TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Sahnede olmak özgürlük”

27 yıldır tiyatro sahnesinde olan oyuncu-yönetmen Vedat Murat Güzel, “Normal hayatımda yapamadığım ne varsa sahnede yapma fırsatı buluyorum. O yüzden sahne benim için önemli bir yer. Özgürlük gibi bir şey” diyor

Haber Giriş Tarihi: 26.10.2016 06:57
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Sahnede olmak özgürlük”

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

İzmir’de 27 yıldır tiyatro sanatına emek veren oyuncu-yönetmen Vedat Murat Güzel, kendini bir tiyatro gönüllüsü olarak tanıtıyor.

1989 yılında ilk kez profesyonel olarak tiyatroya adım atan Güzel, tiyatronun farklı alanlarında çalışmalar yürütüyor. Tiyatro çalışmalarının yanında televizyonda 12 yıl çocuk programı da yapmış olan Güzel, şu an çeşitli kurumlarda çocuklara ve yetişkinlere drama dersleri veriyor. Çeyrek asrı aşkın bu tiyatro yolculuğunda en büyük destekçisi ise tiyatro sayesinde tanıştığı ve kendi gibi eğitmen olan eşi Aysel Güzel. Onlar yakaladıkları muhteşem uyumu sanat alanında da sürdürerek başarılı işlere imza atmaya devam ediyorlar.

MAHALLEDEKİ ÇOCUKLARA KUKLA GÖSTERİSİ YAPARDIM

Tiyatroya küçük yaşlardan itibaren ilgi duymaya başlayan Güzel, oyunculuk serüvenini şöyle anlatıyor: “Ablam çocuk gelişimi okuyordu ve kuklaları vardı. 6 yaşındayken mahalledeki bütün çocukları bahçeye toplayıp kukla gösterisi yapardım. Annem hikaye anlatmayı severdi. Onun anlattığı hikayelerden yola çıkarak monologlar hazırlayıp oynardım. Ben büyümeye başlayınca mekanlar da büyüdü. Sınıflarda, okullarda gösteriler ve biletler hazırladım. Kaldı ki, küçükken tiyatroya gitmişliğim, duymuşluğum, görmüşlüğüm yoktu. Ama şöyle bir şey vardı; tiyatroyu TRT’den izleyerek sevdim. Siirt doğumluyum, orada bir devlet tiyatrosu veya tiyatro seyretme olanağı yoktu. Nerden tiyatroyu göreceksiniz, duyacaksınız? Televizyon izlemeyi çok severdim, TRT’de siyah beyaz klasik tiyatro oyunları gösterilirdi. Klasikleri henüz okumadan önce izlediğim tiyatro oyunları sayesinde su gibi ezberledim. Yani küçüklükten itibaren içinizde bir şeylerin yeşermesi gerekiyor. Sonradan oturtmaya çalışmak zor çünkü tiyatro bir gönül ve ruh işi.”

EŞİMLE BİRLİKTE GÜZEL BİR UYUM YAKALADIK

Aslen Dokuz Eylül Üniversitesi Harita Bölümü mezunu olan Güzel, başlarda tiyatroyla hobi olarak ilgileniyordu. Fakat başarılı işler ortaya çıkardıkça, yaptıkları beğenildikçe tamamen tiyatroya odaklandı vekendi gibi tiyatro eğitmeni olan eşi Aysel Güzel ile güzel bir uyum yakaladılar.Eşiyle birlikte tiyatronun farklı alanlarında yıllardır başarılı çalışmalar üreten Güzel, “Ailem biraz tutucuydu. Devlet memuru olmamı istiyorlardı. Ben de ailesine düşkün bir çocuktum. Hem içimdeki isyankar çocuğu tiyatro ile tatmin edip hem de ailemin istediği şekilde yol almaya çalışıyordum. Tiyatroyu hobi olarak yapıyordum ama beğenildikçe ve başarılı işler ortaya çıkardıkça ‘Neden olmasın?’ dedim. Eğitim aldığım yerlerde hocalarım hep bu yönde telkinde bulundu. Ben de bu işe gerçekten gönül vererek odaklandım ve hayatımı artık tamamen tiyatro ile sürdürmeye başlayınca ailem de kabullenmeye başladı. Şimdiki gençlerin göstermeyeceği bir sabırla tiyatro sevgimi yaşatabilmek adına durumu idare ettim hep. İnsanın sadece sanatla uğraşarak hayatını idame ettirmesi çok zor ama eşimle birlikte güzel bir uyum yakaladık. Çok sabırlı ve ilgiliyiz” diyor.

