TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İstifçi misin? Havansever mi?

Evinizdeki kedi ya da köpeklerin nüfusu giderek artıyor, onlar için bir barınak bile kurmayı planlıyorsanız, dikkatli olun. Bu durum hayvanseverlikten öte hayvan istifçiliği denilen bir davranış bozukluğunun da işareti olabilir

Haber Giriş Tarihi: 19.09.2017 07:41
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İstifçi misin? Havansever mi?

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

İstifçilik hayvanlara yönelik şiddetin en tehlikeli halidir. Tehlikelidir çünkü hayvanseverlik kisvesi altına gizlenmiştir. İstifçilerin çoğu saplantı derecesinde ölüm korkusu yaşayan hasta insanlardır. Onlar için hayvanın hangi koşullarda yaşadığı değil, sadece ölmemesi önemlidir. Adeta bir madde bağımlısı gibi hayvan toplamaktan vazgeçemezler.

Hayvan haklarının yasalarla korunduğu birçok ülkede istifçilik suçtur ve hapis cezasından, hayvan sahibi olmaktan men edilmeye kadar değişen cezalara tabidir. İhtiyaçları olan temel bakım imkanlarını sağlamaksızın aşırı sayıda hayvan edinmek anlamına gelen hayvan istifçiliği, Türkiye’de de oldukça yaygın bir olgu. Hayvan istifçileri için, çevrelerinde çok sayıda hayvan bulunması isteği, bu hayvanların düzgün bir biçimde beslenme ve uygun bir ortamda yaşama ihtiyacından önce gelir. Her ne kadar hayvanlarını çok sevdiklerini ileri sürseler de bu insanlar, hayvanların geçirdiği ciddi hastalıkları, yetersiz beslenmelerini ve çektikleri acıyı çoğunlukla görmezden gelir.

YORGUN VE BUNALMIŞ İNSANLAR

Hayvan istifçiliğine dair gazetemize konuşan HAYTAP üyesi Sevgi Ekmekçiler, bu tip insanların yorgun ve bunalmış kişilerden oluştuğunu belirterek, “Hayvan istifçileri arasında, yorgun ve bunalmış olup durumunu kabul etmek istemeyen hayvan bakıcılarından, hayvanları bilinçli olarak toplayan ve sıkıntılarına pek de aldırış etmeyen kişilere kadar çok çeşitli insanlar bulunuyor. Hayvanları koruma kuruluşları açısından belki de en zararlı olan vakalar, kendilerini hayvan ‘kurtarıcıları’ ya da ‘ötenazi karşıtı barınaklar’ olarak sunan istifçilerdir. Bu insanlar işe iyi niyetle başlamış olsa da kendilerini kaçınılmaz bir biçimde hayvan edinmek ve barındırmak zorunda hissettiklerinden, bu hayvanların çok kısa bir süre içinde acı çekmeye başlayacağı kesindir. Dolayısıyla, meşru ötenazi karşıtı hayvan barınaklarının saygınlığı da sıklıkla zarar görebiliyor” dedi.

İSTİFÇİ MİYİM DİYORSAN BELİRTİLERİ

İstifçilikten şüphe edilmesini gerektiren birkaç tipik durum olduğunu açıklayan Ekmekçiler, şöyle sıraladı: “Barınak gibi faaliyet gösteren istifçilerin tespit edilmesi, geleneksel hayvan istifçilerine kıyasla genellikle daha zordur. Hayvanlarla birlikte yaşamadıkları için, komşuların veya sosyal hizmet görevlilerinin durumu hayvanları koruma kuruluşlarına bildirme ihtimali daha düşüktür. Bu istifçiler genellikle kendilerine destek sağlayan ve hatta yeni hayvanlar getirebilen bir ağa sahiptir. Resmi bir STK olarak kayıtlı bile olabilirler. Kamu ve medya, önceliğin hayvanların ihtiyaçlarına verildiği meşru barınaklarla istifçiler tarafından hayvan toplamak için kullanılan ‘barınakları” ayırt edebilmekte sıklıkla güçlük çekiyor. İstifçiliğin ilk aşamalarında hayvanların çektiği sıkıntılara ilişkin hafif kilo kaybı, tüy dökülmesi ve parazitlerin yayılması gibi az sayıda görsel işaret olabilir. Hayvanlara bir yuva veya uygun bir yer bulma çabasının olmaması veya bu yönde çok az bir çaba gösterilmesi, azalan bakım olanaklarına karşın sürekli olarak hayvan edinilmesi, hayvanların hiçbir zaman geri çevrilmemesi, bakım konusunda uygun personel, kaynak veya bilgi birikimi olmamasına rağmen özel ihtiyaçları olan hayvanlara yaşam boyu mükemmel bakım sağlama iddiaları, ölümcül derecede hasta hayvanların kabul edilmesi ve ötenazinin reddedilmesi, barınakta kaç hayvanın kaldığının bilinmemesi, ziyaretçilerin hayvanların kaldığı yerleri görmesine izin verilmesi konusunda isteksizlik, hayvanları barınak tesisleri dışında bir yerde kabul etme isteği vs. durumlar istifçiliğin belirtileridir.”

