Şahin: Öğrenmeye açık bir veli kitlemiz var

NİLGÜN TAZE

Fatih Projesi kapsamında bütün sınıflara akıllı tahtaların yerleştirildiğini ve okullarının fiziki anlamda önemli eksikliklerinin bulunmadığını belirten Peker İlkokulu Müdürü Kazım Şahin, 25 öğretmenin 650 öğrencinin öğreniminden sorumlu olduklarını söyleyerek teknolojik anlamda da herhangi bir sıkıntılarının olmadığını ifade etti.  

Okullarda Başarıyı Artırma (OBAP) kapsamında verilen Değerler eğitiminin çocuklarda gözle görünür bir değişim yarattığını söyleyen Şahin, bu ay ‘Arkadaşlık’ ilkesinin işlendiği ve koridor ve sınıflarda bu ilkenin görsellerine yer verildiğini belirtti.

Şahin, “Okul komisyonunun bu değerleri çocuklarımıza aşılamaya başlamasıyla birçok değişiklik gözlemledik. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Okul Gelişim Modeli isimli bir projesi var. Bu kapsamda oluşturduğumuz ekibimiz kitap okuma alışkanlığı kazandırma ve okullarda zili nasıl kaldırabiliriz gibi başlıklarla ilgili çalışmalar yapıyor. Çocuklarımızın kritik yaşları olan bu yaşlarda arkadaşlık, sevgi, saygı, çalışkanlık, hoşgörü gibi değerleri öğrenmesi bizler için çok değerli. Özellikle savaşların ve anlaşmazlıkların doğmasına neden olan karşımızdaki canlıyla empati kuramamayı hoşgörünün yok edebileceğinin bilincindeyiz” dedi.

ÖĞRENMEYE AÇIK VELİ PORTFÖYÜ

Çocukların ileride edindikleri değerlerden ödün vermeyecekleri bir karakter oluşturma hedefinde olduklarını ve sosyal yaşamlarını da canlı tutmaya çalıştıklarını ifade eden Şahin, satranç eğitimi başta olmak üzere bir çok eğitimi gerçekleştirdiklerini söyleyerek şöyle konuştu: “Okulumuz tam gün eğitim kapsamında olduğu için 14.30’da eğitim bitiyor. Öğleden sonra kalan zamanımızı başta satranç olmak üzere değişik etkinliklere yer vererek geçiriyoruz. Kaynaştırma sınıfımız mevcut olup bu öğrencilerimize özel dersler de verilmekte. Halk Eğitim Müdürlüğü’ne çeşitli dallarda eğitim verecek öğretmenlerin görevlendirilmesi için münacatımızı yaptık. Velilerimizin çocuklarına karşı ilgileri genelde iyi ancak eğitim düzeyleri maalesef düşük. Yaptığımız alan çalışmalarında 800 anne babanın ilkokul mezunu olduğunu, 200 velinin de hiç okuma yazma bilmediğini tespit ettik. Bu nedenle velilere yönelik eğitim seminerlerine ağırlık veriyoruz. Velilerimizin eğitim düzeyi düşük olmasına rağmen açık fikirli olmaları bizim için büyük avantaj. Öğrenmeye ve bilgiye açık olduklarını çağırdığımız her seminere gelmelerinden anlıyoruz.”

ANNE KATILIMI DAHA FAZLA

Babaların çalışmak zorunda kalmalarından dolayı veli toplantılarına annelerin ağırlıklı olarak katıldığını söyleyen Şahin, “Anneler anlattıklarımızı can kulağı ile dinliyor ve bilmedikleri için yanlış davrandıklarını kabul ediyorlar. Hafta da bir yaptığımız veli toplantılarında çocuklarımızın vücut bakımlarının nasıl yapılması gerektiğinden tuvalet eğitimine kadar birçok konuda seminer veriyoruz. Okulumuzda rehber öğretmenimiz olmadığı için psikolojik desteğe ihtiyacı olan çocuklarımızla bu alanda mastır yaptığım için ben ilgileniyorum. Parçalanmış aile çocukları ya da huzursuz bir ortamda büyüyen çocukların edindikleri korkuların gereksiz olduğunu anlamaya sağlamakta yine biz eğitimcilerin sorumlulukları arasında. İzmir boşanma oranlarında üst sıralarda yer alan bir kent ve ayrılıkların faturasını da maalesef sadece anne baba değil çocuklarda ödüyor” açıklamasını yaptı.

