TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sessiz hayatlar

İşaret Dili Çevirmen ve Eğiticiler Derneği Genel Başkanı Zeki Buzgan, işitme engellilerin sıkıntılarını anlatarak, 0-6 yaş aralığında uzmandan destek almaları gerektiğini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 20.08.2014 06:58
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Sessiz hayatlar

EMİNE ŞEKER - 0-6 yaş aralığında işitme engelli çocukların uzman desteği almaları gerektiğini söyleyen İşaret Dili Çevirmen ve Eğiticiler Derneği Genel Başkanı Zeki Buzgan, “Sosyal anlamda sadece birbirleri ile iletişim içindeler. Çünkü kimse onları anlamıyor” dedi.

ÜCRETSİZ EĞİTİM VERİYORUZ

Türkiye genelinde kendi alanında tek kuruluş olduklarını belirterek, “Bünyemizde bulunan yöneticilerin tamamı üniversite mezunu ve işaret diline vakıftırlar.  İşitme engellileri yakından tanıyorlar ve iletişim kuruyorlar. Sosyal projelere imza atarak işitme engellilerin kişisel gelişimleri için ellerinden gelenleri yapmaya çalışıyorlar. Ekonomik beklenti için burada değiller. Benim teşvikimle, inandırıcılığımla ama içlerinden gelen samimi insani duygularla burada görev yapıyorlar. Tercümanlık ve eğiticilik yapıyorlar. Gönüllü tercümanlık yapıyorlar. Ulusal ve uluslararasında tüm etkinliklerde fedakar bir şekilde tercümanlık hizmeti veriyorlar. Karakollardaki ifadelerde, adli olaylarda, tapuda, noterde ücretsiz hizmet veriyorlar. Aslında bu saydıklarım devletin asli görevlerindendir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı personelleri ya da yerel yönetimlerin yapması gereken görevlerdir. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Bizde belki eleman yetersizliği belki de kamu kurumlarının olayı ciddiyetini ve sorumluluğunu kavrayamamış olması bizim görevi üstlenmemize sebep oldu. Ama halimizden şikayetçi değiliz. Gönül arzu ederdi ki merkezi yönetimle yerel yönetimle üçlü olarak bu organizasyonları yapalım. Bizim yükümüzü hafifletsinler. Onların uzman personeli bu sorumluluğu üstlensin. Ama biz yine yardım etmeye devam edelim” dedi.

HER AN HEPİMİZİN BAŞINA GELEBİLİR

Kendi ailesinde herhangi bir engelli bulunmadığını ifade eden Buzgan, “Şimdilik bir engelimiz yok. Ama ilerde ne olacağımızı kimse bilemez. Hepimizin her an başına gelebilir. Birçok insanın bilmediği 100’e yakın engelli grubu var. Çok uzun ya da kısa boylu, çok zayıf ya da şişman, vücudun bazı organlarını kullanamayan, akciğeri tam görev yapamayan, şeker hastası, diyalize bağlanan kişiler gibi yasal olarak uluslararası mevzuata göre engelli sayılıyor. Bu kategorinin dışında en çok bilinen 4 engelli gurubu var. İşitme, görme, ortopedik ve zihinsel engelliler. Gördüğüm kadarıyla işitme engelliler bu temel 4 engelli içerisinde en sağlıklı, en az yardım alan, en az destek gören, diğer guruplara araç kullanma konusunda imtiyazlar tanındığı halde tanınmayan, hatta eğitimlerinde bile normal insan gibi kabul edilip her konuda sağlıklı insanlara takınılan tavır ve tutum izlenilen engelli gurubudur. Farklı engelli derneklerinde yöneticiliğini yapıyorum. İşitme engellileri işaret dili öğrenme arzusuyla tanıdım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı çalışmalara katkılar koyduk. Bir işaret dili yönetmeliği hazırlandı. Bu eğitim modülünün yapılmasına ve hazırlanmasına katkı sağladık. İzmir İl Milli Eğitim ve İzmir Valiliği ile 5 yıllık bir protokol yaptık. Bu protokol çerçevesinde İzmir ili ve 30 ilçesinde eğitimlere başladık. Öncelikle 30 devlet hastanesinin personeline, İŞKUR’a, İl Dernekler Müdürlüğü’ne, belediyelere, Engelli Sivil Toplum Kuruluşları’na, öğrenciler ve risk altında olanlarla temas kuran Türkiye Eğitimleri Vakfı’na ve diğer birçok sivil toplum kuruluşunun eğitim almalarını sağladık. Gönüllü olarak tercümanlık hizmetlerini hala devam ettiriyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız bir protokol gereği belediyenin tüm etkinliklerinde tercümanlık hizmetlerini ücretsiz veriyoruz. İşitme engelleri başta olmak üzere tüm engel gruplarının kamu hizmetlerine erişe bilirliğini denetlemeyi hedefliyorum. Bu konuda kurumları aydınlatmak ve yönlendirmek istiyoruz. Aslında denetimden çok yol göstermek ve birlikte daha sağlıklı bir hayatla beraber yaşanılabilir bir hayat oluşmasını sağlamak. Kısmen başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. İzmir’de metro 3 yıldızlı bir levha taşıyorsa bu bizim denetimlerimizin sonucunda oldu. İzmir’de birçok vapur iskelesi yenilendi. Hangi engel gurubundan ararsalar arasınlar mevzuat desteğinde bulunuyoruz. Dilekçelerini yazıyoruz. Yardım ediyoruz. Bunları tamamen kişisel çabalarımızla yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

