TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İyileştiren güç!

Vurgun yememek için denizaltında kademeli çıkışlara dikkat edilmesi gerektiğini açıklayan Özel Can Hiper Barik Oksijen Tedavi Merkezi Kurucusu Dr. Ağah Oğuz Yalçın, “Saf oksijen hücreleri yenileyerek, yaraları iyileştirir ve yeni kılcal damarlar oluşturur” dedi

Haber Giriş Tarihi: 23.08.2017 07:49
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İyileştiren güç!

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER

Konusunda uzman hekimler yönetiminde hizmet veren Özel Can Hiper Barik Oksijen Tedavi Merkezi, 2006 yılında T.C. Sağlık Bakanlığı izniyle hizmete girmesinin ardından Hiperbarik Oksijen (HBO2) tedavisi için gerekli uluslararası standartlara uygun tedavi ünitesi ile başta vurgun vakaları olmak üzere şeker hastalarının kapanmayan yaralarının tedavisini gerçekleştiriyor.Derinlere inmede kritik eşiğin 30 metre olduğunu ve 30 metreden daha derinlere dalacak olanların mutlaka tüp kullanması gerektiğini açıklayan Özel Can Hiper Barik Oksijen Tedavi Merkezi Kurucusu Dr. Ağah Oğuz Yalçın, “Derinlere dalındığında ve süratle su yüzeyine çıkıldığında ani olarak değişen atmosfer basıncından dolayı vurgun yenilmektedir. Aniden su yüzeyine geldiğimizde gazlar süratle genleşir.  Özellikle azot gazı damarlarda genleşerek hayati vücut hasarlarına neden olur. Dalış ile birlikte basınç artmaktadır. Vücut dokularında erimiş halde bulunan azot gazı basıncın azalması ile sıvı halden gaz haline geçer” dedi.

ACİL MÜDAHALE GEREKİYOR

Azot gazının sıvı halden gaz hale geçmesi ile birlikte doku ya da kan damarları içinde kabarcıklar oluşmaya başladığını açıklayan Yalçın, şunları söyledi: “Bu ise damarlarda tıkanmalara sebebiyet vermektedir. Tıkanma ile birlikte vurgun yiyen hastada kan akışı engellenmektedir. Acil müdahale yapılmadığı takdirde doku kaybına neden olabilir. Vurgun yiyen yani dekompresyon geçiren kişiler acilen basınç odalarına alınmaktadır. Burada tekrar vurgun yediği derinlikteki atmosfer basıncı verilir. Sonrasında ise bu basınç kademeli olarak azaltılır. Diğer bir yöntem ise vurgun yiyen kişinin aynı derinliğe tekrar götürülmesidir.”

DALMAK İYİLEŞTİRİYOR

Merkezlerinde vurgun tedavisinin dışında şeker hastalarının yaralarını iyileştirme tedavisi de gerçekleştirdiklerini açıklayan Yalçın, “Basınç odası aslında vurgun yiyen dalgıçlar için geliştirilmiş bir oda. Ancak yaraları iyileştirme özelliği keşfedilince diyabetten kaynaklı kapanmayan yaraların tedavisi içinde kullanılmaya başlanılmış. Kapanmayan yaraları olan hastaların dışında, soba zehirlenmeleri, ani görme ve işitme kayıpları, ağır bir cismin altında kalma vakaları da basınç odamızın kullanıldığı tedaviler arasında. Tedavilerde basınç odasına denizaltında 15-20 metre inmişsiniz gibi bir basınç verilir ve o basınçta soluduğunuz kuru hava hücreleri yenileyerek, yaraları iyileştirir ve iltihapları da tedavi eder. Artı olarak yeni kılcal damarlar oluşturması da önemli faydalarından bir tanesidir. Normalde soluduğumuz havada bu faydaları göremezken basınç uygulanmış ortamda iyileşme etkileri yüksek oluyor” ifadelerini kullandı.

BASINÇ UYGULAMASI

HBO2 tedavisinin kapalı basınç odasının 1 atmosferden daha yüksek basınç altında maske, başlık veya endotrakeal tüple oksijen solutulması suretiyle uygulanan bir tedavi yöntemi olduğunu açıklayan Yalçın, “1 atmosfer basınçta yüzde 100 oksijen solunumu veya topikal uygulanımı HBO2 tedavisi olarak kabul edilmez. HBO2 tedavisi için hastanın basınç altında inhalasyonla 1 atmosferden daha yüksek basınçla oksijen soluması gerekmektedir. Ortalama 2-3 atmosfer basınç uygulanır. Hiberbarik oksijenasyon ile insan vücudu üzerinde iki etki elde edilir. Bunlardan birincisi mekanik etki veya basıncın direkt etkisi, ikincisi ise vücuttaki tüm dokularda, kanda ve hücrelerde oksijen parsiyel basıncının artışıdır” şeklinde konuştu.

HBO2 TEDAVİSİ

HBO2 tedavisinin eritrosit elastisitesini arttırırarak, trombosit agregasyonunu azalttığını açıklayan Yalçın şunları söyledi: “Birçok dolaşım bozukluğuna bağlı durumlarda oksijen plazmada erimiş halde taşınarak hipoksik dokularda oksijenlenmeyi sağlar. Böylece mikrosirkülasyonu düzeltir. HBO2 tedavisi özellikle beynin hipoksik-iskemik bölgelerinde etkindir. HBO2 tedavisi serebral ödemi azaltarak hipoksik iskemi etkisi ile inaktive olmuş nöronların düzelmesine yardımcı olur. Aynı zamanda bu tedavi kan beyin bariyerinin geçirgenliğini tedavi sürecinde arttırır ve EEG’de alfa ritminde artış meydana getirir.”

