TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uyuşturucuyla mücadele

Karabağlar Kaymakamlığı ve Güneydoğum Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Uyuşturucuya Hayır Paneli’nde konuşan uzmanlar madde bağımlılığı ile mücadelede aile içi sağlıklı iletişime dikkat çekilerek uyarılarda bulunuldu

Haber Giriş Tarihi: 22.10.2017 08:49
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Uyuşturucuyla mücadele

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Karabağlar Kaymakamlığı ve Güneydoğum Derneği’nin birlikte organize ettiği ‘Uyuşturucuya Hayır Paneli’ Karabağlar Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını Güneydoğum Derneği Başkanı Duygu Sucuka ve Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç’un yaptığı panelde oturum başkanlığını Mardin 22. Dönem Milletvekili Nihat Eri yaptı. İzmir Mardinliler Eğitim Kültür Dayanışma ve Kalkınma Vakfı (MARVAK) Başkanı Rasim Kahraman, İzmir Mardinliler Federasyonu (İMAF) Başkanı Beşir Tunç, İzmir Mardinli Genç İşadamları Derneği (İMGİAD) Başkanı Erdal Ataklı, rehber öğretmenler, veliler ve muhtarların katıldığı toplantıda üç başlıkta ‘Uyuşturucuya Hayır Paneli’ düzenlendi.

Çocuk, şiddet, sokak, uyuşturucu başlığında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Prof.Dr. Özkan Yıldız, Madde kullanım riski ve madde bağımlılığından korunma başlığında İzmir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Karabağlar Sosyal Hizmet Merkezinden Psikolog Alev Aktaş ve ‘Nasıl bağımlı olunur?’ başlığında İl Sağlık Müdürlüğünden Psikolog Serap Bilgin görüşlerini dinleyicilerle paylaştı.

TÜRKİYE UYUŞTURUCU TRAFİĞİNİN ORTASINDA

Oturum başkanlığını yapan ve oturumda ilk olarak söz alan 22. Dönem Mardin Milletvekili Nihat Eri, parçalanmış aileler, göçler ve yoksul mahallelerdeki çocukların sokağa düştüğünü ve bunun sonucunda madde bağımlılığı ile çocukların tanıştıklarına dikkat çekerek, “Ancak zengin aileler arasında da madde bağımlısı olan çocuklar var. O yüzden toplumun her kesimine sorumluluk düşüyor. Paniğe kapılmadan şiddet uygulamadan ailelerin nasıl davranacağını bilmesi lazım. Hükümet düzeyinde de birçok bakanlık düzeyinde uyuşturucuya karşı programlar düzenleniyor. Emniyet güçleri arzı azaltmak adına çalışmalar yapıyor. Türkiye uyuşturucu trafiğinin güzergahında olan bir bölge. Türkiye’de oransal olarak esrar kullanımı yaygındır. Jandarma ve polis yakaladığı Hint keneviri köklerini yakıyor. Arzı azaltmak önemli ama tedavi merkezleri bu konuda yetersiz kalıyor. Binlerle ifade edilen insanı tedavi etmek çok zor. Bu konudan daha duyarlı ve bilinçli olarak çıkacağız” dedi.

AİLELER ÇOCUKLARINA ŞEVKATLE SARILSIN

Eri, madde bağımlısı olan çocukların Güneydoğu’da çeşitli sebeplerle Cizre ve Sur gibi yerlerde kullanıldığını belirterek, “Devletin bu konuda yaptığı her şey katkıdır. Ancak bu bir aile hastalığıdır. Midyat’ta iki olay biliyorum. Birinde başarısız diğerinde başarılı olundu. Belli bir dönemde önemli sayıda tinerci gençler grubu oluştu. Ailelerden biri çocuğunu şiddet ile o grubun içinden çekerek eve aldı ve işkence yaparak onu madde bağımlılığından kurtarmaya çalıştı. Daha sonra o tinerci gencin arkadaşları o çocuğun kaldığı evi bastı ve arkadaşlarını kurtarmak istedi. Baba da onlara karşı direnince çok kötü olaylar yaşandı. Devlet çocuğu ailenin elinden aldı ve baba çocuğa işkenceden tutuklandı ve 7,5 yıl hapis yattı. Diğer vakada ise aile önce çocuğunu dışladı ancak çocuğu şefkat ile sarıp sarmalayınca çocuk kurtuldu. Bu olayı da ben bizzat takip ettim. O gencimiz üniversite okuyup mezun oldu kendi işini ve ailesini kurdu” diye konuştu.