0-6 YAŞ ARALIĞI ÖNEMLİ

Buzgan, dışardan bakıldığında sağlıklı olarak görülen ve halk arasında dilsiz olarak bilinen işitme engellilerin dilsiz olmadıklarını vurgulayarak, “Yakından bakıldığında dilsiz olmadıklarını bizler gibi sağlıklı dillerin olduğunu işitemedikleri için konuşamadıklarını biliyoruz. Mesela geçen yıllarda engelli sınavına giren 65 işitme engelliyi sınava hazırlarken hafif zeka engelli çocuklarla karşılaştırdığımızda işitme engellilerin daha başarısız olduklarını gördük. Çok zeki ve enerjik olmalarına rağmen başarı oranları daha düşük. Bu durumu görünce geriye doğru gittim. Nerede bir yanlış var? Okullarda işaret dili ile eğitimler yok. Bunu anlayabilirim. Bilgileri diğer sağlıklı öğrenciler gibi görerek öğrensinler diye yapılıyor olabilir. Buradan kaynaklanacağını düşünerek biraz daha geriye gittim. 2 ana gruba ayrılan işitme türü var. Biri doğuştan işitme engelli grup. Diğeri sonradan işitme engelli olanlar. Sonradan işitme engelli olanlar 0-6 yaş aralığında her türlü temel bilgiyi anne ve babadan eğitim aldığı için fazla zorlanmıyorlar. Ama doğuştan işitme engelli olanların zorlukları çok. Çocuk 0-6 yaş döneminde ne görüyorsa onu öğreniyor. Birisi ona vücuduna dokunarak uyarıda bulunursa tehlikeyi görebiliyor. Ya da yanlışı ve doğruyu hissedebiliyor. Bunun dışında görse dahi dokunmadıkça birisinin ona tarif etmedikçe öğrenemiyor. Hiç hayatında görmediği avokado meyvesinden bahsederseniz mutlaka resmini çizmeniz, meyveyi eline vermeniz ve tattırmanız gerekiyor ki bilgilensin. Hâlbuki ki biz hiç tatmasak da kitapta okuyarak anlıyoruz. Birisi bize bir filmi anlattığında tahmin ederek hissedebiliyoruz. Küçük yaşlarda alınan bilgiler çok eksik olduğu için işitme engellinin hafif zeka engelli bir insandan farkı kalmıyor. Çok zeki insanlar. Temel bilgiler olmadığı için diğer çocuklarla karşılaştırıldığında geride kalıyorlar. İşitme engelli çocukların hem psikolojik hem sosyal destek almaları gerektiğini düşünüyorum. Gittikleri okullarda ki öğretmenlerin dışında bir uzman desteği alınması lazım. Eğer uzman desteği olmazsa bu çocuklar hayatları boyunca sorun yaşıyorlar. Sıkıntı çekiyorlar. İçlerinden geçeni anlatamadıkları ya da anlaşılamadıkları için psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor. İkinci bir tespit ise aile duyarlı ya da eğitimli değilse çocuğu iyi analiz etmiyorsa çocuk utanma duygusunu bilmiyor. Utanmıyorlar demiyorum. Utanma duygusunu bilmiyorlar. Bu sorun toplum içinde önemli bir sorun. Bu sorunu yaşayanların çoğu kendi sosyal çevresi içinde az çok hoş görülebiliyor. Ama yabancı bir gurubun içine girdiklerinde ciddi sıkıntılarla karşılaşıyorlar. Bunları giderecek olan psikologlar ve uzmanlar. Bize de 20’li yaşlarda bu sorunları yaşayanlar geldiğinde değiştirmek için çok zaman harcıyoruz” şeklinde konuştu.

