Organik teskstil iç piyasa da yok!

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER

Günümüzde alışveriş yaptığımız çarşı, market ve pazarlarda aldığımız ürünlerde organik sertifikası olup olmamasına dikkat ediyoruz. Türkiye’de son yıllarda bütün ürün gamlarında organik ürün sertifikalı ürünlerin adedi de gittikçe artıyor. Ekoloji-İzmir 9. İzmir Organik Ürünler Fuarı dolayısıyla organik üretim yapan birçok firma da İzmir’e gelerek ürünlerini tanıttı. Denizli’de üretim yapan ve yurtdışı ağırlıklı çalışan SierraLinens Tekstil Firmasının İhracat Müdürü Barış Kozakbaş ile organik tekstil üzerine konuştuk.

İhracat odaklı çalıştıklarını ve yeni markalaşmaya başlayan bir firma olduklarını belirten Kozakbaş, “Avustralya, Kuzey Avrupa, İsveç, Norveç, Güney Avrupa ve İtalya’ya tekstil ürünleri ihraç ediyoruz. Ağırlıklı olarak havlu yapıyoruz ancak peştemal de üretiyoruz. Ürünlerimizin hepsi yüzde yüz pamuktur. Polyester karışım ya da naylon yok. Genelde müşterilerimiz pamuk istediği için pamuk çalışıyoruz. Ayrıca baskımızda da organik sertifikamız mevcut” dedi.

İÇ PİYASAYA ÇALIŞMIYORUZ

Üretimlerini kara tezgah denilen makinaların ikinci nesile çevrilmiş olan elektrikli olanlarında yaptıklarına değinen Kozakbaş, “Çünkü kara tezgah makinaya sertifikasyon firmaları onay vermiyor. Dolayısıyla o ürünü de endüstriyel belgeli makinada yapınca o kontrastı vermiyor. Bizde müşterilere baskıda, iplikte, boyada ve pamukta baskıda sertifikamız var diyoruz. O şekilde teklif ettiğimiz zaman bu şekilde de müşterilerimiz kabul edebiliriz diyorlar. Hammaddemiz organik, ancak organik olmayan ürünleri de satıyoruz. Ancak iç piyasaya çalışmıyoruz. Yakın zamanda internet üzerinden de müşterilerimize satış imkanı sunacağız” diye konuştu.

FABRİKAMA GELEN İPLİĞİ BİLİYORUM

İç piyasadan organik ürün talebinin olmadığının altını çizen Kozakbaş, “Organik üretimde samimi olduğumuza inanmıyorum. Size şöyle bir örnek vereyim; üç tane üretim yapan kişinin tarlası yan yana olsun. Sağ ve soldaki tarla sahipleri ilaçlama yapmasın. Ancak ortadaki tarla sahibi ilaçlama yapsın. Yukarıdan yapılan ilaçlamada ilaçlama sizin tarlanıza gelmez mi? Bu durumda illaki gelir. Bir şeyin organik olması için üstünde hiçbir endüstriyel kalıntının olmaması gerekiyor. Öyle bir dünya ve Türkiye yok. Ben pamuğun başında durmuyorum ki. Ben fabrikama gelen ipliğimi biliyorum. 10 bin Euro para veriyoruz. Boyanın su bazlı olması malın organik olduğunu göstermez ki. Benim bildiğim organik boya boya kök boyadır. Sertifikasyon şartları inceleniyor. Ege’de A firmasının pamuğu organik sertifikalı deniyor. İlk başta zincir dağıtım isteniyor. Aynı zamanda boyayı şart koşmuş A firmasından alacaksınız diye. Ben bütün ürünlerimi belgeli boyuyorum. Her boyamadafatura alıyorum. Ben olayın samimiyetine inanmıyorum” diye konuştu.

ORGANİK ÜRÜNLERE FARK KOYMUYORUZ

Kozakbaş, fabrikasına yeni iplik aldığını 3.20 dolara organik olmayan ipliği alırken, 3.60 dolara da organik olan ipliği aldığını ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Organik olan iplik ile organik olmayan iplik arasında kiloda 2 TL fark var. Zaten bebek için yaptığınız ürün 100-110 gram oluyor. Üretimde size maliyeti 20 kuruş fark oluşturmuyor ki. Sırf organik sertifikalı üretim belgem var diye ben niye fark koyayım ki. Senede 10 bin Euro ipliğe para ödüyorum ama yıllık cirom 12 milyon TL. Tutupta malı iki kat pahalı alıp farklı üretip satmıyoruz. Sadece sertifikasyon parası ödüyoruz. Aradaki fark budur. Bir kadın müşterimiz fuarda standımıza geldi. Mağazamızı sordu yok dedim. İç piyasaya satış var mı dedi yok dedim. Organik ürünleri Avrupa’dan mı alacağız dedi. En son İspanya’dan ‘Made in Turkey’ damgalı tekstil ürünü aldığını ancak Türkiye’de organik tekstili bulamadığını söyledi. Durum bundan ibaret.”