Hayvanseverlik budur

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Konak’ın Kapılar semtinde müzik aletleri yapımı dükkanı olan Yavuz Gül ile Arif Dur isimli vatandaşlar, etraflarında hayvanları çok sevmeleri ile tanınıyorlar. Öyle ki bu iki arkadaş dükkanlarında iki kedi beslemenin yanı sıra, dükkanlarının önünde hayvanların sığınabileceği barınak oluşturdular. Hayvanların kışın soğuktan çok etkilendiklerini gördükleri için böyle bir şey yapmaya karar verdiklerini belirten Arif Dur, “Bu dükkan arkadaşım Yavuz Gül’e ait. Ben sabahları geliyorum. Bir iki saat hayvanlara bakıyorum, yardımcı oluyorum. Arkadaşım elektrik mühendisi, ayrı bir işi daha var. Geç geliyor ve o gelene kadar dükkana ben bakıyorum. Hobi olarak bu işi yapıyor. Müzik aletlerine ilgisi var. Hayvanseverlik bizde çocukluktan beridir var. İkimizde de var. Hatta Yavuz’da ailecek bir hayvanseverlik var. Biz evimizde, sıcak yuvamızda Allah ne verdiyse yiyip içiyoruz ama hayvanlar sen verirsen yiyip, içiyorlar. Sen vermezsen yiyemezler. Eskiden dolaplardan bir şeyler alıp götürürlerdi fakat şimdi o imkanları da yok. Ne verirsen elinle o gelir seninle demişler. Kışın soğuk geçiyordu. Baktık hayvanlarda hep burada, yanı başımızda duruyorlar. Dolaplarımız vardı. Bir tanesini bozduk ve oraya bir yuva yaptık. Hiç olmazsa sığınıyorlar. Yavru yaptı geçen bir tanesi. Her gün bir kutu ölçüsü var o ölçüye göre mama bırakıyorum. Onlarda doğuruyorlar karınlarını” diye konuştu.

“VAZİFE OLARAK GÖRÜYORUM”

Kedilerin nankör olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu ve insanların arasında da nankörlerin olduğunu ifade eden Arif Dur, “Nankörlük her canlı da var. Canlıların doğasında bu var. Mesela ciğeri koy duvara kedi ona ulaşamadığı zaman mundar mundar diye bağırır derler. İnsanın da erişemediği bir yere istediklerini koy. İnsanlar da ona mundar diyorlar. Yani aynı. Kimse hayvanları bu konularda suçlamasın” dedi. Hayvanlara kendini bildiği günden beridir baktığını da belirten Arif Dur, “Hayvanlara hep baktım. Bakmayı da severim. Elimden gelen her şeyi yaparım sorun olmaz benim için. Annem ve babam sadece ev içinde olmasına kızardı ama kapının önünde, bahçede bakıyordum. Hiçbir şey demezlerdi bu duruma. Hem kedim vardı hem de köpeğim vardı. Zaten mahalledeki bütün kediler bizimdi. Bu dükkana da bayram seyran demeden her Allahın günü geliyorum. Gelmediğim bir gün bile olsa suçluluk duyuyorum. Çok acil işimde olsa günde en az bir saat şu dükkana uğrayıp, dükkandaki kedileri yem, mama veriyorum. Kapının önündeki kedileri besliyorum. Sularını veriyorum ve diyorum ben vazifemi yaptım. Bunu bir vazife olarak görüyorum. Sonra huzurlu oluyorum” diye konuştu.

“HAYVANLARA NEDEN ZARAR VERİYORLAR”

Son olarak hayvanlara zarar veren insanları anlayamadığını da dile getiren Arif Dur, “Onlar eksik insanlar. Kendini sevmeyen hayvanları sever mi? Kendini sevmeyen, toplumu da sevmez. Hayvanlar da nihayetinde bir topluluk. Bu toplumda bizlerle beraber yaşıyorlar. Sana zarar vermiyor. Sen de onlara zarar verme. Sen ona vuracağına git elini duvara vur. Can yakmak istiyorsan git cansız bir şeye vur. Al hırsını neyden alacaksan. Hayvandan ne istiyorsun. Sana zarar vermek isteyen bir hayvan olursa, korunma amacıyla savunursun kendini. Pitbull cinsi bazı hayvanlar falan saldırgan olabiliyor. Ama yolda yatan hayvana ne diye vurursun ya. Sen kabadayı mısın? Kabadayı isen git çat birine. Hayvan seninle kavga edemez ki. Ülkemizde hayvan sevgisini yeterli bulmuyorum. Bak işte biz böyle şeyler yaparak ne kadar hayvan girerse iyidir diyoruz. Herkes yapabilir bunu. Çok zor bir şey değil. Hayvanların hepsi giremez biliyoruz da ne kadar girerse kazançtır diye düşünüyoruz. Gören yapsın o zaman hayvanların çoğuna ulaşabiliriz. Zarar etmezler ki bunu yaparak. Evde sen tencereyi kaynatıyorsun ama onlar tencere kaynatamıyor. Sen ne verirsen onu yiyecek ve yaşayacaklar. Sen vermezsen yiyecekler” diyerek hayvanseverlere seslendi.