TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Sevgi yaklaşımlı bir dil geliştirmeye çalışıyoruz”

Girne Ortaokulu Müdürü Resul Özdemir işbirliği içinde çalıştıkları ülkelerin eğitim sistemini yerinde inceleme şansını bulduklarını belirterek, eğitimde sevgi yaklaşımlı bir dil geliştirmeye çalıştıklarını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 07.12.2016 07:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Sevgi yaklaşımlı bir dil geliştirmeye çalışıyoruz”

NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER

Erasmus Plus Projesi’nin koordinatörlüğünü Türkiye’nin yapmasından dolayı diğer katılımcı ülkelere de yönlendirmelerde bulunan Türk eğitim sistemi, dünyada olup biten eğitimdeki değişikleri yakından takip edebilmek için farklı ülkelerle işbirliği içinde çalışıyor.

Okul aynı zamanda baskıya dayalı geleneksel eğitim sisteminden çıkarak sevgiye dayalı bir eğitim üslubu geliştirmeyi hedeflemekte. Okulun büyük olmasından dolayı bakım onarım masraflarının çok fazla olduğunu söyleyen Girne Ortaokulu Müdürü Resul Özdemir, çalışan 3 hizmetlinin yetersiz kaldığını belirterek, “Okulumuzla ilgili fiziki anlamdaki en büyük sorunlarımız temizlik ve hızlı yapılmasından kaynaklanan göçmelerin olması. Velilerimizin sosyo-ekonomik durumu ise ortalamanın altında. Velilerimizin gerçek anlamada çocukları ile birebir ilgilenmesinde ciddi eksiklikler var. Rehber öğretmenlerimiz her ay düzenli olarak veli toplantısı düzenliyor ancak sınıf mevcudu 25 kişi ise katılım maalesef on kişiyi geçmiyor. Velilerimizin bir kısmı çalıştığı bir kısmı da kendinden kaynaklı olarak ilgisiz davranıyor. Ebeveynler çocukları ortaokula başlayınca ellerini çekiyor ve liseye başladıklarında ise hiç okula uğramıyorlar” dedi.

SEMİNERLERE KATILIM AZ

Velileri bilgilendirmek amacıyla belirli dönemlerde seminerler düzenledikleri bilgisini veren Özdemir,  sene başında anne baba tutumları ili ilgili düzenlenen eğitimlere ilk etapta ilginin fazla olduğunu ancak daha sonra katılımların gitgide düştüğünü belirtti. Özdemir, “Velilerimize çocuklarına evde de eğitim vermeye devam etmelerini tavsiye ediyoruz ancak ne yazık ki siz ilgilenin deyip topu bize atıyorlar. Öğretmenlerimiz oldukça özverili ve motivasyonumuzu yüksek tutabilmek için sınavlarda başarı oranımız 50 ise bunu bu yıl 55 yapabilir miyiz gibi küçük hedefler koyuyoruz kendimize. Öğrenci sayımız fazla olmasına rağmen öğrencilerimiz çok göze batan sorunlar çıkarmıyor. Bu da öğretmenlerimizin öğrencilere karşı başarılı bir yaklaşımda bulunduğunun göstergesidir. Her TEOG sınavında başarımız yavaş yavaşta olsa artıyor.

 

SOSYAL FAALİYETLER

4 öğrenci ile birlikte Fransa’ya gittiklerini ve proje hazırlayıcı ülkenin Türkiye olmasından dolayı diğer ülkelerle işbirliği içinde çalıştıklarını ifade eden Özdemir, “Akademik yönde çok başarılı okullar arasında yer almıyoruz ancak spor, resim, müzik gibi alanlarda kendimizi daha üst seviyelere taşımaya çalışıyoruz. Müzik ayağında olan boşluğumuzu gitar kursu açarak tamamlamaya çalıştık. Voleybol, futbol, masa tenisi, atletizm ve futbol gibi birçok spor alanında okulumuz oldukça başarılı. Velilerimize yönelik geçen yıl jimnastik dersleri vermeye başlamıştık bu yıl Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nde aynı etkinlikler açıldığı için bizim düzenlememize gerek kalmadı. Halk Eğitim Merkezi’nden gelen yetkililer zaman zaman ailelere nasıl doğru bir şekilde çocuk yetiştirilebileceğinin yollarını anlatıyorlar” açıklamasını yaptı.

DEĞERLER EĞİTİMİ

Bu dönem değerler eğitiminde vatanseverlik konusunun ele alındığını ve her aya dağıtılmış değerlerin çocuklara aktarılmaya devam edileceğini açıklayan Özdemir şunları söyledi: “Bu değerlerin iyi benimsenebilmesi için arkadaşları arasında sözü geçen çocuklarımıza ayın konusu ile ilgili bültenler hazırlattırıyor ve diğer arkadaşlarına da bunu aktarmalarını sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz ise bol bol bu değerleri sınıfta işliyor. Geçen yıl selamlaşma konusunun işlenmesinin ardından bizleri gördüğünde kafasını önüne eğen çocuklarımız şimdi merhaba hocam diyebiliyorlar. Buda verilen değerler eğitiminin etkili olduğunun bir göstergesi.”