 SAHNEDE OLMAK ÖZGÜRLÜK

Normalde çok çekingen bir insan olduğunu belirten Güzel, sahnede kendini ifade etme fırsatı buluyor. Güzel, sahnede olmanın kendisi için ne demek olduğunu şu şekilde ifade ediyor: “Normal hayatımda yapamadığım ne varsa sahnede yapma fırsatı buluyordum. O yüzden sahne benim için önemli bir yer. Özgürlük gibi bir şey. Kendi kimliğinizi, kişiliğinizi, üzüntülerinizi, sevinçlerinizi, o anki dertlerinizi ve hayatın bütün yorgunluğunu oyuna başlamadan önce askıya asıyorsunuz. Sahneye çıkıp bir başka karaktere bürünüyorsunuz. Bu ayrı bir keyif ama aynı zamanda denge unsuru. Sürekli farklı karakterlere grip çıkmanın verdiği bir zorluk ve psikolojik durum var. Ayrıca oyunun sonunda bir bakıyorsunuz, 600 kişi sizi ayakta alkışlıyor. O egoyu kaldırabilecek karakterde olmanız lazım. O yüzden gençlere, ‘Hazır mısınız?’ diye soruyorum. Hem çok özveri istiyor hem de birden bire beğenilmek, alkışlanmak, onure edilmek… Hiçbir meslekte bu kadar çabuk onure edilme, bir gecede göklere çıkarılma yoktur. Bunu kaldırabilmek de önemli.”

İZMİR’DEN GİTMEYİ HİÇ DÜŞÜNMEDİM

Güzel’e göre, İzmir seyircisi genelde İstanbul’dan gelen oyunları izlemeyi seviyor. Kentte kültür seviyesi yüksek bir seyirci profili olduğunu fakat salonların çok fazla dolmadığını söyleyen Güzel, “İstanbul’dan gelen turne tiyatroları ise dolup taşıyor. Tanınmış oyuncuların tiyatroları var mı diye soruyorlar mesela. Televizyon dizisinde veya reklamlarda gördükleri oyuncuları canlı olarak da izleme tutkusu var insanlarda. Onları seçiyorlar genelde. Ama ben 25. yılımı kutladığımda şöyle bir slogan yaptık: ‘İnadına İzmir sevgisine tiyatro’. İzmir’den gitmeyi hiç düşünmedim. Birçok arkadaşımız İstanbul’a gidip dizilerde filmlerde oynadı. Orası ayrı bir dünya ve çark. Ben ise tiyatro yapmak ve amatörlerle çalışmak istiyorum. Gerçekten bu işle uğraşacakları sevgiyle bu işle buluşturmak istiyorum. Eşim ve ben bundan keyif alıyoruz. Hatta, ‘Hocam siz çok yeteneklisiniz neden filmlerde oynamıyorsunuz’ diyorlar. ‘Çağırıyorlar ama biz gitmiyoruz’ diyorum. İnandırıcı gelmiyor insanlara. Böyle bir anlayış var. Sanki iyi oyuncular filmlerde veya dizilerde oynar, amatör oyuncularsa tiyatrolarda kalır, İzmir’den dışarı çıkamaz gibi... Oysa biz de şöyle bir deyiş vardır: ‘Televizyonda herkes oynar, sinemada bazıları oynar ama sahnede sadece oyuncular oynar.’ Oyuncuların er meydanı sahnedir. Ama insanlarda böyle bir algı yok. Sırf bu bakış açısını da kırmak için belki İzmir’deki bazı projelerde vaktim oldukça görev alıyorum ama çok haz aldığım sevdiğim bir şey değil” diye belirtiyor.

