TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Şifa bulurken hastalanmayın”

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, günümüzde ilaç kullanımının artmasına bağlı olarak, ilaç reaksiyonlarının sağlığa yaptığı olumsuz etkilerinin de arttığını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 24.08.2014 09:07
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Şifa bulurken hastalanmayın”

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, günümüzde ilaç kullanımının artmasına bağlı olarak, ilaç reaksiyonlarının sağlığa yaptığı olumsuz etkilerinin de arttığını söyledi

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, yüksek maliyetlere yol açarak sağlık ekonomisini de olumsuz etkileyen ilaç reaksiyonlarının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına vurgu yaptı. Prof.Dr. Şemsettin Karaca danışmanlığında Dr. Sinan Özçelik’in hazırladığı uzmanlık tezi bu anlamda önemli bilimsel verileri ortaya koydu. Tez oluşturulurken,  İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde son 5,5 yılı içeren bir çalışma yapıldı. Çalışma çerçevesinde İlaç döküntüsü nedeniyle yatarak tedavi edilmiş ve diğer bölümlerden dermatolojiye danışılmış hastalar değerlendirildi.

“ANTİBİYOTİKLER RİSK GRUBUNDA”

Sonuçları dünyadaki verilerle karşılaştırıldığında, ilaç döküntülerinin tedavinin önemli bir yan etkisi olarak karşımıza çıktığını söyleyen Prof.Dr. Şemsettin Karaca, araştırmalarında ayrıca literatüre benzer şekilde, kadınlarda biraz daha fazla yan etki görüldüğünü belirtti.  Prof.Dr.Karaca, “Çoklu ilaç kullanımı ile diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalığa sahip olmanın risk faktörü olabildiğini gözlemledik. Çalışmamızda deride en fazla reaksiyon yapan ilaçların antibiyotikler, ağrı kesiciler ve santral sinir sistemi ile ilgili ilaçlar olduğunu gördük. Bu bakımdan hekimler klinik yaklaşımda, hastalar ise kullanırken bu gruptaki ilaçlara özellikle dikkat etmelidirler” diye konuştu.

“DAHA ÇOK AÇIK TENLİ KİŞİLERDE GÖRÜLMEKTE”

 

Prof.Dr. Şemsettin Karaca, en sık kızamık benzeri ilaç döküntüsünü, ikinci sırada ise halk arasında ‘kurdeşen’ olarak bilinen ürtikeri  saptadıklarını kaydederken;  önemli oranda  ilaçların güneş ışınları  ile etkileşerek oluşturdukları ‘güneş alerjisi’ ile karşılaştıklarını vurguladı. Prof.Dr. Karaca,  etkileşimin  güneş yanığı ve güneş alerjisi olmak üzere iki şekilde görüldüğünü anlattı. Prof.Dr. Karaca, “Güneş yanığı  genellikle ilaç alımından saatler sonra; güneş alerjisi  ise ilaç alımını takiben 1-2 hafta içinde oluşur.  Reaksiyonlar, herkeste olabilmekle birlikte daha çok açık tenli kişilerde görülmektedir. Akne tedavisinde kullanılan ilaçlar deriyi güneşe karşı duyarlandırarak reaksiyona yol açabilmektedir. Çalışmamızda  kinolon ve betalaktam grubu içeren, antibiyotiklerin de güneş yanığı yapmış olduğunu tespit ettik” diye konuştu.

 

“BİTKİSEL ÜRÜNLERE, MERHEMLERE DİKKAT”

Reçetesiz satılan ilaçlar, bitkisel ürünler ile bazı yiyecekler, toksinler, vitaminlerin de güneş alerjisi oluşturabildiğini söyleyen Prof.Dr. Karaca, “Çalışmamızda ilaca bağlı alerjik egzama görülen olguları da inceledik. Önemli sayıda yara merheminde (sarı merhem) alerjik egzama olgusu saptadık. Özellikle cerrahi branşlar tarafından kullanılan bir ilaç olan topikal nitrofurazonu reçete ederken alerjik egzama yapma potansiyelinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ve güncel kullanımının sorgulanması açısından  ileri çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.