TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kısacılar, Hezarfen ile uçuyor

Dört yıl önce İzmir’de özel sinema etkinlikleri yapmak üzere kurulan Hezarfen Film Galeri, aynı zamanda Türkiye’de çekilen kısa filmleri dünyada tanıtmak için yoğun çaba harcıyor. Kısa filmler, önümüzdeki yıl dünyanın en kapsamlı kısa film festivallerinden Clermont Ferrand’da gösterilecek

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2017 06:59
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kısacılar, Hezarfen ile uçuyor

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Hezarfen Film Galeri, sanatı ve sanatçıyı seyirci ile buluşturan, kültürel paylaşımlar tasarlayan ve gerçekleştiren, bu kapsamda film festivalleri, film gösterimleri, atölye çalışmaları, sergi gibi profesyonel organizasyon tecrübesine sahip sinema profesyonellerinden oluşan bir kurum. Uluslararası ve ulusal birçok deneyime sahip olan kadrosu ile Türk sinemasını dünyada; dünya sinemasını da Türkiye’deki etkinliklerle tanıtıyor. Bağımsız Türk sinemasını ve izleyicisini bir adım daha öne çıkarmayı amaç edinen Hezarfen Film Galeri, bu anlamda Türkiye’de ve özellikle İzmir’de önemli bir boşluğu dolduruyor. Hezarfen bünyesinde kurulan Kısa Film Ajansı ise, Türkiye’de çekilen kısa filmleri dünyada tanıtmak için çalışmalar yapıyor.

DENEYİMLİ BİR EKİP

Uzun dönem İsrail’in Haifa kentinde sinematek direktörlüğünü üstlenen ve aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarım Bölümü öğretim görevlisi olan Nesim Bencoya, aynı zamanda Avrupa Film Akademisi üyesi. Bencoya, kurucusu olduğu Hezarfen Fillm Galeri ile ilgili şunları söyledi: “Uzun yıllar program yapımcılığı, koordinasyonu konusunda kendimi yetiştirdim. Sosyoloji ve antropoloji eğitimi aldım. Haifa’da sinematek müdürlüğü yaptım. Her gün 6-7 film seansı yapıyorduk. Özel konuklar alıyorduk; David Lynch konuğum olmuştu. Bütün dünya sinemaları ile tanışıklığım aslında oradaki birikimlerimden geliyor. Türkiye’ye döndüğümde aynı çizgide işler yapmaya devam ettim. İzmir’de Kısa Film Festivali’nin direktörlüğünü yaptım. Malatya Uluslararası Film Festivali’nin ve şimdi de Uluslararası Antalya Film Festivali’nin uluslararası program direktörüyüm. Hezarfen Film Galeri direktörüyüm. Ulusal ve uluslararası sinema alanlarında çok deneyimli bir ekibe sahibiz. 7 yıl önce döndüğümde İzmir’de bu anlamda kuraklık vardı. Bugün çok daha iyi. Her yerde bir etkinlik oluyor. Eğer bunda payım varsa çok mutlu olurum” dedi.

UÇMAYA KARAR VERDİK

İzmir’de ve Türkiye’de sinema kültürünü geliştirmek için çalışmalar yapmaya devam edeceklerini açıklayan Bencoya, “Sinema bana göre hiç tanımadığımız insanların sezgilerini, iç dünyalarını anlatan hikayelerdir. Bunu başaran çok az sinemacı var. Filmleri de izleyiciyi etkiliyor. Bu işe girerken biraz endişeliydik ama daha sonra uçmaya karar verdik. Aklımıza da Hezarfen ismi geldi. İsminin sinemayla değil ama cesaretle ilgisi var. Kurulduğumuz andaki hedefimizden hiç şaşmadık, bizi ilgilendiren alan, bağımsız sinema. Ticari sinema bizi ilgilendirmiyor. Onu yapanlar zaten var. Filmlerin izlenmesini sağlamak, yönetmeniyle konuşabilmek, o dünyanın içine girebilmelerini sağlayabilmek… İnsanların koşa koşa yönetmenli filmlere gelmeleri benim çok hoşuma gidiyor. Sinema izleme kültürü sadece salonda filmi izlemekle bitmiyor. Yönetmen için de bu aynı. Mesela orta Avrupa filmleri festivali yapıyoruz İzmir’de. Hiç göremeyeceğiniz filmleri getiriyoruz. Zaten Orta Avrupa sineması çok rağbet görmüyor. Ama bunun yanında Orta Avrupa’nın muhteşem film posterlerini de getiriyoruz” şeklinde konuştu.

