TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

YÜZYILIN EN BÜYÜK FACİASINA TEPKİ BÜYÜK

Milletvekilleri ve STK temsilcileri Soma’da yaşanan facianın göz göre göre meydana geldiği, kader ya da kaza denmesinin mümkün olmadığı görüşünde birleşti

Haber Giriş Tarihi: 15.05.2014 07:46
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
YÜZYILIN EN BÜYÜK FACİASINA TEPKİ BÜYÜK

HALİDE DEMİR

Türk Madencilik Tarihi’nin 1992 yılında Zonguldak’ın Kozlu İlçesi, İncir Harmanı Ocağı’nda meydana gelen grizu patlaması sonucu yaşamını kaybeden 263 maden işçisi faciasından sonraki en büyük bir diğer acısı Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanıyor. Gazetemiz yayına hazırlanırken resmi rakamlara göre 232’yi bulan maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan felaket yerine giden CHP’li vekiller ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yaşananların kader değil gerekli önlemlerin ısrarla alınmamasının beklenen sonucu olduğunu belirtti.

 MUSA ÇAM: ARAŞTIRMA ÖNERGEMİZ REDDEDİLDİ

Soma’daki maden ocağında olan CHP heyetindeki İzmir Milletvekillerinden Musa Çam, geçtiğimiz Ekim ayında madenlerdeki iş güvenliği önlemlerinin alınmasının sağlanması amacıyla Manisa milletvekilinin verdiği meclis araştırma önergesinin 29 Nisan’da TBMM’de reddedildiğine dikkat çekerek, felaketin göz göre göre gerçekleştiğini belirtti.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, maden ocaklarında kayıt dışı çalışma, taşeronlaştırma ve bilinçsiz işçi alımıyla iş güvenliği önlemlerinin alınmadığına vurgu yaparak, “Yüzyılımızın en büyük facialarından birini yaşıyoruz. Geçtiğimiz Ekim ayında Manisa vekilimiz Özgür Özel’in verdiği meclis araştırma öneresi 29 Nisan’da TBMM’de görüşüldü ve reddedildi. Bu önergede Soma, Yatağan, Zonguldak gibi maden ocaklarında iş kazalarının oranının arttığı, kayıt dışı çalışma,taşeronlaştırma, iş güvenliği tedbirlerinin yeterli olmadığı vurgulanmıştı. Ama reddedildi. Eğer bu önerge reddedilmemiş olsaydı AKP-CHP-MHP-BDP ten oluşan komisyon oluşturulsaydı, biz gelip bu incelemeyi yapsaydık, belki bunu yaşamayacaktık bugün. Anneler, babalar, çocuklar ağlamayacaktı. Yarına kadar 500’ü bulacak olan işçi arkadaşlarımız hayatlarını kaybetti. Kader deniliyor, güzel öldüler, acı çekmeden öldü söylemleri doğru değil. Mecliste muhalefet partilerinin iyi niyetli önergelerinin reddedilmesi demokrasiyle ilişkilidir. Demokrasi tek parti demokrasisi değildir. Acımız büyük” değerlendirmesini yaptı.

Dün akşamdan beri CHP heyeti olarak Soma’da olduklarını dile getiren CHP’li Vekil Musa Çam, “Ocağın yanındayız. Bakanın verdiği rakam 207. ‘Bunun artacağını tahmin ediyoruz’ diyor. İşçi arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre içeride 700 çalışanın olduğunu, 500 ve üzerine çıkabileceğini söylüyorlar. Kırkağaç’taki soğuk hava deposuna gittik Süleyman Çelebi ile birlikte. Dünden beri çıkarılan cesetler burada. Kimlik tespiti yapılıyor. Karbonmonoksit gazının yarattığı tahribat nedeniyle deformasyonlar sözkonusu. Fotoğraflar çekiliyor, cenazeler ailelere gösteriliyor, otopsi tutanakları hazırlanıyor” şeklinde bilgi verdi.

