TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gizli cennet: Tire

Gazetemiz muhabirlerinden Emine Şeker, sizin için Gizli Cennet Tire’yi karış karış dolaştı. Tire’nin meşhur Salı Pazarı’nı sizler için fotoğraflayan Şeker, Tire Belediye Başkanı ile Tire’yi ve belediye hizmetlerini konuştu

Haber Giriş Tarihi: 22.08.2014 07:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Gizli cennet: Tire

TARİHİN KENTİ

Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, İzmir’in Tire ilçesinin tarihini anlatarak, eksilen belediye hizmetlerinin nedenlerini açıkladı.

Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Tire’nin bilinen tarihinin 8 bin yıllık olduğunu söyleyerek, “Dünya coğrafyasında yaşanılabilir enlem ve paralellerin arasında olduğu için burada her türlü medeniyet tarih boyunca yer almıştır. Her medeniyetten izler var. Beylik döneminde İzmir’in Tire’ye bağlı 121 sene bir yerleşke olduğunu düşünürsek Tire tarih içinde çok parlak roller üstlenerek Aydınoğlu beylik merkezliğini yapmış. Kendi adına para bastırmış. Tire Osmanlı Devleti’nin Kanuni Sultan Süleyman ölünceye kadar darphane olarak kalmış. Osmanlı Devleti 2 numaralı demir yolunda İzmir Tire demir yolunu yapmış. Tire bu kadar tarihte ve Osmanlı Devleti’nde önemli bir kent. Daha sonra Cumhuriyet ile beraber yine eski parlak dönemine dönmeye başladı. Organize Sanayi ile Ege Bölgesi’nde sütün merkezi ile okullaşma ile kentleşme ile ve en önemlisi çoğu kentte kaybolmuş kültür varlıkları biraz ovaya doğru şehir kaymış ama eski yapılar ve eski Tire ortadan kaybolmamış. 1914 yılında bir yangın görmüş bu arada 1 kaç tane deprem geçirmiş ama her şeye rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait İzmir’in 2,5 katı tescilli eser olduğunu söylersek bu bize bir fikir verir” dedi.

ESERLERİ AYAĞA KALDIRIYORUZ

Necip Paşa Kütüphanesi’nin Türkiye’nin 2 numaralı kütüphanesi olduğunu söyleyen Çiçek, “Bünyesinde 2 bin 600 tane el yazması eseri barındırıyor. El yazması olan bin senelik kitaplar var. Bizde Kent Müzesi ile bu değerlere değer katmak istedik. Henüz resmi açılışını yapmadık. Kent Müzesi eski belediye binasında herkesin görmesini tavsiye ederim. Diğer kültür varlıklarını da çeşitli prosedürlerden sonra şahıslara aitse onlarla protokol yaparak, satın alıp belediyenin malı haline getirip sonra gerekli yazışmaları yapıp sırayla restorasyonları yaparak eserleri ayağa kaldırmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

YÜZDE 100 ORGANİK

Çiçek, semt pazarları yasaklanmasına rağmen Tire Salı Pazarı’nın 600 yıllık geleneği olduğunu vurgulayan Çiçek, “5 bine yakın esnaf ve köylü ürettikleri pazara getirerek geçimlerini sağlıyorlar. Bu ürünlerin yüzde 100’e yakını organik gıdalar olması pazarı cazip hale getiriyor. Hem ucuz hem köylünün ürettikleri buraya geliyor. Türkiye’de Tire pazarı hinterlandı en büyük olanıdır. İstanbul’da bile bu kadar büyük pazar kurulmuyor. Pazarımızın bu büyüklüğünü ve canlılığını devam ettirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

TARİHİ VE MODERN BİR KENT

48 tane çeşitli tarihlerde inşa edilmiş camilerin olduğunu söyleyen Çiçek, “İnsanlar geçmişten beri birbirlerinin ibadetine karışmaz. Burası bir barış yeridir. Tire müzesi çok kıymetli eserlerle doludur. Ama zaman zaman buradan Kültür Bakanlığı’nın izni ile başka müzelere depolardan eşyalar transfer edilmiş. Bu çok yanlış bir şey. Her şey yerinde değerlidir. İzmir’in en gelişmiş 2. organize sanayisi Tire’dedir. Hem tarihi hem modern bir kent. Hem sanayi şehri hem tarım şehri. Belediye olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte üretim yollarını asfaltlıyoruz. Ulaşım yolları demiyorum üretim yollarını asfaltlıyoruz. Asfaltsız üretim yolları kalmayacak. Bu da çiftçi için büyük bir avantaj olacak. Yaz da kış da sıkıntısız geçecek” dedi.

