Gerçek Halk Kahramanları

Engin, “Gerçek Halk Kahramanları” diye hitap ettiği mesajda şu sözcüklere yer verdi: “Onların yaşadıkları ne bir film senaryosu ne de sonradan uydurulmuş bir kahramanlık değildi. Onlar, inandıkları devrim ve tam bağımsız Türkiye yolunda yola çıkarken sonlarının ne olacağını bilen, hayatlarını bu yolda kaybetmeyi göze alıp yolunu asla kaybetmeyen gerçek devrimciler ve gerçek halk kahramanlarıydı. Onlar, Deniz, Hüseyin ve Yusuf.

Ne tek kuruş çıkarları vardı bu yolda, nede çıkar sağlamaktı amaçları yandaşlarına. Zaten yandaşları da yoktu bu üç fidanın. Onların, içi vatan aşkıyla, Atatürk sevdasıyla dolu Yoldaşları vardı sadece. Yoldaşların tek yolu vardı, özgür bir halk ve tam bağımsız bir vatana giden tek yol.

Ne yaptıklarını anlatmaya kelimeler yeter, ne de sayfalara sığar verdikleri mücadeleyi anlatmak. Ama anlamak mümkün, yollarını yol bellemek, içlerinde yanan devrim ateşinin yükselmesini sağlamak, onları darağacına götüren anlayış karşısında, bugün dahi onlar kadar cesur ve kararlı olmak mümkün.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gülümsüyor, onların yolundan giderken; Vatanlarını işbirlikçilere satan, sermayenin kölesi olmuş, adaleti ve hukuku hiçe sayanlara karşı, Gezi’de direnen ve hayatını kaybeden yoldaşlarına. ‘Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!’ diyen, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının bundan tam 42 yıl önce aramızdan sadece bedenen ayrıldıklarının bir kanıtıdır, bugünün direnen ve sorgulayan gençliği.

Bu üç fidanın darağacına gönderilmesinden sonra, unutulacaklarını, fikirlerinin ve devrime olan inançlarının da öleceği sananlar, Devrime, bağımsızlığa, hukuka inanmış Türk gençliğinin sesini daha da yükseltmeye, Denizler’ in çoğalmaya başladığını görünce çark etmiştir. Öylesine bir akıl tutulması ve şaşkınlık içine girmişlerdir ki, üç fidanı darağacına gönderen, yoldaşlarına görülmedik işkenceler yapan zihniyet, bugün onlara sahip çıkmaya çalışmaktadır.

Ama bu takmaya çalıştıkları maske bir türlü yüzlerinde durmamakta ve her seferinde baskıcı, diktatör ve hukuk tanımaz gerçek yüzlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu maskecilerle mücadele etmek, her seferinde maskelerini düşürerek onlardan kurtulmak, halkından ve kendi anayasasından başka kimseye bağlı olmayan, tam bağımsız bir Türkiye inşa etmek bizim Deniz’e ve yoldaşlarına olan en büyük borcumuzdur.

Çok az ülkeye nasip olacak genç devrimcilerimizi asla sönmeyecek özgürlük ve devrim ateşleriyle özlemle, minnetle anıyoruz. Canlarını koydukları yolda, hedefe ulaşmak halkımıza olan borcumuzdur.  Deniz’in söylediği gibi ‘Vatan, onu parsel parsel satanların değil; Uğrunda darağacına gidenlerin vatanıdır.’”