümüz terzilerden daha da uzun olacak. Çünkü biz mesleğimizi geleceğin mesleği olarak görüyoruz. Aday meslek mensubu kardeşlerimizi eşit olarak kabul eden ve gören bir derneğiz” diye konuştu.

MESLEĞE GİRME ŞARTLARI ZORLAŞTI

Mesleğe girme şartlarının gitgide güçleştiğinin altını çizen Yazar, “Bugün yeni mali müşavirler 3 yıl staj yapmak zorunda ben 7 dersten sınava girdim arkadaşlarımız 8 dersten girecek. Süreç zorlaşıyor. Kalite giderek yükseliyor. Ancak bu maalesef atamalı kurumlara yeterince yansımıyor. Önce mesleğe girme şartları zorlaştı. Ardından bazıları 3 yıl bazıları 2 yıl staj yaptı. Sonra yeterlilik sınavından geçtik. Bu yollardan geçerek meslek yönetimine dahil olabilen arkadaşımız yok denecek kadar az. Temsilde bu yönden de adaletsizlik var. Bu sınavları bu barajları önümüze koyan abilerimiz bu yollardan geçen kişiler değil. Mali müşavir olmak için üniversite mezunu olmak zorundayız. Bizde herkes mekteplidir. Biz akademik meslek icra eden beyaz yakalılarız. Bu sebeple ortaya çıktık” şeklinde konuştu.

MESLEKTE USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ ÖNEMLİ

Yazar, mesleğin akademik bir meslek olmasından dolayı usta çırak ilişkisinin çok önemli olduğunu belirterek, “Bu durumu muhafaza eden az sayıdaki mesleklerden birisiyiz. 40 pınar pehlivanları gibi. Bizde üstat önemlidir. Sonuçta bizi yetiştirenler bizi var edenler, bizi bu meslekle alakalı ilham verenler, baba yarısıdır. Anne yarısıdır. Bizi yetiştirdiler. Bizim için çok önemlidirler. Baba ile oğul rekabet eder. Oğullar babalarını daha doğrusu çocuklar ebeveynleri geçebilecek ki meslek ilerlesin. Bizim onları geçmemizi yürekten istiyorlar. Tabi bunu hakkımızla alacağız. Farklı kuşakların insanları olmamız sebebiyle onların meslek ve aday meslek mensubu oldukları dönemle bizim meslek mensubu olduğumuz dönemler arasında farklar var. Bir kuşak çatışması ister istemez oluşuyor. Usta çırak ilişkisi muhafaza ediliyor ama mutlaka rekabet ve çatışma olacaktır. Yeter ki bu mesleğe uygun nitelikte ve kalitede olsun. Bizim sadece fikirlerimiz çatışıyor. Yoksa hepsinin başımızın üstünde yeri var” ifadelerini kullandı.

HİÇBİR GÜVENCEMİZ YOK

Yurt dışındaki bir vatandaşın vergi bilincine bakışı ile Türkiye’de yaşayan vatandaşların vergi bilincine olan bakışın bir olmadığına değinen Yazar, “Dolayısıyla bizim yaptığımız iş vergi üstüne olduğu için vatandaşın, memurun, işçinin ve sermaye sahibinin vergi ödevine bakış açısı istenen seviyede olmadığı için meslektaşlarımız saygı görmüyorlar. O yüzden biz mesleğimiz ile ilgili saygı görmede sıkıntı yaşıyoruz. Meslektaşlarımız meslekleri ile ilgili hak edişlerini almada sıkıntı yaşıyor. İdare de bu işin sıkıntısını yaşıyor. Siyasi irade bu durumu düşünür ancak İdare düşünmez. İdare bu vergi vatandaşın borcu bunu ben alırım deyip işin içinden sıyrılır. Yani yasada çeşitli aksaklıklar var. Düzenlemeler hep dağınık olarak var. İşin mükellef tarafına baktığımızda ise mükellef de aman af çıkar nasıl olsa öderiz diye düşünen mükellefler var. Mükellef ile idare arasında ise biz varız. Bizim yaptığımız işi hizmeti kim alıyor? Mükellef mi alıyor İdare mi alıyor? Mükellef bu işi istemeye istemeye yapıyor. Mükelleften paramı almam için eğilip bükülmemem gerekiyor. Yanlışını da söylemem gerekiyor. Ancak burada İdare benim alacağımı güvence altına almıyor. Bizim adımıza hiçbir güvence yok” ifadelerini kullandı.

