İstikrar ve güçlü Türkiye’nin devamı için sandıklara gideceğiz

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-RÖPORTAJ

AK Parti Mardin Milletvekilli TBMM İdare Amiri 27. Dönem AK Parti İzmir 1. Bölge Milletvekilli Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı ile ülke ve İzmir gündemi üzerine konuştuk. Ceyda Bölünmez Çankırı, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle tüm vatandaşlara ulaşıyor. Siyasette farklı biri profil çizen Bölünmez Çankırı, yarın ki seçimler de İzmir’de büyük bir başarı elde edeceklerini dile getirdi. 24 Haziran seçimlerinin önemine değinen Bölünmez Çankırı, “Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri milletimizin ortak ülküsü muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak. Kuruluşunun 100. yılında milletimiz bu ülküsünün ötesine AK Parti iktidarında geçiyor. 24 Haziran seçimlerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkanını seçeceğiz. Kurtuluş mücadelesinin başladığı haine ilk kurşunun sıkıldığı İzmir’de biz bu tarihi seçime hem tanıklık edeceğiz hem de imzamızı atacağız. İstikrarın devamı güçlü Türkiye’nin devamı için sadıklara gideceğiz, oy kullanacağız” değerlendirmesinde bulundu.

İsterseniz klasik bir soru ile başlayalım sohbetimize. Kendinizi tanıtır mısınız?

5 Eylül 1978 Ankara doğumluyum, ata memleketi olarak Mardinliyim. Her şeyden önce bir anneyim, Ceyla ve Kaan isminde 2 çocuğum var. Kendisinden güç aldığım, her zaman desteğini hissettiğim Talip Çankırı ile evliyim. Anadolu insanıyım, doğulu bir ailenin 3 kızından en büyüğüyüm. Kardeşlerine ablalıkla başlayan erkil sorumlulukları iş hayatında sürdüren baskın karakterli bir o kadar da duygusal biriyim. Gelenek ve göreneklerine bağlı bir ailede yetişmiş, Mardin sevdalısı, hayırseverliğiyle bilinen ve bu anlamda ismi her zaman siyasetin önünde olan Süleyman Bölünmez gibi bir babanın kızıyım.

BABAMI ROL MODEL ALDIM

İş hayatınız nasıl başladı, babanız Süleyman Bölünmez’in iş insanı olması size nasıl etkileri oldu?

İş hayatına atılmak için ailenin büyüğü olarak hızlı bir şekilde eğitimimi tamamlayıp, babamı rol model alarak iş hayatına atıldım. Ailemde ve İş hayatında edindiğim tecrübelerin benim için aynı zamanda iyi bir eğitim olduğunu söyleyebilirim. Akaryakıt sektöründe 430 tane istasyonun kurulumunda yönetici pozisyonunda rol aldım. Binlerce çalışanın olduğu yüzde 90’ını erkek personelin oluşturduğu bir sektörde yönetici olarak çalışmak erkil yönümü güçlendirdi.

Özel ilgi alanlarınız nelerdir, hobiler, uğraşlar, sanat, spor gibi belirgin bir uğraşınız var mı?

Squash oynamayı, spor yapmayı seviyorum. Düzenli spor hayatım vardı ancak siyasete atıldıktan sonra kişisel hobilerin yerini farklı öncelikler aldı. Misafir ağırlamayı, organizasyon yapmayı, şık sofra hazırlamaktan keyif alırım. Bu özelliğim bilinmediği halde Meclis İdari Amirliğim sırasında bana bağlanan sosyal tesislerin yönetiminde sevdiğim bu alanda bol bol organizasyon yapma imkanı buldum ve beğeni kazandım. Tabi severek yaptığınız işler daima en iyi sonuçları verir. Bisiklete binmekten hoşlanırım. İzmir’de beni ve ailemi mutlu eden konulardan biri; bisiklet alanlarının geniş olmasıdır. Seyahat etmek, özellikle eşimle birlikte daha keyifli hale dönüşüyor ve özel günlerde hediye yerine birlikte kısa da olsa seyahatler planlıyoruz. Ailemle vakit geçirmeye her zaman fırsat yaratıyorum. Dışarıda siyaset ve iş hayatında etrafımda benim ihtiyaçlarımla ilgilenen çalışma arkadaşlarım varken eve gittiğimde tüm sıfatlardan sıyrılıp, eşinin etrafında dönen Anadolu kadını kimliğim ortaya çıkıyor. Otobiyografik kitaplar okumayı seviyorum. Faberje ve cam kelebek koleksiyonu yapıyorum. Ayrıca gözlem yapmak, toplumsal hayatı yakından takip etmek, insanlarla sohbet beni zinde tutuyor. Bu sayede toplumu anlama ve ihtiyaçlara yönelik projeler üretmede daha etkin olabiliyorum.

Aktif görev aldığınız sivil toplum örgütleri var mı, varsa ne tür faaliyetler içerisinde yer alıyorsunuz?

