Turizm rakamları umut verdi

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

İzmir’e 2017’nin ilk 6 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde1,1 artarak 249 binden, 252 bine yükseldi. 2016 yılında ise İzmir’e toplam 249 bin yabancı ziyaretçi geldiği bilinirken; 2017 yılının ilk 6 ayında bu rakamın geçilmesi turizm adına kentte umut verici bir gelişme olarak gözlendi. 2016 yılının Türkiye için sancılı geçen bir yıl olduğu bilinirken; 2015 yılında 425 bin turistin ülkeye geldiği görüldü. Geçtiğimiz 6 aylık dönemde İzmir turizmi; Almanya, Hollanda, İngiltere, Yunanistan gibi ana pazarlarda düşüş yaşadı. İran, Fransa, Belçika, Avusturya, ABD, İrlanda ve İtalya gibi pazarlarda gelişme kaydedildi. Altı aylık dönemde en yüksek gelişmeler ise Rusya, Ukrayna ve Belarus ülkelerinde yaşandı. Öte yandan 6 aylık dönemde Alsancak Limanı kruvaziyer turist trafiği 617’den 4 bin 31 kişiye çıktı. Adnan Menderes Hava Limanı girişleri ise yüzde 0,4 artış gösterdi. Gelişmelerin umut verici olduğunu söyleyen Ege Turistik İşletmeleri ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, ilerleyen dönemlerde siyasi ortamın yumuşamasıyla durumun daha da ileriye gidebileceğinin sinyalini verdi.

“TÜRKİYE KÖTÜ GÖSTERİLİYOR”

Türkiye turizminin 2016 yılında en kötü yıllarından birini yaşadığını söyleyerek konuşmalarına başlayan Mehmet İşler, “Bu durum hizmet kalitesinin düşmesiyle alakalı bir durum değildir. Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu coğrafi ve sosyolojik koşullar ile Türkiye’nin şu anda en büyük hedef pazarı olan Avrupa’yla siyasetle ilgili olan ideoloji farklılığından kaynaklanan ve çıkarların çatışmasından kaynaklanıyor. Türkiye turizminin sıkıntısı tamamıyla Avrupa Birliği ile arasındaki diplomasi sorunlarından doğuyor. Referandumun ardından Türkiye’nin teokrasileştiği konusu da sosyal medyada sürekli olarak pompalanıyor” diyerek Türkiye’nin kötü gösterilmeye çalışıldığını vurguladı. Sosyal medya mecrası dışında da Türkiye’nin turizm alanında olumsuzluklarla karşılaştığını belirten İşler, “Özellikle Avrupa’da bulunan diğer bütün tur operatörlerinin de ‘Türkiye riskli gidilmez’ çağrısı yaparak seyahat sigortası yapmayacaklarını söyleyip, Türkiye’yi seçmek isteyen Avrupa’daki turizmcilere Türkiye’ye gidenlerin başına gelebilecek sıkıntılara karşı sigorta yapmayıp, dolayısıyla ödeme de yapmayacaklarını bildirmesi de Türkiye’ye gelinmesi konusunda diplomatik bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.

“RUSYA’DAN AKIN”

Artık savaşların topla, tüfekle yapılmadığına dikkat çeken Mehmet İşler, “Ülkelerin ekonomik katma değerlerine de müdahale edilerek de savaşlar yapılıyor. Biz de Türkiye turizmin bu durumdan ciddi bir şekilde etkilendiğini görüyoruz. 2017 yılında ise turizme kurtuluşu yaptıran uçak krizinden sonra olan Rusya ile uzlaşı oldu. Rusya ile yapılan diploması bunu bize artı olarak yazmıştır. Fakat bu da bu sene Rusya’dan 4 milyon turistin gelmesine rağmen, fiyatlar yerlerde olduğu için turizmcilik şu anda istediği yerde değildir. Savaş, terör gibi şeyler de Türkiye’ye karşı bir enstrüman olarak kullanılmaktadır. Terör bugün olan bir şey değil, 30 yıldan beridir var. Türkiye terörle ve bombayla ilk defa karşılaşmıyor. Neden birden bire olduğuna bakacak olursak da Türkiye’nin Orta Doğu’da Avrupa Birliği ve Atlantik ötesiyle olan çıkar çatışmasının bedelini turizmciler ödüyor” açıklamasında bulundu.

“2019 YILINDA MUHTEŞEM GERİ DÖNÜŞ”

Mehmet İşler ayrıca, “Umut ediyoruz ki yakın zamanda tur operatörleri İspanya’ya, Yunanistan’a yüklendi. Orada da hem doluluklar arttı hem de fiyatlar arttı. Fakat ciddi şikayetler alıyoruz. Çünkü toplam kalitede fiyat-maliyet ve hizmet kalitesinde Türkiye’nin fiyatını ve kalitesini kimse yakalayamıyor. Tur operatörleri genelde uçakla birlikte paket sattıkları için iyi para kazanıyorlar. Ancak şu anda tur operatörlerinin de İspanya’ya uçakla paket satamadıklarını görüyoruz. Çünkü hızlı trenle ve arabayla veya düşük masraflı uçakları kendileri ayarladığı için tur operatörlerinin paket satamamasına neden oluyor. Halka açık olan bu şirketlerinde bundan çok etkilendiği biliniyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla 2019 yılında muhteşem bir geri dönüş olacak. Bunları planlarken de en önemli şey Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle olan diplomasinin düzelmesi. Daha fazla hukuk, daha fazla adaletin içinde olduğu bir yapıya dönüşmesi gerekmektedir” diye konuştu.