TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuklarınız sihirle büyüyle tepetaklak düşmesin

İzmirli ödüllü yazar Ferda İzbudak Akıncı, “Anne-babalar sihirle büyüyle hiçbir şey olamayacaklarını, tepetaklak düşeceklerini bilsin ve çocuklarını ona göre yetiştirsinler” dedi

Haber Giriş Tarihi: 19.06.2014 07:01
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Çocuklarınız sihirle büyüyle tepetaklak düşmesin

Yetişkin ve çocuk kitapları yazan İzmirli ödüllü yazar Ferda İzbudak Akıncı, çocuklara kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için ebeveynlere önerilerde bulundu. Günümüz çocuklarının televizyon bağımlısı olduğunu belirten İzbudak Akıncı, prens ve prenseslerden ibaret, sihir ve büyünün hakim olduğu kitaplarla ilgili olarak da “Baktığımızda, bütün kızlar prenses, bütün erkekler prens. Böyle bir ülkede yaşamıyoruz biz ama bugün hala en güzel masalların kral-kraliçe, prens-prenses masalları olduğu sanılıyor. Öyle değil. Ben doğa masalları yazıyorum. Çocuklara rüzgarı anlatıyorum. Rüzgar aracılığı ile bir tohumun yetişmesinden tutun, yağmura, bulutlara kadar her şeyi anlatıyorum. Eski masallar da çok kıymetli ama onları kendi tarihleri içerisinden değerlendireceğiz. Dönüp aynı şeyleri veya benzerlerini üretmeyi de çok doğru bulmuyorum. Çocuklar iyi kitaplarla tanıştırılsın ve yaşadıkları dünyayla barışsınlar, hayatlarıyla barışsınlar. Sihirle büyüyle hiçbir şey olamayacaklarını, tepetaklak düşeceklerini anne-babalar bilsin ve çocuklarını ona göre yetiştirsinler. Artık çocukların toplumsal gerçeklerin farkına vararak büyütülmeleri gerektiğine inanıyorum. Çocuklara yaşadıkları coğrafyayı tanıtmak zorundasınız” diye konuştu.

“ÇOCUKLARI ŞİDDETLE TANIŞTIRMIYORUM”

Çocuk kitabı yazma sürecini anlatan İzbudak Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kitabın yayınlanma sürecinde ve öncesinde çok titiz çalışıyorum. Defalarca metni okuyorum. Çocuğa görelik yazarken değil, yayınlama sürecinde gündeme geliyor. Eğer çocuklar için bir kitap yazmışsam, onun çocuğa göreliğini sonradan düşünüyorum. Bir çocuğun kaç sözcükten sonra dikkati dağılır, çocuk kitapları yazdıktan sonra öğrendim ama çocuk edebiyatında asıl önemsediğim tek şey, onları şiddetle tanıştırmamak. Çeşitli görüşler var hepsine saygı duyuyorum ama ben çocukların edebiyatla dünyayı sevmelerini istiyorum. Savaşların olduğu, her türlü kötülüğün olduğu, özellikle doğrudan çocukları hedefleyen kötülüklerin de olduğu bir dünyada her şeye rağmen çocukların yaşamı ve dünyayı sevmesini önemsiyorum. Benim kitaplarımda ağaçlara, kuşlara, yıldızlara, gezegenlere çok sık rastlayabilirsiniz.”

“DÜNYAYA BAKIŞINIZ YAZILARINIZA YANSIR”

Bir yazar dünyaya ve çocuğa doğru bir yerden bakarsa düşüncelerinin yazılarına yansıdığını kaydeden İzbudak Akıncı, yazarın kendine belli kalıplar biçmemesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Eğer bir çocuğun özgür olması gerektiğini düşünüyorsanız, savaşsız, mutlu ve barış içinde bir dünyada yaşaması gerektiğini ve yetişkinlerin onlara bunu sunmak gibi bir zorunluluklarının olduğunu düşünüyorsanız, çocukların ağaçlar içinde doğanın bir parçası olarak karıncayla, kuşla, böcekle, buğdayla, pamukla, bulutla, yağmurla bir arada büyüyerek insan olması gerektiğini biliyorsanız yazdığınız şeye yansır.”

Yaz tatilinin girmesiyle birlikte ebeveynlere de önerilerde bulunan İzbudak Akıncı, anne ve babaların çocuklar için zamanı iyi programlamaları gerektiğini ifade etti. Günümüz çocuklarının televizyon bağımlısı olduğunu dile getiren İzbudak Akıncı, “Çocuklara, ‘Sabah kalktığınızda düğmesine basılan, çalışmaya başlayan ve gece en son yatan kişinin tekrar düğmesine bastığı ve ancak o zaman devre dışı bırakılan alet var mı?’ diye soruyorum. Onlar da ‘Evet televizyon’ diyorlar. ‘Peki elektrik süpürgesini de sabahtan akşama kadar çalıştırıyor musunuz?’ diye soruyorum. O zaman ‘Hayır’ diyorlar. İşte bize dayatılan hayat bu. Sadece televizyon izleyerek bize dayatılan hayatları yaşamış oluruz. İyi bir programla televizyondaki iyi programları da izlemiş oluruz. Ben bir kuşağı kayıp sayıyorum. Çok fazla televizyon bağımlısı oldular. Onlar ailelerinin alabildiği yemekleri yiyebiliyorlar. Alabildiği kitapları okuyorlar. Onların seçtiği kitaplarla hayata başlıyorlar. Çocuklar başlangıçta gidip ‘Şu kitabı okuyayım, bu çok iyi’ diyemez” dedi.

 “ÇOCUKLARI KİTAPLA BULUŞTURUN”

Türkiye’de çocuk edebiyatının çok geliştiğini belirten İzbudak Akıncı, çocukları kitapla tanıştırmak için ebeveynleri harekete geçmeleri konusunda da uyardı. “Bugüne kadar geç kalınmışsa bence tam zamanı” diyen İzbdak Akıncı, “Eğer çocukları kitapla buluşturursanız çocuklar okuyor. Çocuğu kütüphaneye götüreceksiniz ya da kitabı çocuğa götüreceksiniz. Çocuğu kitapçıya götüreceksiniz ya da kitabı alıp eve götüreceksiniz. Bu buluşmanın başka bir şekli yok. Çocuk için okuma alışkanlığı edindirmenin tek yolu onlarla kitapları buluşturmak. Siz çocuğu kitapla buluşturmazsanız o onun okunması gerektiğini bile bilmez. Yoksa televizyon açılıyor, çocuk çıkması gereken yolculuktan başka, renkli dünyanın içinde farklı bir yolculuğa çıkıyor. Kitap okuyan çocuklar var sadece bizim çocuklarımız okuyor mu ona bakmalıyız” diye konuştu. (İHA/İZMİR)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.