KAMYONUN ÜZERİNDE TİYATRO YAPTIK

Seyirciyle aralarının çok iyi olduğunu ifade eden Güzel, seyirciyle iç içe olan interaktif, doğaçlama oyunlar da sergilediklerini anlatıyor. Seyirciyle buluşmak için kamyonla en ücra mahallere bile gittiklerini söyleyen Güzel, “Hatta bir oyunumuzda seyirciye telefon numarası verdik. Sahnedeki oyuncunun telefon numarasına gelen mesajlarla oyunun nasıl gitmesi konusunda fikir verdiler. Yenilikçi Tiyatro Ödülü alan bir oyunumuz var ‘Banyo’ diye. BMK Mutfak’a karşı yapmıştık. İzmir’in de Banyo’su var diye… Epey ses getirmiştik hatta o dönem. Hala ara ara yapıyoruz onu. Asıl oyuncuların yanında seyirciyi de kurguya katıp oynuyoruz. 13 yıldır, Narlıdere AKM’de ciddi bir seyirci profili oluşturduk. İlk yıllar seyirci orada bir aktivite olmasına, gelip izlemeye alışık değildi. Ama baktık seyirci gelmiyor, belediyeden bir kamyon istedik. En ücra mahallelere gittik, önce kamyon üzerinde tiyatro yaptık. Ertesi yıl parklara gidip oralarda yaptık. ‘Biz aynı zamanda AKM’deyiz buraya da gelin, çok güzel oyunlarımız var’ dedik. Herkesin seveceği eğlenceli oyunlar sergiledik. İzmir’de 7 farklı tiyatro dalında oyun sergileyebilen tek ekip biziz şu anda. Forum tiyatro, playback tiyatro, doğaçlama tiyatro, sokak tiyatrosu, çocuk tiyatrosu, pantomim, yetişkin tiyatrolarımız var. Oyunlarımız kalabalık geçiyor, insanların geldik ama yer bulamadık dediği oluyor. Bu bizi çok mutlu ediyor çünkü 600 kişilik büyük bir salonu dolduruyoruz. Narlıdere’de bu kadar güzel işler yapmamıza neden olan Başkan Abdül Batur’a çok teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de çocuklara ve gençlere olan olumlu yaklaşımı ve onlar için yapmış olduğu projeler için çok teşekkür ediyorum. Böyle duyarlı yöneticiler belediye başkanları olduğu zaman olduğu sürece böyle güzellikler yaşanabiliyor” diyor.

