TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yanlış politika fiyatlara yansıdı

Son iki yıldır kırmızı ette dikkat çekici fiyat artışları olduğunu söyleyen İzmir Ticaret Borsası(İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Arman, “Hayvancılık konusunda uygulanan yanlış politikalar et fiyatlarını artırdı. Zamanında tedbirler alınmadı” dedi

Haber Giriş Tarihi: 23.07.2017 08:07
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Yanlış politika fiyatlara yansıdı

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Türkiye, dünyanın en pahalı etini tüketen ülkelerden bir tanesi oldu. Et fiyatlarının son yıllarda bu kadar çok artmasında; üretiminin azalması, artan nüfusa karşın üretimin yeterli seviyede olmaması, yeterli desteklerin olmaması, yem fiyatlarının Türkiye’de çok pahalı olması, temel gıda maddesi olan ette yüzde 8 KDV uygulanması gibi etkenler söz konu olurken et fiyatlarının artışında en büyük sorun olarak ise hayvancılık konusunda uygulanan yanlış politikalar yatıyor.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Arman, kırmızı ette yaklaşan büyük tehlike ile ilgili borsa olarak 4 yıl önce çalışmalar yaparak bakanlığa önerilerde bulunduklarını ancak bu önerilerin zamanında yerine getirilmediğini söyledi. Arman, “Son iki yıldır kırmızı ette dikkat çekici fiyat artışları söz konusu oldu. Hayvancılık konusunda uygulanan politikalarda bir takım yanlışlıklar var ki iş bu hale geldi. Zamanında tedbirler alınmadı. Tedbirler alınmayınca da ülkemizde et fiyatlarında dikkat çekici artışlara neden oldu” diye konuştu.

ÜRETİM YETERLİ DEĞİL

Son iki yıldır kırmızı ette dikkat çekici fiyat artışları söz konusu olduğunu dile getiren Arman, “Tabiî ki bu artışlarının olmasının sebepleri var. Hayvancılık konusunda uygulanan politikalarda bir takım yanlışlıklar var ki iş bu hale geldi. Zamanında tedbirler alınmadı. Tedbirler alınmayınca da ülkemizde et fiyatlarında dikkat çekici artışlara neden oldu. İTB olarak 4 yıl önce bu konu ile ilgili çalışmalarımız oldu. Bakanlığa yazılar gönderdik. Özellikle yaklaşmakta olan sıkıntının görünen kısmını bildirip hiç olmazsa besilik dana ithalatının sürekli hale gelmesini sağlamak lazım diye bakanlığa yazılar gönderdik. Bizim önerilerimiz zamanında yapılmadı. Önerilerimizin üstünden uzun zaman geçtikten sonra baktık ki besilik dana ithalatı başladı. Ama geç kalındı. Çünkü besilik dana ithalatı yaptıktan sonraki 8 ay sonra gelen mallar kesime hazır hale geliyor. Zamanında alınmayan tedbirler sonucu fiyatlar bu seviyelere geldi. Tabi içerde de üretim olmaması bu fiyatların yükselmesinde en büyük etkenlerden bir tanesi. Artan nüfusa karşın üretim yeterli seviyede değil. Yeterli desteklerin olmaması, yem fiyatlarının Türkiye’de çok pahalı olması et fiyatlarının artışında etken oldu. Türkiye’de yem fiyatları dünya fiyatlarına göre gerçekten çok yüksek. Bir de bu işi yapanları işten yıldırıyorlar. Bu iş neden yapılır? Belli bir kazanca ulaşmak için yapılır. Bir ticari amaç vardır burada. Siz yaptığınız işten para kazanamıyorsanız, çok risk taşıyorsanız bu işi neden yaparsınız ki?” şeklinde konuştu.

TİCARİ KAYGI VAR

Elinde hayvan olanların zamanı gelmesine rağmen kesime göndermemesinin sebeplerini anlatan Arman, “Karşısında ciddi bir büyük üretici göremediği zaman, haftada 500 lira fiyat farkı oluyorsa elindeki yetişmiş bir malı olan adam hepsini bir kalemde piyasaya sürmez. İşin mantığına ters bir durum söz konusudur. Neticede ticari bir kaygı var. Mal sahibi kar elde etmek ister. Ama devlet zamanında bu durumu engelleyecek tedbirler alması gerekiyordu. Zamanında tedbirler alınacak ki bu aşamaya gelinmesin. Böyle bir durum söz konusu olduğunda ise ithalatın amacı nedir? İçerdeki bazı durumları düzene getirmektir. Yapıcı tedbirlerden bir tanesi de budur. Belli bir amaç için ithalat yaparsınız. Veya geçici bir dönem için ithalat yaparsınız. İçerdeki piyasayı bu sayede dengelersiniz. Böyle bir durumun oluşmasına fırsat vermezsiniz. Eğer bunu yapmazsanız içerdeki üretici de doğal olarak bekleyecek. Çünkü ticari bir kaygısı var, para kazanma peşinde” diye konuştu.

