TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Musul’da soğukkanlı olmalıyız

İTO Meclis Üyesi Ademhan, Irak’a kalcı bir askeri operasyonunun Türkiye’yi derinliği bilinmeyen bir bataklığa çekmek olacağını belirterek, “Bu nedenle soğukkanlı düşünmemiz gerekir” dedi

Haber Giriş Tarihi: 16.06.2014 08:03
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Musul’da soğukkanlı olmalıyız

MÜSLÜM AKTÜRK / İSTANBUL

 İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Ferhan Ademhan, İTO Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ülkemizde ve yakın çevremizde yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaştı. Yaşananların kaygı verici olduğunu belirten Ademhan, “Yaşadığımız bu zor coğrafyada birliğimizi, bütünlüğümüzü, ekonomik, sosyal, siyasal, demokratik ve askeri gücümüzü ayakta tutma adına hepimize çok önemli sorumluluklar düşmektedir” ifadesini kullandı.

Irak’ta Musul Konsolosluğumuza baskın yapılarak diplomatlarımızın ve vatandaşlarımızın rehin alındığını ancak devletimizin bu önemli olayı büyük bir soğukkanlılıkla çözeceğine inandığını vurgulayan Ademhan, o coğrafyayı bilen orada yaşayan biri olarak;  Irak’a kalcı bir askeri operasyonunun Türkiye’yi derinliği bilinmeyen bir bataklığa çekmek olduğunu düşündüğünü söyledi.

Öte yandan Diyarbakır’ın Lice ilçesinde karakol yapımını protesto etmekle başlayan olaylara da değinen Ferhan Ademhan, Lice’de hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi. Hükümetin ölümler üzerine hemen soruşturma başlatmasının gerginliği giderecek ve kamu vicdanını rahatlatacak bir adım olduğunu belirten Ademhan, “Ancak, bu adımın atıldığı gün ayını ilçede bayrağımız çirkin bir saldırı sonucu gönderden indirildi. Bayrağımıza yapılan saldırıyı kınıyor ve ülkemizin ortak değerlerine el uzatmanın kabul edilemez olduğunun altını çizmek istiyorum” dedi.

 

BARIŞ VE ÇÖZÜM SÜRECİ

 

21. yüzyılın ilk 14 yılının geride kaldığı günlerde maalesef hala, ülkemizin bir iç sorununun konuşulduğuna dikkat çeken İTO Meclis Üyesi Ademhan, şöyle devam etti:

“Etnik temelli toplumsal problemler, dünyanın bazı bölgelerinde hala yaşansa bile, özü itibariyle bu sorunlar 19. Yüzyıla ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğine ait problemlerdir. Şunu üzülerek belirtmeliyim ki, ülkemizin doğusundaki çatışma ortamı başta olmak üzere, diğer sorunlarımızı bugün, şu anda bile çözsek, maalesef 20. Yüzyılın dünyasına varmış olacağız. Gelişmiş ülkeler, insan ve devlet yönetimi konusunda belli bir düzeye ulaşmışken, tarihi ve toplumsal anlamda çok güçlü bir deneyime birikime sahip olan ülkemiz, hala bir iç mesele ile boğuşuyor. 

Şüphesiz ki, mevcut iktidarın attığı adımlar bizi ve tüm Türkiye toplumunu umutlandırmış ve barış rüzgarlarını içimizde hissetmemizi sağlamıştır. Tam bir buçuk yıldır, hiçbir insanımızın hayatını kaybetmemiş olması, bize güç veren bir olguydu. Siyasi iktidarın, büyük bir irade ve kararlılık göstererek attığı adımlar, son günlerde yaşanan olaylarla adeta tehlikeye girmiştir. Barış ve çözüm sürecinin, Türkiye’deki tüm siyasi aktörler tarafından açık bir şekilde desteklenmemiş olması ciddi bir sorundur. Ancak, bana kalırsa, sorunun bir yönünü de toplumsal dinamiklerde aramak gerekir. İspanya’da halk barış için 123 kilometrelik barış zincirleri kurarak, barış kararlılığını ortaya koyarken, biz toplum olarak bir buçuk yılda çok iyi bir pratik sergilemedik.” 

 

SAĞLIKLI YATIRIM OLMAZ

 

Barışın tesis edilmediği ortamlarda, hiçbir yatırımın sağlıklı bir şekilde hayata geçirilemeyeceğini, toplumun, şiddet ortamında temel insani ihtiyaçlardan bile yoksun kaldığını belirten Ademhan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Şiddetin olduğu ortamda, sanayicisi, esnafı, tüccarı ile topyekun iş dünyası fertleri büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bunu bölgenin bir işadamı olarak iyi biliyorum. Bizler, yatırımlarımızla, istihdamımızla  bu ülkenin önemli bir yükünü sırtlayan iş insanları, yüksek bir sesle barışın tesisini istemeliyiz. Çünkü, bu ülke, bu insanlar bizim ve bizim bunu istemeye hakkımız var. 

Bu gerçeklerden yola çıkarak, siz değerli meclis üyelerimizin dikkatini bu konuya çekmek istedim. Bizim, siyaset kurumunu uyarıcı olmak ve toplumsal dinamiklere barışı anlatmak gibi bir sorumluluğumuz var. Hepinizi, barış için ateşe bir damla su dökmeye davet ediyorum. 

Ülkemizin, tarihin karanlık dönemlerine dönmemesi ve çağdaş dünya ile uyumlu yürüdüğü bir gelecekte görmek hepimizin temel hedefi olmalıdır. Şu gerçeği açıkça ifade etmem gerekir ki, sorunun bir diğer tarafı uluslararası güçlerin, güçlü bir Türkiye istemiyor oluşudur. Güçlü bir Türkiye’nin tek yolu da, toplumsal barışın sağlandığı bir ortamdır. Bizler de, eğer güçlü bir Türkiye istiyorsak, barış sürecine sahip çıkmak ve siyasi iradeyi bu konuda yalnız bırakmamalıyız.” 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.