AB'nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan'da çalışanların ortalama aylık kazancı 300 Avro. Halk, gelirlerinin yarısını elektrik faturası ödemek istemiyor
Haber Giriş Tarihi: 26.05.2014 07:58
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
2007'de AB'ye üye olmasından bu yana üçüncü defa gerçekleştirilecek seçime 15 siyasi parti, 6 koalisyon ve 3 bağımsız aday katılıyor. 7 yıl önce ülke, AB'ye üye olduğunda başkent Sofya'nın merkezinde havai fişekler eşliğindeki kutlamalar sevinç gösterilerine dönüşmüştü. Sevinçten ağlayanlar bile vardı. Ülke, bir anda refah beklentisi içine girdi. Beklentiler de oldukça büyüktü ancak hayat standartlarında değişiklik yaşanmadı ve AB Bulgarları hayal kırıklığına uğrattı.
AB'YE YÖNELİK BAKIŞ DEĞİŞTİ
1989'da komünizmin yıkılışından bu yana ülke bir türlü kendini toparlayamadı. Sosyal adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve beraberindeki ekonomik göç, yargıya güven eksikliği ve siyasilerin halkın beklentilerini karşılamada isteksiz davranması çok sayıda Bulgarların AB'ye yönelik bakışını tekrar gözden geçirmesine neden oldu.
DEĞİŞİM UMUTLARI YERİNİ ÜMİTSİZLİĞE BIRAKTI
Üyeliğin ilk yıllarındaki değişim umutları yerini ümitsizliğe bıraktı. AB'ye karşı var olan hayal kırıklığı ise popülist söylemler üzerinden siyaset yürüten partilerin lehine çalışmaya başladı.
Önceki seçimlerde popülist sloganlarla belirli bir seçmen kitlesine ulaşmayı başaran partiler, artık tarihten gelen ve komünist rejim döneminde pekiştirilen ve azımsanmayacak sayıda Bulgarların bilinçaltına kazınan, Türkiye karşıtı söylemleri ön planda tutmak yerine AB karşıtlığını öne çıkardı.
Daha önceki seçimlerle kıyaslandığında bu seçim propaganda döneminde AB karşıtı söylemlerle oy kazanmaya çabalayan siyasi oluşumların sayısında artış gözlendi. İktidardaki koalisyon hükümetinin, Avrupa'da eşcinsellerin ve çocukları cinsel istismara uğratanların rahatça seyahat edebildiğini ancak Rusya'nın resmi görevlilerine yasak getirildiğini söyleyen ve bu sözleri seçim propagandasında kullanan aşırı sağ bir partinin desteğiyle ayakta kalıyor.
AB'NİN EN YOKSUL ÜLKESİ
Toplumun beklentilerini karşılayamayan geleneksel partilere oy vermek istemeyen aynı zamanda da popülist ve aşırı sağ partilerin tutumlarını mantıklı bulmayanların sayısı her geçen yıl artıyor. İşte bu kitle de sandığa gitmeyenleri barındırıyor.
Sandığa gitmek istemeyenleri ikna çabaları başarılı olamıyor. Nedeni AB üyeliğinin ilk yıllarındaki gibi büyük beklentiler içinde olan vatandaşların sayısının azalması. İnsanlar siyasilerin sorunları çözmesini istiyor ancak değişen bir şeyin olmadığını da görüyor. Ardı kesilmeyen yolsuzlukların üzerine yoksulluk da eklenince AB üyesi Bulgaristan'da dengeler vatandaşın aleyhine çalışmaya devam ediyor.
AB'nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan'da çalışanların ortalama aylık kazancı 300 Avro. Birliğin en zengin ülkesi Lüksemburgta ise ortalama aylık maaş 3 bin Avro. Tabii, Bulgaristan'da kimse 7 yılda Lüksemburg'un refah seviyesine ulaşma hayali kurmuyor ancak küçücük maaşlarının yarısını da elektrik faturası için vermek istemiyor.
Bulgaristan'da yoksulluk, AB'ye karşı duyulan hayal kırıklığını artırmaya devam ederken aynı zamanda da aşırı sağ partilerin güçlenmesine yardımcı oluyor. (AA/SOFYA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
AB'nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan'da çalışanların ortalama aylık kazancı 300 Avro. Halk, gelirlerinin yarısını elektrik faturası ödemek istemiyor
2007'de AB'ye üye olmasından bu yana üçüncü defa gerçekleştirilecek seçime 15 siyasi parti, 6 koalisyon ve 3 bağımsız aday katılıyor. 7 yıl önce ülke, AB'ye üye olduğunda başkent Sofya'nın merkezinde havai fişekler eşliğindeki kutlamalar sevinç gösterilerine dönüşmüştü. Sevinçten ağlayanlar bile vardı. Ülke, bir anda refah beklentisi içine girdi. Beklentiler de oldukça büyüktü ancak hayat standartlarında değişiklik yaşanmadı ve AB Bulgarları hayal kırıklığına uğrattı.
