TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yazsa roman olur

“Her insan yalansız bir şekilde hayatını yazsa roman olur” demiş Cemal Süreya. Sanki üvey kızı Gonca için söylemiş. 11 yıl önce ağız kanserine yakalanan ve yüzünün yarısını kaybeden ressam Gonca Sağnak, her şeye rağmen hayata gülümsemekle kalmıyor başkalarına da yardıma koşuyor.

Haber Giriş Tarihi: 10.12.2017 09:30
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Yazsa roman olur

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Gonca Sağnak, 61 yaşında. Didim’de tek başına yaşıyor. Türk edebiyatının önemli isimlerinden Cemal Süreya’nın üvey kızı. 4 evlilik yaptığı bilinen Süreya’nın “Bayan en nihayet” diye adlandırdığı Birsen Sağnak’ın kızı. 11 yıl önce ağız kanserine yakalandı, 4 kez ameliyat oldu, 39 kür kemoterapi, 34 kür de radyoterapi gördü. Kanser ondan yüzünün yarısını alsa dahi gülümsemesini alamadı. Sokakta insanların garip bakışlarına, çocukların arkasından ‘ucube diye seslenişlerine aldırış etmedi. “Kanserin ilacı yoktu ama sanat benim ilacım oldu” diyerek hayata tutunan Gonca, toplumsal duyarlılığı ile de dikkat çekmeyi başardı. Yalnızca sol elini kullanarak çizdiği resimlerle İzmir’de “Tutunanlar” isimli bir sergi açtı. Gelirinin tamamı engelli derneklerine bağışlanacak sergi, Engelliler Haftası kapsamında 14 Aralık’a kadar Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde gezilebilecek.

ÇENENİ ALMAZSAK ÖLECEKSİN

61 yaşındaki Gonca’nın damağında 11 yıl önce bir uçuk çıktı. Hemen doktora başvurmasına rağmen gargara ve antibiyotik verip gönderdiler. Acıları artınca başka bir hastaneye müracaat etti ama aradan 1 yıl geçmişti. 4 kere ameliyat oldu damağından. Cilt kanseri teşhisi konuldu. Kemoterapi gördü ve ardından ağır bir ağız kanamasıyla hastaneye kaldırıldı. Doktor elini omzuna koyup, “Çeneni almazsak öleceksin” dedi ve çene kemiğini ameliyatla aldılar. Sağnak, o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çok güzel bir kadındım, sinirleri kestikleri için yamuldum. Ameliyat sırasında mememden bir kas alıp oraya yamarken köprücük kemiğim de zarar görmüş kırıldı ve kaynamadı. 9 senedir sadece mama dedikleri süte benzer bir şeyle besleniyorum. Doktorum, ‘Artık yapılacak bir şey kalmadı’ dedi. Şimdi dil kökümü de aldıkları için konuşmam biraz zorlaştı. 9 senedir yemek yiyemiyorum. Sadece mamayla besleniyorum. Ama insanlar önlerine aynı yemek iki kez konulduğu zaman ben bunu yemem diye şikayet ediyorlar. Ya da ‘Ay ben şişmanladım yemek yiyemeyeceğim, ay burnumun içinde sivilce çıktı’ gibi şeylerden hayatı kendilerine zehir ediyorlar.”

