TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kuru göz sendromu!

Ofis hastalığı olarak bilinen göz kuruluğunun birçok nedeni olduğuna dikkat çeken Karşıyaka Göz Hastanesinden Operatör Doktor Aylin Çelik, hastalığın nedenleri ve göz sağlığımız hakkında önemli bilgiler verdi

Haber Giriş Tarihi: 18.11.2017 07:20
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kuru göz sendromu!

YUSUF ÇAĞIRTEKİN / ÖZEL HABER

Gözlerimiz vücudumuzun en önemli organlarının başlarında geliyor. Vücudumuzun en hassas organlarının bir tanesi olan gözlerimizin sağlığı ise ayrı bir önem taşıyor. Günümüzde bilgisayarların, telefonların, kameraların ve hatta klimaların bile göz sağlığımıza olumsuz etkileri olduğu bilinmekte. Uzun süreler boyunca baktığımız telefon ya da bilgisayar ekranları, göz sağlığımızı bozabilmekte, ileride oluşabilecek köklü sorunlara neden olabilmekte. Çevresel faktörler, genetik özellikler ve ilerleyen yaş da göz sağlığında çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor. Her şeyde olduğu gibi besinler, göz sağlığı için de oldukça önem taşıyor. Doğru beslenmek, gözleri birçok hastalığa karşı koruyarak bazı hastalıkların ilerlemesini de yavaşlatıyor. Bu sebeple göz sağlığımıza dikkat etmemiz gerektiğini söyleyen uzmanlar, göz hastalıklarına karşı vatandaşları uyarıyor.

Uzmanların uyarıda bulunduğu, en çok karşılaştığımız göz hastalıklarından bir tanesi ise göz kuruluğu olarak karşımıza çıkıyor. Vücudun yeterli gözyaşı üretememesi ya da gözyaşını oluşturan bileşimin dengesinin bozulması sonucu meydana gelen bir hastalık olan göz kuruluğunda kişi ya yeterli gözyaşı üretemiyor ya da gözyaşları yeterince kaliteli olmuyor. Gözyaşı yetersizliğinin pek çok nedenden kaynaklanabildiği bilinirken, hastalığın kişiye rahatsızlık verdiği de belirtiliyor. Genelde gözlerde batma ve yanma hissi ile karşılaşan bireyler, belirli durumlarda mesela uçakta, klimalı odada veya uzun süre bilgisayar ekranına baktığında göz kurluğu hissedebiliyor. Göz kuruluğu tedavileri insanı rahatlatabiliyor. Tedavinin, yaşam şartlarını değiştirmek veya göz damlası kullanmaktan oluştuğuna vurgu yapan uzmanlar, ciddi göz kuruluğundaysa ameliyatın da bir seçenek olarak düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Göz kuruluğu, çeşitli göz hastalıkları ve göz sağlığımız hakkında bilgiler veren Karşıyaka Göz Hastanesinden Operatör Doktor Aylin Çelik, göz hastalıkları ile ilgili önemli uyarılarda bulundu.

“GÖZYAŞI BOZUKLUĞU SENDROMU”

Göz kuruluğunun genelde ofis hastalığı olarak bilindiğini fakat kuru gözün birçok nedeni olabileceğine dikkat çeken Aylin Çelik, “Sistemik hastalıkların da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Mesela en çok bilinen hastalıklardan bir tanesi olan Sjögren sendromudur. Bu sendromda ağız kuruluğu, göz kuruluğu, eklemlerde ağrılar oluyor. Sjögren sendromunda gözyaşı az üretilir. Gözyaşı az üretildiği içinde gözler kuru kalır. Hipertiroid yani guatr ve romatizmal hastalıklarda da göz kuruluğu çok görülür. Bunlardaki göz kuruluğunun tedavisi de uzun süren kuruluklardır. Ofis ortamında yaşanan gözlerin kuruması da göz kuruluğu olarak değerlendirilebilir ama biz aslında bunu gözyaşı bozukluğu sendromu olarak biliriz. Burada gözyaşı yok değil var, gözyaşı üretimi var ama gözün içeriğindeki dengeler bozuluyor” diyerek göz kuruluğu hakkında yanlış bilgilere tepki çekti ve Sjögren sendromunun önemine vurgu yaptı.