AB'YE YÖNELİK BAKIŞ DEĞİŞTİ
1989'da komünizmin yıkılışından bu yana ülke bir türlü kendini toparlayamadı. Sosyal adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve beraberindeki ekonomik göç, yargıya güven eksikliği ve siyasilerin halkın beklentilerini karşılamada isteksiz davranması çok sayıda Bulgarların AB'ye yönelik bakışını tekrar gözden geçirmesine neden oldu.
DEĞİŞİM UMUTLARI YERİNİ ÜMİTSİZLİĞE BIRAKTI
Üyeliğin ilk yıllarındaki değişim umutları yerini ümitsizliğe bıraktı. AB'ye karşı var olan hayal kırıklığı ise popülist söylemler üzerinden siyaset yürüten partilerin lehine çalışmaya başladı.
Önceki seçimlerde popülist sloganlarla belirli bir seçmen kitlesine ulaşmayı başaran partiler, artık tarihten gelen ve komünist rejim döneminde pekiştirilen ve azımsanmayacak sayıda Bulgarların bilinçaltına kazınan, Türkiye karşıtı söylemleri ön planda tutmak yerine AB karşıtlığını öne çıkardı.
Daha önceki seçimlerle kıyaslandığında bu seçim propaganda döneminde AB karşıtı söylemlerle oy kazanmaya çabalayan siyasi oluşumların sayısında artış gözlendi. İktidardaki koalisyon hükümetinin, Avrupa'da eşcinsellerin ve çocukları cinsel istismara uğratanların rahatça seyahat edebildiğini ancak Rusya'nın resmi görevlilerine yasak getirildiğini söyleyen ve bu sözleri seçim propagandasında kullanan aşırı sağ bir partinin desteğiyle ayakta kalıyor.
AB'NİN EN YOKSUL ÜLKESİ
Toplumun beklentilerini karşılayamayan geleneksel partilere oy vermek istemeyen aynı zamanda da popülist ve aşırı sağ partilerin tutumlarını mantıklı bulmayanların sayısı her geçen yıl artıyor. İşte bu kitle de sandığa gitmeyenleri barındırıyor.
Sandığa gitmek istemeyenleri ikna çabaları başarılı olamıyor. Nedeni AB üyeliğinin ilk yıllarındaki gibi büyük beklentiler içinde olan vatandaşların sayısının azalması. İnsanlar siyasilerin sorunları çözmesini istiyor ancak değişen bir şeyin olmadığını da görüyor. Ardı kesilmeyen yolsuzlukların üzerine yoksulluk da eklenince AB üyesi Bulgaristan'da dengeler vatandaşın aleyhine çalışmaya devam ediyor.
AB'nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan'da çalışanların ortalama aylık kazancı 300 Avro. Birliğin en zengin ülkesi Lüksemburgta ise ortalama aylık maaş 3 bin Avro. Tabii, Bulgaristan'da kimse 7 yılda Lüksemburg'un refah seviyesine ulaşma hayali kurmuyor ancak küçücük maaşlarının yarısını da elektrik faturası için vermek istemiyor.
Bulgaristan'da yoksulluk, AB'ye karşı duyulan hayal kırıklığını artırmaya devam ederken aynı zamanda da aşırı sağ partilerin güçlenmesine yardımcı oluyor. (AA/SOFYA)
Son Girilen Haberler
Motosiklet tutkunluğu bir can daha aldı: İzmir'de polisler ihbar üzerine gittiği kazada arkadaşlarının cenazesiyle karşılaştı!
İzmir'in Ödemiş ilçesinde motosikletiyle birlikte kamyonla çarpışan motosiklet tutkunu bekçi, kaza yerinde hayatını kaybetti. Kaza sonrası olay yerine gelen polisler ise arkadaşlarının cenazesini görünce üzüntüye boğuldu
Dikkat çeken Zafer Partisi paylaşımı: Kerimcan Durmaz Zafer Partisi’ne mi katıldı?
Ünlü influencer Kerimcan Durmaz, artan mülteci ve sığınmacı haberlerinden duyduğu rahatsızlığı ifade ederek Zafer Partisine katıldı ve dikkatleri üzerine çekti. İşte fenomen Durmaz’ın Zafer Partisi’ne katıldığına dair paylaşım haberimizde…
İzmir'de deprem!
İzmir'in Seferihisar ilçesinde deprem meydana geldi