İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adalet, "25 grama karşılık yeni jenerasyon pillerin ağırlığı sadece 2 gram. Bir kabloya ihtiyacımız yok, kalbin içine direkt yerleştirildiği için büyük bir avantaj sağlıyor." dedi
Haber Giriş Tarihi: 17.05.2018 13:39
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Adalet, anjiyo laboratuvarında düzenlediği basın toplantısında, sağlıklı bir kalbin dakikada 60 ila 80 kez çarptığını hatırlatarak, elektrik sistemindeki bozukluk nedeniyle kalbin yavaş çalışması durumunda kalp pili uygulandığını söyledi.
Kalp pillerinin 1958'de bir el arabası boyutunda ve elektrik prizine bağlanarak çalıştığını anlatan Adalet, "Günümüzde 25 grama kadar düşmüştür. Bu jeneratörün ürettiği elektriği kalbe iletmek için de bir kabloya ihtiyaç var. Jeneratör göğüs adalesi arasına yerleştiriliyor ve oradan bir damara girerek kalbe ulaşıyoruz." diye konuştu.
Adalet, klasik kalp pili uygulamasında cerrahi kesi olduğunu, uygulamanın kanama, enfeksiyon riski taşıdığını dile getirerek, damara girerken de damarın ve akciğerin zedelenebileceğini, kalbe hava kaçabileceğini söyledi.
Göğüs ve boyun damarları tıkalı olduğu için cerrahın kalbe gidecek damar bulmakta zorluk çektiğini anlatan Adalet, şunları kaydetti:
"Yeni gelişen kalp pilleri, klasiğe göre çok daha küçük ve hafif. 25 grama karşılık bu yeni jenerasyon pillerin ağırlığı sadece 2 gram. Bir kabloya ihtiyacımız yok, kalbin içine direkt yerleştirildiği için büyük bir avantaj sağlıyor. Kısa süre önce dünyada kullanılmaya başlanan yeni kalp pili dünyada şu ana kadar 20 bin kişiye uygulandı. Yeni kalp pillerinin hastaya uygulanması da farklı. Kablosuz pil, kasık damarından taşıyıcı sistemi ile kalp içine ilerletiliyor ve minik çengelleri ile kalp içine yerleştiriliyor. Kalp dışında bir jeneratör ya da kablo yok. Tek kablolu pil endikasyonu olan her hastada kablosuz yeni pil takılabilir. Diğer yandan kablosuz pil kasık damarından takılırken, geleneksel piller göğüs-boyun damarları kullanılarak takılabilmektedir. Dolayısıyla göğüs-boyun damarlarının tıkalı olması durumunda tek seçenek kablosuz kalp pilleri olmaktadır. Yakın gelecekte kablosuz piller iki kablolu pillerin de yerini alabilecektir."
Adalet, kablolu pilde hastanın en az iki gün hastanede kaldığını ve iyileşmesinin zaman aldığını hatırlatarak, kablosuz kalp pilinde ise kesi olmadığı için hastanın aynı gün normal hayatına döndüğünü söyledi.
Yeni kalp pilinin maliyetinin 15 bin dolar olduğunu dile getiren Adalet, Türkiye'de 5 hastaya uygulandığını, yeni pilin SGK tarafından geri ödeme kapsamına alınmasını beklediklerini ifade etti. AA
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adalet, "25 grama karşılık yeni jenerasyon pillerin ağırlığı sadece 2 gram. Bir kabloya ihtiyacımız yok, kalbin içine direkt yerleştirildiği için büyük bir avantaj sağlıyor." dedi
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Adalet, anjiyo laboratuvarında düzenlediği basın toplantısında, sağlıklı bir kalbin dakikada 60 ila 80 kez çarptığını hatırlatarak, elektrik sistemindeki bozukluk nedeniyle kalbin yavaş çalışması durumunda kalp pili uygulandığını söyledi.
Kalp pillerinin 1958'de bir el arabası boyutunda ve elektrik prizine bağlanarak çalıştığını anlatan Adalet, "Günümüzde 25 grama kadar düşmüştür. Bu jeneratörün ürettiği elektriği kalbe iletmek için de bir kabloya ihtiyaç var. Jeneratör göğüs adalesi arasına yerleştiriliyor ve oradan bir damara girerek kalbe ulaşıyoruz." diye konuştu.
Adalet, klasik kalp pili uygulamasında cerrahi kesi olduğunu, uygulamanın kanama, enfeksiyon riski taşıdığını dile getirerek, damara girerken de damarın ve akciğerin zedelenebileceğini, kalbe hava kaçabileceğini söyledi.
Göğüs ve boyun damarları tıkalı olduğu için cerrahın kalbe gidecek damar bulmakta zorluk çektiğini anlatan Adalet, şunları kaydetti:
"Yeni gelişen kalp pilleri, klasiğe göre çok daha küçük ve hafif. 25 grama karşılık bu yeni jenerasyon pillerin ağırlığı sadece 2 gram. Bir kabloya ihtiyacımız yok, kalbin içine direkt yerleştirildiği için büyük bir avantaj sağlıyor. Kısa süre önce dünyada kullanılmaya başlanan yeni kalp pili dünyada şu ana kadar 20 bin kişiye uygulandı. Yeni kalp pillerinin hastaya uygulanması da farklı. Kablosuz pil, kasık damarından taşıyıcı sistemi ile kalp içine ilerletiliyor ve minik çengelleri ile kalp içine yerleştiriliyor. Kalp dışında bir jeneratör ya da kablo yok. Tek kablolu pil endikasyonu olan her hastada kablosuz yeni pil takılabilir. Diğer yandan kablosuz pil kasık damarından takılırken, geleneksel piller göğüs-boyun damarları kullanılarak takılabilmektedir. Dolayısıyla göğüs-boyun damarlarının tıkalı olması durumunda tek seçenek kablosuz kalp pilleri olmaktadır. Yakın gelecekte kablosuz piller iki kablolu pillerin de yerini alabilecektir."
Adalet, kablolu pilde hastanın en az iki gün hastanede kaldığını ve iyileşmesinin zaman aldığını hatırlatarak, kablosuz kalp pilinde ise kesi olmadığı için hastanın aynı gün normal hayatına döndüğünü söyledi.
Yeni kalp pilinin maliyetinin 15 bin dolar olduğunu dile getiren Adalet, Türkiye'de 5 hastaya uygulandığını, yeni pilin SGK tarafından geri ödeme kapsamına alınmasını beklediklerini ifade etti. AA
Son Girilen Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan dolayısıyla çocukları kabul etti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti.
Siber suçlarla mücadele sürüyor: 63 şüpheli yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, siber suçlarla mücadele kapsamında gerçekleştirilen Sibergöz-33 ve Sibergöz-34 Operasyonları'nda 63 şüphelinin yakalandığını bildirdi.
İzmir’in deprem tehlikesi İstanbul’dan da yüksek
İzmir’de çoğu ilçenin fay hattı üzerinde yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, Ege Denizi’nde ve çevre illerde bulunan faylar nedeni ile İzmir’in deprem tehlikesinin İstanbul’dan fazla olduğuna dikkat çekti