“GÖZYAŞI BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ”

Gözyaşı bozukluğunun nedenlerine de değinen Aylin Çelik, “Gözyaşının içinde sulu component, yağ, mukus, mukopolisakkarit, aminoasitler ve lipitler var. Bunların dengesi bozulduğunda mesela yağ azaldığı zaman, gözyaşı var ama sulu olduğu için gözün üstünü saramıyor. Gözün üstünde bir film tabakası oluşturamıyor. Bu sebeple de göz sürekli sulanıyor. Göz kuru ama sürekli sulanıyor. İnsanlarda en çok bunu anlamakta güçlük çekiyor. Kuru göz diyorsunuz ama benim gözüm çok sulanıyor diyebiliyorlar. Ofis ortamının yarattığı ekrana çok bakmak, klimalar, hava kirliği sebepleriyle oluşan göz kuruluğunda, gözyaşının sulu içeriği arttığı için, gözün kendisi kuru kalıp, sürekli sulanır. Gözün içinde bir batma hissi oluşur. En çok gelen şikayetler şöyledir; kızarıklık, gözlerde batma hissi, çok sulanma ve sulanan gözde acı biber gibi yanma hissi oluşur. Kişi gözünü sık sık kırpma ihtiyacı hisseder. Bunlar gözyaşı bozukluğu sendromunun belirtileridir” diye konuştu.

“GÖZLERİNİZİ DİNLENDİRİN”

Gözyaşı bozukluğu sendromunun oluşmaması için okuyucularımıza tavsiyeler de veren Aylin Çelik, “Öncelikle ekrana baktığımız seviye, göz seviyemizden yukarıda olmamalı. Ya baktığınız seviyeyle aynı olmalı ya da daha aşağısında olmalı. Bir de şu an bütün dünyada 45’e 15 denen bir kural uygulanıyor. Yani ekrana bütün gün bakmak zorundaysak, her 45 dakika baktıktan sonra 15dakika ekrana bakmamak, gözleri dinlendirmek gerekiyor. Hatta 3-4 dakika gözlerimiz kapatıp, dinlenmekte yarar var. Ekrana en az 40 cm uzakta olmak gerekiyor. Ekrana çok uzun süre de bakmamak gerekiyor. Göz sağlığımız için şuna da dikkat etmek gerekir. İş yerinde bütün gün ekrana bakmak zorundaysanız, ekrana bakmadığınız yani ara verdiğiniz zaman diliminde telefon ya da herhangi bir teknolojik alete bakmamak gerekmektedir. Çünkü göz zaten çok uzun süre katlanmak zorunda kalıyor. Kişi böyle yaparak hiç olmazsa gözlerini biraz daha da dinlendirmiş olur. Aslında bütün ekranlar aynıdır. Bilgisayara, tablete ya da telefona bakmak aynı etkiyi gösterir. Bir başka tavsiyem ise gözlerinizi daha sık kırpmaya çalışın çünkü fark etmeden gözümüzü daha az kırpıyoruz. Ekrandaki işine konsantre olduğumuz zaman, gözümüzü daha az kırpmış oluyoruz” dedi.

“GÖZLERİNİZİ KIRPMAYI UNUTMAYIN!”

“Gözlerimizi yeterince kırpmadığımız zaman da gözümüzün suyu da sürekli buharlaşıyor. Bunu sürekli aklımıza getirip, gözlerimizi kırpmamız gerekiyor. Bu saydıklarımız artık yetmiyorsa ve göz daha da kuruduysa suni gözyaşı preparatları kullanıyoruz, gözü nemlendiriyoruz. Bunlar da yetmiyorsa, daha ağır olgularda da daha ağır ilaçlarla tedavi ediliyor. Son olarak bütün gün ekrana bakmak zorunda olan insanlar, en azından uykularını iyi almaları gerekiyor. Bu insanların uyku saatleri yeterli olması gerekiyor çünkü uykunun az olması da kuruluğu tetikleyen faktörlerden bir tanesi olduğunu biliyoruz” diyerek tavsiyelerde bulundu. En çok karşılaştıkları göz hastalıklarına da değinen Aylin Çelik, “Çok sebebi olduğu için göz kuruluğu ile çok sık karşılaşıyoruz. Refraksiyon bozuklukları yani, miyop, hipermetrop, astigmatın haricindeki hastalıklara baktığımızda göz kuruluğu, göz tansiyonu ve çocuklar için göz tembelliği ile çok sık karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“DİNLENDİRİCİ GÖZLÜK YOKTUR”

