TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Yıkım ya da Yanılgı”

Gazeteci-Yazar Ulaş Aşık ile ilk kitabı “Yıkım ya da Yanılgı” hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. İlk kitabının yayınlanmasının heyecanını yaşayan yazar, ikinci kitabının da hazırlıklarına çoktan başlamış

Haber Giriş Tarihi: 20.11.2017 07:27
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Yıkım ya da Yanılgı”

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

Gazeteci-Yazar Ulaş Aşık’ın ilk kitabı “Yıkım  ya da Yanılgı” geçtiğimiz haftalarda raflarda yerini aldı. Etki Kitapevi’nden çıkan yayın kısa sürede İzmirliler tarafından beğenildi ve okundu. İlk kitabının heyecanını yaşayan yazar ilerleyen günlerin ikinci bir kitaba gebe olduğunu söyledi.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Seksenlerin sonuna doğru, ortaokul yıllarında babamın işleri dolayısıyla İzmir’e yerleştik. Ortaokul ve liseyi burada tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Gazetecilik Bölümünü bitirdim keşke hiç başlamasaydım dediğim çok oluyor fakat yapabilecek bir şey yok. Hala bu kentte yaşamaktayım…

Yazıya olan ilgi ve alakan nereden gelmekte? Bir hikayen var mı?

Herkesin bir hikayesi olduğuna inanırım kısa ya da uzun sorun buna sahip çıkmakta yatıyor. Ortaya çıkışı ise kesinlikle kişilikte yani insanın bir şekilde zihninin bir noktasında, sahibini bekletmekte yani keşfe ulaşılmayı kendine iş edindirmekte. Kişi kendi dahil buna hazır ise inanın kesinlikle o sizi ya da bizi konukseverliği ile taçlandıracaktır. Benim  buna olan ilgim ise onun da beni kırmayıp kendini bana sunmasındadır…

İlk kitabını çıkardın neler hissediyorsun?

Buna verebileceğim cevap ise tamamen heyecanla ilişik olmasıdır. Mutluluk kavramına pek inanasım olmasa da böyle bir şeye inanılması gerektiğidir. Yani mutluluk sandığım kadar da kötü bir şey değilmiş… Kapağı ilk gördüğümde duraksadım sonraları bana ait olduğu gerçeği ile yüzleşince tuhaf fikirlere kapıldım. Bu bir aidiyet ilişkisi ve yukarıda dediğim gibi mutlu edebiliyor insanı…

EN BÜYÜK SIKINTI DAĞITIM

Basım aşamasında ne gibi zorluklar yaşadın?

Kapak ne kadar itiraz etsem de başlarda, pek taraftar bulamadım fakat meydana çıktıktan sonra pek de kötü gelmedi. Bunun dışında yaşadığım bir diğer sorun ise dağıtım hususunda…Yayınevleri dosyaları ne kadar gözden geçiriyor bu da ayrı bir tartışma konusu. En belirgin problem ise okuyucuya ulaşamamak…

Kitap bize ne anlatıyor?

Modernizmden kaçış fakat bunun pek de mümkün olmadığı yani başka bir hayatın ise olası olmadığı gerçeği… Konusunu kısaca paylaşmaya gelirsek: İki iyi dostun kurtuluş için yaşamak zorunda kaldığı güçlükler ve yolculukları süresince iç dünyalarının onları soktuğu trajik atmosfer ve onları bekleyen coğrafyada meydana gelen daha öncede belirttiğim karamsar sona doğru hızla ilerleyen o toprakların sahipleri. Şunu da eklemek gerekirse gerçekle gerçeküstünün birbirine karıştığı, mülkiyet kavramının nasıl bir şey olduğu ve gereksizliği, bazı anlarda kendini hikayede bulan anlatıcı, canlı ve cansızın belirsiz oluşu, kapı ve anahtar denilen aslında insanları birbirinden alıp tamamen soyutlayan ve sahiplik ilgisi, belirtmek istenen aslında insanoğlunun hiçbir zaman içinde yer aldığı dünyaya isyan edemeyişidir… Bu yolculukta onları bekleyen ise tam anlamı ile bir yıkımdır. Olayları kurgularken rotaları şaşan ve sonda belirleyici olan (atılan tarihten bunu kestirebilirsiniz) bu iki cansızın (onlara ruhlarını ben teslim ettim) ayrı bir hikaye oluşlarıdır… Yazdığım tam olarak bir roman mı bu belirsiz. Bazen kendimi de olayların içinde buldum ve bu durum beni mutlu etse de, insan ruhsal devinimine göz kırparken, kaçmak sanki daha kolaymış gibi geliyor yani ölümün başucumuzda volta attığı gerçekliği... Gerisi için göz atmanız yeterli…

YENİ KİTABIN HAZIRLIKLARINA BAŞLADI

Ufukta yeni bir kitap gözüküyor mu?

Evet yeni bir çalışmam var. Fakat şunu belirtmek isterim bu bir deneme olacak ve tamamen kendi iç dünyamla ilintili olacak. Kısaca bir çığlık, bir isyan ve bir anlamlandırma (yaşamı) girişimi… Çalışmamda belirgin olarak hissedilen şiirsel anlatıma sahip olması bunun dışında bolca aforizmalara göz kırpabilmeniz. Fakat daha vakti var yayınlanması için…

Kitap hakkında okurlarından aldığı olumlu, olumsuz görüşler nedir?