KISA FİLMCİLERE DESTEK

Türkiye’de yapılan kısa filmlerin özellikle uluslararası promosyonunu amaçları arasına kattıklarını açıklayan Bencoya, “Kısa filmciler öksüz... Kısa filmcilerin yeteneğine inanıyoruz. Onları biraz itmek lazım. Her yıl yurtdışında en azından üç festivale gidiyoruz. Berlin, Cannes, Venedik gibi… Türkiye’de çekilen uzun metraj filmler için çalışmalar yapılıyor ancak kısa filmlerde bu pek yapılmıyor. Yurtdışı ile ilişkilerimiz iyi olduğundan Hezarfen uçuşuyla Türkiye’de çekilen kısa filmleri dünyaya tanıtabiliriz diye düşündük. Duyuru yapıp hazırladığımız seçkiler için bize kısa film göndermelerini istiyoruz. Gelen filmleri izliyoruz, içlerinden seçim yapıyoruz. Amacımız onları tanıtmak ve telif hakkı almalarını sağlamak. Her seçki ortalama 8-9 filmden oluşuyor. Kısa film yurtdışında bir piyasası var. Bu da sizin gelişmenize neden oluyor. Kanada’da bir şirketle bağlantıdayız. Bu arada kısa film arşivlemeye gidiyoruz. Türkiye’nin kısa film arşivini oluşturmak istiyoruz. Bunun için de çalışmalarımız sürüyor. Seçtiğimiz filmlerin yönetmenlerini filmleriyle birlikte festivallere göndermeye çalışıyoruz. Böylece orada kendilerini daha fazla tanıtma ve anlatma şansına sahip oluyorlar. Bu yetenekli gençlerimiz, onlar için sağladığımız kontaklar sayesinde ortak proje yürütebilecekleri, bilgilerinden faydalanabilecekleri ya da projelerine finansman bulabilecekleri kişilerle tanışıyorlar” diye konuştu.

SİNEMADA ÖZGÜRLEŞMİŞ RUH

Türkiye’de çok yetenekli genç sinemacılar olduğunu belirten Bencoya, “O gençler genellikle kısa film yapıyorlar. Kısa Film Ajansı’nı kurduğumuz zaman hayretler içinde kaldım. Çünkü son dönem uzun film yapanların yeteneklerini aşan bir yetenek var kısacılarda. Karşılaştırmak tabi ki güç ama Türkiye’de özgür düşüncenin gelişmekte olmasından son derece memnunum. Son zamanlarda bambaşka öğeler sinemamızda yer almaya başladı. Fantastik, şehir filmleri ve daha çok aile içi ilişkileri ele alan konular tabuları kırma üzerine giden bir yolda ilerliyorlar. Kültür yaratmak için bu çok önemli bir şey. Daha özgürleşmiş bir ruhun egemen olduğunu görüyorum ve çok seviniyorum. Yurtdışında da insanlara hitap edebilmek için bu geniş yelpaze çok önemli. Kısa film aslında en zor sinema türü, böyle olduğu için her zaman olmasa bile çok çarpıcı şeyler ortaya çıkıyor. Burada mizah duygusunun gelişmiş olması çok önemli. Seneye bu festivalimizi büyütüp çok daha önemli bir hale getireceğiz. Bence çok önemli filmcilerin gelişmesi için. Türkiye’de sinema çok hızlı gelişiyor sanki bu yıl bir durağanlık ama devamlı basamak atlayarak gidiyor” açıklamasında bulundu.

BAĞIMSIZ FİLMLER İZLEYİCİYLE BULUŞUYOR

Dünya sinemasında yer alan bağımsız filmleri Türkiye’deki seyircilerle buluşturmak için etkinlikler düzenlediklerini anlatan Bencoya, şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Sineması Programı kapsamında Avrupa Filmleri Haftası yapıyoruz. Dört orta Avrupa ülkesinin filmleri ve genelde sergimiz oluyor. Geçen yıl film afişleri sergisini açtık. İskandinavya Ülkeleri Film Günleri de yapıyoruz. İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda gibi ülkeleri içeriyor. Bu bizim iki Avrupa programımızda toplam 8, 9 ülkeden filmler gösteriliyor. Bazen İspanya gibi ülkelerin de yer alabiliyor. Bizim inancımıza göre bağımsız filmlerin de izleyici ile buluşma hakkı var. Uluslararası ve ulusal profesyonel kadromuz ile Türk Sineması’nı dünyada; Dünya Sinemasını da Türkiye’de etkinliklerle tanıtmış bir ekibe sahibiz. Cannes, Hamburg gibi festivallerden kişilerin yer aldığı bir danışma kurulumuz var. Sinema evrensel bir sanat ve yerel kalamazsınız. Onlar da Türkiye ile ilgili bir etkinlikte bize danışıyor.”

YURTDIŞINI İZMİR’E GETİRİYORLAR

Başka bir dünyaya temasın her zaman yurtdışına çıkmakla mümkün olmadığını ifade eden Bencoya, bu anlamda Hezarfen’in önemine şöyle vurgu yapıyor: “Yurtdışını buraya getirebilmek, başkalarının deneyimlerini öğrenmek önemli. Türkiye’de kısa filmlere biraz çöp olarak bakılıyor ve öyle algılanıyor. Kısa film başlı başına bir türdür. Bunun Avrupa ve Amerika’da piyasası vardır. İnsanlar bu işten para kazanır. Burada ise bir uçak bileti verirseniz festivalde kısa filmciye çok mutlu olur. Bence bizim sıkıntımız parasızlık değil daha çok hayal dünyası ve iyi senaryo yazıp iyi film yapamama. Biz bir Kısa Film Ajansı kurduk. Bu ajansa Türkiye’nin her yerinden film seçiyoruz ve bu filmlerin yurtdışındaki festivallerde ‘Türkiye’den kısalar’ adı altında gösterilmesi için çalışıyoruz. Pazarlamasını yapıyoruz, yeni bir iş. Şuana kadar Cannes film festivaline bir seçki götürdük. Önümüzdeki yıl Fransa’daki en büyük kısa film festivali olan Clermont Ferrand’da bir temsilcilik kuracağız ve filmlerimizi orada göstereceğiz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.