Baylav: Biz bu düzeni bozmaya geldik

EMİNE ŞEKER

Anadolu Partisi İzmir İl Başkanı Hüsnü Baylav, 46 yaşında olduğunu belirterek, İzmirli olduğunu söyledi. Baylav, “Babam bir sanatçıydı. Ailemin geçmişi daha çok Girit’e dayanıyor. Oradan Karaman Bölgesi’ne yerleşmişler. Bir taraf Aksekili bir taraf Ermenekli. Benim baba tarafım Ermenek’te Burhanzadeler diye geçiyor. Burhanzadeleri incelediğiniz zaman ilk Kuva-i Milliye hareketini yapmış olan insanları göreceksiniz. O insanların hepsi bizim ailemizdendir. Adnan Menderes babaannemin kuzenidir. Yine akrabamız olan eski belediye başkanları var. Dedem Çeşme’yi Geliştirme Dernek Başkanı’ydı. Anne tarafım koyu Adalet Partili baba tarafım ise koyu Cumhuriyet Halk Partilidir (CHP). Anne ve babamın arasında tam merkeze oturmuş bir insanım. Tüm hayatım boyunca da merkezde kaldım. Ne sola ne sağa ağırlık verdim.  Bir tek üniversite hayatım İzmir dışında geçti. Çalışma hayatım boyunca da İzmir’deydim. 2003 yılında 35 yaşlarımda İzmir’den Çeşme’ye taşınmaya karar verdim. İş hayatıma Çeşme’de devam ettim. Hiçbir zaman bugüne kadar yanlış işlere imza atmadım. Hep doğru işlerin peşine koştum. Doğru ekiplerle karşılaşmam imza attığım işlerde başarılı olmamı sağladı. Anadolu Partisi bünyesinde doğru ekiplerle beraberim. Emine Ülker Tarhan’ın Cumhurbaşkanlığı için halkın adaylığı olarak gösterildiği gün kendisinin o mercide olmasına inandım. Ben o dönemde CHP’deydim. Emine Ülker Tarhan’ın istifa ettiği gün geciktiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istifa etmesi gerektiğini ama eğer ki kendi partisini kurarsa benimde aktif olarak siyasete soyunacağımı sosyal medya üzerinden paylaştım. Genel Başkanımız Emine Hanım’a yakın olan takipçilerim bir dosya halinde kendisine sunmuşlar. Şu an burada olmamın hikayesi budur” dedi.

“BAŞARILI OLABİLMEK İÇİN SEÇİM İTTİFAKLARI OLMASI GEREKİR”

Seçimde koalisyon kurmanın bir İl Başkanı’nın yetki alanında olmadığını ifade eden Baylav, seçimlerde daha başarılı olabilmek için koalisyonların değil ama seçim ittifaklarının olması gerektiğini söyledi. Baylav, “Tavan ya da çatı düşünmeden halk eğer bunu istiyorsa öncelikli bir seçim ittifakı kurulur. Seçimlerde maksimum başarı elde edilir. Ondan sonra lider ya da çatı arayışına girilir. Ya da zamanında İtalya’da küçük partiler birleşerek kocaman bir iktidarı devirdiler. Sonra kendileri meclisin içinde yine aynı şekilde bölüne bölüne ufak ufak temsilciliklerle işlerini çok iyi götürdüler. Türkiye’de böyle bir durumda olabilir. Bizim koalisyon kurarak baraj aşma sorunumuz yok. Ama yüzde 40’ları bulacak olan birleşmeler seçim ittifakları söz konusuysa da tabi ki bunda da fayda var. Koalisyon konusunda da ise biz yüzde 10 barajını geçtikten sonra o meclisi oluşturan diğer partilerle tabi ki bugünkü var olan iktidarı yerle bir edebilmek için gerekirse koalisyon kurmak zorundayız. Bunu yaparken de yine gene merkezimiz ve genel başkanımızın yaptığı toplantılar sonucunda çıkarttığı sonuç önemlidir. İl Başkanı olarak etkisi olmayabilir. Ama tavsiyeleri olabilir. Yani koalisyon kurmak bizim görevimiz değildir” şeklinde konuştu.

“TOPLUM ESKİ SİYASETÇİLRDEN BIKMIŞ DURUMDA”

Baylav, il yönetimleri dahil tüm ilçe yönetimlerinin tamamen yenilenme sürecine gireceğini belirterek, “İlk kurulduğumuz süreç içerisinde hızlı bir şekilde kurulmamızdan dolayı üye listelerimiz en fazla 16 kişiden oluşuyordu. İzmir il yönetimi artık 50 kişilerden oluyor. Çok ciddi bir yönetimimiz var. Doktorlar, avukatlar, mimarlar ve mühendislerden oluşuyor. Atatürk ile ilgili bir noktada buluşan İzmir’de bulunan herkes bizi desteklemeye başladı. Bu çabuk bir sürede oldu. Ama basının bizimle olan ilgisi ve bize sorulan sorulara doğru cevap vermemizin bir yansıması diye düşünüyorum. Toplum şu an var olan siyasi boşluğu doldurmak için yeni insanlar arıyor. Eski siyasetçilerden bıkmış durumda. Hatırlanırsa eğer son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 26’lık bir kesim oy atmadı. Oy atmamaların sebebi siyasi ortama güven olmamasıdır. Lider porsiyondaki insanlardan sıkılmış olmalarıdır. Kavga içinde giden siyasetten bunalmış olmalarıdır. Bizimle beraber herhalde Türkiye’nin gelecek siyasetinde de diğer partilerde de yepyeni yüzlerin ortaya çıktığı bir dönem başlıyor.  Bizim önceliğimiz ve özelliğimiz bu diye düşünüyorum. Bununla beraber teşkilatlanmamız yepyeni yüzlerle oldu. 4 kişinin 4 gün boyunca telefon trafiği ile tüm Türkiye genelinde ilk başta 55 son sayımızda 62 olmak üzere ilimizde ve bunun 3’de 1’i kadar ilçemizde teşkilatlanmamızı tamamladık. 30 Kasım 2014 tarihinde tüm illerimizle beraber Ankara ilinde Genel Kurlumuzu gerçekleştirdik. Bundan sonrada seçimlere girme hakkı kazandık. 7 Haziran 2015 tarihinde olacak seçimlere gümbür gümbür geliyoruz” diye konuştu.