BÜYÜKŞEHİR’İN YAPMASI GEREKENLERİ YAPIYORUZ

Çiçek, Tire halkına sabırlı olmaları gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni Bütünşehir Yasası çıktı. Bütünşehir Yasası alışılmış belediye yetkilerini elimizden aldı. 11 tane kuruluşumuzun 7 tanesi artık bize ait değil. Büyükşehir daha buralara adapte olmuş değil. Mesela mezarlıklar Büyükşehir’e geçti ama hala biz bakımlarını yapıyoruz. Cenazelerin getirilmesi, götürülmesi, taşınmasını biz sağlıyoruz. Halbuki bu işler Büyükşehir’in işi oldu. Bu işleri bir an evvel Büyükşehir’in üstlenmesi lazım. Tabi maddi anlamda da sıkıntıya girdik. Bu bir yanlış diye düşünüyorum. Bu yanlıştan da dönülmesi gerek. Halkımızın da eksilen belediye hizmetleri varsa bunu anlayışla karşılamalarını istiyorum. Çünkü çoğu yetkimiz elimizden alındı. Bir an evvel insanları memnun etme açısından önlemlerin alınması lazım.”

 

 

BU PAZARDA HER ŞEY ORGANİK

 

Salı günleri kurulan ve neredeyse ilçenin tüm sokaklarına yayılan Tire pazarı belediye hoparlörlerinden okunan Pazar Duası’yla başlıyor. Esnaf, bolluk, bereket ve kazanç için dua ediyor

 

Bin 700’den fazla tezgâhı olan Tire Salı Pazarı’nda mevsimine göre kuzukulağı, şevketibostan, turpotu, hardal, pazı, mellengeç, çobandüdüğü gibi ot ve sebzeler satılıyor. Peynir, çökelek ve yağların dışında iğne oyaları, kanaviçeler ve keçe, nalın, semer, kalay, urgan gibi az bulunur ürünleri de bulmak mümkün. Zaten pazar, Tahtakale Meydanı ve arasta gibi ahilik geleneğinin hala sürdüğü tarihi yapıların yer aldığı bölümleri de kapsıyor.

Güngör Avurel, 45 yıldır pazarcılık yaptığını belirterek, “Üretip sattığımız her ürün organik. Hiçbir katkı maddesi yok. Tertemiz ürünler satıyoruz. Yaptığımız işten de insanların ilgisinden de memnunuz. Bu pazarda her şeyin en tazesini bulabilirsiniz. Aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz. Bu Pazar o kadar ünlü ki insanlar İzmir’in diğer ilçelerinden tur düzenleyip geliyorlar” dedi.

Hatice Kaptan ise, amaçlarının para kazanmak olduğunu söyleyerek, “Geçimimizi bu işten sağlıyoruz. Hiçbir katkı maddesi yok. Kendimiz üretiyoruz. Hem satıyoruz hem kendimiz yiyoruz. İsteyen sebze isteyen kumaş alışverişi yapıyor. Yerli ve yabancı turistler gezmek ve alışveriş yapmak için Salı günlerini tercih edip buraya gelmeyi tercih ediyorlar” ifadelerini kullandı.

MEŞHUR KORUK ŞERBETİ

Devrim Kardeşim de, Tire’de meşhur olan koruk şerbetini anlatarak, “Üzümün olmamış ham haline koruk denir. Olgunlaşınca toplarız. Döveriz. Çıkan suyu alırız. Belli bir miktarda şeker katrak sulandırarak şerbeti hazır hale getiririz. Yaz mevsiminde üzüm olmadan önce yaz aylarında serinlemek için tercih ediliyor. Yaz mevsiminde Tire’de en çok içilen şerbettir” şeklinde konuştu.

Emine Cansöz de, ürünleri kendilerinin yetiştirdiklerini vurgulayarak, “Organik mahsuller. Az ve taze olunca hemen satıyoruz. Ama mevsimi ise ve çoksa daha ağır satılıyor. Ama kimseye muhtaçlığımız yok. İnsanlarımız gelen kişilere misafirperverlikleriyle tanınır” dedi.

HER SALI KURULUYOR

Hüseyin Aydek ise, Tire pazarının Salı günleri kurulduğunu belirterek, “Ege Bölgesi’nin cenneti buralar. Ürünlerimiz organiktir. Hiçbir katkı maddesi bulamazsınız. Tire'nin merkezi cadde ve sokaklarını içine alan çok geniş pazar nedeni ile bu yollar araç trafiğine kapatılıyor. Köylüler en doğal yollarla ürettikleri taze sebze, meyve ve süt ürünlerini satıyorlar. Tireli bayanlar el emeği göz nuru çeyiz işlerini sergileyerek satıyorlar” diye konuştu.

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.