Halk arasında gözlük kullanımının yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Aylin Çelik, okuyucularımızı dinlendirici olarak bilinen gözlükler hakkında uyarmayı ihmal etmedi. Dinlendirici gözlüğün toplumda genel olarak yanlış olduğunu belirten Aylin Çelik, “Bir defa en başta şunu ifade gerekmektedir ki, dinlendirici gözlük diye bir şey yoktur. Bizim düşük numaralarda verdiğimiz gözlükler; dinlendirici olarak bilinmektedir ve böyle yayılmıştır. Aslında o gözlüklerde numaralıdır. İnsanlar bu detayı atlıyor ya da gözden kaçırıyorlar. Bu konuda da dikkatli olmak gerekir. Çünkü 0-25, 0-50 gibi düşük numaraları görmeyi engellemiyor. Bu da insanlar arasında yanlış anlaşılmalara neden oluyor. Halbuki onda da numara var. Yani dinlendirici olacak diye numara olmayacağı anlamına gelmez. Bu sebepledir ki herkes dinlendirici diye numaralı gözlük kullandığının farkına varmalıdır. Bir de zaten gözlük kullanımı ile göz kuruluğu arasında hiçbir alaka yoktur. Düşük numaralı gözlük kullandım diye göz kuruluğu olmayacak diye düşünülmemeli. Ekrana sık bakmak zorunda olan kişiler ışık kırıcı, antirefle, sıfır derece bir gözlük kullanabilir fakat bu da göz kuruluğunu engellemez. Gözdeki yorgunluğu dinlendirmenin tek yolu gözü kapatarak, yeterli sürelerde dinlendirmektir. Başka bir yol arayışına girmek çok da tavsiye edilebilecek bir şey değildir” diye konuştu.

GÖZ TEMBELLİĞİNE DİKKAT!

Göz kuruluğu hakkında okuyucularımıza önemli bilgiler aktardıktan sonra, çocuklarda sık görülebilen rahatsızlıklardan göz tembelliğine de dikkat çekti. Ebeveynlerin göz tembelliğini çok fazla dikkate almadığını ifade eden Aylin Çelik, “Bu konu çok atlanıyor. Genelde çocuk 8-9 yaşlarında şikayeti olunca yani çocuk benim bir gözüm az görüyor gibi nedenleri çocuk ifade edebilince doktora getiriyorlar. Burada dikkat çekmek istediğim husus ise göz tembelliğinin tedavisi 7 yaşa kadardır. Yedi yaştan sonra yapacak çok da bir şey kalmıyor. Yedi yaşa kadar olan tedavi ise, bozukluğu tahsis ediyoruz yani çocuğa gözlüğünü veriyoruz ve iyi gözü kapatıyoruz. İyi göz kapatılıp, kötü göz görerek çalıştırılıyor. Yedi yaşa kadar çocukta göz bebeği tam olarak gelişmediği için, öteki iyi gözü kapatıp,

kötü gözü çalıştırıp, beyinle uyarımını sağlayarak, görme seviyesi düşük olan gözün görme seviyesini arttırıyoruz. Fakat çocuk 9 yaşına geldiğinde bunu yapamıyoruz” diyerek hastalığın dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Göz tembelliği konusunda ebeveynlere tavsiye de veren Aylin Çelik, “Ebeveynler bu durumu hiçbir şekilde fark etmeyebilir. Bütün ebeveynlere tavsiyem, iki yaşından itibaren her yıl çocuklarını muayeneye götürmelidirler. Bunun haricinde anlamak mümkün olmuyor. Bu sorun çok atlanıyor. Genelde çocuğu bize getirdiklerinde artık çok geç olmuş oluyor. Gözü kapama tedavisini yapma yaşını geçmiş oluyoruz ve bunun başka bir tedavisi yok” diye konuştu.

GÖZ TEMBELLİĞİNİN NEDENLERİ

Göz tembelliği göz-beyin bağlantısının zayıf veya az gelişmiş olmasından dolayı ortaya çıkar. En yaygın nedeni strabismusdur yani göz kasları gözleri düzgün hizalayamazsa, özellikle büyüme sırasında, beyin her gözden ayrı görüntü alır. Bu karışıklık beynin gözlerin birinden gelen bilgiyi sürekli yok saymasıyla çözülür. Bu da kullanılmayan gözü ve ona karşılık gelen beyin bölgesini az gelişmiş olarak bırakır. Başka bir yaygın nedeni de kırılma hatasının (miyopluk, hipermetropluk veya astigmat) bir gözde daha fazla olmasıdır. Bu da birbirine uymayan girdilere ve sonuç olarak beynin bir gözden gelen veriyi yok sayarak diğer göze öncelik vermesine neden olur. Bu şekilde bir görsel dengesizlik yaratan herhangi bir şey göz tembelliğine neden olabilir. Buna çocukluk kataraktı, bulanıklaşan/matlaşan mercekler, şekil ve boy farklılıkları ve diğer anatomik veya yapısal anomaliler dahildir. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.