 ERDAL AKSÜNGER: BİR KEZ DAHA KAZA-KADER DENİLMESİN

Türkiye tarihinin en büyük facialarından biriyle karşı karşıya olduklarını, facianın rakamlarının daha da artacağının artık kesinleştiğini kaydeden bir diğer CHP’li vekil Erdal Aksünger, yaşanan facianın bir kez daha ‘kaza-kader’ olarak nitelendirilmesini düşünmek dahi istemediğini belirtti. “Kara bir gün. Ne söylense önemi yok bu saatten. İnsanları gördükçe. Kadere döndü sanki. Neredeyse bir faili meçhul cinayetlere döndü. Üzüntü verici demek yeterli değil kahredici bir durum yaşıyoruz” diyerek duruma tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, faciadaki gerçek rakamların oluşacak tepkiden çekinileceği için resmi makamlarca verilmeyeceğini savundu. Vekil Erdal Aksünger, “Ülkemizin tarihindeki en büyük facialardan biriyle karşı karşıyayız. İçerideki kalan insanlarla konusunda çelişkili ifadeler var. Resmi kaynaklar facianın verdiği korkudan ve tepkiden kaynaklı doğru bilgileri hala vermiyorlar. En büyük sorumlu Enerji Bakanı’nın kendisi. Bu kazaları, insanların yazılı kaderi olarak adlandırıp doğal olduğunu belirtenler ülkenin yöneticileri var. Ortada bir emekçi katliamı var. Facianın daha büyük olduğu haberleri geliyor. Süreç daha kötü yerlere gidiyor. Üzüntü verici demek yetmez kahredici. Sabah beşe kadar takip ettim. İnsanlar vekil olarak söylemiyorum, sade vatandaş olarak söylüyorum, birilerin cezasını çekmezse, bedel ödemezse, buna kader denirse ve bu kabullenilirse daha çok facia gelir. Hesaplarının sorulması gerekiyor” diye konuştu.

Halkın tepkisini yükseltmesinin önemli olduğunu da vurgulayan Erdal Aksünger,  şunları söyledi: “Halkımızı daha duyarlı ve tepkisel olmaya davet ediyorum. Buradan siyaset çıkmaz, tepkilerini ortaya koyarsa, toplumsal direnç çıkarsa en azından bir korku salar ülkeyi yönetenlere. Soma, bir daha eskisi gibi olmayacak. Beklenemez. Sosyal bir travma. Türkiye’yi yerle bir etti bu acı. Önerge vermiştik, yapılmadı bile demek istemiyorum. Bunun üzerinden siyasi savunma yapılması doğru değil. Araştırma önergeleri veriyor demek ahlaklı siyasete yakışmıyor. Bu insanların bir yerlere gelmemesi lazım artık. Ortada ciddi bir cinayet, facia var. Göz göre göre. Karşılaşacağımız tablo daha vahim olacak gibi görünüyor. Yaşanmaması için gerekli önlemleri almayanlar utansın.”

 TTB OLAĞANDIŞI DURUMLAR KOLU ÜYESİ DR.MUSTAFA VATANSEVER: PSİKO-SOSYAL TRAVMA DESTEĞİ ÇALIŞMASI BAŞLADI

Soma’da olan Türk Tabipler Birliği (TTB) Olağandışı Durumlar Kolu Üyesi Dr. Mustafa Vatansever, bölgede yaşanan facia nedeniyle Türk Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği üyelerinin de yakınlarını kaybeden işçi ailelerine yönelik psiko-sosyal travma desteği sağlamaya başladığını açıkladı. Dr. Vatansever, “Bölgede yaşamını yitiren işçilerin aile ve yakınlarına yönelik Türk Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve bakanlık ekiplerince psiko-sosyal travma desteği sağlanmaya başlandı. Ölü sayısının artacağı düşünerek uzun bir yas dönemi boyunca sürdürülmesi gerekiyor” şeklinde bilgi verdi.

