TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayat kurtaran sistem

Yüzde 80 oranında yerli imalat yapan Gökçehan Güvenlik Sistemleri firması, ürettiği sistemler sayesinde olası can ve maddi kayıpların önüne geçiyor

Haber Giriş Tarihi: 19.02.2018 07:46
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Hayat kurtaran sistem

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

Selim Gediz tarafından 2010 yılında kurulan Gökçehan Güvenlik Sistemleri, sektörde faaliyetine başarılı bir şekilde sürdürüyor. Yangın Alarm Uyarı Algılama Sistemleri gibi alanında farklı güvenlik uyarı sistemleri geliştiren firma yaptıklarıyla yaşanabilecek can kayıplarının önüne geçiyor. 2014 yılında firmaya dahil olan Gökçehan Güvenlik Sistemleri Müdürü Tarhan Aslan, yüzde 80 oranında yerli üretim yaptıklarının altını çizerek, “Yerli üretim belgemiz var. Ürettiğimiz ürünlerin tümü İzmir’de üretiliyor. Bazı malzemeler mecburen yurt dışından geliyor. Çoğunu biz üretiyoruz. Yazılım ve donanımı kendimiz sağlıyoruz” dedi.

Sizi kısaca tanıyalım

1969 Diyarbakır doğumluyum. 1989 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazandım. Oradan mezun oldum. 1997 senesinde Türk Petrol Firması’nda çalışmaya başladım. 2004 yılına kadar orada devam ettim. 2004’ten beri kendi işimi yapıyorum. Yangın alarm ve algılama sektörüne girişim 2014 yılından itibaren. Bu alanda faaliyet gösteriyorum. Evliyim ve bir kızım var.

Gökçehan Güvenlik sistemleri ne zaman kuruldu? Bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz? Bunlardan bize söz eder misiniz?

Firma 2010 yılında kuruldu. Kurucusu Selim Gediz. İlk kurulma amacı araçlarda hararet problemini çözmekti. Bununla alakalı birçok sorun vardı. Önlenmediği takdirde hem milli servet kaybına hem de aracına durmasına sebebiyet veriyordu. Firma bunun önüne geçmek amacıyla bir ürün geliştirmişti. Ucuz bir sistem olmasına karşın, yönetmelikte zorunlu olarak yer almadığından fazla bir başarı elde edilemedi. Arkasından otobüslerdeki kamera güvenlik, takip ve kayıt işleri yapıldı. Bununla ilgili ihaleler alındı. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan ihale sonuçlandırıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile görüşüldü. Fakat o tarihte belediyeler fazla bu işin üstüne düşmediler. Bir tek Konya tamamladı. Daha sonra alınan arabaların tümünde belediyeler üreticilerden bu sistemi talep etti. Piyasada çalışan bazı araçların firmalarına bir takım işler yapıldı. Yapılan sistem daha farklıydı. Sistemdeki amaç araç yoldayken inen, binen yolcuya bilet kesilip, kesilmediği, şoförü takip etmek üzereydi. Tamamen aracın takibi baz alınıyordu. 2012 yılında yayınlanan Araçların İmal Tadil Montaj Yönetmeliği (AİTM), ile yangın alarm ve algılama sistemi duyuruldu. M2, M3 araç tiplerinde bunun zorunlu kılınması bekleniyordu. Sistemle ilgili firmamız tarafından çalışmalar yapıldı. Tamamen yerli olarak üretildi. 2014’te bu işe ben de dahil oldum.

ZORUNLU KILINMASI İÇİN ÇALIŞIYORLAR

Gökçehan Güvenlik Sistemleri tam olarak ne yapıyor?

Ağırlıklı olarak bu sistemin Türkiye’de zorunlu olarak kullanılmasını sağlanması için mücadele veriyor. Araçlarla ilgili yapılan Dorse Açık Uyarı sistemi ile alakalı çalışmalar sürdürüyor. Bunun uygulanması zorunlu ancak uygulanmıyor. Aracın hızını dorse açık olduğu takdirde 10 km/saat hızda sabitleyen bir sistem. Bu sistem ile dorse açık unutulduğu takdirde şoföre sesli ve görüntülü uyarı yapılıyor. Bununla ilgili ürünümüz var. Fakat Yangın Alarm Algılama Sistemi ile alakalı bir kere ağzımız yandığı için şu an için seri üretim yapmıyoruz. Yangın Alarm Algılama Sistemi ile alakalı yapılan hali hazırda 10 bin adet ürün elimizde duruyor. Üretim kapasitemizin sınırı yok. Planlı olarak üretim yapabilecek sistemimiz var. Dorse Sistemi için çalışmamız var. Ancak beklemekteyiz. ‘Tamam’ dendiği takdirde bu sistemi de seri olarak üretebiliriz. En son okul servisleri ile ilgili bir yönetmelik çıktı. Bununla ilgili çalışmalarımız var. Sistemin ayrıntılarını bekliyoruz. Ona göre üretim yapacağız.

