Güler: Eğitim aileden başlar

EMİNE ŞEKER - Barbaros Hayrettin İlkokulu Müdürü Cafer Güler, Elazığ doğumlu olduğunu söyleyerek, ilkokulu kendi köyünde okuduğunu ortaokulu ve liseyi Elazığ’da bitirdiğini belirtti. Güler, meslek hayatına Tunceli ilinde başladığını ifade ederek, “11 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 3 yıl kadrolu müdür yardımcılığı yaptım. 15 Temmuz 2014 tarihinde tayin istedim. Tayinim Barbaros Hayrettin İlkokulu’na çıktı. 17 Temmuz 2014 tarihinde bu okulda göreve başladım. Eylül ayında geçici olarak beni müdür yardımcısı yaptılar. 12 Aralık’a kadar müdür yardımcılığı görevimi sürdürdüm. Müdürlük sınavlarına müracaat ettim. Belli aşamalardan sonra Milli Eğitim beni yeni görevlendirme çerçevesinde bu okula müdür olarak atadı. Ben de bu okulu ilk tercih olarak yazmıştım. Bu okulda olmaktan çok mutluyum” dedi.

BİR BAHÇEDE ÜÇ OKUL

Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi’nde bulunanBarbaros Hayrettin İlkokulu’nun Müdürü Güler, Barbaros Hayrettin İlkokulu’nun Konak İlçesi Boğaziçi ve Levent mahalleleri sınırında yer almakta olduğunu belirterek, “Okulumuz 1959 yılında Barbaros Hayrettin Paşa İlkokulu(A Blok) olarak hizmete açıldı. Adını Osmanlı Devleti’nin ünlü donanma komutanlarından Barbaros Hayrettin Paşa’dan almış. Okulumuz 1963 yılına kadar bölgenin eğitimini üstlenmiş. Çevreye dışarıdan gelen göçler nedeniyle oluşan aşırı nüfus artışı okulumuzun eğitim öğretim faaliyetlerine yetişememesine neden olmuş. 1963 yılında okulumuzun kuzeyine Levent İlkokulu(B Blok) yapılmış. 1986 yılında Levent İlkokulu’nun yanına ek bina( C blok) yapılmış. 1993 yılında Barbaros Hayrettin Paşa İlkokulu ile Levent İlkokulu birleştirilerek Barbaros Hayrettin İlköğretim Okulu adını aldı. 2000 yılında Okulumuza Dünya Bankası tarafından üç adet Bilgi Teknolojisi Sınıfı açılmış olup ancak sınıfların tamamı derslik yapılmış. 2004 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından okulumuzun bahçesine halı saha yaptırılmış. 2006 yılında Güzelyalı Rötary Kulübü çok amaçlı salonumuzun düzenlemesini yaptırmıştır. 2012-2013 eğitim-öğretim yılı başında 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmesinden dolayı okulumuz Barbaros Hayrettin Ortaokulu(A Blok), Barbaros Hayrettin İlkokulu(B Blok) ve Barbaros Hayrettin İmam Hatip Ortaokulu(C Blok) olmak üzere üçe ayrılmıştır. Barbaros Hayrettin İlk ve Ortaokulu birinci dönem tek müdürlük ile faaliyetlerini sürdürmüş. İkinci dönem başından itibaren okulumuz Barbaros Hayrettin İlkokulu faaliyetlerine bağımsız Müdürlük olarak devam etmiştir. 2012-2013 eğitim-öğretim yılı başında Amerikan Kültür Derneği tarafından anasınıflarımız yenilenmiştir. Konak Belediyesi tarafından okulun iç ve dış cephesi boyanmış, tuvalet, kapı tamiratı yapılmış, arka bahçemize çardak yapılmıştır ve oyun parkı yenilenmiştir. Üç okulun ortak kullandığı halı saha ve çok amaçlı salon yeniden düzenlenmiş. İzmir Ticaret Odası tarafından Atatürk Büstü yaptırılmıştır” ifadelerini kullandı.