TAHSİLAT SORUNUMUZ VAR

Yazar, meslektaşlarının emeğinin hakkını alamamanın ifadesi olarak tahsilat sorunu yaşadıklarına dikkat çekerek, “Bizim verdiğimiz hizmetin niteliği devletimizin egemenlik hakkına dayanarak kamusal bir hizmettir. Bu konuda uzman olmayan mükellefe hizmet veriyoruz. Mükelleflerle devlet arasında köprü görevi görüyoruz. Aslında hizmeti mükellef kadar devlete de vermiş oluyoruz. Fakat biz bu mesleği vergi bilinci vergi uyumu çok yüksek olmayan bir ülkede yapıyoruz. Bu bağlamda vergi mükellefini yaptığımız kişiler hizmetin ücretini ödemede çok istekli davranmıyorlar. Bugünün Türkiye’sinin realitesi bu. Bugün biz mükelleften bunun karşılığını almakta zorluk yaşıyoruz. Devlette haklarımızı güvence altına alma noktasında somut adımlar atmak zorunda kalmadığını düşünüyor. Mali müşavirlerin alacakları ile alakalı bir işlem yapmıyor. Yapılacak bir yenilik veya alınacak bir önlem devletinde yararına olacaktır” dedi.

HANTAL YAPI YENİLENMELİ

Mali müşavirlik mesleğinde bağımsızlık standardının olduğuna dikkat çeken Yazar, “Ben mevzuat ne derse ona bakarım devlet yanlış yaparsa ona yanlış mükellef yanlış yaparsa ona yanlış yapıyorsun demem gerekir. Mükelleften paramı alamadığım durumda ise devlet ver icraya al paranı diyor. Noterin ve avukatın durumu öyle değil. Avukatları baz alırsak eğer avukat vekalet ücretini almadığı davaya girmez. Kimse niye girmedin diyemez ona. Ben sözleşmeyi yapıyorum ve işi yapmak zorundayım. Ülkeye değecek sihirli bir değnek yok. Hantal yapıyı yenilemek lazım. Dünya eski dünya değil. Çağın gereklerine uygun hale getirmek gerekir. Mevzuat ile ilgili çalışmaların yapılması gerekiyor. Mükelleften, mali müşavirin hakkı korunmalıdır” diye konuştu.

İTİBAR SORUNU BİRÇOK SORUNU DOĞURUYOR

Mesleğin imajını düzeltmek istediklerine değinen Yazar, “Yeşilçam filmlerindeki mali müşavirlere bakalım gencecik bir mali müşavir 50 kuruşun peşinde koşuyor. Tahsilat sorunundan bahsettim. Mükellef size saygı duyarsa hakkınızı ödeme konusunda itiraz etmez diye düşünüyorum. İtibar sorunu birçok sorunu doğuruyor. Defterini tuttuğumuz esnaf, girişimci ve vatandaşlarımız mesleğimizin donanımımızın ve örgütlülüğümüzün hakkımızı alma konusundaki azmimizin farkına varırsa itibarda, tahsilatta, kamuyla veya kimle görüştüğümüzde sorunumuzun çözülme ihtimali artar” diye konuştu.