Şirketinizde kaç personel çalışıyor? Sizi firma olarak diğer benzerlerinizden ayıran fark nedir?

Gökçehan Güvenlik Sistemlerinin en büyük farkı sistemi yerli olarak üretebilmesi. Bizim sistemimizle ilgili aldığımız bir belgemiz var. Personel sayımız 5-6 kişi ancak iş başladığı takdirde bünyemizde istihdam edeceğimiz kişi sayısı 200’ü geçecek. Farklı illerde ekiplerimiz olacak. Hedeflerimize ulaşabilmesi için bu gerekiyor.

ESHOT’UN 252 ARACINA SİSTEMİ KURDULAR

Bugüne firma olarak ne gibi çalışmalarda yer aldınız?

İki sene önce ESHOT firması tarafından düzenlenen ihaleyi kazandık. 252 adet araca Yangın Alarm ve Algılama Sistemi’nin montajını 15 gün gibi bir süre içerisinde tamamladık. Piyasada çalışan özel firma araçlarının işlerini yaptık. 150-200 araç arası yine bir montajımız oldu. Bu sistemin devamı alan Yangın Söndürme Sistemi var. Bununla alakalı Rusya’da bu işi yürüten bir firma ile çalışmalarımız var. Kendileri uzay araçlarında yangın söndürme sistemleri üretiyor. Bizde bu işin Türkiye distrübitörlüğünü yapıyoruz. Sistem uzay istasyonunda çıkacak bir yangını çok hızlı bir şekilde söndürüyor. Özel bir toz kullanıyor. Böyle bir ürünümüz var. Sistemimizle beraber çalışıyor.

Firma olarak Yangın Algılama ve Alarm Sistemi ile ilgili çeşitli çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Şu an girişimler ne düzeyde?

Yangın Uyarı Algılama Alarm Sistemi’nin araçlarda bulunması için çeşitli girişimlerde bulunduk. Sanayi Bakanlığı ile yaptığımız çeşitli yazışmalar doğrultusunda, Yönetmeliğin uygulama makamının Ulaştırma Bakanlığı olduğu yazılar ile belirtildi. Ulaştırma Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerde de bununla ilgili çalışmaların devam ettiğini söylediler. Fakat yönetmeliğin ilan edildiği 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren, 2005 model sonrası m2 ve m3 tip araçlarda sistemin olması zorunlu. Ancak yıl 2017 olmasına rağmen hala zorunlu olarak uygulanmıyor. 3 Temmuz 2017 tarihi itibari ile Yangın Uyarı Algılama Alarm Sistemi kusur tablosuna ‘hafif kusur’ olarak girdi. Hafif kusur olarak ibraz edilmesi, aracın üzerinde bu sistemin olmasını zorlamıyor. Sadece muayene kağıdında hafif kusur olarak görünüyor.

YAŞANAN OLAYLARI ANLATTI

Bugüne kadar ne gibi olaylar yaşandı?

Otobüslerde, motorun şoförün arkasında olduğu araçlarda, şoför arabanın kapalı olduğu bölümlerde yaşanan bir yangını görmüyor. Çünkü motor şoförün arkasında ya da aşağıda bagaj bölümünde. Şoför, buralarda çıkan yangını fark etmiyor. Yoluna devam ediyor. Bu dönemde de aracın ciddi anlamda motor bölümü tutuştuğundan, aracın tüm fren aksamı, kapılardaki sistem bu bölümden geçtiği için, tüm sistem yanıyor. Şoför, yangını fark etmediği içinde aracı durdurmuyor. Araç durdurulsa bile çıkan yangından dolayı kapılar açılmıyor. İnsanlar aracın içerisinden çıkamıyor. Dolayısıyla canlı canlı insanlar ölüyorlar. 2014 Ramazan Bayramı’nda halk otobüsü yandı. Dört kişi içerisinde yanarak can verdi. O sene bu yönetmelikte sistem zorunlu hale getirilmişti. Geçtiğimiz aylarda Çanakkale’de halk otobüsü yandı. Şehir dışında olduğu için erken fark edildi. Araç, söndürülmeye çalışıldı. Söndürülemedi. Zaten söndürmek de mümkün değil. Sadece insanlar tahliye edilebildi. Yönetmelikteki amaç araçtaki yangın tehlikesi olan yerlerde çıkacak yangını şoföre haber vermek. Bu durum birinin koku alması ya da arkadan kornaya basarak şoförü uyarması gibi basit bir şey değil. Geçici bir süre değil. Yangında saniyelerin önemi var. Bu sistemdeki amaç aracın şoförüne uyarı vermesi sonucunda aracın durdurması ve yolcuları bir an evvel tahliye ederek, olası can kayıplarını önlemek.