AMACIM OKULLARA FAYDALI OLMAK

Okulun misyonunun Atatürk’ün önderliğinde yarınların teminatı olan çocukların kişilik gelişimini tamamlamış, güçlüklere göğüs gerebilen, yeniliklere açık, hoşgörülü, farklı fikir ve tutumlara saygılı olarak yetiştirebilmenin olduğunu vurgulayan Güler, “Okulumuzun vizyonu ise Türk Milli Eğitimi’nin ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda topluma faydalı, çevresinde örnek olarak gösterilen bireyler yetiştiren ve çevresine bilgi, görgü, umut ve mutluluk yayan bir kurum olmak amacında ve azmindeyiz. Okulumuzda 12 derslik, 800 öğrenci ve 35 öğretmenimiz var. Okulumuzda bulunan müdür yardımcım, memur arkadaşım ve öğretmenlerim birlik içinde çalışıyorlar. Samimi bir şekilde görevlerini icra ediyorlar. Okulumuzda tarif edemeyeceğim kadar güzel bir ortam var. Gözlemlerimin sonucunda okulumuzda bulunan öğretmenlerimizin kendilerini feda ettiklerini gördüm. Ben de elimden gelenin fazlasını yapacağım. Umuyorum ki bana verilen bu görevin hakkını vererek başarılı olurum. Amacım okulumun öğrencilerine ve çevresine faydalı olmak” şeklinde konuştu.

OKULUMUZDA MOZAİK BİR YAPI VAR

Güler, okulda çalışmaya yaklaşık 3 ay önce başladığını vurgulayarak, her okulda olduğu gibi Barbaros Hayrettin İlkokulu’nda da sorunlar olduğunu ifade etti. Güler, “Kuruçay Mahallesi’nde bulunan ilkokulun kapanmasından dolayı Kuruçay Mahallesi’nde bulunan çocuklar bizim okula gelmeye başladılar. Bu durumun sonucunda okulumuzda her kültürün oluşturduğu bir mozaik var. Bu durumdan dolayı öğretmenlerimiz din, dil ve ırk ayrımı yapmadan çocuklarımıza eşit mesafede davranıyorlar. Bizim okulumuzu tercih edip gelen herkese en iyi şekilde eğitim ve öğretim vermeye çalışıyoruz. Eğitim olarak son yıllara göre okulumuzun başarısında bir azalma söz konusu. Ama bundan sonra okulumuzun başarısı adına öğretmenlerimizle birlikte çalışarak azalma gösteren başarıyı artıracağız. Ben sistemli çalışmalarımızın sonucunda başarılı olacağımıza inanıyorum. Çünkü okulumuzda bulunan öğrencilerimizin her biri ayrı zeki ve yetenekli. Ama herkesin ailelerin, öğretmenlerin ve bizim elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Çocuklarımızın eğitimin ve öğretim hayatında çocuğun çevresinde bulunan her bireyin iyi ya da kötü katkısı var. Biz bir olacağız. Çocuklarımıza örnek olacağız. Yol göstereceğiz. Tunceli ilinde köy okulunda olmama rağmen TEOG sınavlarında her zaman ilk üçe girdik. Burada TEOG sınavı oldu. İzmir ilinin tüm ilçeleri katıldı. Bizim okulumuz son sıralarda yer aldı. Neden? Sürekli devamsızlık yapan öğrencilerin sınava girmemesinden dolayı okulun başarısı düştü. İnsan çalışınca başaramayacağı şey yok. Geçmişte yakaladığım başarıyı bu okulda da yakalayarak başarılı olmak istiyorum” diye konuştu.

AHLAKLI BİREYLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ

Çalışmayı ve öğrencileri çok sevdiğini dile getiren Güler, “Sadece sevmek yetmiyor tabi. Atatürk devrimlerine bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır bir şekilde öğrencilerimizi daha çağdaş bir seviyeye taşımayı hedefliyoruz. Temelden iyi bir eğitim ortamı hazırlıyoruz. İlerde daha iyi okullara gidebilsinler diye her konuda katkı veriyoruz. Ahlaklı ve çevresine faydalı olabilecek bireyler yetiştirmek istiyoruz” dedi.

BİLGİ YARIŞMALARI DÜZENLİYORUZ

Güler, eğitim ve öğretime yardımcı faaliyetler olarak satranç, halk oyunlar, dama, tiyatro ve sinemaya yönelik etkinlikler yaptıklarını belirterek, “2 haftada bir okulumuzda bulunan tiyatro salonunda sinema gösterimi yapıyoruz. Sınıflar arası şiir yarışmaları düzenliyoruz. Bilgi yarışmaları yapıyoruz. Havaların soğuk olmasından dolayı bu günlerde ara vermiş olsak da spor faaliyetlerimiz oluyor. Voleybol ve futbol turnuvaları düzenliyoruz. İlerleyen günlerde sosyal faaliyetler açısından daha birçok etkinliğimiz gerçekleşecek” ifadelerini kullandı.

