TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mizahı halk besliyor

Bu haftaki röportajımızı İzmir mizahının etkili isimlerinden Serkan Demir ile gerçekleştirdik. Mizahın gücünü anlatan Demir, “Çizdiklerinizi de halka yansıtmanız gerekiyor. Çünkü sizi halk besliyor” dedi

Haber Giriş Tarihi: 29.05.2017 06:59
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Mizahı halk besliyor

ONURHAN ALPAGUT - RÖPORTAJ

Mizah ile 1991 senesinde tanışan karikatürist Serkan Demir, ilk çizimlerini Eskişehir’in yerel gazetelerine verdi. Karikatür ile tanışmasında abisinin ona hediye ettiği ‘Gırgır’ dergisinin büyük payı olduğunu söyleyen Demir, “Öyküleri önce komik buldum. Sonrasında kendim bir şeyler karalamaya başladım. Hoşuma gitti. İlerleyen zaman içerisinde kendi özgün karakterlerimi oluşturdum. O gün bugündür sürekli çiziyorum” diye konuştu.

Mizah ile nasıl tanıştın?

Mizaha yönelmem bu işin bir okulu olmadığı için çevrem sayesinde oldu. Her zaman ailede en komik tipler abiler olduğu için beni de en çok etkileyen abimdi. Mizahla olan hikayem abimin bana ‘Gırgır’ dergilerini hediye etmesiyle başladı. Öyküleri önce komik buldum. Sonrasında kendim bir şeyler karalamaya başladım. Hoşuma gitti. İlerleyen zaman içerisinde kendi özgün karakterlerimi oluşturdum. O gün bugündür sürekli çiziyorum. Yıllardır karikatürün içerisindeyim.

İlk yaptığın özgün tipleme ne oldu? Bir hikayesi var mıydı?

İlk tiplemem Eskişehir Belediye Başkanı Selami Vardar’dı. Onun icraatlarını anlatıyordu. Orta Anadolu Dükü Selami… Şehrin sorunları ile ilgilenmeyen, ancak her zaman kendi düklüğünü ortaya koyan bir bant karikatürdü. Eskişehir’in ‘Son Haber’ gazetesinde kendi köşemde yayımlandı.

EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ AİLESİ

Bugüne kadar hangi dergilerde çizimlerin yayınlandı?

1992’den beri karikatür camiasının içindeyim. Eskişehir’in tüm yerel gazetelerine çizdim. Sonrasında dergilerde eserlerim yayımlanmaya başladı. Reklam karikatürleri yaptım. ‘Penguen’, ‘Uykusuz’ dergileri hariç tüm dergilerde çizimlerim yer aldı. Gazete Ege’nin bünyesinde çıkan ‘Sinek’ dergisinde çizdim. Amatör çizerler köşesinde çizimlerime yer verildi. Arkadaşlarımızla beraber ‘Sivilce’ dergisini çıkardık. Sonrasında ‘Maydanoz’, ‘Boyoz’ dergileri çıktı. Çok fazla sayıda dergi ve gazetede eserlerim yer aldı.

Çalışmalarınızda belirli bir düzeye ulaştınız, bu süreç içerisinde sizi destekleyenler oldu mu?

En başta ailem yanımda oldu. Sonrasında Yaşar Arda, Eskişehir’den Sertaç Ürel gibi isimler sürekli yanımda oldular. Bu kişilerin katkısını yadsıyamam. İzmir’de kendimi daha çok geliştirdim. Mustafa Yıldız’ın etkisi büyük oldu. Onun sayesinde ara verdiğim karikatüre geri döndüm.

‘Ben çizer oldum’ diyebildin mi?

Evet, diyebildim. 1996’da Türkiye Gazetesi’nde sayfa sekreterliği yaparken, haber vinyetleri çizmem istendi. Denedim, başardım. 1997’de ciddi anlamda bu işin içerisine girmiş oldum. Çizgimle para kazanmaya başladım.

ÇİZMEK MUHALEFET İSTER

Geçmişten günümüze karikatür sanatını değerlendirirsen neler değişti? Bu işten para kazanabiliyor musun?

Ben para kazanamadım. Kazananlarda bir elin parmaklarını geçmez. Sürekli bir ek iş yapma gereksinimi duydum. Mizahın geldiği noktada muhalif olmanız, iyi bir çizgi sahibi olmanız gerekiyor. Çizdiklerinizi de halka yansıtmanız gerekiyor. Çünkü sizi halk besliyor.

Günümüzde karikatüre uygulanan sansür hakkında neler düşünüyorsun?

Mizahta sansür her zaman oldu. Sansür ister istemez kelimeler ile otomatik olarak uygulanmaya başladı. Ancak bulunduğumuz zaman içerisindeki gibi bir sansür hiçbir zaman uygulanmadı. Mizaha karışılmaya başlandı. Artık çizerler ne çizeceklerini bilemiyor. İnsanlar yaptıkları işi yadırgamaya başladı. Net bir şey üzerinde muhalefet olamadıktan sonra zaten mizah yapmanın da çok da manası yok. Mizahın gücünü öldürdüler. Çizerlerde otokontrol başladı. Yaptıklarını on kere düşünmeye başlıyorsun. Bir çizerin yaptığını sorgulamaması lazım. Muhalif olmadıktan sonra yaptığın işin çok da önemi yok.