CAN VE MAL KAYBINI ÖNLÜYOR

Sistem ne getiriyor?

Bugün şehirlerarası bir otobüste 40-50 kişi yolculuk ediyor. Okul taşıtları grup dahilinde. Her biri 20-25 can taşıyor. Ciddi anlamda araçlarda yangın riski var. Bu riski minimize edemiyorsunuz. Sonuçta yangın riski devam ediyor. Böyle bir durumda yangını şoföre haber vererek, aracı bir an evvel durdurması ve tahliye etmesi gerekiyor. En önemli faydası can ve mal kaybını önlemek

Okul Servis Yönetmeliği’nden bahsedecek olursak, yeni çıkan yönetmelik neleri kapsıyor?

Okul Servis Araçları Yönetmeliği eskiden beri var olan bir yönetmelik. Çiğli’de bir çocuğumuzun can vermesinden dolayı ilaveler yapıldı. Neler yapıldı? Arabaların içerisine kamera sistemi getirildi. Eskiden beri vardı. Artık zorunlu kılındı. Aracın dört bir tarafına takılan bir sistemdir. Koltuklarda kemerin 3 noktadan olması isteniyor. Koltukta Sensör gibi birçok şey var. Kriterlerin kesin olarak açıklanması bekleniyor. Araçlarda Yangın Algılama ve Alarm Sistemi’nin de olması gerekiyor. Ancak bununla ilgili şu an yapılmış bir durum yok. Bakanlığa bununla ilgili firma olarak bir ihtar verdik. Çocuğun kemerini takıp, takmadığını kontrol ediyoruz, ancak aracın yanıp, yanmadığına bakmıyoruz. Burada anlamsız bir boşluk var. Üç noktadan emniyet kemeri isteniyor. Ama bana göre gerekli değil. Bugün uçağa biniyorsunuz onda bile 2 noktadan kemer kullanıyorsunuz. Kaldı ki uçakta maliyet-karlılık oranı daha farklı. Araçlarda bu durum daha farklı. Üç noktadan olacak kemerin ayarlanabilmesini istiyorsunuz. Kaldı ki bunu koltukta ayarlı kılmak oldukça zor. İki noktadan kemer yeterli. İlla sağlam bir sistem olsun diyorsan zaten üç noktadan sabit bir kemer sistemi mevcut. Vapurda, metroda vs. yerlerde hiçbir yerde kemer yok. Bununla ilgili bir zorunlulukta yok. Şimdi okul taşıtlarına böyle bir sistemin getirilmesi, bu sektörde çalışan insanlara büyük bir zorluk. Okul servisi yapan firmaların bağlı oldukları odalar var. Bildiğimiz kadarı ile yürütmenin durulması ile alakalı açılan davalar var. İki-üç nokta olması çok olması önemli değil. Üç noktadan zorunlu bir sistem getirilecek diyorsanız, bu insanların araçlarını komple yenilemesi, ya da yeni araba alması lazım. Günümüz ortamında insanların zorlukla geçindiğini biliyoruz. Okul servislerinin sadece okullara gitmediğini de biliyoruz. Bunu zorlamanın bir mantığı yok. Eğer sistem uygulanacak olursa, araç başına insanlara 20-25 bin lira bir maliyet çıkacak.

KRİTERLER TAM OLARAK AÇIKLANMADI

Uygulanabilirlik düzeyi size göre ne durumda?

Birkaç nokta düzenlenirse uygulanabilecek bir sistem. En büyük problem koltuklardaki ayarlı üç noktalı kemer işi. Yasa gereği yeni arabalarda bunun olması lazım. Ama ben size şunu söyleyeyim: Türk Standartları Enstitüsü (TSE) 1 Ocak 2018 itibarı ile hiçbir okul taşıtı projesini onaylamıyor. Kriterler belli değil. Yeni araba alamıyorsun. Mevcut arabalar için de 25 Ekim itibarı ile yönetmeliğe uygun olması lazım. Şu anda şubat bitiyor. Kriterler hala belli değil. Neyin, ne olacağı hala kesinlik kazanmadı. Bize büyük bir kaos yaşatabilirler.

Son olarak belirtmek istedikleriniz nedir?

Ülkede yapılmak istenen güzel şeyler var. Fakat birileri bunu oturup masa başında yapıyor. Bu sektör ile ilgili çalışan kişilere sormadan danışmıyorlar. Sonra da bunun uygulanamayacağını görüyorlar. Biz bunu yangın algılamada yaşadık. Tek parti iktidarı olmasına rağmen bakanlıklar aralarında anlaşamıyor. Bunun çözülmesi lazım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.