TEK ELİYLE RESİM YAPIYOR

Kanserle tanıştıktan sonra bütün hayatı değişen Gonca, “Bütün dost sandıklarımı kaybettim. Çocuklar arkamdan ucube geliyor diye bağırıyorlar. Hiçbir şeye aldırmamaya çalışıyorum, neşeli bir insanımdır. Resim yapıyorum, desen çiziyorum, çeşitli etkinliklere katılıyorum. Hiçbir zaman yorganı başıma çekip de bitti bu hayat demedim. Hiç kimsenin kendini bırakma gibi bir lükse sahip olmadığını düşünüyorum. Sağ kolumu kullanamıyorum mesela. Ameliyat sırasında köprücük kemiğim kırıldı ve kaynamadı. Fakat sol elle resim yapmaya çalışıyorum. Belki bunlar moral bozucu olabilir ama benim yaşadıklarım örnek olmalı. Hastalandığımı ilk öğrendiğim zaman kendi kendime söz verdim hiçbir zaman bakımsız olmayacaksın hiçbir zaman yıkık dökük olmayacaksın dedim. Şimdi bile kulaklarımda küpeler parmağımda yüzükler... Saatlerce aynanın karşısında, burnunun ucundaki sivilceyle uğraşanlara, kilolarından utananlara, ufacık fiziksel özelliklerinden rahatsız olanlara, ‘oram ağrıdı, buramda bir şey çıktı’ diyerek kendine ve çevresindekilere hayatı zehir edenlere hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlatmak isterim. Bir de önündeki yemeği beğenmeyip burun kıvıranların, 8 sene hiçbir şeyin tadını, kokusunu alamamanın ne demek olduğunu düşünmelerini istedim. Aynı yemek sofraya 2 kere geldi diye kıyameti koparanlara, yemek yiyebilmenin kıymetini hatırlatmak isterim” dedi.

SANAT İLACIM OLDU

Hastalığı sürecinde büyük acılar çeken Gonca, sanatla şifa buldu. Desenler yaptı, resimler çizdi. Hem de tek eliyle. Hediyelik eşyalar yaptı, arkadaşları onun için sattı. Sanatın hayatındaki yeri hakkında elbette söyleyecek çok şeyi vardı: “Sanat ayrı bir şey… Hastalığımdan sonra her şeyin gelip geçici olduğunu anladım, sanatımla var olmak istedim. İster resim olsun, ister müzik olsun, ister şiir… Kanser, her şeyi yıktı ama yerine yeni şeylerde koydu. Tabii eskiden kalan şeyler yine var oldu ama yeni şeyler de koydu. Kanser sürecinde hiçbir ilacım yoktu ama sanat benim ilacım oldu. Her insan kitap yazabilir. Babam her zaman şunu derdi, her insan yalansız bir şekilde hayatını yazsa roman olur. Ben şu ana kadar hayatımın desenler, resimler yaparak, sergiler açarak kazandım. Ama şimdi bu durumdayken bir dükkan da falan çalışmıyorum. Çünkü yüzümden korkuyorlar ve çekiniyorlar. O yüzden ben hala devam ediyorum. Ama bunu benim yerime başka arkadaşlar satıyorlar. Yaptığım resimlerden bir sergi açtım. Adı ‘Tutunanlar’. Bu serginin gelirini engelli derneklerine bağışlamak istedim. Şu hayatta o kadar çok acı var ki... Başkaları adına bir şeyler yapabilmek beni daha iyi kılıyor, acılar paylaştıkça azalıyor ve daha katlanılır oluyor.”

ÇÜNKÜ BİZ İBR AİLEYDİK

“Her insan yalansız bir şekilde hayatını yazsa roman olur” demiş Cemal Süreya. Sanki Gonca için söylenmiş… Türk edebiyatının usta isimlerinden Cemal Süreya onun üvey babası. Ölmeden önce son 19 yılı aynı evde geçirdiler. Gonca, üvey babası Süreya hakkında şunları söyledi: “Ben şair Cemal Süreya’yı bilmiyorum. Çünkü biz bir aileydik. O bizim abimiz, babamız, arkadaşımız, dedemiz, her şeyimizdi. Ben aile içindeki Cemal Süreya’yı biliyorum. Zaten o da şair arkadaşlarını ya da iş arkadaşlarını eve getirmezdi. Ev onun için ayrı bir alandı; aile yaşantısı, ailenin içinde olmak… Herkesin derdiyle tek tek ilgilenirdi. O, hem baba hem abi hem dede hem arkadaştı. Hem duygusal, hem neşeliydi. Her şeye bir espri katardı. Ama tabii ki çok duygusaldı.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.