TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kanserle mücadeleyi destekliyorlar

İzmir’de kurulduğu günden beridir kanser hastalarının en büyük destekçilerinden bir tanesi olan ve sayısız kanser hastasına destek veren ‘Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği’ faaliyetlerine tüm hızıyla devam ediyor

Haber Giriş Tarihi: 12.09.2017 07:22
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kanserle mücadeleyi destekliyorlar

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Kanser; genetik hasarlanma sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile ortaya çıkıyor. Genetik yapıda (DNA’da) her gün yaklaşık 10 bin değişiklik olmasına rağmen bağışıklık sistemi, her milisaniye vücudumuzu tarıyor ve genetik hasara uğramış hücreleri yok ediyor. Ancak değişime uğrayan hücrelerin çok küçük bir kısmı bile kansere neden olabiliyor. Genellikle sebebi açıklanamayan kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, deri bulguları ve ağrı gibi şikayetlerle ortaya çıkan kanser; bulunduğu yere göre de farklı bulgular gösterebiliyor. Kanserlerin yaklaşık yüzde 80’inde neden belliyken, vakaların yarısından fazlasını akciğer, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri oluşturuyor. Akciğer kanseri beslenmeyle de ilgisi olmasına rağmen daha çok sigara tüketimi ile ilişkili, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri ise daha çok beslenmeye bağlı olduğu da biliniyor. AIDS, Ebstein-Barr virüsü (öpücük hastalığı) ve B hepatiti virüsü gibi enfeksiyonlar da başlıca kanser nedenleri arasında yer alırken, bu hastalıklar da sağlıklı beslenen insanlarda nadiren görülüyor.

“MAALESEF KANSER”

Kanserle mücadelede artık önemli bir yer edinen Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği Başkanı Mevlüt Yılmaz, “Maalesef artık her açtığımız gazetenin sayfasında ya da neredeyse televizyonda rastladığımız haber programında, hep aynı konuyu duyar olduk. ‘Maalesef kanser!’ vücudumuza sinsice giren, bizleri ya da yakınlarımızı ele geçiren bu hastalık çevremizde ya da bizde yoksa kendimizi şanslı sayar hale geldik son günlerde. Kendimizce yorumları var tabi ki; stres, sigara, alkol, GDO’lu gıdalar sağlıksız beslenme, sağlıksız yaşam tarzı, baz istasyonları, hormonlu yiyecekler katkı maddeleri gibi sayfalar dolusu yazabileceğimiz milyonlarca sebep var. Kim bilir hangisi gelip bizi buldu diye günlerce düşünsek te asla iğrenemeyeceğimiz nedenler mevcut” dedi.

“DESTEK SONUNA KADAR SÜRECEK”

Kanserle Mücadele Derneği olarak kanserle mücadele edeceklerini de ifade eden Mevlüt Yılmaz, “Bunun için gerekli adımları attık ve atmaya devam ediyoruz. Dileriz ki bu hastalığa yakalanan büyük, küçük herkes bu hastalığı yenebilsin. Çevresinde bu hastalığa yakalanmış yakınları olan kişiler için rehber olabileceğini düşündük ve ‘Kanserle Mücadeleyi Destekleme Derneği’ni kurduk. Derneğimizi, toplumu onkoloji (Kanser) hakkında ve erken teşhisi ile ilgili bilgilendirme, maddi durumu iyi olmayan onkoloji hastalarına maddi (ayni ve nakdi) ve manevi olarak her türlü yardımı yapmak, projeler yürütmek ve yardımlaşma amacı için yapılandık. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sizleri de bu mücadelemize katkı sağlamaya davet ediyorum” diye konuştu.

“BİZ FARKINDAYIZ, KANSERİ YENECEĞİZ”

Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemidir. Bu çerçevede kanserden korunmak büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde yılda yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konulmaktadır. Kanserli vakaların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte, bölge veya şehirlerimiz arasında kanser görülme sıklığı açısından önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanser vakalarının önemli bir kısmı sigara ve obeziteyle ilişkilidir. Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir. Çevresel etkenler kanser oluşumunda yüzde 90-95 oranında etkilidir. Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, hareketsiz yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevresel etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacaktır. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kanserden korunmak mümkün olabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmektedir.

“KANSER KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNENLER”

Kanser konusunda yanlış bilinen birçok şey olduğunu belirten ve bunlara da değinen Mevlüt Yılmaz, “Kanser sadece bir sağlık sorunudur, gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır, ölüm demektir, benim kaderim, ondan kaçamam gibi düşünceler, kanser hakkında insanların yanlış bilinen şeylerdir. Oysaki kanser, sadece bir sağlık sorunu olmadığını bilmek. Sosyal ve ekonomik yönleri zengin olanların da yakalanabildiği, küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir. Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Ülkemizde tüm kanser tedavileri ücretsiz yapılmakta ve modern tıptaki standart bütün tedavilere ulaşılabilmektedir. Kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir. ‘Erken teşhis hayat kurtarır!’ prensibiyle Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi’miz (KETEM) bünyesinde; meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz olarak verilmektedir. Ülkemizde kanserle olan mücadele bütün toplumsal unsurların desteği ile devam edecektir. Kanserle mücadele uzun soluklu bir maraton olup yeterli ekonomik güç yanında halkımızın da aktif katılımını gerektiren bir süreçtir” diye konuştu. 

