TÜBİTAK destekli Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması Projesi kapsamında 2009da klonlanan yerli boz ırk boğa Efe ve dişi klonlar yaşamını sorunsuz şekilde sürdürüyor
Haber Giriş Tarihi: 01.01.2018 09:14
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) destekli Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması Projesi kapsamında 2009 yılında kulak derisi hücresinden klonlanan ve dünyadaki klonların içinde en uzun yaşayanlar sınıfına da girmeyi başaran yerli boz ırk klonları, hiçbir sağlık sorunu olmadan yaşamlarını sürdürüyor. Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Sezen Arat, yaptığı açıklamada, Efenin 2009 yılında TÜBİTAK destekli proje kapsamında 4 yaşındaki bir boğanın kulak hücresinden klonlandığını, aynı şekilde 5 yaşında bir boz ırk ineğin de hücrelerinden 4 dişi klonladıklarını söyledi.
YENİ TEKNOLOJİ
Proje çerçevesinde 2009 yılında sperma olmadan bir canlının birebir kopyasının oluşturulduğunu anlatan Arat, dünyada bu teknolojiyi uygulayan 10 civarında ülke bulunduğunu aktardı. Klonlama teknolojisinde ABD ve Japonyanın başı çektiğini vurgulayan Arat, Biz de kendi yerli boz ırkımızı klonlamıştık. Çünkü sayıları çok azalmıştı. O zaman dondurulmuş hücre bankasından hücreleri çözüp bu hayvanları klonladık. Tabii klonlama yeni bir teknoloji. Hala gelişmekte olan bir teknoloji ve uygulayan her ülkede aynı başarıya ulaşmıyor. diye konuştu.
Arat, bu teknolojiyi uygulamaya çalışan bazı ülkelerde klonların 1-2 yaşında öldüğünü, ölü doğumların gerçekleşebildiğini anlatarak, şunları söyledi: Uzun yaşayan klonlar o ülkede o teknolojinin doğru kullanıldığını, bu teknolojinin geliştirildiğini gösteriyor. Dolayısıyla burada gördüğünüz boğa ve diğer dişiler 8 yaşında. Doliyi düşünürsek 6 yaşında ölmüştü. Efe, Ece ve Ecem 8 yaşında olduğu için şu anda dünyada en uzun yaşayan klonlar sınıfına girdi. Çünkü en fazla yaşayan 10 yaş civarında bir sığırla ilgili bilimsel bir çalışma var. Onun dışındakilerin çoğu ölüyorlar. Bu teknoloji halen inceleme aşamasında ama gördüğünüz gibi klon Efe çok sağlıklı ve klon dişilerden yavruları var, yavrularının da yavruları oldu, yaklaşık 20 kadar bu klonların popülasyonu var. Bir kısmı burada bir kısmı başka bir üniversitede. Bu bize bu teknolojinin uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Bu konuda ileride olan ABD ve Japonya, bu klonların diğer hayvanlardan hiçbir farkının olmadığını dolayısıyla gıda olarak da kullanılabileceğini söylüyorlar. AA
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TÜBİTAK destekli Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması Projesi kapsamında 2009da klonlanan yerli boz ırk boğa Efe ve dişi klonlar yaşamını sorunsuz şekilde sürdürüyor
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) destekli Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması Projesi kapsamında 2009 yılında kulak derisi hücresinden klonlanan ve dünyadaki klonların içinde en uzun yaşayanlar sınıfına da girmeyi başaran yerli boz ırk klonları, hiçbir sağlık sorunu olmadan yaşamlarını sürdürüyor. Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Sezen Arat, yaptığı açıklamada, Efenin 2009 yılında TÜBİTAK destekli proje kapsamında 4 yaşındaki bir boğanın kulak hücresinden klonlandığını, aynı şekilde 5 yaşında bir boz ırk ineğin de hücrelerinden 4 dişi klonladıklarını söyledi.
YENİ TEKNOLOJİ
Proje çerçevesinde 2009 yılında sperma olmadan bir canlının birebir kopyasının oluşturulduğunu anlatan Arat, dünyada bu teknolojiyi uygulayan 10 civarında ülke bulunduğunu aktardı. Klonlama teknolojisinde ABD ve Japonyanın başı çektiğini vurgulayan Arat, Biz de kendi yerli boz ırkımızı klonlamıştık. Çünkü sayıları çok azalmıştı. O zaman dondurulmuş hücre bankasından hücreleri çözüp bu hayvanları klonladık. Tabii klonlama yeni bir teknoloji. Hala gelişmekte olan bir teknoloji ve uygulayan her ülkede aynı başarıya ulaşmıyor. diye konuştu.
Arat, bu teknolojiyi uygulamaya çalışan bazı ülkelerde klonların 1-2 yaşında öldüğünü, ölü doğumların gerçekleşebildiğini anlatarak, şunları söyledi: Uzun yaşayan klonlar o ülkede o teknolojinin doğru kullanıldığını, bu teknolojinin geliştirildiğini gösteriyor. Dolayısıyla burada gördüğünüz boğa ve diğer dişiler 8 yaşında. Doliyi düşünürsek 6 yaşında ölmüştü. Efe, Ece ve Ecem 8 yaşında olduğu için şu anda dünyada en uzun yaşayan klonlar sınıfına girdi. Çünkü en fazla yaşayan 10 yaş civarında bir sığırla ilgili bilimsel bir çalışma var. Onun dışındakilerin çoğu ölüyorlar. Bu teknoloji halen inceleme aşamasında ama gördüğünüz gibi klon Efe çok sağlıklı ve klon dişilerden yavruları var, yavrularının da yavruları oldu, yaklaşık 20 kadar bu klonların popülasyonu var. Bir kısmı burada bir kısmı başka bir üniversitede. Bu bize bu teknolojinin uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Bu konuda ileride olan ABD ve Japonya, bu klonların diğer hayvanlardan hiçbir farkının olmadığını dolayısıyla gıda olarak da kullanılabileceğini söylüyorlar. AA
Son Girilen Haberler
İzmir'de toz taşınımı devam ediyor
Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımı nedeniyle birçok şehirde görüş mesafesi düştü, hava kalitesi azaldı.
Kıbrıs’ın sokaklarında depremde hayatını kaybeden 35 çocuk anıldı
Türkiye’de geçen yıl meydana gelen 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Kıbrıslı 35 sporcu çocuk için Şampiyon Melekler'e adanmış bir klip çekildi
Konut sektöründe temelden alım satım trendi zayıflıyor
MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, geçmişte temelden alım ve satımın sıkça tercih edildiğini ancak şimdi hem müteahhitlerin hem de vatandaşların bu yönteme mesafeli yaklaştığını belirtti