İŞİTME ENGELLİLER HAYATA YENİK BAŞLIYOR

İşitme engelli çocukların çoğunun anne ve babalarının da işitme engelli olduklarını vurgulayan Buzgan, “Aile fertlerinden biri işitme engelli olduğunda bu durumu çocuk için daha da zorlaştırıyor. Sağlıklı anne ve babalar daha profesyonel davranıyorlar. Aile çocuğunun işitme engelli olduğunu anladığı andan itibaren uzmandan yardım almalıdır. İşitme engelli anne ve babalarında eğitim seviyesi çok düşük oluyor. İşitme engelli ailelerin çocukları baştan hayata yenik başlıyorlar. Şansı çok daha az oluyor. İşitme engellilerin bir kısmı genetik sebeplerle ortaya çıkıyor. Aileden gelen gen rahatsızlıklarından kaynaklanıyor. Dünyada henüz maalesef tıp tam bir teşhis koymuş, çözüm bulmuş değil. Ama çalışmalar devam ediyor. Bir kısmı da ihmalsizlikten, bilinçsizlikten, yanlış ilaç kullanma gibi sebeplerden ortaya çıkıyor. Çocuk anne karnındayken başlayanlarda var. Çocuk anne karnındayken yanlış ilaç kullandıysa, çiçek hastalığına yakalandıysa, doğum esnasında bebek gerekli oksijeni alamadıysa işitme engelliliğe sebep oluyor” dedi.

SANAT, EDEBİYAT, MECAZ YOK

Buzgan, işitme engellilerin gittikleri her yerde anlaşılamamaktan şikâyet ettiklerini söyleyerek, “Sosyal anlamda sadece birbirleri ile iletişim içindeler. Çünkü kimse onları anlamıyor. Birbirleri ile evleniyorlar. Hatta işitme engellileri ve yakınları Türkiye genelinde birbirlerinin evlerine teklifsiz giderler. Misafir olurlar. Sanki bir akrabalık oluşmuş gibi. Doğal örgüt haline geliyorlar. Bu bir dayanışma ve kader ortaklığıdır. Ama düşündüğümüz anlamda sorunlarını çözmeye yönelik değil. İşitme engelliler halkın içinde yaşayan her gün her an beraber olduğumuz ama ancak elleri ve kolları çalışırken işitme engelli olduklarını anlayabildiğimiz onlara hiç yardımcı olamadığımız bir gurup. Onların yerinde olmadığım için tam olarak ifade edemem ama bir şeyi çok iyi biliyorum bizim gibi olmayı çok istiyorlar. Neden bu durumda olduklarını bilmiyorlar. İnsanlar işitme engellileri tanımadığı için nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Biz Türkçe’yi 150 bine yakın kelimeyle konuşuyoruz. Onlar 750 işaretle hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Biz bu işaret dilini zenginleştirerek 5 bine kadar çıkarttık. Eylül ayından sonra tüm Türkiye ile internet ortamından paylaşacağız. 5 bin kelime yeterli değil elbette. Hata olarak doktora gittiğinde doktora alerjisi olan ilacı söyleyemiyor. Söyleyemediği için hekim bir an bu detayı atlarsa unutursa işitme engelliler bu noktada hayati risk taşıyor. Alerjinin işaret dilinde karşılığı yok. Gençler 3G telefon kullanıyorlar. Bu da zamanla standart işaret dilinin oluşmasına neden olacak diye düşünüyorum. İşaret dilinde sanat, edebiyat ve mecaz yok. Doğrudan kelime anlamı ise onu biliyorlar. Cümle kuruluşları ve anlamlandırmaları çok farklı” ifadelerini kullandı.

