TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eker: Geç bile kalınmış bir çağrıdır

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, çözüm süreciyle ilgili yapılan toplantının ardından yapılan açıklamada, PKK'ya silah bırakma çağrısının gelmesini değerlendirerek, "30 küsur senedir, Türkiye'de sürekli akan kandan şikayet ettik. Kaynaklarımız heba oldu, ocaklarımız söndü. Milyonlarca insan yerini yurdunu terk etti. Dolayısıyla bu çağrı geç bile kalınmış bir çağrıdır" dedi

Haber Giriş Tarihi: 04.03.2015 07:25
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Eker: Geç bile kalınmış bir çağrıdır

Çözüm süreciyle ilgili yapılan toplantının ardından yapılan açıklamada, PKK'ya silah bırakma çağrısının gelmesini değerlendiren Eker, "21 Mart'tan daha önce hatta birkaç hafta önce olmasını bekliyordum. Çünkü, bu zaten uzunca bir süredir aslında üzerinde çalışılan bir konu ve HDP heyeti gidip geliyor İmralı'ya da Kandil'e de. Hükümetten ilgili Sayın Başbakan Yardımcımız Yalçın Akdoğan ve diğer ilgili bakan arkadaşlarımızın da onlarla da görüşmeler yapılıyor. Ben, aksine bekliyordum. Hatta daha önce de bekliyordum çünkü barış için hep geç kalınıyor. Yani, bir saat sonra olacak barış da geçtir, erken olursa huzur erken gelir, barış çabuk gelirse insanlar o kadar kolay, rahat huzura erişir. Bu işsiz insanların iş bulması demektir aynı zamanda. Bu, insanların yaşadıkları ülkede aidiyet duygularını geliştirilip ortak bir gelecek tasavvurunun birlikte inşa ettikleri, birlikte gerçekleştirdikleri bir Türkiye demektir. Çünkü 30 küsur senedir, Türkiye'de sürekli akan kandan şikayet ettik. Kaynaklarımız heba oldu, ocaklarımız söndü. Milyonlarca insan yerini yurdunu terk etti. Dolayısıyla bu çağrı geç bile kalınmış bir çağrıdır. Biz, bir an önce bu çağrının vücut bulmasını, karşılık bulmasını, silahların olmadığı, namluların gölgesinin düşmediği, barut kokusunun olmadığı bir ortamda Türkiye'yi nasıl demokratikleştireceğiz, sivilleştireceğiz, Türkiye'de ortak bir geleceği demokratik ve sivil bir toplumu nasıl inşa edeceğiz, yerel yönetimlerin alanını daha fazla ileriye taşıyacağız bunları o zaman konuşabilir. Silahın gölgesinin olduğu, barut kokusunun olduğu, patlama sesinin duyulduğu bir ortamda bunlar konuşulamaz ki. Bunlar gelişemez" ifadelerini kullandı.

“SADECE KÜRTLERİN SORUNU DEĞİL, HEPİMİZİN SORUNU”

"Herkesi ilgilendiriyor, sadece Kürtlerin sorunu değil, hepimizin sorunu" diyen Eker, "Onun için ben hayretle karşılıyorum. Biz, bu memlekette huzurun gelmesini istemiyor muyuz? Bu memlekette barışın gelmesini istemiyor muyuz? Biz, hangi PKK'yı istiyoruz, barışan PKK'yı mı istiyoruz bizim için o mu önemli? Yoksa sürekli bombaların patlatıldığı, kanın aktığı, gözyaşının sel olduğu bir ortam mı istiyoruz? Eğer biz gerçekten barış istiyorsak, muhalefet olalım, iktidar olalım, Kürt Türk olalım, kim olursak olalım, eğer biz barış istiyorsak o zaman barışın dilini konuşmamız lazım. Barışın diliyle seslenmemiz lazım. Umutsuzluk ve kararsızlıkla değil, umutla konuşmamız lazım. Bunu hayata nasıl geçiririz ve orada bize ne düşüyor bunu söylememiz lazım. Eğer 'hayır' ağzımızdan çıkmayacaksa susmamız lazım. Susalım ki bari daha fazla, insanların gönlünü karartmayalım ve umuda olan yolculuğa bir zarar gelmesin. Barışı o zaman inşa edelim. Çünkü hepimizin en çok hasret çektiği bir ortamdır. Türkiye işte bahara giriyor. Bakın bugün işte Mart ayının 3'ü, 3 Mart, yani bahar geliyor. Tabiat canlanacak, ağaçlara su verilecek, toprak ısınacak. Bu hareketle, canlanmayla, tabiatın uyanışıyla birlikte toplum da barışa doğru evrilsin, barışa doğru gelişsin. Baharın döllenmesini o umut rüzgarları gerçekleştirsin ki birlikte daha güzel daha iyi bir Türkiye'yi inşa edebilelim. Bu çağrı önemlidir, bu adım tarihidir. Dolayısıyla bunu desteklememiz ve bunun olabildiğince hayat bulmasını, bir an önce hayata geçmesini sağlamamız lazım. Aksine karamsarlıkla, bu da nereden çıktı yüz ifadesi ve sözlerle bunu karşılamamız gerekiyor" diye konuştu.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN TAMAMINI ASLINDA HALK SATIN ALMIŞ DURUMDA"

Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsanlar zaten 2013'ün başından beri itibaren bu olumlu havayı teneffüs ediyor ama 6-7 Ekim olayları o atmosfere zehirli gaz gibi girdi. Dolayısıyla insanların umutları bir şekilde zarar gördü, sarsıldılar çünkü kan döküldü tekrar. Sokaklar büyük acılara tanıklık etti. Sokaklarda masum çocuklar öldürüldü. Şiddetin en kötü örneklerini Türkiye gördü. Diyarbakır başta olmak üzere bölgedeki birçok ilimiz aynı sıkıntıları, acıları çekti. İmralı'dan gelen son çağrı, PKK'nın silahları bırakması için kongre yapmasını ve silahları bırakmasını öneren bu çağrı HDP milletvekilleri tarafından açıklanan çağrı Diyarbakır'da da çok büyük bir coşku ve heyecanla karşılandı. Aslında, çözüm sürecinin tamamını halk satın almış durumda. Kim, buna aykırı bir şey söylerse, karşı durursa o gerçekte kendi siyasi geleceğini bitirmiş olacak çünkü halk bunu affetmeyecek.” (İHA/ANKARA)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.