YENİ KAREKTER İLGİ GÖRDÜ

Sosyal medyada yeni bir karakter yayımladın. Oldukça ilgi gördü. Bir ismi var mı?

Şu an için bir ismi yok. Saf görünümlü, her şeyden kolayca etkilenen bir tip bu… Bu karakteri konuşturmam lazımdı. Başlangıcı yaptık. Çok da ilgi gördü. Onun üzerinden yaptıklarım gerçekten O’ymuşçasına oldu. Bir isim vermedim. Ama kendisi bir halk kahramanı.

Bildiğim kadarı ile bu tipe bir film çekmek istiyorsun? Aklında nasıl bir proje var?

Bu tipe yaptıracağım çok şey var. İkinci bir Kemal Sunal vakası gibi. Evet, eziliyor ama sonunda kişiye dersini veriyor. Bu tipte bir mesaj kaygısı var. O sebepten zaten ikinci bir Kemal Sunal vakası diyebiliyorum.

HALKTAN BESLENİYORUM

Mizah çizgin nasıl? Argo kullanıyor musun?

Sokak ağzını her zaman severim. O jargon sürekli hoşuma gider. Bunu kullanırımda. Yaptıklarımı entelektüel boyutta yapsam zaten çok da talep görmeyecek. Ben zaten halktan besleniyorum. Sokaklarda büyüdüm ve yetiştim. Sokağın dili beni etkiliyor. Nitekim insanları da öyle.

DÜNYANIN BİR ADIM ÖNÜNDEYİZ

Dünya karikatürü ile Türk karikatürünü karşılaştıracak olursak, ne durumdayız?

Kesinlikle iyi durumdayız. Mizahi olarak Türkiye sonsuz bir düşünce kaynağı. Ancak, şu an çizerlerimizin eli kolu bağlı, sansür uygulanıyor. Daha önceki dönemleri de gördük ancak şu andaki baskı hiçbir şekilde çizerlerimizin üstünde olmadı. Mizahımızla yarışabilecek düzeyde dünyada bir İran mizahı var. Biraz Hintliler bu konuda iyiler. Türk mizahı tamamen farklı. Zorluklardan çok kaliteli espriler çıkabiliyor. O yüzden diğer medeniyetlerin bir kademe üstündeyiz.

YAPTIKLARINI TAŞA AKTARIYOR

Çizimlerini taşlara baskıladığını biliyoruz. Bu fikir nasıl doğdu?

Muhalif olmak için ‘Taş’ gibi durmak lazım. Bu işi nasıl yapalım diye düşünürken… Bir anda taşın üstüne basmak aklıma geldi. Doğal taşlara baskı yapmaya karar verdim. Araştırdım, uyguladım. Oldukça da tuttu. Tişörtlere, bardaklara bunu yapanlar vardı. Ama taşın üstüne yapanlar yoktu. Bu açığı gördüm ve değerlendirdim. Doğal taşlara çizimlerimi aktarmak aynı zamanda benim işimin devamını getiriyor. Hem de kağıda gerek bırakmıyor.

Baskı işlemini hangi boyutlarda yapıyorsun?

Belli bir boyut yok. İstediğiniz boyutta olabiliyor. Puzzle yöntemiyle yapılıyor. Mekanın herhangi bir yerine rahatça uygulanabiliyor. Uzun ömürlü ve solma olmuyor. Fiyatı da makul. Metrekaresi 270 lira gibi bir fiyat. 5 metrekare bin lira gibi… İşçiliği görenler bu fiyatı kabul ediyor. Malzemelerin bir kısmı yurt içinden bir kısmı yurt dışından geliyor. Bu da fiyatı etkiliyor.

YAŞADIĞI MÜDDETÇE ÇİZECEK

Karikatürde kendine belirlediğin bir hedef var mı?

Sağlığım el verdiği müddetçe bu işi yapmaya devam edeceğim. Film senaryolarım var. Korku filmi senaryoları yazmak istiyorum. Farklı düşüncelerim var. Türkiye’nin ihtiyacı olan…

Mizah ve korku tezat şeyler bu iş nasıl oluyor?

Korku, mizahtan beslenir. Mizah öğelerini kullanıp film çekmek biraz ters bir konu. Elimde korku hikayeleri var. Hepsi gerçek konulardan esinlenme. Mizahta gerçeğin dışında bir şeyler uydurabiliyorsunuz. Tamamen ütopik şeyler. Hayal dünyasından korku öğeleri çok rahatlıkla çıkabiliyor.

Eklemek istediklerin?

Mizahın kağıtta olması gerekmiyor. Penguen dergisi kapanıyor. Ancak kağıtsal anlamda. Sanal ortamda yine varlığını sürdürecek. Mizah bir şekilde her zaman yaşayacak. İnsanlar, mizahı takip etsin.

Karikatürist Serkan Demir, sosyal medyada yarattığı tipleme için film çekmek istediğini söyledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.