Mardinliler Eğitim Vakfı’nın ve Şükraan Ekonomik Gelişmeyi ve Tarımsal Kalkınmayı Destekleme Derneği’nin kurucu üyesiyim. Ancak sivil toplum örgütleri ile farklı bir bağım var. Özellikle siyasete girdikten sonra tüm STK’lara üye olmanın ötesinde çözüm ortağı ve işbirliği üyesi olmayı benimsedim. İnsanlarımıza fayda amacıyla kurulmuş her türlü STK’nın gönülden üyesiyim. Bu yönüyle siyasi çalışmalarımda STK’nın ayrı bir önemi vardır. Halkımıza en yakın, toplumsal hafızası olan STK’lar benim hizmet noktasında da çözüm ortağımdır. Desteklerine ihtiyaç duyduğum kadar yetkilerim dahilinde her türlü desteği verdiğim kuruluşlardır.

“TOPRAKTAN TABAĞA” PROJESİ

Yürüttüğünüz ya da yürütmekte olduğunuz sosyal sorumluluk projeleri var mı?

Kadın istihdamı, mültecilerin topluma entegrasyonu ve çocukların daha nitelikli eğitim alması gibi konuları hedef alan “Topraktan Tabağa” projemizi halen yürütmekteyiz. Biyolojik çeşitliliğin korunması, yerel tohumlara sahip çıkılması ve gelecek kuşaklara aktarılarak sağlıklı gıda, temiz toprak ve doğanın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla hayata geçirdiğimiz “Yaşayan Toprak, Yerel Tohum” projesi birbirinden doğan ve birbirinden bağımsız yürüyen 7 ayrı projeye dönüştü. Ayrıca İzmir için düşündüğüm yerel bazda zamanla şekillenecek projelerin çalışmalarına başlamak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz.

Siyaset ile tanışmanız nasıl oldu, genç yaşta TBMM’ye ikinci kez vekil olarak gireceksiniz bu doğrultuda siyasi anlamda hedefleriniz nelerdir?

Siyasete 2015’de, 1 Kasım seçimlerinde ani bir kararla girdim. Onun öncesinde aktif bir rolüm olmamıştı. Ancak 2,5 yılda çok önemli mesafe kaydettim. Elbette acemiliklerimiz olmuştur ancak çalışmalarımın karşılığını partim tarafından ödüllendirilerek aldığımı düşünüyorum. İzmir adaylığım da bunlardan biridir. Burada Doğu ve Güneydoğulu hemşehrilerimizi birleştirici bir rol üstleniyor olmam bana olan güveni ortaya koyuyor. İzmir gibi potansiyeli yüksek ama hizmete hasret kalmış bir şehirde yapılacak çok iş var. Hizmet için yola çıkmış bir siyasetçi için kısa vadede hedefim İzmir’e ihtiyaç duyduğu hizmeti taşımak ve İzmir’in yüzünü güldürmek.

İZMİR’İN HİZMETE İHTİYACI VAR

İzmir sizin için ne ifade eder, İzmir milletvekili olduğunuzda, İzmir’e bırakacağınız iz ne olur?

İzmir’in hizmete çok ihtiyacı var. Birçok hizmete ulaşmış şehirlerde üstüne koyacağınız bir çalışma, proje kalmamış olabilir. Elbette hizmette sınır yoktur ancak İzmir bu anlamda o kadar bakir bir şehir ki; yapacağınız en küçük yatırım bile görünür. Bu açıdan kendimi şanslı sayıyorum. İzmir’de Başbakanımız 35 proje ile çok güzel işler yapmış yapmaya devam ediyor. Sayın Başbakanımızın seçim bölgesinde olmamız ayrıca şans. Bunların yanında kadınları, çocukları, sokak hayvanlarını ayrı ayrı ele alan dezavantajlı grupların refah seviyesini yükseltecek, insana dokunan projeler şekillenmeye başladı. “Topraktan Tabağa” projemiz hak ettiği ilgiyi gördü. İzmir Ticaret Borsası ile bu konuda ortak çalışma için işbirliği sağladık. İzmir analiz ettikçe ihtiyaç duyulan alanlarda kalkınmayı artıracak projelerimiz olacak.

Mardin’de ani bir kararla milletvekili olduğumda bir muhtarımız, ‘Bu kız çocuğu mu hizmet getirecek’ diyerek yüzünü çevirmişti. 2,5 senenin sonunda aynı muhtar İzmir adayı olduğumu duyunca üzüntüsünü dile getirdi, yaptığım çalışmaları övgüyle anlatarak, ‘Mardin’e çok hizmetin oldu almasınlar seni bizden’ dedi. İşte İzmirlilerin gönlünde de bu yeri edinmek temel arzumdur. Yapacağım çalışmalarla İzmirlilerin takdirini kazanabilirsem en güzel duygu olur benim için.

MİLLETİMİZE HİZMETİ HATIRLATTI

AK Parti’nin Türk siyasetine katkıları oldu mu, size göre en büyük katkısı nedir?