“HİÇBİR BAĞIMLI YÜKSEK DOZDA BAŞLAMAZ”

İl Sağlık Müdürlüğünden Psikolog Serap Bilgin ise çeşitli bağımlılık türleri olduğunu belirterek madde bağımlılığını tanımladı. Madde bağımlığı ile bir kez tanışan kişinin bunu hiçbir zaman unutmadığının altını çizen Psikolog Bilgin şunları aktardı: “Bağımlılık kronik ve biyolojik bir sorundur. Madde bağımlılığı ile bir kez tanışan kişinin beyninde bir takım değişiklikler başlar. Alkol ya da maddeyi deneyip daha sonra sık sık kullanmaya başlarlar. Bonzai için tek kulanım bile yetiyor. Hiçbir bağımlı yüksek dozda başlamıyor. Ancak küçük dozda kalamıyorlar maddeyi aldıktan sonra birinci kullanım ile onuncu kullanım arasında fark oluyor. Kişinin kullandığı maddeye karşı toleransı gelişiyor. Bu sefer kullandığı madde miktarı aynı etkiyi yaratmamaya başlıyor. Artık kişi kontrolü kaybediyor. Hangi madde olursa olsun denemek çok büyük bir risktir. Denedikten sonra bağımlı olma riski çok yüksek. Kişi maddeyi bırakmak istese de bırakamıyor. Maddeyi bırakmaya ve azaltmaya başlayınca vücut yoksunluğa giriyor. Bunun sonucunda çeşitli belirtiler baş gösteriyor. İshal, depresyon, şiddetli grip belirtileri gibi kişinin her yeri ağrıyor. Bırakmak istese de bu etkilerden dolayı maddeyi bırakamıyor. Sadece bu yüzden devam eden çok kişi var. Çünkü günlük hayatlarını devam ettiremeyecek konuma geliyorlar. Beyaz bir görüntü bile kokain bağımlısının yıllar sonra başlamasına neden olabilir. İlk kullanımdan itibaren bağımlılık gelişebilir.”

“HER HASTAYA YATIŞ ÖNERMİYORUZ”

Okul başarısının çok tatmin edici bir durum olduğunu ve eğer çocuk okulda başarılı değilse dışarı giden bir çocuğun madde ile tanışabileceğini vurgulayan Psikolog Bilgin, “Bağımlılık yaşam boyu devam etmekle beraber tedavi ile durdurulur. Bağımlılık engebeli bir yol. Bunu aileye anlatmak çok çok önemli. Bazen ergenlere yatış önerilmiyor. Çünkü içeride başka bir madde kullanan biri ile tanışabilir. Bu riskten dolayı yatış tavsiye edilmiyor. Bu yüzden bize gelen her aileye yatış önermiyoruz” şeklinde konuştu.

AİLE ÇOCUK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

İzmir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Karabağlar Sosyal Hizmet Merkezi’nden Psikolog Alev Aktaş da ergenlik dönemindeki gençlere çok dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları dile getirdi: “Bazı şeylere çok dikkat etmemiz gerekiyor. Yargılamamak lazım önce dinlemeliyiz ve etiketleme yapmamalıyız. Düşüncelerimizi direkt paylaşmamalıyız. Anlattıklarına ilgisiz kalmamak, kutuplaşmış dil kullanmamak, düşündüklerinin yanlış olduğunu söylememek, anlatılan konuları küçümsememek ergenlik dönemindeki gençlere ailelerin yaklaşımında çok fazla önem arz ediyor. Çoğu zaman bu anlatılanları yapmak yeterli de olmayacaktır. Bir çocuk için aile önemlidir. Aile ilişkileri iyi ise kötü arkadaş ortamında arkadaşlarının istediği kötü şeyleri yapmayacaktır. Eşler arasında çıkan çatışmadan çocuk faydalanabilir. Çocuk bu durumu kendi lehine kullanabilir. Bu tür tuzaklara karşı ebeveynlerin uyanık olması lazım.”

