Çanakkale İzmir’de

3 yıllık serüveni olan gezici Çanakkale Müzesi’nin Çanakkale Savaşı’nı yurttaşlarımıza anlatmak adına yeni durağı İzmir oldu

DİLEK BAKIRKAYNAK

İzmir’in ilçelerini gezerek tarihimizi gözler önüne seren araç önce Aliağa’da başladığı tura Karşıyaka, Bornova, Gaziemir, Bayraklı ve Konak’ta devam etti. İlçelerde bir gün kalan gezici Çanakkale Müzesi görevlisi Cengiz Can gezici müze hakkında bilgiler aktardı.

Çanakkale’ye gidemeyenler için yaptıkları çalışma ile Çanakkale’yi tanıttıklarını dile getiren Can, “ Müzemiz özellikle çocuklarımızın ilgisini çekiyor. Geçmişini bilmeyen geleceğini de şekillendiremez. 3 yıldır il ve ilçelerde gezici Çanakkale Müze’miz ile tarihimizi 7’den 70’e herkese anlatıyoruz. Ülkemizin ne zorluklar çektiğini, nasıl kurtuluş mücadelesi verdiğimizi hem sergilediğimiz resimler, hem de Çanakkale’de kullanılan savaş malzemelerini sergileyerek gözler önüne seriyoruz” dedi.

ASKERİ OBJELER

2015 yılında Çanakkale Savaşı’nın yüzüncü yılı olacağına değinen Can, “ Yüzüncü yılda da Müze’mizi gezdirmeye devam edeceğiz. Tarihimiz anlatmak için gezmeye devam ediyoruz. Okulların bahçesine gittiğimiz zaman çocukların ilgisi ve merakı büyük oluyor. Savaşta İngiliz askerlerinin Türk askerlere attığı dört ayaklı çivilerin, askerlerin kullandığı silahların, mataralar, çanta ve komutanlara ait özel eşyaların bulunduğu gezici müze de 4 bini aşkın askeri obje mevcut” şeklinde konuştu.

YAHYA ÇAVUŞ VE SEYİT ONBAŞI

Yahya Çavuş ve Seyit Onbaşı heykelinin yoğun ilgi gördüğünü belirten Can, “ Heykelleri gören herkes fotoğraf çektiriyor. Müzede en çok Yahya Çavuş ve Seyit Onbaşı merak ediliyor. Yahya Çavuş, Çanakkale tarihimizde dur yolcu diyen kişi olarak bilir. Seyit Onbaşı ise sırtında 276 kiloluk top mermiyi taşıyan kişidir” dedi.

LİSTEDE YEMEK YOK

Çanakkale’de yaşananların Müze ile anlatıldığı ifade eden Can, “Her metrekareye 6 bin mermi düştüğü savaşta havada çarpışan mermiler de sergileniyor. Çanakkale’nin köylerinde, topraklarda hala mermiler mevcut. 15-16 yaşındaki çocuk askerlerde fotoğrafları ile gösteriliyor. Yoklukla var olma savaşı veren milletin yemek listesini görenler gayrete düşüyor. Yemek yok denecek kadar az. Yemek listesi ise şöyle, 15 Haziran sabah: üzüm hoşafı, öğlen: yok, akşam: yağlı buğday çorbası ve ekmek, 26 Haziran sabah: yok, öğlen: yok, akşam: üzüm hoşafı ve ekmek var” şeklinde konuştu. 

CİHADİYE YÜZÜĞÜ

Savaşta yardım eden bayanlara cihadiye yüzüğü verildiğini söyleyen Can, “Gönüllü olarak bir çok bayan savaşta mücadele verdi” dedi. Can, Cihadiye yüzüğünün tarihçesi hakkında şöyle bilgi verdi: “1915 yılında Gelibolu Yarımadası'ndaki savaşlarda, canı ve kanı pahasına vatanını savunmak için mücadele ederken yaralanan binlerce asker, hastanelerin yetersiz kalması üzerine, İstanbul'daki hastanelere götürülüyordu. Ancak hastanelerdeki hasta bakıcı ve hemşire sayısındaki eksiklik, yaralıların bakımını yetersiz kılıyordu. Bakıcı bulmakta zorlanan yönetim, İstanbul'daki tüm Türk ailelere çağrı yaparak, hastanelerde gönüllü görev yapacak hemşire ve hasta bakıcı aramaya başladı. Çağrının kısa sürede tüm İstanbul'da duyulmasının ardından binlerce gönüllü Türk kadını, evlerinden getirdikleri yardım malzemeleriyle hastanelerde görev aldı. Savaşın sonunda yöneticiler, görev alan tüm kadınlara vefa borcunu ödemek istiyordu.Ancak yapılan para teklifini gönüllüler, ‘Biz vatanımız için canımızı feda etmeye hazırlanmıştık’ diyerek kabul etmediler. Bunun üzerine yetkililer, ordu depolarında kullanılmayan İngiliz tüfeklerinin namlularını keserek, üzerinde ‘1332 Cihadiye’ yazılı yüzükler imal etti. Bu yüzükler daha sonra tüm gönüllü Türk kadınlarına armağan olarak dağıtıldı.”