16 yıldır Türkiye’nin gelişimine liderlik eden bir parti. Erdemli, kendini güncelleyen ve çağın ihtiyaçlarına cevap veren bir parti. AK Parti Türkiye’de sosyal devletçilik anlayışında çığır açtı. Devletin üzerindeki vesayetleri ortadan kaldırıp gerçek anlamıyla devlet olmanın gereklerini yeniden hatırlattı. En önemlisi milletimize hizmeti hatırlattı. Güçlü Türkiye’nin önündeki engelleri kaldırdı. Milletimize, güçlü bir devlete sırtını dayayabileceği güvenini verdi. İnsana hizmet için devlet anlayışı ile gerektiğinde hesap sorabileceği bir muhatap olduğunu, iradenin millette olduğunu gösterdi. İdeolojik hesaplar üzerinden, silahla, şiddetle, algı operasyonları ile siyaset yapanlar halkın nezdinde artık itibar görmüyor.

Günümüzde toplumun her alanında kadının rolü önemlidir. Siyasette de kadının rolü oldukça önem arz ediyor. Sizce ülkemizde kadınlar yeterince temsil ediliyor mu?

AK Parti olarak iktidarlarımız döneminde kadınlarımıza hak ettikleri değeri verdik ve ülkemizin gelişme sürecinde rollerini güçlendirdik. Kadınlarımıza yönelik birçok reformu bu dönemde gerçekleştirdik. Kadınlarımızın siyasette daha güçlü temsil edilmesini sağladık. 2002 yılında 24 olan parlamentodaki kadın sayısı, Kasım 2015 seçimleriyle 81’e yükselmiştir. TBMM bünyesinde Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kurulmasına öncülük ettik ve etkili bir şekilde çalışmasını sağladık. Kadınlarımız yerel yönetimlerde de daha fazla söz sahibi oldu. 2009 yılında yüzde 0,9 olan kadın belediye başkanı oranı, üçe katlanarak 2014 yılında yüzde 2,7’ye ulaştı. Yerel seçimlerde kadın belediye meclis üyesi oranı 2009’da yüzde 4,5 iken, 2014’de yüzde 10,7’ye yükseldi. Elbette yeterli değil daha fazlası için çalışmalarımız sürüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Mecliste ilk kadın İdari Amir oldum. Partimizin konuya gösterdiği hassasiyetin bir örneğidir ve bunu yaşayan biri olarak son derece gururluyum.

Siyasette kadının önünde hangi engeller var?

AK Parti de engel yok tüm engeller iktidarımız döneminde kaldırıldı. Ancak daha fazla teşvik gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız siyaset hayatı boyunca kadınları nesne değil siyasetin öznesi olarak gördü. Her fırsatta partimizin başarısında kadınların yerine vurgu yapıyoruz. Ayrıca her alanda kadına gösterilen pozitif ayrımcılıkla toplumdaki yerini de güçlendiriyoruz. Başörtüsü yasağının kalkması ile en büyük engel ortadan kalktı, artık bu gündem olmaktan çıktı. 5 milyona yakın kadın üyesi olan bir partiyiz. AK Parti’nin bu alanda yaptığı çalışmaların teşvik ile desteklenmesi gerekiyor. Aynı hassasiyeti diğer partilerden de bekliyoruz.

SAMİMİYETE ÇOK İNANIRIM

Seçim çalışmalarınız esnasında herkesle ve her kesimle çok sıcak diyalog kurduğunuzu gördük, bu özelliğiniz nereden geliyor?

Kalabalık bir ailede, çok kültürlü bir ortamda mutlu bir çocukluk geçirdim. Diyalog kurma konusunda samimiyete çok inanırım. Her işte olduğu gibi siyasette de samimiyetin karşılık bulduğunu biliyorum. Mardin’de acemi bir siyasetçiydim, ayrıca orada kadın bir siyasetçi olmanın zorluğunu da eklerseniz iyi bir tecrübe alanı oldu. Ancak samimiyetle yaklaştığınız, sevginizi gösterdiğiniz sürece kabul görmeniz ve iletişim kurmanız mümkün oluyor. Samimiyetle halkın kendi kızı gibi gördüğü sahiplendiği biri oldum. Ben vatan millet sevgisi olan herkesi ailem kabul ediyorum. Derdiyle dertlenip, hüznünü, sevincini paylaşıyorum. İzmir samimiyeti doğasında barındıran bir şehir. Bu anlamda İzmirlilerle sıcak diyalog kurmak benim hiç zor değil ve çok mutlu ediyor.

24 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusundaki önemi nedir? Bu seçimlere nasıl değerlendirmek gerekiyor?

Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri milletimizin ortak ülküsü muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak. Kuruluşunun 100. yılında milletimiz bu ülküsünün ötesine AK Parti iktidarında geçiyor. 24 Haziran seçimlerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkanını seçeceğiz. Kurtuluş mücadelesinin başladığı haine ilk kurşunun sıkıldığı İzmir’de biz bu tarihi seçime hem tanıklık edeceğiz hem de imzamızı atacağız. İstikrarın devamı güçlü Türkiye’nin devamı için sadıklara gideceğiz, oy kullanacağız.