Genel olarak olumlu eleştirilerle karşılaştım fakat bazı yerlerde yazım hataları ve dilde zorlamalar olduğu gibi geri dönüşler oldu.Yazım hataları ne kadar benden kaynaklansa da bu durumda editöründe pay sahibi olduğu gerçeği ise yadsınamaz bir sorun. Şöyle bir şey de var; kurgu tam istediğim gibi oldu. Ayrıca hikaye üzerinde sonuna kadar hakimdim ve bu da hep istediğim duyguydu…

Yayınevlerinin yayın politikaları hakkında neler düşünüyorsun?

Ben yayınevlerinin (bazılarının) bir politikaya sahip olduklarını düşünmüyorum onların amacı parayı alayım da gerisi ne olursa olsun… Neredeyse tümünde dağıtım diye bir şey yok. Kitabı basıp büyük bir kısmını yazarına verip işin içinden çıkıyorlar.

BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN YAZMADI

Bu kitap ile başarıya ulaşacağını düşünüyor musun?

Başarmak için yazmadım zaten öyle bir amacım da yoktu… Yine de başarıyı bir tarafından yakalamak pek de kötü olmazdı doğrusu… Bu işler tamamen şans ile ilintili yani eğer doğru insanlara rastlarsan başarı uzak olmaz. Tek geçer çözüm ise bunda gizli.

Türkiye’de gözlemlediğin kadarı ile okuma oranı ne durumda? İnsanlarımız yeterince okuyor mu?

Oranın yüksek olması gerektiği olumlu bir şey ama bu  mümkün olamayacak gibi. Eğer olumlu sonuç bekliyorsak kitap okumanın iyi bir şey olduğunun çocuklardan başlayarak tüm topluma enjekte edilmesidir. Bunu isteyen herkes elinden geleni yapmalı ve bu bir çözüm olabilir.

Popüler okuma kültürüne karşı gerçek edebiyat sence tutunabilir mi?

En azından tutunmaya çalışıyor ve bunun için elden gelen ne varsa yapılmalı. Fakat bunun önündeki en büyük engel yayınevlerinin çektiği finansal sıkıntı nedeniyle sadece olayın mali boyutuyla ilgilenmeleri. Edebiyata şu yada bu şekilde bir yerlerden bulaşan insanların önü açılmalı bu her iki tarafa da kazandıracaktır.

ZAMAN KAVRAMI YOK

Kitabınızda reel zamanın dışına çıkıldığı kanısı ne kadar doğru?

Kitap kendi doğasında böyle bir şeye sahip. Yani bölümler ilerledikçe gerçeküstü unsurlar kendini afişe etmekte. Belli yerler romandan daha çok içsel unsurlarla süslenmiş ve bu tamamen sorun yumağı olan zihnimle ilintili. Bazı bölümler bilinç çözülmesi ile gün yüzüne çıkıyor. Yarattığım karakterler biri birini örtmesine rağmen bu ilerledikçe belirsizliğe göz kırpmakta. Zaman kavramının bir hiçliğe doğru seyahate çıkması ise ayrı bir sorunsallık. Rüya zaman bunu en iyi özetleyen kavram…

Karakterleri oluştururken kendinizi afişe ettiğiniz kanısı oluşuyor mu?

Tamamen geçmişimle ilgili yani geride bıraktıklarım. Hiçbiri ile görüşmüyorum hepsi mazide kaldı. Benden izler taşıyan daha doğrusu beni çağrıştıran özelliklere rastlayabilirsiniz tabi ki bu beni tanıyanların çözebileceği bir durum. Geçmişin daima özlenilmesi gerektiği kanısındayım sahip olduğumuz yegane şey…

Etkilendiğiniz daha doğrusu okurken sizi sallayan çalışmalar desek?

20 veya 21 sene önce okuduğum Tom Robbins’in “Dur bir mola ver” adlı çalışması diyebilirim buna Robert Pirsig’in “Lila”sı, Cortazar’ın Sek Sek’i, Jean Genet’in Çiçeklerin Meryem Anası’nı, Boris Vian’ın Kırmızı Otu’nu ekleyebilirim. Şimdilik aklıma gelen bunlar…

Neden Yıkım ya da Yanılgı?

Rota şaşkınlığı başlığıyla anlatmaya çalıştığım kitaba ismini veren “Yıkım ya da Yanılgı”nın nereden kaynaklandığı… Eğer verilen tarihe dikkat ederseniz bunun neden önemli olduğuna karar verebilirsiniz. Yıkım, tamamen bunun neden olduğu bir sonuç…

Hamleler ile anlatılmak istenen nedir?

Bu  bölüm ise belli bir yere kadar ruhsal analize çözüm ararken (hamleler tek tek ele alınırsa mantıksal bir süreçten geçebilirler fakat çözümler genel olarak ironik) bu daha sonraları fiziksel sonuca işaret etmekte…

Neden bazı karakterlere isim verilmedi?

Kadının neden isminin olmadığı (daha doğrusu ben neden gizledim) ise tamamen bir gönderme… Kadının kocasına da aynı titizlikle davrandım… Bu bir yanlış izlenim doğurabilir fakat böyle bir izlenime okurken düşmediğiniz gerçeği kendimce bir huzur kaynağı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.