ÜRETİCİYE GÖZDAĞI VERİLİYOR

Büyükbaş hayvan ithalatında gümrük vergisi oranları yüzde 26’ya, karkas et ithalatında ise yüzde 40’a indirilmesi konusunda düşüncelerini paylaşan Bülent Arman, “Kağıt üzerinde bu indirimlerin yapılması hiçbir şey ifade ettiğini düşünmüyorum. Çünkü zaten bu yetki et ve süt kurumunda. Et ve süt kurumu vergisiz, fonsuz bu malı ithal edebiliyor. Bunlar serbest piyasaya verilecekse uygulanacak şeyler. Onu da serbest piyasaya vermiyorlar. Bu iş et ve süt kurumu üzerinde yürütülmeye çalışılıyor. Vergilerin düşürülmesi demek bir gözdağı gibi algılanabilir. İçerdeki üreticiye ‘İthalatı açacağız. Ona göre hareket edin. Mal yetiştiyse çıkarın’ tarzında bir gözdağı verilmek isteniyor ama artık üretici bunu dikkate almıyor. Nedeni ise bu laflarla olmuyor, icraat olacak. Bunu yapacaksan getir malı, sok piyasaya ondan sonra düşün. Bunlar soruna çare olmuyor” ifadelerini kullandı.

TÜKETİM BEYAZ ETE KAYIYOR

İç piyasada hayvanların kalitesinin düşmediğini belirten Arman, “Kalitede bir sorun yok üretimde bir sorun var. Çünkü iyi ırklar var. İthal edilen besilik danalar besiye uygun ırklar. Onlarda hiçbir sıkıntı yok. Sadece maliyetlerin yüksekliğinden kaynaklanıyor” dedi. Türkiye’de kişi başı et tüketimi 15 kilogram olduğunu belirten Arman İzmir’de et tüketim oranın ise Türkiye oranından biraz daha üzerinde olduğunu veya paralel olabileceğini söyledi. Arman, “Lokal olarak böyle bir çalışma yok ama çok büyük bir fark oluşturmayacağını düşünüyorum. Çünkü beyaz et ile kırmızı et arasındaki fiyat aralığı çok fazla. Mesela beyaz etin kilosu 5 lira ise kırmız etin kilosu 50 lira. 10 kilo beyaz et, bir kilo kırmızı et’e karşılık geliyor. Tüketim beyaz ete kayıyor” dedi.

YÜZDE 8 KDV BÜYÜK SORUN

Temel gıda maddesi olan ette yüzde 8 KDV uygulanmasının büyük bir sorun olduğuna vurgu yapan Arman, “4 parça olarak tabir ettiğimiz karkas kemikli dana etimiz bugün için karkas fiyatı 27 ila 28 lira arasında değişiyor. Ama bu şaşırtabilir. 27 liraya alınan etin kemiksiz maliyeti, satışa hazır hale getirilmesi 34 liraya mal oluyor. Tezgaha girdiği zaman yüzde 8 KDV var. Önemli sorunlardan bir tanesi de temel gıda maddesi olan bir ürünün KDV’si yüzde 8 olmasıdır. Temel gıdalarda bu KDV oranların düşürülmesi gerekiyor. Yüzde 8 KDV bir kilo ette 4 lira demek. Bu çok yüksek bir rakam. Bu da kayıt dışı satışlara teşvik ediyor. Bu tür işleri yapanlar faturasız alıp, faturasız satmaya çalışıyor. Temel gıda maddesi olan ette yüzde 8 olan KDV oranını da bir sorun olarak görüyorum. Bu yüzde 8 KDV oranında kesinlikle yeniden düzenleme yapılması gerekiyor. Yüzde 8 KDV oranının düşürülmesi ile beraber fiyatların da düşüşüne etki edecektir. Çünkü bu oran direk tezgahlara yansıyacaktır” diye konuştu.

Bülent Arman, son olarak sözlerini şöyle tamamladı: “Yeterli tedbirler alınmazsa hem yetiştirici için, hem tüketici için, hem de satıcı için bu sene de kayıp bir sene olacak. Et fiyatlarının çok yüksek olması demek tezgahlarda satılan etlerden satanların çok para kazandığı anlamına gelmiyor.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.