TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Irkçı saldırılara müzikle cevap

Türkiye’de özellikle son yıllarda yaşanan ırkçı saldırıları kınamak, farkındalık yaratmak ve duyarlı bir bilinç uyandırmak adına İzmir Müzisyenler Derneği Karşıyaka İskelesi’nde sahne aldı. Etkinlikte dinleyicilere lokma dağıtıldı

Haber Giriş Tarihi: 23.09.2017 07:14
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Irkçı saldırılara müzikle cevap

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Yaptıkları müzik ve mülteci çalışmalarıyla adını sık sık duyuran İzmir Müzisyenler Derneği, son yıllarda yaşanan ırkçı saldırılara dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak istedi.  Karşıyaka İskelesi’nde toplanan dernek gönüllüleri enstrümanlarıyla sahne aldı. Türkçe şarkılar dışında daha birçok şarkının yer aldığı repertuar oldukça zengindi. Dinleyicilerin de eşlik ettiği konserde, Karşıyaka müzikle süslendi. Ayrıca cenaze töreninde ırkçı saldırıya uğrayan tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un anısına da lokma döktürüldü.

HEPİMİZE BİR TOKATTI

İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Oktay Çaparoğlu, önceki gün gerçekleştirilen konserde Hatun Tuğluk’un cenazesine karşı gerçekleştirilen saldırıyı eleştirerek şu ifadelerde bulundu: “Geçtiğimiz hafta Ankara’da defnedilmek istenen HatunTuğluk’un naaşı, ırkçı bir saldırı nedeniyle mezarından çıkarılarak Dersim’e gönderildi. Bu toprakların hamurunda mayası olan Ermeni halkına karşı nefret söylemleri ve hakaretler eşliğinde ‘Buraya Ermeni gömdürmeyiz. Gömerseniz çıkarır parçalarız’ diye bağıran güruh, hepimize bir utancı yaşattı. Aynı toprağın insanları, kendilerini tamamen dışlanmış ve aidiyet duyguları anlamında yaralanmış hissetti. Merhumun cenazesinin bu saldırı üzerine mezardan çıkarılıp Dersim’e gönderilmesi ise aslında hepimize büyük bir tokattı. Sessizliğimizle ortak olduğumuz bu saldırıların birlikte yaşama iradesini nasıl yıktığını görmek açısından. Bu utanç karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kürtlere, Ermenilere, Alevilere, gayrimüslimlere, hatta giderek farklı yaşam tarzına sahip insanlara, kadınlara, ötekileştirilen herkese karşı linç ve aşağılamalara, bu ve benzeri söylem ve eylemlere tanık oluyoruz.”

TEPKİMİZ MÜZİĞİMİZ

Çaparoğlu, “Tepkimiz müziğimizdir” diyerek konuşmasına devam etti: “İzmir Müzisyenler Derneği olarak dernek bünyemizde kurduğumuz İMD Çok Dilli Korosu bugünkü eylemimizde bu toprağın ezgilerini seslendirdi. İzmir’imizin kültürünün bir parçası olan lokmayı Hatun Tuğluk anısına döktürdük. Kardeşlerimize karşı bir borcumuzdu bu. Anadolu ve Mezopotamya’nın yani Türkiye’nin tarihsel, kültürel mirasında payı bulunan halklara karşı. Ermenice, Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, İbranice, Çerkesce, Gürcüce, Lazca, Makedonca, Rumca başta olmak üzere birçok dille ezgiler seslendirerek bu kültür mozaiğini anımsattık. Farklılıklarımızın zenginlik olduğunu anımsatmak, kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, eşit haklarla, onurlu bir biçimde yaşadığı bir ülke özlemimizi ifade etmek istedik. Hatun Tuğluk şahsında ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalan canların anısına biz özür ve utanca karşı bir ses çıkarma eylemiydi. Bizler müzisyeniz elbette tepkimizi müziğimizle ifade ettik.”

HER TÜRLÜ SALDIRIYA TANIK OLUYORUZ

Çaparoğlu, “Irkçılığın ve ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve kin-nefret-önyargı duvarlarının toplumsal kesimler arasında uçurumları büyüttüğü talihsiz eylemlere, söylemlere, saldırılara tanık oluyoruz nicedir. Bir yandan 5 yaşındaki Suriyeli mülteci çocuk 25 defa kalbinden bıçaklanıyor, öte tarafta mevsimlik Kürt işçilere silahlı saldırı düzenleniyor, çadırda bir kadın yaşamını yitiriyor. Diğer yandan mülteci hamile bir kadın ve 3 yaşındaki çocuğu tecavüz edilerek katlediliyor. Linç vakaları yaşanıyor, inşaat işçilerine saldırılıyor. Sosyal medyada sürekli yalan ve çarpıtma haberlerle mülteciler başta  olmak üzere toplumun farklı kesimlerini hedef gösteren ırkçı paylaşımlar yapılıyor. Bunun olumsuz yansımalarına tanık olmanın ayıbını ve utancını yaşıyoruz. Buna karşı bir bariyer örmek, insani ve vicdani bir duyarlılığın sesini yükseltmek üzere her zaman biz bu topraklar, bu ülke, bu dünya hepimizin diyoruz. Ve devlet yetkililerini, bu utanç karşısında daha adil durmaya, en ağır şekilde cezalandırmaya davet ediyoruz. Kimsenin kimseyi dili, dini, ırkı, cinsiyeti, inancı, giyimi, kimliği, düşüncesi, yaşam tarzı vb. nedeniyle aşağılamaya ve ötekileştirmeye hakkı yoktur.  Birlikte barış içinde yaşayacaksak birbirimizi hazmetmeyi, farklılıklarımızı kabullenmeyi, buna saygı duymayı öğrenmek zorundayız diyoruz” sözlerine yer verdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.