TIR'larımız sefere 800 Euro zararla başlıyor

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Ege Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi’nin konuğu, AB Uzmanı Can Baydarol oldu. Toplantının açılışında konuşan Ege Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mustafa Güçlü, toplumun değişik kesimleriyle değişik konularla bir araya gelmeye devam ettiklerini belirterek, “Bilindiği üzere AB ile ülkemiz arasında ilginç ve karmaşık bir süreç yaşanıyor. Bugün de bu ilişkinin ekonomik boyutunu ele alacağız” dedi.

Güçlü’den sonra sözü alan AB Uzmanı Can Baydarol, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ne kadar kötü olursa olsun sürmesi gerektiğini ifade ederek, “Tam üyelik için çaba göstermeliyiz ama bir de kendi gerçeklerimiz var. Bugün Türkiye ekonomisinden bahsedersek, Avrupa’nın en yoğun ve istikrarlı pazarı Türkiye. Bu pazara aslında yabancı üreticilerin de ağırlıklı olduğu sektörler ihracat yapıyor. O nedenle biz Avrupa’ya küstük oynamıyoruz diyemeyiz. Zira AB’ye küsmek demek doğrudan kendimize yani Türkiye’ye küsmektir. Tam üye olana kadar da bu iniş ve çıkışlar sürecek” açıklamasında bulundu.

“AB TERS DOĞUMLU”

Her adımda tökezleyen bir entegrasyonla karşı karşıya olduğumuzu belirten Baydarol, “AB ters doğumlu. Zira normalde önce AB devleti kurulup sonra parayı ortaya koymak gerekirdi. Ama AB’nn kuruluşunda önce para çıkarıldı, gerisini zamana bıraktılar. Bu açıdan ters bir doğum yaşandı. Bu yanlış bir adımdı. 17. fasılın açılması ile para ve mali politikalar daha yakından izlenebilecek ve ülkemize dair doneler elde edilecek. Türkiye ile AB arasında bir entegrasyondan değil koordinasyondan bahsedebiliriz” diye konuştu.

“GİRMEDİĞİNİZ YERDEN ÇIKAMAZSINIZ”

AB ile diğer bir konunun Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu olduğunu belirten Baydarol, “Gümrük Birliğinin 20’nci senesindeyiz. Aslında katma protokolle bu anlaşma 1973’de başlatılmıştı. Bizim AB ile tek hukuki anlaşmamız Ankara Antlaşmasıdır. Yani 43 yıllık bir yapılanmadan söz edebiliriz. Ama biz Türkiye olarak, Gümrük Birliği’ndeki yükümlülüklerini mutlu olarak değil zorunluluk olarak yerine getirdik. Ama hava fişekler atarak GB’yi kutladık. Devlet olarak bu hataları yapınca karşı taraf sizi ciddiye almaz hale geliyor. Yaklaşık 3 veya 4 sene önce Gümrük Birliği’nden çıkarız demişti. Ama girmediğiniz yerden çıkamazsınız. Biz GB’ye giremedik ama herkes girdik sanıyor. Güncelleme mevzusunda bazı şeyler saklı. GB’de sanayi mallarının serbest dolaşımı önemli. Yani üçüncü ülkelere karşı ortak ticaret politikasıdır. Yani ülkelerin belli ürünlere belle gümrük vergisini alınmasıdır. Ayrıca gümrük vergisi de vergiler yukarı çıkarılmaz aşağıya indirilir. Türkiye olarak biz ortak karar masasında yokuz. Ama alınan kararlar bizi bire bir etkilemekte. Bunun acil düzeltilmesi gerek. Biz ortak hukuk politikasının da parçası değiliz. Yani sonuç itibariyle biz GB’de değiliz sadece bize özgü bir sistem oluştu” şeklinde konuştu.

“VİZEYİ BİZ KENDİMİZ KOYDURTTUK”

Türkiye’nin ne yapıp edip AB’nin karar alma masasına oturması gerektiğinin altını çizen Baydarol, “Ama bu çok zor. AB vizesi konusunda ise 10 milyon pasaportun 4 milyonu hac ve umre içine verilmiş 5 milyonu ise alınmış ama kullanılmamış. Sadece 1 milyon pasaport yurt dışında kullanılmış. Ama vizeyi 12 Eylül 1980 darbesiyle koydurtan biziz. Yurtdışına kimse kaçmasın diye Kenan Evren bunu istedi. O günden beri de devam ediyor. Bu hukuki olarak Katma Protokolü’ne ve Ankara Antlaşması’na da aykırı. Vizenin kalkması turistik dolaşım içindir. Bunun sonucunda üst gelir grubundakiler hafta sonu tatili için Bodrum’a mı Venedik’e mi gidelim, Venedik’in makarnası mı daha güzel yoksa Bodrum’un makarnası mı diye düşünecek. Buradan yine AB kazanacak” ifadelerini kullandı.

“TIRLARIMIZ 800 EURO ZARARLA SEFER BAŞLIYOR”

Baydarol, vize muafiyetini doğrudan ilgilendiren sektörlerin başında olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin kota meselesini çözmek için uğraştığına değinerek, “Şu anda 20 bin TIR AB’ye çalışıyor. Her birinde 2 şoför var. Bunlar da en fazla 6 ay çalışabiliyor. Bu hesaba göre Türkiye’ye 80 bin TIR şoförü gerekiyor ama bu kadar tır şoförümüz yok. Macaristan’dan geçiş ücreti 495 Euro. Bu para nakliyecilere ve oradan sanayiciye yansıyor bu da rekabeti engelliyor. İşte biz bu tür haksız engellemelerle karşı karşıyayız. Yani AB üyesi bir ülkenin tırına karşı bizim tırlarımız 800 Euro zararla başlıyor. Gümrük Birliği bu tür haksız noktalarla bizi karşı karşıya bıraktı” dedi.