 VATANSEVER: ÖLÜMLERİN ÇOĞU KARBON-MONOKSİZ ZEHİRLENMESİNDEN

TTB Üyesi Dr. Vatansever, gazetemize bölgedeki izlenimlerini ve yaşananları, “700’den fazla etkilenenin olduğu en büyük maden kazasıyla karşı karşıyayız. Ölü sayısının artacağı 500’lere varacağı söyleniyor. Soğuk hava deposunda şu anda 170 cenaze var, kimlik tespitleri yapılıyor. 17 tanesi İzmir’e gönderilmiş otopsi için. 120’ye yakın yaralı var. Ama bunların hepsi maden işçisi değil kurtarma ekibi de var. Karbonmonoksit zehirlenmesinden ölümlerin çoğu. Bölgenin altı soba değil. Karbonmonoksite ciddi maruziyet var. Yanık izleri yok cesetlerin çoğunda. Esas olan sağlık ekipleri son derece özverili çalışıyor. Ancak yaralılar konusunda devlet hastanesi dışında hastanelere giden yaralılar konusunda bilgiye ulaşılamaması öfkeye neden oluyor” şeklinde aktardı. 

 

GREENPEACE AKDENİZ İLETİŞİM SORUMLUSU GÜLÇİN ŞAHİN: DERHAL YASAL DÜZENLEME YAPILMALI

Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlusu Gülçin Şahin de, maden ocağı faciasında yaşamını yitirenlerin yakınlarına ve tüm Türkiye kamuoyuna başsağlığı dileklerinde bulundu. Şahin, kazayla ilgili tüm ihmal ve eksikliklerin kamuoyuyla paylaşılması ve bir daha aynı durumun yaşanmaması için iktidar yetkililerinin derhal tüm yasal düzenleme ve önlemleri alması gerektiğini vurgulayan Şahin, kömür madenlerinin şartsız ve yeterli denetim olmadan özel sektöre devredilmesinin de önüne geçilmesini beklediklerini ifade etti. Greenpeace Akdeniz Sorumlusu Şahin, “Elektrik piyasasının özelleştirilmesi sürecinde kömür madenlerinin özel sektöre şartsız ve yeterince denetim olmadan devredilmesi, Soma’da yaşanan trajedinin tohumlarını attı. Bu; kömür kaynaklarının bir an önce kullanılması için yapılmıştı. Madenleri devralan ve kömür yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar, şirket çıkarları adına insan faktörü ve iş güvenliğini göz ardı ettiler. Bu vahim kazanın nedeninin bir an önce şeffaflıkla kamuoyu ile paylaşılması, kaza ve ihmallerden sorumlu olan tüm aktörlerin sorumlu tutulması, benzer durumların yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerekiyor” açıklamasını yaptı.

 EGEÇEP’DEN YAZILI AÇIKLAMA

Ege Çevre ve Kültür Platormu (EGEÇEP) Eş Sözcüleri Prof. Dr. Ali Osman Karababa ve Burçak Karaman Uysal da, yaşananların taşeronlaştırma sistemi, işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili önlem alınmamasının doğal sonucu olduğunu bildirdi.

Yapılan yazılı açıklamada,  Soma’da ölüme davetiye çıkaranların cezalandırılması istendi ve “Taşeronun taşeronuna verilen işler, esnek çalışma saatleri, hiç bir resmi kaydı olmayan işçiler, göstermelik baretler, kağıt üzerinde işçi sağlığı ve güvenliği ‘düzenleme’leri, sayıları giderek artan madenler, madenler, madenler. İş kazaları adı altında yaşanan iş cinayetlerine neden olan siyasi iktidar ve tüm sorumlular kamusal ve insani görevlerini yerine getirmelidir. Soma’da ölüme davetiye çıkaranlar istifa etmeli ve bu çocuklara hesap vermelidir. Yerin altında can pazarı yaşayan yüzlerce işçiyi temsilen konuşan ve ‘işveren tüm önlemleri alıyordu’ diye 'patronunu' savunan sendika genel başkanı ekmeklerini yediği işçilerden özür dilemeli, işgal ettiği o koltuğu gerçek sahiplerine, işçilere bırakmalıdır” denildi. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.