TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Efemçukuru için yeni gelişme

İzmir’in içme suyu gereksiniminin önemli bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı’nın yanı başındaki Efemçukuru’nda, altın madeniyle ilgili bilirkişilerin hazırladığı son raporun iptali için yapılan itiraz reddedildi

Haber Giriş Tarihi: 09.11.2017 07:48
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Efemçukuru için yeni gelişme

E. ÇAĞLA GENİŞ

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Efemçukuru altın madeninin kapasite artırımı ÇED olumlu belgesinin iptali ile ilgili davada verilen ikinci bilirkişi raporunu bir “maden güzellemesi” olarak yorumlayarak mahkemeye itiraz etti. EGEÇEP adına davayı yürüten Avukat Arif Ali Cangı tarafından İzmir 1. İdare Mahkemesine verilen itiraz dilekçesinde raporun somut bilimsel verilerle tarafları tatmin eden bir belge olması gerektiğine dikkat çekilerek, raporun sanki keşfe gidilmemiş gibi hazırlandığı ifade edildi. Önceki bilirkişi heyeti tarafından işletmenin karış karış incelenip örnekler üzerinde analizler yapılarak hazırlanan 107 sayfalık rapora yönelik ikinci rapordaki yorumların “saygısızca” olduğunun dile getirildiği dilekçede; “Sunulan 7 sayfalık rapor; ÇED raporu ve işletme güzellemesi niteliğinde bir belgedir” denildi. EGEÇEP tarafından ikinci bilirkişi raporuna yönelik yapılan itiraz mahkeme tarafından reddedildi.

ORTAK AÇIKLAMA YAPTILAR

Kararın ardından TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Merih Yalçın, EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı, İzmir Tabip Odası Başkanı Fehmi Akçiçek, İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oya Otyıldız ve İzmir Barosu Kent Çevre Komisyonu Başkanı Muharrem Erçoban ortak bir basın açıklaması yaparak karara tepki gösterdi. Gerekli hukuki mücadeleye devam ederek mahkeme kararını temyize göndereceklerini açıklayan Avukat Arif Ali Cangı, “Bu sadece bizlerin davası değildir, İzmir’in suyu, İzmirlinin sağlığı, geleceği söz konusudur. Bu kentin demokratik kitle örgütleri olarak İzmir’in kanser kenti olmasına izin vermeyeceğiz” diyerek kamuoyundan destek istedi.

İTİRAZ REDDEDİLDİ

Efemçukuru altın madenine ilişkin yürütülen mahkeme sürecine ilişkin bilgi veren İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oya Otyıldız, “Kentimiz için hayati öneme sahip olan bir konu ile ilgili yıllardır devam eden hukuk mücadelesinde mahkeme tarafından bilimsel ve teknik yetkinlikleri uygun görülerek seçilmiş olan bilirkişiler; kendi ifadeleri ile keşif alanına hazırlıksız geldiklerini, teçhizatları olmadığını söylediler. Üniversiteleri de burada olmadığından gidip gereken materyali alamadıkları gerekçeleri ile hiçbir yerden örnek alınamadı ve gerekli inceleme yapılamadı. Turistik bir gezi niteliğinde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinden 4 ay sonra adeta projenin güzellemesi niteliğinde olan 7 sayfalık bir bilirkişi raporu verildi. Danıştay’ın yeterli bulmadığı, bilirkişilerin İzmirli olduğu gerekçesi ile reddedilen, alanda yapılan inceleme sonucu ve alınan numunelerin analiz sonuçları ile ağır metal kirliliği tespit edilen 107 sayfalık bilirkişi raporuna karşı, sadece ÇED raporu ve davalı tarafın sunduğu dilekçelere dayanan hiçbir bilimsel inceleme ve değerlendirme içermeyen, İzmirli olmayan bilirkişilerin 7 sayfalık raporuna elbette itirazlarımızı yaptık ama mahkeme dikkate almamış olacak ki kapasite artırımı ÇED olumlu belgesinin iptali istemimizi bu kez reddetti” dedi.

“NE İÇİN BU RİSKLERİ ALACAĞIZ?”

Mahkemenin bu kararının bilimsel raporları ve bilim insanlarının yetkinliğini yok saymak olduğunu savunan Otyıldız, şunları söyledi: “Üstelik bu rapor tesisin mevcut çalışma durumundaki değerlendirmeleri gösteriyorken, kapasite 2 kattan fazla arttırılınca bu kirlenmenin artacağı, arsenik ve diğer ağır metallerin sularımızı kirleteceği gerçeğini yok mu sayacağız. Ağır metaller vücuttan atılamaz, vücutta birikerek başta farklı sistem kanserleri olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. İzmir’in kanser kenti olmasına sessiz mi kalacağız? Ne için bu riskleri alacağız? İzmirlinin sağlığı, yaşamı mı önemli altın şirketinin karı mı? Tahtalı ve Gördes kaynaklarından su temin eden İzmir için; kentin su ihtiyacını karşılayan havzalarda kirlenme baskısı artarak devam etmektedir. Kent içme suyu için kilometrelerce öteden Gördes’ten su sağlamaya çalışıyor. Yıllardır yürüttüğümüz haklı mücadelemizin sonunda İzmir’in sağlığını, sağlıklı çevrede yaşam hakkını korumayan bu mahkeme kararını doğru bulmuyoruz. Gerekli hukuki mücadeleye devam edecek itiraz edeceğiz. Ancak yaşanan süreç sadece bir dava dosyası süreci değildir. Bu sadece bizlerin davası değildir, İzmir’in suyu, İzmirlinin sağlığı, geleceği söz konusudur. Bu kentin demokratik kitle örgütleri olarak İzmir’in kanser kenti olmasına izin vermeyeceğiz.”

 

 

 

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.