AİLELER EĞİTİME GEREKEN ÖNEMİ GÖSTERMİYOR

Yaptığı araştırmalara göre okulda bulunan öğrencilerin yüzde 15’inin devamsızlık sorunu olduğunu dile getiren Güler, “800 öğrencimizden en az 250 öğrencimiz devamsızlık yapan öğrenciler. Sürekli olarak devamsızlık yapıyorlar. Okula gelmiyorlar. Ya da gelmek istemiyorlar. Biz öğrencilerimiz gelsin istiyoruz. Gelmemezlik etmesinler. Ortaokullara, liselere ya da üniversitelere gittiklerinde zorluk çekmesinler istiyoruz. Ama bulunduğumuz çevre dolayısıyla aileler çok rahatlar. Eğitime ve öğretime gereken önemi göstermiyorlar. Devamsızlık yapan öğrencileri tespit ederek ailelerine ulaşacağız. Onlarla birebir görüşeceğiz. Okula gelmenin ve eğitimin önemini anlatacağız. Rehber öğretmenimiz şuanda çocuklarımızla birebir görüşmeye başladı” şeklinde konuştu.

ÖĞRETMENLERİMİZ EĞİTİM SİSTEMİNİ OTURTMUŞ DURUMDA

4+4+4 eğitim sistemini değerlendiren Güler, “Bu eğitim sisteminin hem iyi hem de kötü yanları var. İyi tarafından bir örnek verirsem İngilizce dersini 2. sınıf itibariyle başlamasıdır. Çocukların yaşı küçük olduğu için daha iyi öğrenme şansları oluyor. Bu açıdan bu sistem faydalı. Kötü yanı ise çocukların okula başlama yaşı erken yaşlara alındı. Bazı çocukları bu durum kötü etkiledi. Mevcut eğitim sisteminde bazı eksikler olabilir. Ama zaman içerisinde tam anlamıyla oturacaktır. Var olan bir düzen değiştiğinde mutlaka geçiş süreci yaşanır. Okulumuzun öğretmenleri eğitim sistemini tam olarak oturtmuş durumda” diye konuştu.

ÇOCUKLAR İYİ BİR ORTAMDA EĞİTİM ALMALI

Güler, kantin ve halı saha gelirleri ile okul ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını belirterek, “Halı sahanın geliri bahçemizde bulunan 3 okul içinde paylaştırılıyor. Okulumuzda elektrik tesisatı ile ilgili sorun yaşıyoruz. Okulumuz kalorifer tesisi ile ısınıyor. Ama yazın çok sıcak olduğundan dolayı verim düştüğü için sınıflarımıza klima taktırmaya başladık. 2. katta bulunan sınıflarımızın pencere önleri için demir yaptırmak istiyoruz. Öğrencilerimiz yanlışlıkla camdan sarkıp düşebilirler. Sınıfta bulunan sıralarımız ve masalarımız çok eski. Bunları da değiştirmek istiyoruz. Gerekli yerlere yazı yazdık. Cevap bekliyoruz. Okul Aile Birliği’miz maddi anlamda bu konuyu çözebilir. Ama maliyeti çok yüksek olduğu için biz de bir şey yapamıyoruz. Eğer bize cevap verilmez ise biz kendi imkanlarımızla yapmaya çalışacağız. Ayrıca kütüphanemizde bulunan kitapları yenilemeyi düşünüyoruz. Kütüphanemizi zenginleştireceğiz. Kitap veren kurumlarla görüşme yapacağız. Eğer görüşmeler olumsuz sonuçlanırsa yine kendi imkanlarımızla çocuklarımıza hikaye kitapları temin edeceğiz. Çünkü çocuklarımızın iyi bir ortamda eğitim almaları bizim önceliklerimizin arasındadır” dedi.

AİLELER EĞİTİM KONUSUNDA BİLİNÇLENMELİ

Eğitimin aileden başladığını vurgulayan Güler, sözlerine şöyle devam etti: “Aileden sonra en büyük görev öğretmendedir. Aile fertleri tüm gün çalıyor olabilir. Hasta olabilir. Başka sebeplerden çocuğuyla ilgilenemiyor olabilir. Bu durumda devreye öğretmen girer. Bizim okulumuzda bulunan öğretmenlerimiz istekli ve sabırlı bir şekilde öğrencilerimizle ilgileniyorlar. Gençlerin temelden başlayarak iyi bir eğitim almaları gerekiyor. Ailelerin eğitim öğretim konusunda bilinçlenmeleri gerekiyor. Çocuklarını takip etsinler. Sınav sonuçlarını mutlaka öğrensinler. Çocuklarda devamsızlık yapmasınlar. Öğretmenlerine saygılı ve sevgili olsunlar.”