TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kılıçdaroğlu İzmir’den seslendi

Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi tarafından başlatılan bölge toplantıları kapsamında İzmir’de gerçekleştirilen toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı

Haber Giriş Tarihi: 02.12.2014 08:37
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kılıçdaroğlu İzmir’den seslendi

DAVUT İPEK

Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi tarafından başlatılan bölge toplantıları kapsamında İzmir’de gerçekleştirilen toplantıda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yerini aldı. Kültürpark Fuar Alanı 1 Nolu Hol’de gerçekleştirilen toplantıya 2 bin 5 yüz 53 partili ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı’yla başlayan toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, “Kadın erkek eşitliğini görmek isterseniz İzmir’e geleceksiniz. Aydınlığı, kararlılığı, güler yüzü, demokrasiyi görmek isterseniz yine İzmir’e gelecekseniz. İzmir Türkiye’nin gözbebeğidir” dedi.

“YÖNETTİĞİMİZ ŞEHİRLERE GELSİNLER”

Türkiye’yi yönetme hususuna da değinen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “İzmir’in elbette birçok sorunu var. En büyük sorunlardan birisi işsizlik. Bu konu çok kapsamlı bir konu. İktidar partisi ülkeyi on iki yıldır yönetiyor ama bu soruna hala bir çözüm bulabilmiş değiller. Ben on iki yıl değil sadece dört yıl istiyorum. İşsizlik sorununu kökünden halledeceğimi söylüyorum. Aileler bizim iktidarımız döneminde çocuklarını gönül rahatlığıyla okula gönderebilecekler. İşsizliği bitireceğiz. Ben bundan adımın Kemal olduğu kadar eminim. İzmir Türkiye’nin kalkınmasında apayrı bir öneme sahiptir. Ülkeye en büyük katkı koyan kentlerden bir tanesidir İzmir. Fakat İzmir’e üvey evlat muamelesi yapılıyor, yapılmaya devam ediliyor. İzmirli yine de ülkesini seviyor ve ülkesine her türlü katkıyı koymaktan geri kalmıyor. İzmir’e hükümet tarafından bir yatırım yapılmasa da İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmirlinin yanında olmaya devam ediyor ve İzmir için elinden geleni yapıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir’e destek vermiyor. Çünkü İzmirliler Cumhuriyet Halk Partisi’ne, yani gerçek aydınlığa oy veriyor. İzmir, hızla gelişen metropoller arasında dünyada dördüncü sırada. Kredi fonu açısından baktığımızda ise Türkiye’den tam dokuz puan ileride. Yani dünya, İzmir’e kefaletsiz kredi verebilmek için sıraya giriyor. Ama iktidar partisi, kara propagandalarla bizi karalamaya çalışmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olursa ülkeyi yönetemez diyorlar. Biz Türkiye’yi onlardan çok daha iyi yönetiriz. Türkiye nasıl yönetilir görmek istiyorlarsa, İzmir’e, Aydın’a, Muğla’ya gelsinler. Gelsinler ve her şeyi yerinde görsünler. Ana kentlerin nasıl yönetildiğini gözleriyle görsünler.”

AYNI KALİTE DAHA HESAPLI

Büyük kentlerde yapılan ve yapılacak olan metro sistemleriyle ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, İzmir’in farkını şu sözlerle ortaya koydu: “Bir metro konusunu ele alalım. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir kentlerini ele aldığımızda, biliyoruz ki İstanbul ve Ankara’nın bütçeleri İzmir’i ikiye katlıyor. Fakat bir metro yapmayı beceremiyorlar. İzmir aynı kaliteyi, çok daha ucuza getiriyor. hepsinden daha karlı iş yapıyor. Onlar beceremeyince hemen hükümetten yardım istiyorlar ve bu sayede sorunlarını halletmeye çalışıyorlar. Ama İzmir sadece kendi kaynaklarını kullanıyor. ‘Bunlar çalıyor ama iş de yapıyorlar’ algısını yaratmaya çalışıyorlar. Bu anlayışa kanmayın. Bizim kültürümüzde böyle bir şey yok, olmamalı. Eğer gerçekten inançlıysan, Müslümansan, çalmamayı, halkın hakkının yememeyi bilmen gerekir. CHP iktidara gelirse sosyal yardımları keseceğimize dair bir kanı yerleştirmeye çalışıyorlar. CHP bu yardımları neden kessin? Elimize ne geçecek? Tam tersine bu yardımları iki katına çıkaracağız. Eskiden parayı nereden bulacaksınız diye soruyorlardı. Şimdi onu da soramıyorlar çünkü 17 Aralık süreci onlara iyi bir ders oldu. Bizim çocuklarımızın odalarında, dolaplarında para kasaları, ayakkabı kutuları yok. Bu bizim kültürümüzde yok.”