KAYNAŞTIRMA SINIFLARI

Sadece müdürlük yapmayarak bütün eğitim faaliyetlerine katıldığını ifade eden Şahin, tüm eğitimci arkadaşlarının kendi sorumlulukları dışında özveri ile çalıştıklarını belirtti. Şahin, 11 çocuklarının kaynaştırma eğitimi aldıklarını açıklayarak şöyle konuştu: “Kaynaştırma sınıfında bedensel özürü olan çocuklarımız yer alıyor. İşitme sorunundan her hangi bir organlarının eksik olmasına kadar herhangi bir engeli bulunan çocuklarımız bu sınıfta eğitim alırken öğrenme güçlüğü çeken çocuklarımız içinde ekstra dersler veriyoruz.”

Çocukların sosyal anlamda gelişimlerini sağlamak amacıyla sergi, müze, tiyatro gibi etkinlikler düzenlediklerini ifade eden Şahin, “Velisi izin veren çocuklarımızı hafta sonları öğretmenlerimiz sinema ve tiyatrolara götürebiliyorlar. Yaklaşan 23 Nisan törenleri kapsamında da çeşitli eğlence etkinlikleri düzenliyoruz. Okulumuzun etrafını ağaçlandırmak istedik ancak bizden önceki müdürümüz bu çalışmayı çocuklarımıza ağaç sevgisini kazandırmak amacı ile gerçekleştirmiş” şeklinde konuştu.

VİZYON VE MİSYON

Yönetiminden velisine, öğretmeninden öğrencisine bir bütün olarak işbirliği içerisinde, sevgi, saygı ve hoşgörüyle her geçen gün daha iyiye ulaşmak için çalıştıklarını açıklayan Şahin, işlerini yaparken kendilerine ve başkalarına karşı dürüst olan insanlar yetiştirmeyi hedeflediklerini belirtti.Şahin, “Doğruları yaptıklarında alacakları cevaptan korkmayan ve inançlı çalışmasıyla hak ederek başarıya ulaşmış bireylerin bulunduğu bir çevrenin bilim kültür öncüsü olma peşindeyiz. Biz öncelikle ilkokulda amaçları yanında bütün öğrencilerin kendisinden başlamak üzere ailesine, toplumuna ve tüm insanlığa karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi için, bilgi çağının gereklerine uygun olarak; bilgiye erişme yollarını bilen, sorunlarını çözebilen, teknoloji ürünlerini kullanabilen, hoşgörülü, sağlıklı kişilik ve sosyalleşmesini tamamlamış bir birey olarak yetişmesi için varız” ifadelerini kullandı.

STRATEJİK PLAN      

Okulların stratejik plan yapmanın yasal bir gereklilik olduğu kadar mevcut durumu analiz yapma ve ileriye yönelik gelişimi tasarlaması açısından önem arz ettiğini söyleyen Şahin, “Geleceğimizi öngörebilmek, geleceğimizi planlamakla mümkün olacaktır. En ağır maliyetler, plansızlık ve hedefsizlikten doğan maliyetlerdir. Bu nedenle, hedeflenen başarı ve gelişme için yapacaklarımızı planlayarak stratejileri geliştirmeliyiz. Stratejik plan, kurumun kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar doğrultusunda temel ilke ve politikalarını, önceliklerini ve bunlara ulaşmak için izlenecek yol ve yöntemler ile kaynak dağılımını düzenleyen plandır. Okulun bulunduğu durum ile ulaşmayı arzu ettiği nokta arasındaki yolu tarif eder. Okulun amaçlarını, hedeflerini ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemleri belirlemesini gerektirir” dedi.

