Aileler hissettikleri sevgiyi çocuklarına hissettirsin

EMİNE ŞEKER

Engin Hayri Özmeriç İlkokulu’nun Müdürü Kahraman Ergün, 1973 yılında Erzurum ilinin Hınıs ilçesinde doğduğunu belirterek, 1984 yılında İzmir’e geldiğini, meslek hayatına İzmir’de başladığını ve İzmir’de devam ettiğini ifade etti.

EĞİTİMİN HER ALANINDA ÖNCÜYÜZ

Ergün, kendi değerlerine sahip çıkarak, çağın gereklerini yakalayabilen, Atatürk ilke ve inkılâplarını takip eden, sosyal kültürel faaliyetlerde ön plana çıkan, özgüvenli ve ahlaklı bireyler yetiştirerek, araştıran, sorgulayan, yeteneklerinin farkına varan ve geliştiren, üretken, paylaşımcı gelecek nesilleri yetiştirmeyi ve ışığın değil aydınlığın peşinden mutlu yarınlar için koşmayı misyon edindiklerini açıklayarak, “Okulumuzun vizyonunu ise şu şekilde söyleyebilirim: ‘Sosyal ve kültürlüyüz, eğitimin her alanında öncüyüz.’ Okulumuz 11 derslikten ve 1 kapalı spor salonundan oluşmakta. Bunların 1 dersliği Özel Eğitim Sınıfı, 1 dersliği Anasınıfı, 9 dersliği 1. 2. 3. ve 4. sınıflar tarafından kullanılmakta. Okulumuzda ikili öğretim yapıyoruz” dedi.

EĞİTİM KONUSUNDA ANNELERİMİZ EVİN DİREĞİ

Okulun bulunduğu çevrede Türkiye’nin her bölgesinden göç eden vatandaşların ikamet ettiğini belirterek, “Bölgemize vatandaşlarımız eskiden göç ettikleri için artık tamamen yerleşmiş durumdalar. Yani şu an için göç alan bir bölge değiliz. Ancak çevremizde hızlı bir yapılaşma var. Çok katlı görkemli binalar yapılıyor. Bu binaların bitimi ile birlikte veli profilimizin değişeceğini düşünüyoruz.  Şu an mevcut olan velilerimizin ekonomik gelir düzeyleri orta seviyede. Ailede sadece babalarımız çalışıyor. Çalışan anne sayımız çok az. Ama yeni yapılan bitmiş olan binalara taşınmış olan ailelerimizde hem annelerimiz hem de babalarımız çalıştığı için ekonomik gelirleri biraz daha yüksek diyebilirim. Biz annelerin eğitimli olmasını kendilerini yetiştirerek geliştirmelerini önemsiyoruz. Çünkü anne ne kadar eğitimli olursa çocuk o kadar başarılı olur. Eğitim konusunda annelerimiz evin direği gibidir. Bu yüzden okulda göreve başladığım zamandan beri annelerimize yönelik onları bilinçlendirmek adına çeşitli kurslar açıyorum. Vizyonumuza uygun olarak velilerimize yönelik eğitmenler tarafından anne destek eğitimi, spor salonumuzda pilates- aerobik gibi kurslar açıyoruz. Velilerimiz de açmış olduğumuz bu kurslardan çok memnun olduklarını belirtiyorlar. Çocuklarına karşı davranışlarının değiştiğini söylüyorlar. Bize geri dönüşler olumlu olduğu takdirde biz de hem mutlu oluyoruz hem de daha fazla ne yapabiliriz diye daha çok çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖĞRENCİLER İÇİN EN UYGUNU TAM GÜN EĞİTİM

Ergün, okulun öğretim şeklinin tam gün olmamasını eksiklik olarak gördüğünü dile getirerek, yol üstünde bulunan birçok okulun öğretim şeklinin tam gün eğitim olduğunu söyledi. İlkokul çocukları için en uygun öğretim şeklinin tam gün eğitim olduğunu ifade eden Ergün, “Karşıyaka’da bulunan 2 köyün çocukları da bizim okula geliyorlar. O çocuklarımızın geliş gidiş saatlerinde de sıkıntı yaşıyoruz. Ayrıca bu bölgede özel eğitim sınıfı olan tek okuluz. Öğrenci sayımızın fazla olmasından dolayı okulumuzda bulunan tüm sınıflar aktif olarak kullanılıyor. Böyle olduğu zamanda açmak istediğimiz birçok kursu açamıyoruz. Ancak çocuklarımıza bir şeyler katmak için cumartesi günü okulu açık tutuyoruz. Bu sıkıntıların haricinde başka bir sorunumuz yok. Eğitim kadromuz eksiksiz. Okulumuzun bulunduğu yer çok güzel” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARIN HAYATLARINDA ANI OLARAK KALACAK İŞLER YAPIYORUZ