“ERKEK GİBİ DURMAK YAKIŞIRDI”

Türkiye’de temiz siyaset yapılmadığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Müslümanlıkta en büyük günah kul hakkı yemek, devlet hazinesine el uzatmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek değil midir? En azından bizim bildiğimiz Müslümanlıkta durum böyledir. Gerçek gün yüzüne çıkınca bazı bakanlar istifa etti. Sonra yine konuşmaya başladılar tabi, o kadar para o kutulara sığmazmış. Sen bir çikolatacıya git, ben beş yüz milyon lirayı sığdırabileceğim bir kutu istiyorum de. Sonra gör bakalım sana öyle elli tane kutu yapıyor mu, yapmıyor mu? Bazı şeylerin üstünü artık örtemezler. Bu kadar büyük bir yolsuzluk yapan iktidar sonuna kadar sorgulanmalıdır. Erdoğan Bayraktar çıkıp asıl suçlu başbakandır, o istifa etmelidir demişti. Ne oldu şimdi? İstifa etmek, erkek gibi durmak onlara yakışmaz mıydı? Bence yakışırdı, ama yapmadılar. Ama Bayraktar da en az onlar kadar suçludur. Böyle konuşarak kendini aklayamaz. CHP iktidar olduğu takdirde ilk dört ayda temiz siyaset, ahlaklı siyaset yasasını çıkaracağız. Siyasetimizi hırsızlardan arındıracağız” dedi.

“BİZ BU ÜLKEYİ YÖNETEMEYİZ”

Kılıçdaroğlu sözlerine şu şekilde son verdi: “Resmen dünyaya rezil olduk. Böyle bir şey olmamalı. Onların hırsızlıklarını teşhis etmek bizim boynumuzun borcudur. Saray yapmakla bazı şeyler olmuyor. O saraylar kimin parasıyla yapılıyor? Lastik ayakkabısı yırtık olan Recep Amca’nın parasıyla elbette. Bin odalı saray yaptırmak da nedir? Yanına daha da ek odalar yapacaklarmış. Ülkenin hali umurlarında değil. Elbette olmaz, çünkü onlar mutsuz değiller. Çünkü çocukları işsiz değil. Rahat içinde yaşıyorlar. Biz bu ülkeyi onlardan çok daha iyi yönetiriz. Bize kul hakkı yemeyi öğretmediler çünkü. Eğer ülke kul hakkı yenilerek yönetiliyorsa, evet, haklılar. Biz bu ülkeyi yönetemeyiz.”

Toplantının bundan sonraki bölümü basına kapalı bir şekilde gerçekleştirildi.

ESİAD’DA KONUŞTU

Cumhuriyet Halk Partsi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir programı kapsamında Ege Sanayici İş Adamları Derneği’nin (ESİAD) 22.kuruluş yılında gerçekleştirdiği toplantıya konuk konuşmacı olarak katıldı. Gündeme dair karşılıklı görüşlerin paylaşıldığı toplantıda çok sayıda tanıdık sima da yerini aldı. Toplantıda açılış konuşmasını yapan ESİAD Yönetim Krurulu Başkanı Mustafa Güçlü şöyle konuştu: “Ben ekonomik bakımdan en önemli gösterge olan büyüme trendinden hareketle bir değerlendirme yapmak istiyorum. Ağırlıklı olarak Avrupa kaynaklı 2009 krizini geride bıraktıktan sonra, düşük oranlı bir büyüme temposuna girdiğimiz ortadadır. Önümüzdeki 3 yıl için de aynı temponun geçerli olacağı orta vadeli program hedeflerinden anlaşılmaktadır. Türkiye yüzde 3’ler seviyesindeki bir büyüme oranına razı olamaz. Türkiye hem büyüme oranını artırmak, hem de büyümesine nitelik kazandırmak zorundadır. Büyümenin dinamiği yatırımdır. Yatırım ortamının elverişliliği sadece iç ve dış talebin tayin edeceği bir fizibilite sorunu değildir. Özellikle uzun vadeli perspektif gerektiren yatırımlarda, ülkedeki üst yapı kumrularının da çağdaş standartlara uygun olması şarttır. Demokrasi ve hukuk alanındaki standartlar bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu standartların tartışılabilir olduğu ortamlarda ‘sürdürülebilir bir büyüme’ temposu imkansızdır. Devletin en üst kademeleri dahil herkesin şikayet ettiği bir hukuk düzeninde yatırımlar için uygun bir iklimden nasıl söz edilebilecektir?”