REHBERLİK SERVİSİ

Okullarında iki rehber öğretmenin bulunduğunu ve sık sık ev ziyaretlerine katıldıklarını ifade eden Özdemir, rehber öğretmenlerin özellikle sorunlu ortamlarda büyüyen çocuklarla daha yakından ilgilendiğini belirtti. Türkiye’nin geneline bakıldığında problemleri çocukların büyük çoğunluğunun boşanmış ailelerden çıktığını söyleyen Özdemir, “Hangi çocuğumuz sorun çıkarıyorsa bilinmelidir ki problem çocuktan değil aileden kaynaklanıyordur. Buradan çıkan sonuç ise yetişkinlerin bir birey dünyaya getirmeden önce kendilerini yetiştirmesi gerektiği. Bu son derece önemli çünkü çocukların etraflarındaki rol modellere göre şekillendikleri bir gerçek. Biz yetişkinler dahi anne babalarımızı kaybettiğimizde ağır sarsıntılar geçirebiliyoruz. Yetişkinlerde hal böyle iken küçücük bir çocuğun anne babasının ayrılığını kabullenmesi oldukça güç oluyor. Anne ve baba başka kişilerle evlenmiş olsa dahi çocuk tekrar anne babasının birleşmesi ile ilgili isteklerde bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.

SEVMEK ELİMİZDE

İyi bir eğitim için çocukların ruhlarına dokunabilmek gerektiğini ve bunun içinde çok zaman ve çaba gerekmediğini ifade eden Özdemir şu ifadeleri kullandı: “Öğretmen sınıfa girdiği zaman eğer öğretmen dersi severek anlatabiliyorsa çocukta o derse karşı sevgi dolu oluyor. Biz yetişkinlerde de aynı durum var.  Ne zaman katılım gösterdiğimiz bir seminer neşeli ve coşku dolu anlatılıyorsa hem konuyu daha iyi anlıyor hem haz duyarak öğrenmenin keyfini yaşabiliyoruz. Eğitimciler olarak da varlıklarımıza neşe, espri ve coşkuyu dahil etmenin yollarını bulmak zorundayız. Bir öğrencinizin gözlerinin içine bakıp ona selam vermeniz dahi ona onu önemsediğinizin ve varlığının farkında olduğunuzun sinyalini verir. Üsluplarımızın çok önemli olduğuna inanıyorum.”

İÇ DİSİPLİN

Özdemir, geleneksel eğitim sisteminin sona erdirilerek eski disiplin anlayışının yerine sevgiye dayalı bir eğitim sisteminin kurulabileceğini söyleyerek, “Çocuklarımızın yanından geçerken onların bir başını okşamak, bir merhaba demek onların özgüvenlerinin artmasına ve önemsendiklerini hissetmelerine neden olur.  Öğrencileri azarlayarak sindirmek ve korkuya dayalı eğitim vermek mantıklı değil çünkü bu üslup ister karşımızdaki çocuk olsun ister yetişkin araya mesafe koyduğumuz için insanların birbirine sert ve soğuk davranmasına neden oluyor. Tek yapmamız gereken iç disiplin oluşturmak bunun yolu da çocuklarımızın sorumluluğun neler olup neler olmadığının öğretilmesine dayalı” şeklinde konuştu.

OKUL TARİHÇESİ

Menemen –Bergama arasında bulunan Yurt Dağı’nda yaşamakta olan “Şemik” adlı eski bir Türk aşireti, kışı geçirmek için semtin kuzey kısmındaki tepede konaklarmış. Aşiretin başında Hüseyin adlı bir kişi olduğu için bölgeye “Hacı Hüseyinler” adı verilmiş. Köyün kuruluş tarihi 1500–1600 yılları arasındadır. Daha sonraki yıllarda “Hacı Hüseyinler” adına rastlanmamış, “Şemikler” adı kullanılmış, yerleşim merkezi bu adla anılmıştır. Şemikler önceleri köy olarak varlığını sürdürmüş, 1959 yılında Karşıyaka Belediye sınırları içine alınarak kentin altıncı semti olmuştur. Şemikler’in bu bölgesinde bir ilköğretim okuluna ihtiyaç duyulması, yardım sever vatandaşımızın arsa bağışı ile okulun yapımına 1999 ortalarında başlanmış ve 1999-2000 eğitim öğretim yılında da hizmet verilmeye başlanmıştır. Okulun yapımı 4-5 ay gibi kısa sürede bitirilmiştir. Önce avantaj olarak görülen bu durum, daha sonra dezavantaj olarak karşımıza çıkmıştır. 2003 depreminde okul binamızın bazı bölümlerin de ciddi çatlaklar oluşmuştur.

ERGENLİK BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ergenlik, olgunluğa, yetişkinliğe ilk adım dönemi olarak kabul edilmekte. Başka bir tanımı çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi. Ergenlik genel olarak 12-20 yaş olarak kabul edilir. Bu dönem bayanlarda 8-13, erkeklerde ise 10-15 yaşları arasında başlar. Ergenlikte fiziksel değişikler ve onunla birlikte ruhsal değişiklikler vardır. Genel ergenliğin ilk belirtisi utangaç olma başlamakta. Onunla birlikte ailenin özel alanlarına müdahale etmesine izin vermez. Özellikle duş alırken anne veya babanın banyoya girmesine izin vermez, dolayısıyla aile çocuğun vücutta olan bazı değişikleri fark edemez. İlk bu durumlarda aile bireyleri Pediatristlere danışmaları iyi olur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.