TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

2030'da dünyada 70 milyon Alzheimer hastası olacak

Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Başkanı Prof.Dr. Esen Saka Topçuoğlu, dünyada 35 milyon Alzheimer hastası bulunduğunu, yapılan tahminlere göre bu rakamların 2030’da 70 milyon, 2050’de ise üç katına çıkmasının beklendiğini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 22.09.2014 07:04
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
2030'da dünyada 70 milyon Alzheimer hastası olacak

Topçuoğlu yaptığı açıklamada, bellek ve diğer zihinsel işlevlerle ilgili beyin hücrelerinin ilerleyici şekilde kaybıyla kendini gösteren Alzheimer’in nüfusun yaşlanması ile birlikte önemli ölçüde artmasının beklendiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü’nün öngörülerine göre hasta sayısının 2030’da iki, 2050’de üç katına çıkması bekleniyor. Alzheimer hastalığı sık görülmesi ve ağır özürlülük oluşturması nedeniyle yalnız sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorundur. Tahmini olarak dünyada 35 milyon, Amerika’da 5 milyon, Türkiye’de 400 bin Alzheimer hastası var. Nüfusun yaşlanması ile birlikte bu rakamların 2030’da iki, 2050’de üç katına çıkması bekleniyor. Hastalığın görülme sıklığı yaşa göre değişiyor. Kabaca 65 yaşında yüzde 1 olduğu, her 5 yılda bir ikiye katlandığı, 85 yaş üzeri yüzde 38 - 50’ye varan rakamlara ulaştığı söylenebilir. 65 yaş üzerinde sıklık yüzde 10’dur. Bu sayıda hastaya ne sağlık sisteminin ne de ekonominin hazır olmadığı söylenebilir” dedi.

GENETİK VE ÇEVRESEL ETKENLER

Hastalıkta en önemli risk faktörünün yaş ve eğitim düzeyi olduğuna dikkat çeken Topçuoğlu şunları kaydetti: “Alzheimer’in tam olarak nedeni bilinmiyor. Ancak hem genetik hem de çevresel etkenlerle beyin hücrelerinin önce birbirleriyle bağlantıları ve fonksiyonları bozuluyor, ardından da bu hücreler hasarlanarak ölüyor. Alzheimer’da en önemli risk faktörü yaştır. Bu nedenle toplumlar yaşlandıkça, hastalığın görülme oranı artıyor. Düşük eğitim ve kültürel seviyede hastalık daha fazla görülüyor. Eğitim ve kültürel seviyenin yüksek olmasının, daha fazla ve daha sağlam hücreler arası bağlantının gelişmesi yani kognitif rezervin artmasına neden olarak hastalığın gelişmesini önlediği ya da geciktirdiği düşünülmektedir. Alzheimer hastalığında ailesel yatkınlık vardır. Ailede (anne, baba, kardeş gibi) bir yakınında Alzheimer hastalığı olan bir kişide risk, ailesinde Alzheimer hastalığı olmayandan daha fazladır. Diğer yandan Alzheimer hastalarının yüzde 10’undan daha az bir kısmında hastalık tamamen kalıtsaldır. Bu hastalarda hastalık, çok daha erken yaşta başlayabilmektedir."

KALP VE DAMAR SAĞLIĞI KORUNMALI

Topçuoğlu hastalıktan korunmak için genç yaşlardan itibaren kalp ve damar sağlığını korumanın geldiğini ifade ederek, “Orta yaşlardaki yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şişmanlık, iyi tedavi edilmemiş şeker hastalığı, sigara ve aşırı alkol kullanımı hastalık için önemli bir risk faktörüdür ve bu risk faktörlerin kontrolü ile yani kan basıncının normal değerlere indirilmesi, kolesterol ve şeker değerlerinin kontrolü, sigara ve aşırı alkol kullanımından kaçınılarak hastalık gelişme riskinin azaldığı gösterilmiştir. Ayrıca eğitim ve kültür seviyesi artan toplumlarda da hastalık riski azalmaktadır. Sosyalleşmek, farklı hobilere sahip olmak, egzersiz yapmak, hastalıkta koruyucu hayat tarzıdır. Beslenmeyle ilgili olarak Akdeniz diyetinin (deniz mahsulleri, zeytinyağı, tam tahıllı, sebze ağırlıklı beslenmek, doymuş yağ ve kırmızı eti azaltmak) hastalık riskini azaltabileceği gösterilmiştir" diye konuştu.

Topçuoğlu kafa travmalarının hastalıkta riski 2 - 4 kez artırdığına işaret ederek, tekrarlayan orta ya da ağır derecede kafa travmalarının (bilinç kaybı ya da hafıza kaybına neden olan) hastalık riskini 2 - 4 kez artırdığını, çoğu trafik kazalarıyla gerçekleşen bu kafa travmalarından korunmanın, emniyet kemeri, kask takmak gibi yöntemlerle sağlanabileceğini bildirdi.

YAKIN BELLEK BOZUKLUĞU

Topçuoğlu, hastalığın erken ve en önemli bulgusunun bellek bozukluğu olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yakın bellek bozukluğu, bir başka deyişle yeni bilgilerin elde edilmesinde zorluk nedeniyle hastalar yakın geçmişe ait olayları unuturlar. Söylediklerini tekrar tekrar söylerler. Aynı soruları tekrar sorabilirler, çünkü sizin cevabınızı öğrenememişlerdir. Randevularını karıştırabilirler. İsimlerde sorun olur. Konuşurken takılmalar, sohbeti yakalayamama, daha önceleri çok ilgili olduğu güncel olayları takip edememe görülebilir. Eşyalarını koydukları yerleri bulamayabilirler. Her zaman gittikleri, bildikleri yerlere giderken kaybolabilirler. İş ve sosyal yaşamlarında ya da evle ilgili işlevlerde beceriksizlikler görülür. Kimi zaman aşırı şüphecilik, aşırı takıntılı davranışlar hastalığın erken bulguları olabilir. Tabii ki bu bulgulara neden olabilecek Alzheimer hastalığı dışında başka hastalık ya da durumlar da vardır." (İHA)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.