ORTAK AKLIN GÜCÜ

Stratejik planın uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısı taşıdığını ifade eden Şahin, “Okul bütçesinin stratejik planda ortaya konulan stratejik hedeflerin gerçekleşmesine imkân verecek şekilde hazırlanmasına, kaynak tahsisinin önceliklere dayandırılmasına ve hesap verme sorumluluğuna rehberlik edilmesi gerekir.  Okulumuzun stratejik planı, ortak akıl,   katılımcı ve 5018 sayılı Kanunun getirdiği yenilikler de göz önünde bulundurularak, okul yöneticileri, öğretmenleri ve diğer personelinin ortak çalışmaları neticesinde hazırlanmıştır. Hazırladığımız bu stratejik planın okulumuz eğitim öğretim hizmetlerinin daha da kaliteli hale getireceğine ümit ediyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.                     

TARİHÇE

Okulumuz 1999 yılında okul binası olarak inşaatına başlanmış ve bitirilmiş olan binasında 1999-2000 Eğitim-Öğretim yılında 600 öğrenci ile eğitime başlamış; ilerleyen zaman içinde her geçen yıl öğrenci sayısı artmış olup şu an 670 öğrenciye eğitim vermektedir. Okulumuz  2004  yılında  Fen  laboratuarı  ve Kütüphaneye, okulumuz dışına 2007 yılında İzmir Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığınca 8 kabinli tuvalet kazandırılmıştır. Okulumuz tarihi gibi genç kadrosuyla eğitsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek çağın gerektirdiği gelişim hızına paralel olarak kendini geliştirmiş ve 2006/2007 Eğitim Öğretim yılında Konak İlçesi 1. Eğitim Bölgesi ‘En Başarılı Kurumu’ belgesini almıştır. 2008 yılında Karabağların ilçe olmasıyla okulumuz Karabağlar ilçesine bağlanmıştır. Okul binamız 21 derslik,1 kütüphane,1 mutfak ve 120 kişilik çok amaçlı salondan mevcuttur. Okulumuz, 4+4+4 sistemiyle beraber; normal  eğitim olarak devam etmektedir.

OKUL VE AİLE

Sosyolojide en küçük toplumsal kurum olarak tanımlanan aile, çocuğun hayata ve insanlara bakışını şekillendiren ilk ve en önemli birim olarak da tanımlanabilir. Aile, çocuğun biyolojik gelişim sürecinin önemli kısmını tamamladığı bir kurum olmanın yanı sıra, psiko-sosyal gelişim evrelerinin ilk ve kritik dönemi de aile içerisinde yaşanmaktadır. Öğrenci-aile iletişiminin niteliği, özellikle okul öncesi dönemde çocuğun ailesiyle kurduğu ilişkinin niteliğiyle doğrudan ilgilidir. Çocukluğun ilk dönemlerinde ilgi gören, duygusal açıdan doyumsuzluk çekmeyen, bir birey olarak tepkileri önemsenen ve anne babasıyla yeterli vakit geçiren çocukların, okul çağında her açıdan daha sağlıklı ve uyumlu olacağı söylenebilir.

ÖĞRENCİ BAŞARISI

Öğrencinin okul başarısı ve okuldaki sosyal gelişimi söz konusu olduğunda biyolojik, bilişsel ve psiko-sosyal durumlarıyla birlikte, eğitim bilimcilerin ve gelişim uzmanlarının dikkat çektiği en önemli nokta, çocukların ne tür ilişkilerin egemen olduğu bir aile ortamında yetişmiş olduğudur. Çocuklar veya öğrenciler, sosyal yaşamda ailelerinden gördükleri ilişkileri ve iletişim biçimlerini sergilerler.  20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı’da yoğun olarak tartışılan etkili okul anlayışının temelinde, tüm öğrencilerin öğrenebileceği, tüm öğretmenlerin de öğretebileceği varsayımı yatmaktadır. Ancak etkili okuldaki öğretimin veli, yönetici, öğretmen vs. tüm ilgililerin koordineli ve etkili çabalarının ortak ürünü olduğu ileri sürülmektedir. Veli katılımı, öğrenci başarısını gerçekleştirebilmek için okuldaki öğrenimi tamamlayıcı ve destekleyici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.