HAKSIZ REKABET SORUNUMUZ VAR

Yazar, meslekte istenen kalitede bir imajın olmadığının altını çizerek, “Meslekte haksız rekabet ile ilgili durumlarla da karşılaşıyoruz. Meslek tarifemiz bizim istediğimiz seviyede değil bir de o tarifenin altında alan var. Mükellefe göre muamele var. Ben şimdi 100 TL almam gerekirken komşumdan 80 TL alıyorsam bu haksız rekabet oluyor. Meslek bana şunu diyor. Ücretini alamadığın gerekçesiyle sözleşmeni feshet beyanname düzenleme diyor. Adam paranın belini kırmış yüzlerce defteri var. Gel ya 80 TL’den senin defterini de alayım diyor. Böyle imparatorluklar var. Bin tane defteri olanı duydum. Bunlar hep iç içe geçmiş şeyler. Ben serbest meslek erbabıyım ya bende tahsilat esası geçerlidir. Tahsil etmediysen gelir vergisi vermezsin. Yürürlükteki KDV kanunu ise paranın alınıp alınmadığına bakmaz. İki aydır çalışıyorsunuz paranızı almadıysanız almadığınız paranın KDV’si size borç olarak yazılıyor. Mevcut sistemde parayı almadan makbuz kesiyorum, KDV’de ise parayı almasam da makbuz kesiyorum. Bu ikisi arasındaki çelişkiden dolayı tahsil etmediğim paranın KDV’sini benden istiyor. Bir tahsilat sorununu çözsek haksız rekabete ihtiyacım olur mu? Bir tahsilat sorununun çözümü diğer sorunların çözümünde domino etkisi yaratır” şekline konuştu.

TAHSİLAT SORUNUNA MODERN ÇÖZÜM

Tahsilat sorununun çözümü için ortaya koydukları çözümün yeni şeyler olmadığını belirten Yazar, “Çözüm önerisinin birinde bir tane meslektaşım muhtasar beyannameler ile devletin mali müşavirin parasını da tahsil etmesini istiyor. Ben de gideyim vergi dairesinden paramı alayım diyor. Hepimiz hemfikir olsak da devlet ben daha kendi vergi alacağımı tahsil edemedim senin paranı nasıl tahsil edeyim diyecektir bize. Bir diğer çözümde ise oda bizim paramızı tahsil etsin deniyor. Oda ise bu durumda ben de kendi aidat borcumu alamıyorum diyor senin mükellefinin peşinde mi koşacağım diyor. Eleştirisi en zayıf çözüm ise bu işin modern bankacılık işlemi ile halledilmesidir. KDV beyannamesindeki gibi muhasebe ücreti ödenmemiş ise beyanname sistemden onaylanmasın. Bende mükellefe diyeyim ki sen muhasebe borcunu ödemediğinden dolayı sistem senin beyannameni onaylamıyor diyeyim. Tıpkı araç alım-satımında olduğu gibi olsun. Bu işin en iyi en modern çözümü bu. Ancak bu yöntem siyasi irade gerektiriyor. Bunu meclisin yasak düzenleme ile yapması gerekiyor. Siyasi irade de milyonlarca esnafı mali müşavirler için karşısına almaz. İddia ediyorum mali müşavirlerin tahsilat sorunu çözülsün devletin vergi gelirleri artar” şeklinde konuştu.

TEMEL SORUNUMUZ VERGİ BİLİNCİ

Mali müşavirlerin aydın ve akil kişiler olduğuna dikkat çeken Yazar, “Bizim temel sorunlarımızdan biri vergi bilincidir. Vergi uyumu düşük bir ülkede vergi konusunda mükelleflere hizmet vermeye çalışıyoruz. Demek ki meslek çevresini iyileştirmek adına yapılması gereken çalışmalardan bir tanesi mükelleflerin vergi bilincini yükseltmektir. Biz serbest muhasebeci mali müşavirler olarak Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi ve SGK gibi kilit kurumlar ile sürekli iletişim halindeyiz. Bizim birbirimizle olan güçlü çalışmalarımız tüm ticaret sektörünü etkileyecek niteliktedir. Bunlarla ortak çalışmalar yapıp Türkiye’de vergi bilincinin arttırılmasını sağlamalıyız. Burada ilk elden kendimizi sorumlu hissediyoruz” diye konuştu.

