Denizler 19 santimetre arttı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, Ankara’daki bir otelde düzenlenen “İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi”nin açılışına katıldı. Burada konuşan Bakan Özhaseki, iklim değişikliği konusunun son zamanlarda dünyanın gündemini en çok meşgul eden konulardan biri olduğunu söyledi. Sanayileşme ile birlikte artan fabrika atıklarının dünyanın başına bela olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki, özellikle sanayi devrimi ile birlikte büyüyen şehirlerin nüfusunun artmasıyla birlikte insanoğlunun dışarıya attığı atıkların da çoğalmaya başladığını, bunun da ekosistemi bozduğunu belirtti. Küresel ısınmayla birlikte son 125 yıllık bir ortalama ölçüldüğünde denizlerin 19 santimetre arttığını dile getiren Bakan Özhaseki, daha çok buzul eridiğini, suya karıştığını ve bunun neticesinde denizlerin yükseldiğini dile getirdi. Bakan Özhaseki, hayatın sürmesi için dört ana unsurun olduğunu, bunların da hava, su, toprak ve enerji olduğunu ifade ederek, bu dört unsurun kirletilmemesi gerektiğine işaret etti. Bakan Özhaseki, “Siz bunları kirletirseniz sizin karşınıza seller çıkar, kuraklık çıkar, felaket çıkar, kasırgalar çıkar. Dengenin bozulmasından dolayı çok tuhaf işlerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Özetle bu sorun insan kaynaklı. Dışarıdaki iklim değişikliği de bir gerçek. Bu gerçekliğin başında da sanayileşme geliyor. İnsanoğlunun bitmek bilmeyen bir hırsı var. Çok kazanma, hakim olma. İşte bu vahşi kapitalizmin acımasızc, hiçbir ahlaki kural tanımadan devam eden tavrı, ormansızlaştırma ve dışarıya attığımız atıklar, bütün bunların hepsi dünyayı yaşanmaz hale getiriyor” diye konuştu.

“EMANETE HIYANET ETMEMEMİZ LAZIM”

Türkiye’nin son birkaç yıl içerisinde atlattığı badireleri hiçbir Avrupa ülkesinin atlatmadığını belirten Bakan Özhaseki, “Bu kadar çeşitli terör örgütünün, fitne grubunun olduğu bir ülke de yok. Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan DHKP-C, solun en aşırı uçlarındaki eli silahlı gruplar bu ülkeye zarar verirken, doğrusu bizim kendi medeniyet kodlarımızda bulunan yaşam tarzımızı da göz önünde bulundurmalıyız. Evet, onlarla mücadele edeceğiz. Ama bu hiçbir zaman bizi iklim değişikliğiyle, çevre ile ilgili ve ortak olduğumuz sorunlar karşısındaki tavrımızı ekilemeyecek. Bizim medeniyet kodlarımızda emanet diye bir kavram var. Çocukluğumuzdan beri duymuşuzdur, emanete hıyanet hiç affedilmez bizde. Emanet deyince sadece üç kuruş para veya bir kese mi aklımıza geliyor? Hayır, başka şeyler de aklımıza geliyor. Zaman bir emanet, canımız emanet, eşlerimiz, dostlarımız emanet ve çevre de emanet. Bizim bu emanete hıyanet etmememiz lazım” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki, “İklim değişikliği konusunda dünyayı kirleten ülkeler sınıfına baktığınız zaman neredeyse Çin ve Hindistan’ın oranı yüzde 50’lere ulaşıyor. ABD yüzde 18, AB ülkeleri yüzde 15 civarında, Türkiye’nin kirletme oranı binde 1. O zaman siz bu işlere neden kendinizden başlamıyorsunuz?” dedi.

“766 TANE AĞACIN KESİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇTİK”

Bakan Özhaseki, “Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin ise şunları kaydetti: “Biz Bakanlık olarak Sıfır Atık Projesi başlattık, 4 aydır uyguluyoruz. Bizim kendi Bakanlığımız bünyesinde 3 bin kişi çalışıyor. Ortalama dışarıya attığımız atık 700 kilo-1 ton arasında. 4 aydır yaptığımız bu çalışmalarla 45 ton kağıdı geri kazandık, 11 ton plastik, 2,5 ton cam, 1 ton metal ve 60 ton da değerlendirilebilir atık topladık. Bunlarla kağıtlar yeniden hamur haline getiriliyor, defter yaprağı olarak önümüze geliyor, geri kazandırılmış oluyor. Camlar kırılıyor, ilgili kuruluş getiriyor, yeniden onları endüstride kazanıyor, cam ürünleri olarak karşımıza çıkıyor. Hepsi aynı şekilde, bütün bunları kazanabiliyoruz. Burada sadece kağıt toplamaktan bahsetmiyorum. Bir Bakanlıkta yapmış olduğumuz çalışmadan dolayı 45 ton kağıdın geri dönüşümünü sağladık ve tam 766 tane ağacın kesilmesinin önüne geçtik. Yaptığımız bu çalışmayla 4 ayda 766 tane ağaç kesilmedi, yerinde duruyor. Neredeyse 1 ton ağaç 17 ağacın kesilmesine neden oluyor. Dün Cumhurbaşkanlığında Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlattığımız bir proje var. Bu Sıfır Atık Projesi'ni tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmak istiyoruz. Cumhurbaşkanlığında başlattık, bizim Bakanlığımızda başlattık. Bunu kamu kurumlarının tamamına yaygınlaştıracağız. Okullar, yurtlar, hastaneler, askeri birlikler ve aklınıza gelebilecek toplu olarak insanların yaşadıkları ve çalıştıkları yerlerde ne kadar atıklar varsa hepsi değişik kutularda tasnif edilecek. Geri dönüşebilecek olanların bizim kendilerine izin verdiğimiz lisanslı kuruluşlar tarafından alınıp yeniden tabiata dönmesini, bir kısmının hayvan barınaklarına gönderilmesini, bir kısmının da gübre haline getirilip bahçelerimizde kullanılabilmesini sağlayacak bir yöntem amaçlıyoruz.” İHA