AİLE İÇİ SAĞLIKLI İLETİŞİM

Psikolog Aktaş, ergenlere sorulan sorularda madde bağımlılığına başlamalarının nedeni olarak merak ve arkadaş baskısının bir arada görüldüğüne dikkat çekerek, “Risk gruplarına yönelik uygun müdahaleler yapılmalıdır. Arkadaşlarıyla görüşmeyi yasaklamak yerine yeni sosyal alanlar oluşturulmalıdır. Arkadaşlarını kötülemek aşağılamak yerine ergenle geçirilen kaliteli zaman arttırılmalıdır. Arkadaşlarıyla görüştüğü için cezalandırmak yerine; kurs, hobi kulüplerine ergenler yönlendirilebilir. Bunların yanında en önemlisi ise aile içi sağlıklı iletişimdir” ifadelerini kullandı.

BU İŞ GÖNÜLLÜLÜK ESASI İLE ÇÖZÜLÜR

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Prof.Dr. Özkan Yıldız ise hiçbir şey yapmamaktansa bir şeyler yapılması gerektiğini hiçbir şey yapmamanın en kötüsü olduğunu belirterek izlenimlerini şu şekilde aktardı: “15 yıl süreyle Gaziantep’te kaldım. Güneydoğu’yu yakından gözlemleme olanağım oldu. Orada işe çocuk işçiliği ile başladık. İhmal ve istismar vakaları ile karşılaştık. Çocukların sokakta sokak deneyimleri olduğunu görünce sokak çocuklarına yöneldik. Sokakta çalışan çocukların kendine ait alfabeleri olduğunu fark ettim. Onların dilinde Askı deyince ‘ev hırsızlığı’, ‘savcı beyin oteli’ deyince cezaevi anlamına geliyor. Okul sisteminin dışında çok erken kalmışlar. Cezaevlerine gittik. Gece sokakta yaşayan çocuğa ve cezaevlerindeki çocuklarda şunu gördük. Orada bambaşka ihmal ve istismar hadiseleri ile karşılaşıyoruz. 500 çocuğun tutulduğu cezaevinde tek bir sosyal uzmanı var ama 100’ün üzerinde gardiyan vardı. 1 uzman ile mi çocuk rehabilite edilir yoksa 100 gardiyan ile mi? Madde bağımlılığı özellikle güneydoğu ve doğuda daha da önemli. Her türlü imkan var ancak bu iş 8-5 mesaisi ile çözülmez. Tamamen gönüllülük esası ile mücadele edilir.”

KURUM VE KURULUŞLAR

Konunun çözümünde kamu kurum ve kuruluşlarına çok iş düştüğünü belirten Prof.Dr. Yıldız, “Bir araştırmada üç yıldır İstanbul Avcılar Belediyesinde kaç tane çocuğu madde bağımlılığından temizlediklerini sordum. Bana verilen cevapta 300’ün üzerinde kişiden 14 kişiyi arındırdıklarını söylediler. Bu sorunun gerçekten topluma ve ülkeye maliyeti çok yüksek. Hükümet bu işi Yeşilay’a devretti. Okul sistemlerinde de sıkıntı olduğunu görüyoruz. Okul müdürleri bunlar defolsun gitsinler zaten okumaya niyetleri yok deyip başlarından bu çocukları atmaya çalışıyor. Bunun bir aile hastalığı olduğu konusunda araştırmalarda hem fikiriz. Ebeveynlerin kendi aralarında yaşadıkları sorun çocuğa yansıyor” diye görüş belirtti.

Konuşmaların ardından program velilerin ve panele katılanların konuşmacılara soruları ile sona erdi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.