KADINLARIN SOYADI ÖNERGE BAŞARISI

Geleceğin Mali Müşavirleri Derneği’nin ilk kadın başkanı Pınar Dereli ise TÜRMOB ikinci olağanüstü genel kurulunda kadın mali müşavirler ile ilgili önemli bir kararı aldıklarını söyledi. Geçtiğimiz haziran ayında divana münferit bir önerge sunduklarını ve bu önergenin kabul edildiğini belirten Başkan Dereli konuyu şöyle özetledi: “Bugüne kadarki olağanüstü genel kurullarda hiçbir münferit önerge kabul edilmemişti. Kadınların evlenme ve boşanma durumlarında soyadı değişikliğinden kaynaklanan bir harç alınıyor ve harç erkeklerden alınmıyor bu yüzden bir eşitsizlik söz konusuydu. Erkek evlense de boşansa da soyadı değişmiyor. Örgütü yöneten bütün gruplar toplantı öncesi alınacak kararlar ile ilgili fikir birliğine varmışlardı. Önergeyi divan başkanına sunduğumuzda önergeyi almadı üç beş liranın hesabını mı yapıyorsunuz dedi. Daha sonra teker teker grupların başkanları önergeyi imzalayınca bizim önergemiz münferit olarak verilen ve oy birliği ile kabul edilen tek önerge oldu. Henüz yasalaşmadı. Maliye Bakanlığına verdik. Bakanlığın onaylamasını bekliyoruz. Bunu onaylamama durumu da olabilir. Bu önergenin kabul edilmesini arkadaşım Seçkin Aktürk ile beraber kadın meslektaşlarımız ile başardık. Meslekte fazla kadın var ama temsilde sıkıntımız var. Kendi içimizde bile çok fazla kadın arkadaşlarımız dernek ile ilgilenemiyor.”

YAŞAM BOYU EĞİTİM

Başkan Dereli son olarak derneğin çalışmalarından da bahsederek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Derneğimizde gönüllük esası olduğu için aday meslek mensuplarına yönelik etüt tarzı derslerimiz oluyor. Yaşam boyu eğitim bizim mottomuzdur. Mevzuat değişikliklerinde değişiklikleri meslektaşlarımıza bildiriyoruz. Herkes muhasebe bilir ama herkes kuyumculuk, fırıncılık ve inşaat muhasebesi bilmeyebilir. Bunlar ayrı uzmanlık gerektirir herkes bilmeyebilir. Bunun yanında mesleki İngilizce kursumuz ve CV bankamız da var. İş arayanlar ve iş değiştirmek isteyenler için sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapıyoruz. Aynı zamanda tematik faaliyetler yapıyoruz. 29 Ekim, 10 Kasım gibi programlara katılmaya özen gösteriyoruz. Çanakkale Gezi düzenledik. Ruhsat Kutlama Gecesi adı altında ruhsatlarını alan genç meslektaşlarımıza özel kutlamalar yapıyoruz. Yine ayrıca sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde LÖSEV ile ilgili kermes düzenledik. Behçet Uz Çocuk Hastanesine yardımda bulunduk. Sosyal sorumluluk anlamında da faaliyetler düzenlemeye çalışıyoruz. 2010 yılında biz derneği kurduktan sonda Oda da hareketlendi. Biz bundan da memnuniyet duyuyoruz. İki senedir aidat bile toplamıyoruz. Elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Buradan ne huzur hakkı alıyoruz ne de bir ek ücret alıyoruz. Güzel işler yapmaya çalışıyoruz yapmaya da devam edeceğiz” 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.