HAYATİ ÖNEM

Belirli bir derinliğe inildikten sonra ani çıkışlar nedeniyle sıvı halde bulunan azotun gaz haline geçerek damarları tıkadığını açıklayan Yalçın, hastanın en kısa zamanda basınç odasına getirilmesinin hayati önem taşıdığını belirtti. Ellerinde farklı tedavi şemaları bulunduğunu ve uygun olan şemanın hastaya uygulandığını açıklayan Yalçın, “En çok vurgun yiyen insanlar balık çiftliklerinde çalışan işçiler oluyor çünkü bu işçiler eğitim almadan dalış yaptıkları için aniden derine iniyorlar. Normalde vücuttaki azotun tamamen atılması için 20 seans tedavi yapılması gerekiyor ancak 1-2 seans sonra dalgıçlar rahatladıkları için gelmiyorlar. Yine en az 3 hafta dalış yasağı vermemize rağmen ertesi gün yine dalmaya gittiklerini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

MUCİZE DEĞERLER

HBO2 tedavisinin karbondioksitin solunum üzerine olan etkisini baskıladığını ve hiperbarik koşullarda, solunan oksijenin parsiyel basıncındaki artıştan ötürü, plazmada çözünen oksijen miktarı da arttırdığı bilgisini veren Yalçın, “1 atmosferde hava solunduğunda kanın 100 ml. minde 0.3 ml. olan çözünmüş oksijen miktarı, 3 atmosferde yüzde 100 oksijen solunduğunda 100 ml. kanda 6.8 ml. ye yükselir. HBO2 enfekte kemik dokuda hipoksiyi ortadan kaldırıp osteogenezisi uyararak iyileşmeyi hızlandırır. Böylece osteoklastik ve osteoblastik aktivite artar. Hiperbarik oksijen, matrix birikimini sağlarken hipoksinin angiogenezisi uyarıcı etkisi ile vasküler poliferasyonun gelişimi başlar” açıklamasını yaptı.

BİLİNÇSİZ DALIŞ

Kurallara uygun olarak dalış yapan dalgıçların vurgun yeme risklerinin bulunmadığını açıklayan Yalçın, “Aslında bu her aktivite için geçerlidir. Kurallarına uygun yapılan, güvenlik önlemleri alınan her çalışma sağlıklı ilerler ve her hangi bir risk içermez. Merkezimize yılda ortalama vurgun yiyerek gelen hasta sayısı sadece balık çiftliklerinde çalışan işçilerden ibaret olduğu için 15-20 kişi oluyor. Bu vakalarda başta Haziran, Temmuz ayları olmak üzere yaz aylarında gerçekleşiyor” dedi.

TEDAVİ SÜRESİ

Yalçın, HBO2 tedavi endikasyonu olan hastaların hastalık çeşidi ve derecesine göre 45 dakikadan 5 saate kadar uzayabildiğini belirterek, “Hastalar genellikle günde 1 defa 2 - 2.5 saat süren tedavi seansına girerler. Haftada 1 veya 2 gün istirahatli sayılırlar ve tedaviye alınmazlar. Toplam seans sayısı hastalığa göre değişmektedir. HBO2 tedavisi birçok hastalık grubunda, esas tedaviye yardımcı olarak veya ana tedavi unsuru olarak kullanılmaktadır. İyi seçilmiş vakalarda cerrahi ve medikal tedavi yöntemleri ile birlikte HBO2 kullanımı tedavi süresini kısaltmakta, ampütasyon sayı ve seviyelerini azaltmaktadır” açıklamasını yaptı.

DİP ZAMANI

Vurgun yiyen kişilere ne yapılması gerektiğini açıklayan Yalçın, vurgun yememek için nasıl davranılması gerektiğini anlatarak şu ifadeleri kullandı: “Dalgıçların vurgun yememesi için su yüzeyine daha yavaş ve kademeli olarak çıkması gerekmektedir. Hatta bazı derinliklere geldiğinde biraz beklemelidir. Dalgıçlara bu eğitim yaptırılan dalışlar sırasında verilmektedir. Kısaca anlatacak olursak dekompresyon hastalığına karşı alınacak en güzel önlem çıkış hızımıza dikkat etmek ve dip zamanı kurallarına uygun bir biçimde dalış yapmaktır.”

TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR

-Dekompresyon(Vurgun) hastalığı,

-Hava veya gaz embolisi,

-Karbonmonoksit, siyanid zehirlenmesi, akut duman inhalasyonu, (Soba, şofben zehirlenmeleri),

-Gazlı gangren,

-Yumuşak dokunun nekrotizan enfeksiyonları (derialtı, kas, fasya),

-Crush yaralanmaları, kompartıman sendromu ve diğer akut travmatik iskemiler,

-Yara iyileşmesinin geciktiği durumlar (diyabetik ve non-diyabetik),

-Kronik refrakter osteomiyelit(gecikmiş kemik iltihabı), Kafa kemikleri, sternum ve vertebraların akut osteomyelitleri,

-Aşırı kan kaybı,

-Radyasyon nekrozları,

-Tutması şüpheli deri flepleri ve greftleri,

-Termal yanıklar,

-Beyin absesi,

-Anoksik ansefolapati,

-Ani işitme kaybı,

-Retinal arter oklüzyonu (ani görme kaybı)

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.