Öğrencilere yönelik olarak okullar hayat olsun projesi kapsamında zeka oyunları, mental aritmetik, halk oyunları, futbol ve geleneksel çocuk oyunları kurslarının eğitmenler tarafından düzenlenmekte olduğunu söyleyen Ergün, “Ayrıca öğrencileri bireysel ve sosyal anlamda geliştirmek maksadıyla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa AB Proje yürütülmekte, öğretmenler tarafından 4 farklı proje yapılmaktadır. Bu projeler kapsamında okul zili kaldırıldı. Okul giriş çıkış zamanı tamamen öğrencilerin sorumluluğuna bırakıldı. Hedefimiz vizyonumuzda belirttiğimiz gibi çocuklarımızın eğitiminde sadece akademik yönden değil; sosyal, iletişim, öz bakım becerileri yönünden de geliştirmek ve bu kapsamda proje ve çalışmaları çoğaltmak. Okulumuz bünyesinde çalışan öğretmenlerime sürekli ‘çocukların hayatlarında anı olarak kalacak işler yapmaya çalışalım’ diyorum. Bunu düşünmemdeki sebep ise ilerde çocuklarımızın anlatacakları anılarının olmasıdır. Çocuk okul döneminde ne kadar kaliteli vakit geçirirse okul dönemi o kadar akılda kalır” diye konuştu.

ÇOCUK İÇİN EN İDEAL YER OKUL ORTAMI

Ergün, Zübeyde Hanım Mahallesi’nde bulunan vatandaşların çocuklarının okumaktan başka çarelerinin olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle bitirdi: “Çocuklarımıza sürekli çalışmaları gerektiğini anlatıyoruz. Kendilerini geliştirerek yetiştirmeliler ki eğitim hayatlarına katkıda bulunabilsinler. Çünkü bizim bu çevrede yaşayan vatandaşlarımızın fabrikası yok. Yani rahat bir şekilde iş bulma şansları yok. Çocuklarımıza ve velilerimize bunu anlatıyoruz. Veli çocuğu okula geç kalmış olsa bile okula getirmek zorunda. Çünkü çocuk için en ideal yer okul ortamıdır. Eğitim aileden başlıyor. Biz çocukluğumuzda okul dışında hep dışarda arkadaşlarımızla paylaşım içindeydik. Biz paylaşmayı güçlüklerle baş etmeyi sokakta öğrendik. Ama şimdi öle değil. Çocuklarımız sürekli evde vakit geçiriyorlar. Bu yüzden aileler çocukları ile geçirdikleri zamanı kaliteli bir şekilde geçirmeliler. Anne ve babalar çocuklarına karşı hissettikleri sevgiyi çocuklarına hissettirmeliler. Çünkü sevgiyi hisseden bir çocuk o sevgiye layık olmaya çalışır. Ayrıca görsel basından rica ediyoruz çocuklarımızın hayatlarını olumsuz etkileyecek görsel yayınları biraz daha azaltırlarsa biz eğitimciler olarak çok seviniriz.”

İÇİNDEKİ ÇOCUĞU YAŞATAN HERKES…

Engin Hayri Özmeriç İlkokulu’nun Müdür Yardımcısı Turcan Güven ise, bir çocuğun hayatına dokunabilmek için; çocuğun ayak parmaklarının altındaki çim, botlarının altındaki kar, saçlarındaki rüzgar, içine atlanan koca bir sonbahar yaprağı yığını, tene değen güneş ışığı ve saçlardan damlayan yağmur damlaları gibi olmak gerektiğini vurgulayarak, “Çocukla oyun kurup oynayabilen, onu güldüren, içindeki çocuğu yaşatan herkes çocuğun dünyasına dokunuyor demektir. Bir eğitimci olarak çocukların yaşamına dokunmak istiyorsak öncelikle her şeyi çocuğun yaşamına uygulayarak düzenlememiz gerekmekte” dedi.

KUTU

ENGİN HAYRİ ÖZMERİÇ İLKOKULUTARİHÇESİ NEDİR?

Çevrenin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Kesin olarak bilinmemekle birlikte İzmir’de yaşayan zenginlerin çiftlik yaptırmaları, mandıra gibi açmaları ile yerleşim alanına dönüşen ilk adı Soğandede olan sırasıyla Örnekköy ve Zübeyde Hanım Mahallesi ismini alan bölgeye Okulumuz Eğitim gönüllüsü hayırsever Hayri Özmeriç tarafından 20.11.1986 tarihinde yapılmış olup aynı yıl eğitim ve öğretime başlamıştır. İlk yaptırıldığında iki katlı beş derslikli olan binaya, 1995 yazında aynı hayırsever tarafından 1 kat daha ilave edilmiş olup sınıf sayısı 11’e çıkarılmıştır. 11 Eylül 1995’te İlköğretim Okulu olarak, 19 Haziran 2012 tarihinden itibaren ise İlkokul Okul statüsü alan Okulumuz da 11 derslik ile ikili eğitim yapılmaya devam etmektedir.