Ekmekçiler, istifçilerin genellikle, sağladıkları koşulların sağlıksız olduğunu kabul etmekten kaçındığını ve haksızlığa uğradıklarını iddia ettiklerini söyledi. Ekmekçilere göre istifçiler sundukları standartların düşük olduğunu kabul etseler bile, kendi hayvanlarının bakımı konusunda sadece kendilerine güvenilebileceğini ileri sürerler. Bu güvensizlik duygusu nedeniyle istifçiler yetkililerle, diğer hayvanları koruma gruplarıyla ve hatta yardımcı olmak ve hayvanlara yeni bir ev bulmak isteyen aile üyeleriyle sık sık çatışma yaşar.”

HUKUK YOLUNA GİDİLMELİ

“Tek çözüm, hukuk yoluna giderek duruma müdahale edilmesini sağlamak” diyen Ekmekçiler, “Hayvanların korunmasıyla ilgili bir kanunun olmadığı ülkelerde ise bu son derece zordur. Bir kanun olsa bile, müdahalenin ilgili hayvanlar açısından başarılı olabilmesi için, çok sayıda kurumun çaba göstermesi ve işbirliği yapması gerekiyor. Medya, hayvanlara yaşatılan eziyetin boyutlarını genellikle tam olarak kavrayamamakta ve söz konusu bireye yöneltilen tepkinin boyutunu sorgulamakta. Dolayısıyla, gruplar, müdahalenin nedenleri konusunda net olmalı; istifçinin kendisine haksızlık yapıldığı yönündeki iddialarını çürütebilmek için, söz konusu istismar ve ihmal durumunu açıkça kanıtlayabilmeli. İstifçilerin aynı zararı tekrar vermesini önlemek için resmi kurumlarla sivil toplum kuruluşları arasında da büyük bir işbirliği gerekiyor. Hayvanların istifçinin elinden alınması sorunu çözmez. Çünkü istifçiler eylemlerini tekrar etme eğilimindedir. Hayvanları koruma grupları, bir müdahale yapıldıktan sonra ciddi şekilde hasta ve asosyal olan çok sayıda hayvana nasıl bakım sağlayacakları konusunda net bir plana sahip olmalıdır. Çoğu ülkede yasalar, hayvanlara dava süresince müdahaleyi gerçekleştiren grupların bakmasını gerektiriyor. Çoğu hayvan ciddi şekilde hasta veya insanlarla iletişim kurmadığı için saldırgan olmakta, bazılarında ise yaşadıkları koşullar veya diğer hayvanların saldırıları nedeniyle davranış bozuklukları ve beslenme sorunları görülmekte” dedi.

İSTİFÇİLER YARGILANMALI MI?

Hayvan istifçiliğinin çözümünün yargılama olmadığını söyleyen Ekmekçiler, durumun psikolojik veya psikiyatrik bir sorun olduğunu belirtti. Ekmekçiler, “Ancak bu kişilerin şikayet edilerek kontrol altında tutulmaları gerekir. Örneğin hayvan sahibi olamama cezası verilebilir veya tedavi seçenekleri sunulabilir. Uzun süreli bir tedavi süreci beklenir. Sosyal servislerden de yardım alınarak kişinin elindeki hayvanlar alınarak tedavi edilip sahiplendirilmeli ve istifçi kişiler mutlaka tedavi edilmelidir. Aksi takdirde aynı şeyi tekrar yapacaklardır. Eğer bir kişinin istifçi olduğundan şüpheleniyorsanız, bunu ihbar etmelisiniz. Mümkünse fotoğraflarla kayda almanız süreci hızlandırabilir. Bu konudaki şikayetleri belediyelere, hayvan kontrol merkezleri ya da ilçe barınaklarına, polise ya da yardım almak istiyorsanız hayvan hakları savunucularına bildirebilirsiniz” şeklinde konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.