“ŞEFFAFLIK ÖNEM TAŞIYOR”

Güçlü sözlerine şunları da ekledi: “Türkiye olarak artık sadece ekonomimizin fiziki büyüklüğü ile övünemeyiz. ‘İnsani gelişmişlik endeksi değerleri’nin yükseldiği bir ülke konumuna ulaşmamız ve bununla övünmemiz gerekmektedir. Öte yandan, yatırım ortamı bakımından şeffaflık ve temiz bir iş ortamı yine büyük önem taşımaktadır. TÜSİAD tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan bu konudaki rapor sonuçlan endişe verici boyutlan işaret etmektedir. En kötüsü de yolsuzluk ve usulsüzlüklerin kanıksanması yolunda yaygın bir tutumun varlığının tespiti olmuştur. Üst yapıya dair, yukarıda sözünü ettiğim standartların, Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizin her zaman ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bazı altyapı yatırımları konusundaki bürokratik gecikme ve tıkanmalar, kentimiz gündeminin sıkışmasına yol açmaktadır. Biz iş dünyası temsilcileri olarak bu yatırımların siyasi çekişmeler dışına çekilerek bilimsel bir temelde değerlendirilmesi konusunda uzlaştırıcı bir tavır sergilemek gayretindeyiz. Çözüm, siyasi hareketlerden daha çok kente kazanç sağlayacaktır.” Güçlü’nün konuşmasının ardından söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Bilindiği gibi işsizlik en büyük sorunumuz. Sürekli bir biçimde üretmek zorundayız. Ama neyi? İnsanoğlu avcılık ve toplayıcılık ile başladı işe. Daha sonra sanayi devrimi her şeyi devraldı. Şimdi ise bilgi toplumları dünyaya hükmediyor” dedi.

“DEMOKRASİYİ YANLIŞ BİLİYORUZ”

Kılıçdaroğlu şunları da kaydetti: “Adana’da biri bana çip üretmek istediğini fakat bunun için bir milyar dolara ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben başbakan olsaydım bu parayı verirdim. Çünkü Türkiye’nin çip üretmeye ihtiyacı var. Üretemiyorsak, büyük markaların sahibi olamayız. Çağımız bilgi çağı. Yani bilgi üretmemiz gerek. Bilgiyi bugün okullar, üniversiteler üretiyor. Ama ona da gerekli değeri veremiyoruz maalesef. Türkiye şimdiye kadar demokrasiyi yaşamadı. En azından benim anladığım anlamda bir demokrasi yaşamıyor bu ülke. Sadece sandığa gidip oy kullanmak demokrasi değildir. Demokrasi, sıcak siyasetin müdahale edemediği veya etmediği kurumların artması demektir. Demokrasiyi biz çok yanlış biliyoruz. Demokrasinin yaşanmamasını, halkın büyük çoğunluğunun sorgulaması gerekiyor. Fakat halkımızın büyük çoğunluğu bu durumu kanıksadı.”

“VERGİLER NEREYE GİDİYOR?”

Türkiye’de çocukların dahi doğdukları andan itibaren vergi vermeye başladıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Mama, bez, biberon alınca vergi de ödemiş oluyoruz. Peki, bu kadar vergi nereye gidiyor. Vergi verenler, vergilerinin nereye gittiğini merak ediyorlarsa, duruma itiraz etsinler ve vergilerinin nereye gittiğini öğrenmeye çalışsınlar. Biz kendi bütçemizle billboardlara vergilerin nereye harcandığını soran sorular yazıp asmak istedik. Fakat hükümet buna izin vermedi. Eğitim konusunda da birkaç hususa değinmek isterim. İran’daki üniversitelerin bilimsel yayın sayısı Türkiye’yi geçmiş durumda. Biliyorum belki de çok karamsar bir tablo çiziyorum. Lakin durum bundan ibaret. Gerçekler acıdır. Ben bunları söylemesem, ana muhalefet lideri olarak halkı karşı görevimi yapmamış olurum. Biz kaynakları zengin olan bir ülkeyiz. Kaynaklarımız ve imkanlarımız oldukça yeterli. Eksik olan tek şey temiz siyaset. Siyasi ahlaktan yoksun şekilde bu ülke yönetilmemelidir. İktidar partisi, harcadığı kaynakların hesabını versin. Versin ki halk vergilerin nereye gittiğini öğrensin” dedi.

YASALAR SİL BAŞTAN

Hükümete bazı konularda çeşitli tekliflerle gittiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Seçim barajının yüksek olduğunu her zaman söyledik. Biz bunu dile getiriyoruz fakat iktidar partisi bu konuda samimi olmadığımızı söylüyor. Milletvekillerimizin altında imzalarının olduğu bir teklifle kendilerine gittik. Bu tekliflerden birinde seçim barajının yüzde 3, diğerinde ise yüzde 5 olması konularına değindik. Gelin, askeri darbe döneminden kalan yasaların tamamını değiştirelim dedik. Fakat sonuç ortada. Kim daha samimi kim değil görüyoruz. Herkese eşit yasalar uygulanırsa, hukukun üstünlüğü sağlanıyor demektir. Bizdeki sorun, mevcut yasaların bazılarına uygulanması, bazılarına ise uygulanmamasıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.