“TÜRK BAYRAĞI OLMAYAN BAYRAKLAR SALLANIYOR”

Türkiye’de yapılan son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçimlere girmiş olan partilere halk tarafından güven kalmadığını öne süren Baylav, “Türkiye artık yeniliklere açık olmalıdır. Türkiye artık eskilerden sıkıldı. ‘Yeni Türkiye’ diyorlar ya bu tamamen yalan. ‘Yeni Türkiye’ diye bir şey yok. Yozlaşmış yepyeni bir siyasi anlayış var. Kandırılan bir halk var. Eğer ‘Yeni Türkiye’ bu ise bizim bununla bir ilişkimiz yok. Biz eski Türkiye’nin hasretini çekiyoruz. Samimi ve güler yüzlü halkımız vardı. Türkiye ne ile anılıyordu? Türkiye halkının misafirperverliği ile anılıyordu. Artık böyle bir şey kalmadı. Sokakta bile yürürken oncu buncu isimleriyle adlandırılan bir toplum haline geldik. Şehirler parçalandı. Türkiye’nin Misakı Milli sınırları aslında şu gün parçalandı. Bizim amaçlarımızdan bir tanesi de yaşanan bu olayları geriye alabilmektir. Yanlış giden tüm düzeni durdurabilmektir. Halkımızı makarna ya da kömür ile köleleştirmiş olan iktidarın ipini çekebilmektir. Bunlardan sonrada asgari ücreti hak ettiği noktaya çıkarmaktır. Var olan işsizliğin köküne darı suyu ekmektir. Var olan işsizliğin yanı sırada sosyal yardımlaşmayı da 2 katına çıkartarak da hakikaten hak eden insanlara ulaştırmaktır. Bugün baktığınızda Şırnak ilinde Türk Bayrağı yerine Türk Bayrağı olmayan bayraklar sallanıyor. Türk polisi yerine Türk polisi olmayan farklı polis teşkilatları yer alıyor. Şu anda ki hükümet Türkiye’nin Misakı Milli sınırlarını korumayı becerememiştir” ifadelerini kullandı.

“DOĞRUNUN PEŞİNDEN KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Baylav, seçimlerde geçerli olan baraj sınırı ile bir sıkıntı yaşamayacaklarını dile getirerek, “Türkiye’nin yüzde 25’i sadece boşta kalan oy oranıdır. CHP’den oy alıyoruz. Çünkü o partiye de güveni kalmamış birçok arkadaşımız Anadolu Partisi’ne geliyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nden de oy veren arkadaşlarımız var. Büyük Birlik Partisi’nden de dahi kayan arkadaşlarımız var. AKP’den gelen yönetim kurulu içerisinde 4 ya da 5 arkadaşım var. Başka partilere kendini ait hissetmeyen kişiler bizim partimizde kendilerini ait hissetmeye başladı. Bizim Atatürk ile Atatürk’ün ilke ve inkılaplarıyla sıkıntısı olmayan ve radikal olmadığı sürece herkese kapımız açık. Merkezde buluşabilecek eğitim seviyesine sahip herkese kapımız açık. Keyifli toplantılar yapıyoruz. İleri hedeflerimiz olduğu için çoğu düşüncemizi paylaşmıyoruz. Bugün yürüyen düzene fikirlerimizi açıkça korkmadan ortaya koyabiliyoruz. Türkiye’de ki en büyük etmen korku ortamının yaratılmış olmasıdır. Yasaklar bizi çok ilgilendirmiyor. Anayasa var. Türkiye’nin kanunu var. Bu kanunlara uygun olarak her türlü doğrunun peşinden koşmaya devam edeceğiz” dedi.

“YOZLAŞMIŞ SİYASETİ RET EDİYORUZ”

Anadolu Partisi’ni diğer partilerden ayıran en keskin özelliği halkın partisi olduğunu söyleyen Baylav, sözlerini şöyle tamamladı: “Eski ve yozlaşmış siyaseti ret ediyoruz. Bu tavrımızdan dolayı da fazla eleştiri alıyoruz. Çok fazla karşıt guruplardan sözler alıyoruz. Çünkü biliyorlar ki bu düzen böyle gitmemeli. Düşününki müthiş bir hızda giden bir tren satın alınmış. 1. lokomotifte AKP lokomotifi var. Arkasından CHP, onun arkasından MHP geliyor. Onların arkasından da bağımsızlarla beraber diğer bir parti geliyor. Bu son sürat giden trende herkes koltuğundan memnun. Bu koltuklar herkesin bildiği gibi ceylan derisinden yapılmış. Kimse koltuklarını bırakıp da var olan düzeni bozmak istemiyor. Ama biz bu düzeni bozmaya geldik. En büyük farkımızda budur. Halk sandığın başına gittiğinde akıllıca davranmalarını istiyorum. Biz halkın sesi, gezinin ruhuyuz. İyi niyetle işimizi gücümüzü bıraktık. Geleceğimiz ve çocuklarımız için koşturuyoruz.”