BULAŞICI DEĞİL

Bu kadar tehlikeli olmasına rağmen bulaşıcı bir hastalık olmayan kanser, yanında aynı zamanda hastada enfeksiyon hastalığı varsa, o zaman dikkatli olmak gerekiyor. Bulaşıcıdan ziyade hastaya kemoterapi veya radyoterapi yapıldığı zaman lökosit denilen vücudun savunma hücreleri bir miktar düştüğü için hastanın mikroplara, gribe ve enfeksiyona karşı savunması biraz zor oluyor. Hastaların bu durumda kendilerine zarar gelmemesi açısından biraz daha dikkatli olmaları gerektiği de ifade edilirken, bulaşıcı özelliğinin olmadığı bilinir. Kanserin oluşmasında etkili birçok neden sayılabilir. Ailesel ve genetik faktörlerin yanı sıra kişinin yaşam tarzından ve dış etkenlerden kaynaklanan nedenler de bulunduğu sıkça belirtilmektedir. Sigara ve alkol kullanımı, uzun süre güneşte kalma, kötü beslenme alışkanlıklarının yanında ayrıca kansere neden olan dış faktörler de bulunurken, bunlar; yüksek dozda röntgen ışınına maruz kalma, kimyasal maddeler, virüsler (Hepatit B,C, insan papilloma virüs…), hava kirliliği, radyasyona maruz kalma gibi etkenler kanser oluşumuna davetiye çıkarabilir.

BELİRTİLERE DİKKAT!

Tıpta en tehlikeli hastalıkların başında gelen kanser hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir, ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak kişinin kanser olduğu anlamına da gelmeyebilir. İşte bu nedenle düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiği sıkça ifade edilmektedir. Kanserin en sık görülen belirtileri ise şu belirtiler olarak belirtilmektedir, “Rahim veya makattan gelen, normal olmayan kanama, memede veya vücutta ortaya çıkan şişlikler, iyileşmeyen yaralar, ağızda iyileşmeyen ağrılı/ağrısız yaralar, ağız içi ve dudakta beyaz veya kırmızı plaklar, kitle veya sertlikler, uzamış ses kısıklığı ve öksürük kanlı, pis kokulu balgam, yutma güçlüğü veya hazımsızlık, ben veya siğillerde meydana gelen büyüme, renk değişikliği ve kanama, dışkılama değişiklikleri, kanamalı idrar renk, şekil ve büyüklüğü değişen, çabuk kanayan veya ülserleşen benler, göğüste ele gelen kitle, meme derisi üzerinde kalınlaşma, çökme veya çekilme, meme başından berrak veya kanlı akıntı, uzamış ishal veya kabızlık ve açıklanamayan kilo kaybı” olarak gösterilmektedir. Öte yandan bu belirtiler de kanserin en sık görüldüğü belirtiler arasında olduğu söylenmektedir, “Adette düzensizlik, fazla kanama veya uzun süreli kanama, adet dönemleri arasında veya menopoz sonrası kanama, cinsel ilişkiden sonra kanama, normalden fazla vajinal akıntı, uzun süren ve açıklanamayan ateşler” olduğu söylenmektedir. Uzmanlar bu belirtiler olduğunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.

TÜRKİYE’DE ÜRKÜTÜCÜ BOYUTTA

Dünyada en çok görülen kanser vakalarına bakacak olursak; meme kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri, yemek borusu kanseri, mide ve bağırsak kanseri, baş ve boyun kanseri, yumurtalık kanseri, rahim ve rahim ağzı kanseri olduğu göze çarpıyor. Türkiye’de en sık görülen kanser türleri ise akciğer kanser, meme kanseri, mide kanseri, deri kanseri ve kolorektal kanseri olduğu söylenmektedir. Öte yandan İstatistikler, Türkiye’nin kanser rakamlarının ürkütücü boyutta olduğunu da gösteriyor. Sağlık Bakanlığının 2000-2006 yıllarını kapsayan son çalışmasına göre, Türkiye’de 396 bin kanser vakası bulunuyor. Her yıl 140 bin kişi kanserden ölüyor. Bu rakamın önümüzdeki 20 yılda 500 bine çıkacağı tahmin edilirken, her yıl ortalama 150 bin yeni kanser tanısı konuyor ve yine 20 yıl içinde hasta sayısının 1,5 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Kanserin Türkiye’ye yıllık maliyeti ise 2,5 milyar doları bulduğu ifade edilirken; kadınlarda meme, erkeklerde ise akciğer kanseri birinci sırada yer alıyor. Türkiye’de İç Anadolu Bölgesi’ndeki mezotelyoma sorunu dünya ortalamasının bin katı kadar yüksek olduğu da göze çarparken, Ege Bölgesi’nde arsenikle ilgili olabilecek kanserlerde, Doğu Anadolu Bölgesi’nde mide kanseri sıklığında diğer bölgelere göre önemli bir yükseklik var.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.