İZMİR PİLOT BÖLGE

İşitme engellilerin sıkıntılarını 3 yıl öncesi ve sonrası olarak değerlendiren Buzgan, “3 yıl önce tüm şehir için İzmir Valiliği’nde sadece 2 tane işaret dili tercümanı vardı. 10 bine yakın işitme engellinin işini görecek sadece 2 kamu görevlisi vardı. Hiçbir kurumda işaret dili bilen yoktu. 3 yıl içinde İzmir içinde 2 bin 700 kişiye Milli Eğitim formatında biz işaret dili öğrettik. Son 2 yıldır Polis Yüksek Meslek Okulu’nda işaret dili eğitimi, engelli hakları ve bununla ilgili mevzuatı bilgi olarak veriyoruz. Kamu kuruluşları, polis karakolları ve tüm kurumlarda diyebilirim artık işitme engellilerin bir sorunu olduğunda mutlaka onlarla ilgilenebilecek, yardımcı olacak insanlar var. Örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bilgi işlem birimi ile bir proje başlattık. İşitme engelli olan kişi İzmir’in neresinden olursa olsun belediyeyi ya da itfaiyeyi aradığında telefonla 3G ile bağlanıp işaret dili ile hayati sorununu anlatabiliyor. 3 yıl içinde sadece bizim sayemizde değil insanların daha duyarlı olmaya başlaması daha farkında olmasından dolayı belki de ciddi değişiklilerin olduğunu düşünüyorum. İzmir birçok konuda olduğu gibi bu konuda da pilottur. Daha duyarlı, daha çok yardım etmeye çalışan bir şehirde yaşıyoruz. Sosyal hayatı da birbirimizi anlayarak, hoşgörüyle uzlaşarak yaşamaya çalışıyoruz. İşitme engellilerin beklentilerinin tamamı karşılandığını söyleyemem. Ama hayatlarının her geçen gün daha iyiye gittiğini söyleyebilirim. İzmir merkezinde derneklere kayıtlı 3 binin üzerinde işitme engelli var. Bütünşehir Yasası ile beraber 30 ilçe birleştirildiği için bu sayı 10 bine yaklaşmıştır. Ama kesin bir rakam veremiyorum. Elimizdeki envanter kayıtları çok hızlı değişiyor. Dışardan İzmir’e göç eden ve giden bu bilgiler anında güncellenmiyor. Sağlık Müdürlüğü’nün kayıtları en sağlıklı bilgiyi verir. Çünkü diğer sağlık sorunları gittikleri zaman fark edildiklerinde kayıt oluyorlar” diye konuştu.

SPOR DALINDA BAŞARILILAR

Buzgan, Türkiye’ de 4 yıllık fakülte bitiren 1 kişinin işitme engelli olduğunu belirterek, “4 yıllık fakülteyi bitiren bu 1 kişide İngiltere’de eğitim gördü. Meslek Yüksek Okulları’nda eğitim gören işitme engelliler el sanatları gibi bölümleri tercih ediyorlar. Sosyal bilimleri bitirmeleri mümkün değil. Bilebilir ama sunamaz. Spor dalında çok başarılılar. Geçen yıl ilk kez kürek yarışına katıldık. Profesyonel takımlar içinde 2. oldular. Hiçbir gerçek prova yapmadan katıldık. Biraz ön çalışma yapılmış olsaydı daha iyi başarılar elde edeceklerine inanıyorum. Bu özellikleri ön plana çıkarmak mümkün. Uzman desteği olması gerekli elbette ama kişinin kendisinde gönüllü olması gereklidir. Fabrika da çalışanlar daha çok el emeği olan bölümlerdeler. Yemek üretiminde verimliler” şeklinde konuştu.

DAHA İYİ BİR HAYAT SUNSUNLAR

Türkiye’de sağlıklı insanların bile sinirli ve gergin olduklarını vurgulayan Buzgan, sözlerine şöyle devam etti: “Kendisini anlamayan bir çocuk anne ve babasına farklı tepkilerde bulunabiliyor. Dertlerini anlatamıyorlar, duygularını ifade edemiyorlar. Bu durumda işitme engellileri daha hırçın hale getirebiliyor. Biz bile yarım saat hiç konuşmadan bir şey izlesek duramaz konuşma ihtiyacı duyarız. İşitme engellilerin böyle bir şansı yok. Bilse dahi işaretler bile ifade etmesi mümkün değil. Kendilerine bakılması için fiziki olarak uyarmak zorunda kalıyorlar. Böyle durumda olup da psikolojisinin bozulmaması mümkün değil. Yaptıklarının doğru ya da yanlış olduklarını bilmiyorlar. Tüm engel gruplarına söylediğim gibi diplomalarını bir üst seviyeye ulaştırsınlar. Bir kurs görerek sertifikalı eğitime sahip olsunlar. Belki de hayatlarının sigortası olacak. İşe başvurulduğu zaman ilk sorulan şey diploma ya da sertifikadır. Bu şekilde işsiz kalmaları en aza iniyor. Bu durumda kişiye özgüven veriyor. Toplum içinde yer edindiriyor. Ailelerinde bu konuda öncülük yapması gerekiyor. Gelecekte hangi meslekte çalışabileceklerse çocuklarını bilinçli bir şekilde yönlendirsinler. Bu konuda bizi de arayabilirler. Biz de yardımcı oluruz. Onların daha iyi bir hayat yaşamasını arzu ediyoruz.”

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.