Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Rennan Pekünlü'nün 27 Kasım 2014 gününden beri Foça Cezaevi'ne atılmasının ardından, Pekünlü'ye destek için kurulan 'Rennan Pekünlü Komitesi' aydınlar bildirisini açıkladı
Haber Giriş Tarihi: 10.04.2015 07:35
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
NİLGÜN TAZE
Türk Astrofizikçi Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlüye destek vermek amacıyla kurulan Rennan Pekünlü Komitesi dönem sözcüsü Av. İrfan Koçana, Anayasa Mahkemesi kararları ile türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmelerinin Anayasaya aykırı olduğunun belirlendiğini, Yargıtay ve Danıştayında bu doğrultuda hükümler verdiğini hatırlatarak, Yükseköğretim Kurulu(YÖK) üniversitelerde bu yasakları duyurmuş ve uygulanmasını istemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu uygulamayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bulmamıştır. Bugün bu hukuksal durum hala geçerli olmasına karşın, Anayasa hükümleri çerçevesinde türbanlı öğrencileri uyaran ve tutanak düzenleyen Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlünün şikayetçi öğrencinin derslere girmesine fiilen engel olmadığı, uyarma görevini yerine getirdiği ve konuyla ilgili tutanak tuttuğu bilinmesine, öğrencinin devamsızlığı ve başarısızlığının olmadığı belgelerle kanıtlanmasına rağmen, Türk Ceza Kanununun 112. maddesindeki eğitimin ve öğretimin engellenmesi suçundan ceza verilmiştir.Bu süreçte, soruşturmacıların ve yargılanması gerekir kararı veren Üniversite ve YÖK yöneticilerinin payı ve sorumluluğu olduğu da unutulmamalıdır. Hedef, Rennan Pekünlü ile birlikte, laiklik ve hukuk devleti ilkeleri, aydınlanma felsefesi, üniversite ve bilim kavramlarıdır. Cezaevine gönderilen yalnız Rennan Pekünlü değildir. Hukuk devleti güvencesi, bilim özgürlüğü, laiklik ilkesi de hapsedilmiştir. Dava süreci, Cumhuriyetin laik ve demokratik niteliğinin ve bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığını göstermektedir dedi.
HUKUK İNTİKAM ARACI DEĞİLDİR
Nisan ayının ortalarına doğru gözetim altında tutulması şartıyla tahliye edilmesi beklenen Pekünlünün Anayasa hükümlerini uygulamak istemesinden dolayı bir profesörün cezaevine gönderilmesinin açıklanamaz bir durum olduğunu ifade eden Koçana, yurttaşların hukuken güven içinde olduklarından söz edilmesinin de mümkün olmadığını hukuk ve yargının geçmişten taşınan birikimlere, öfkelere alet edilerek, bir intikam aracı olarak kullanıldığını vurguladı. Koaçana, bilimin yol göstericiliğini ve aydınlanma felsefesini yürekten benimsemiş olanların Pekünlü ile birlikte toplumun akıl ve vicdanının da hapsedilmesine itiraz ettiklerini belirterek, Türkiye'nin bu ayıptan kurtulmasını, Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlü'nün bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını, politik baskılarla hakkında açılan tüm davaların sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Pekünlü cezaevinde kaldıkça, hakkındaki mahkumiyet kararı ortadan kalkmadıkça ve aynı suçlama nedeniyle davalar devam ettikçe Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu bir iddiadan öteye geçemeyecektir açıklamasını yaptı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Rennan Pekünlü'nün 27 Kasım 2014 gününden beri Foça Cezaevi'ne atılmasının ardından, Pekünlü'ye destek için kurulan 'Rennan Pekünlü Komitesi' aydınlar bildirisini açıkladı
NİLGÜN TAZE
Türk Astrofizikçi Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlüye destek vermek amacıyla kurulan Rennan Pekünlü Komitesi dönem sözcüsü Av. İrfan Koçana, Anayasa Mahkemesi kararları ile türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmelerinin Anayasaya aykırı olduğunun belirlendiğini, Yargıtay ve Danıştayında bu doğrultuda hükümler verdiğini hatırlatarak, Yükseköğretim Kurulu(YÖK) üniversitelerde bu yasakları duyurmuş ve uygulanmasını istemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu uygulamayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bulmamıştır. Bugün bu hukuksal durum hala geçerli olmasına karşın, Anayasa hükümleri çerçevesinde türbanlı öğrencileri uyaran ve tutanak düzenleyen Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlünün şikayetçi öğrencinin derslere girmesine fiilen engel olmadığı, uyarma görevini yerine getirdiği ve konuyla ilgili tutanak tuttuğu bilinmesine, öğrencinin devamsızlığı ve başarısızlığının olmadığı belgelerle kanıtlanmasına rağmen, Türk Ceza Kanununun 112. maddesindeki eğitimin ve öğretimin engellenmesi suçundan ceza verilmiştir. Bu süreçte, soruşturmacıların ve yargılanması gerekir kararı veren Üniversite ve YÖK yöneticilerinin payı ve sorumluluğu olduğu da unutulmamalıdır. Hedef, Rennan Pekünlü ile birlikte, laiklik ve hukuk devleti ilkeleri, aydınlanma felsefesi, üniversite ve bilim kavramlarıdır. Cezaevine gönderilen yalnız Rennan Pekünlü değildir. Hukuk devleti güvencesi, bilim özgürlüğü, laiklik ilkesi de hapsedilmiştir. Dava süreci, Cumhuriyetin laik ve demokratik niteliğinin ve bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığını göstermektedir dedi.
HUKUK İNTİKAM ARACI DEĞİLDİR
Nisan ayının ortalarına doğru gözetim altında tutulması şartıyla tahliye edilmesi beklenen Pekünlünün Anayasa hükümlerini uygulamak istemesinden dolayı bir profesörün cezaevine gönderilmesinin açıklanamaz bir durum olduğunu ifade eden Koçana, yurttaşların hukuken güven içinde olduklarından söz edilmesinin de mümkün olmadığını hukuk ve yargının geçmişten taşınan birikimlere, öfkelere alet edilerek, bir intikam aracı olarak kullanıldığını vurguladı. Koaçana, bilimin yol göstericiliğini ve aydınlanma felsefesini yürekten benimsemiş olanların Pekünlü ile birlikte toplumun akıl ve vicdanının da hapsedilmesine itiraz ettiklerini belirterek, Türkiye'nin bu ayıptan kurtulmasını, Prof.Dr. Esat Rennan Pekünlü'nün bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını, politik baskılarla hakkında açılan tüm davaların sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Pekünlü cezaevinde kaldıkça, hakkındaki mahkumiyet kararı ortadan kalkmadıkça ve aynı suçlama nedeniyle davalar devam ettikçe Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu bir iddiadan öteye geçemeyecektir açıklamasını yaptı.
Son Girilen Haberler
İzmir'de toz taşınımı devam ediyor
Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımı nedeniyle birçok şehirde görüş mesafesi düştü, hava kalitesi azaldı.
Kıbrıs’ın sokaklarında depremde hayatını kaybeden 35 çocuk anıldı
Türkiye’de geçen yıl meydana gelen 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Kıbrıslı 35 sporcu çocuk için Şampiyon Melekler'e adanmış bir klip çekildi
Konut sektöründe temelden alım satım trendi zayıflıyor
MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, geçmişte temelden alım ve satımın sıkça tercih edildiğini ancak şimdi hem müteahhitlerin hem de vatandaşların bu yönteme mesafeli yaklaştığını belirtti