ÇOCUKLAR TİYATRO İLE HAYATI PROVA EDİYOR

Çeşitli kurumlarda tiyatro eğitmeni olarak görevini sürdüren Güzel, TAKEV açıldığı günden beri bünyesindeki drama kulüplerinin öğretmenliğini yapıyor. Amatör Levanten Tiyatrosu ve Narlıdere Belediye Tiyatrosu’nda da çocuklara ve yetişkinlere yönelik olarak eşi Aysel Güzel ile birlikte ders veriyor. Tiyatro alanındaki diğer faaliyetlerine de değinen Güzel, “Seferihisar Belediye Tiyatrosu’nda yetişkinlerle çalışıyoruz. Onlarla festivallere gidiyoruz, oyunlar oynuyoruz. Bunun dışında çocuk belediyesi var; oradaki çocuklarla drama çalışmaları yapıyoruz. Ürkmez’de bir kadın tiyatrosu kurduk. 3 yıldır onlarla kendimize bir kimlik belirledik. Kadın oyunları oynayalım dedik. Annemi kaybettikten sonra kadın konusunda biraz hassasım. Kadınların toplumda uğradığı baskılar konusunda… Hatta annemin ölümünden sonra annemin anısına bir oyun yazdım. ‘Kız çocuğu’ diye. Bir kız çocuğunun hayatının değişik kesimlerinde yaşamış olduğu toplumsal baskıları ve sorunları anlatan bir oyundu. Bu oyunu CHP Narlıdere Kadın Kolları ile oynadık. Bunların dışında Çeşme’de Pir Sultan Abdal Tiyatro Grubumuz var. Orada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği çatısı altında tiyatroya hevesli yetişkinlerle çalışıyorum. 8 yıldır çok keyifli oyunlar sergiliyoruz. Ayrıca yine Çeşme’de 5 yıldır tiyatroyu tanımak ve öğrenmek isteyen çocuklarla çalışıyoruz. Çocuklar tiyatro ile hayatı prova ediyorlar, anlamaya başlıyorlar, empati kuruyorlar ve odaklanıyorlar. Bu da hayattaki başarılarını artırıyor. Tiyatro büyük bir farkındalık yaratıyor. Empati kurduruyor, üçüncü bir göz olarak kendini ve hayatı görme fırsatı tanıyor” diyerek tiyatronun çocuklar üzerindeki etkisine vurgu yapıyor.

HAYALLERİM VAR AMA…

Çocuklarla ve yetişkinlerle yaptığı çalışmalarda onlarda farkındalık yarattığını, kişisel gelişimlerine ve hayatlarına etki ettiğini gördüğünde büyük haz aldığını söyleyen Güzel, tiyatro alanında en büyük hayaliniz nedir sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Bu işle uğraşanların en büyük hayali, 3 bin-4 bin kişilik kitleye bütçe sınırı olmadan büyük prodüksiyonlu bir oyun sergilemektir heralde. İstediğim oyuncularla, istediğim prodüksiyonla büyük ses getirecek bir proje... Örneğin Broadway müzikalleri tarzı bir şeyler yapmayı isterim. Ama eşimle birlikte bir çocuk oyuncumuz küçücük bir şey yaparak oyuna katkı koyduğunda da büyük keyif alıyoruz. O bizi o kadar mutlu ediyor ki biz bir hafta onu konuşuyoruz. Evet, hayallerim var, hepsini yapmak isterim elbette. Ama hayat size şunu öğretiyor; Son model bir arabanın içinde, çok lüks bir villada, banka hesap numaranızın çok büyük rakamlardan oluştuğu bir dünyada mı mutluluk? Yoksa istediğiniz yerde, istediğiniz kişiyle rahat nefes alıp; o anın mutluluğunu hissettiğiniz an mı? Bence ikincisi. O yüzden önemli olan yaptığınız işte mutlu olmak.”

YAŞAMINIZI SANATLA BİÇİMLENDİRMENİZ LAZIM

Tiyatro konusunda yol almak isteyen gençlere tavsiyelerde de bulunan Güzel, “Sanatçı olmak özelikle tiyatrocu olmak her şeyi bilmeyi gerektirir. Sanatla iç içe olmanız lazım. Gençliğimde beni kimse zorlamazdı ama ben resim sergilerini tek tek dolaşırdım İzmir’de. Şimdi gençlere soruyorum. Tiyatro için yanıp tutuşuyor ama bir resim sergisinden haberi yok. Yaşamınızı sanatla biçimlendirmeniz lazım. Bu işi yapmak istiyorsanız gerçekten özverili davranmanız lazım. Ciddi bir disiplin aynı zamanda. Vücut terbiyesi, konuşma, duygular ciddi ve yorucu teknikler bunlar. Odaklanmanız ve hep pratik yapmanız gereken şeyler. Sıkılmadan bıkmadan yapabilirlerse yapsınlar. Keyifli güzel bir iş” diyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.