TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ali Çetinkaya’da trafik felç

Ali Çetinkaya Bulvarı’nda esnaflık yapan vatandaşlar, bulvarın bir bulvar sıfatı taşımadığını ve en büyük sıkıntılarının trafik olduğunu belirterek, özellikle tuvalet yetersizliğinden dolayı havaların ısınmasıyla birlikte etrafa pis kokuların yayıldığına dikkat çekti

Haber Giriş Tarihi: 04.05.2015 08:28
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Ali Çetinkaya’da trafik felç

NİLGÜN TAZE - Uzun yıllardır Ali Çetinkaya Bulvarı’nda taksicilik yaptığını ve hastanenin önünde bulunan yeşil alanın geceleri tuvalet olarak kullanılmasından dolayı etrafa pis kokular yaydığını söyleyen taksici Hayri Aysan, Alsancak İskele’nin önünde bulunan seyyar tuvaletlerin bulvara kurulmasının sorunu ortadan kaldıracağını söyleyerek, “Sokağın haline bakın. Belediyenin umurunda bile değiliz. Yol çok dar ve tek yön olmasına rağmen araçlar nerede ise üst üste gidecek. Park çok büyük bir sıkıntı. Paralı hale getirilmeden önce daha kötü bir durumdaydı. Araç sahipleri sürekli olarak yer için kavga halindeler. Biz taksicilerin araç hakkı 10 iken 7’ye düşürüldü. Aynı zamanda yan taraftaki boş alana araçlarımızı park etme hakkımız var iken o hakkımızda elimizden alındı. Sözün özü hiçbir zaman belediye esnafa yardımcı olmuyor özellikle de bizim gibi taksicileri hiç dikkate almıyorlar. Bizler çoluk çocuklarının rızkı için can güvenliğimiz dahi olmadan sürekli risk altında çalışan bir meslek gurubuyuz. Yolun kenarında bulunan demirleri sırf biz taksiciler işgal etmeyelim diye koydular. Halbuki bir otobüs durağının önüne ya da arkasına bir taksi giriş yönü yapılsa biz taksici esnafı bu kadar eziyet çekmeyiz. Sistemsizlik bize en büyük eziyet. Günah bize, hepimizin çoluk çocuğu var. Daha geçen akşam Altınadağ’da taksici bir arkadaşımızın öldürüldüğü haberini aldık. Belkahve’ye çıkarken arkadaşımızı arkadan bıçaklamışlar. Kütahya’nın girişindeki dere yolunda jandarma arama yaparken cesedi bagajda bulunmuş. Arkadaşımız kan kaybından ölmüş. Çok yazık… Hepimiz bir aileye sahip, ekmek peşinde koşan insanlarız. Belediyemiz ve ek olarak derneğimiz azıcık bizim dertlerimizle ilgilense daha huzurlu ve mutlu bir yaşamımız olur. Can güvenliğimizin korunması için kamera sistemleri ve GPS kurularak bu tür cinayet olaylarının önüne geçilebilir. En azından taksici arkadaşımızın arabası bir saattir bir yerden hareket etmemişse şüphelenip, aracın yeri tespit edilerek olaya anında müdahale etme şansı oluşur. Araçlarda kamera ve GPS olduğunu bilen insanlar her hangi bir zarar verme eğilimi isteseler de gösterememiş olurlar. Temizlik yapılıyor ancak zamanlı zamansız. Randımanlı bir temizlik olmuyor. Tek fark olarak artık yağmur zamanlarında geçmişteki gibi su baskınları yaşamıyoruz. Ben 8 yıldır bu sokaktayım ve eski hali ile kıyasladığımda eskiden sokağımızın daha bakımsız olduğu bir gerçek. Kaldırımlar oldukça bozuktu, yenilendi. Yollar delikti, asfaltlandı. Zaten belediyenin en iyi yaptığı iş asfalt döküp kaldırım yapmak. Hastanenin etrafına çevrilmiş olan duvar kenarındaki yeşil alan geceleri tuvalet olarak kullanılıyor. Kötü bir koku oluşuyor burada. Şu sıralar havalar ısınacağı için bu koku daha da belirgin hale gelecek. Ali Çetinkaya güya Alsancak’ın en işlek,  en iyi bakılan sokağı, hiç alakası bile yok. Resmen tuvalet olarak kullanılıyor. Gün içerisinde bu kadar fazla insan sirkülasyonunun olduğu bu sokakta bir tane bile tuvalet olmaması sizce normal mi? İnsanların ihtiyaçlarını karşılayacak seyyar tuvaletler Alsancak İskele’nin yanında yapıldığı gibi  işlek caddelerde de kurulabilir. Bu konu ile ilgili defalarca muhtarımız kanalıyla belediyeye dilekçe gönderdik. Ancak hiçbirisine bir yanıt alamadık. Belediye resmen uyuyor. Sokağımızda bence herhangi bir bakım ve gelişme yok. Burası önceden daha yeşildi ancak son yıllarda çevre düzenlemesi adı altında olan yeşilliği de yok ettiler. Burada bulunan çam ağaçlarını ve isimlerini bilmediğim kısa boylu ağaçları söküp yerlerine taş döşediler. Ben Eskişehir, Kayseri ve Konya’yı gezdiğim için verilen belediyecilik hizmetlerini yerinde gördüm. Harika hizmetler veriyorlar. Bırakın sokağımızı İzmir’le ilgilenmiyorlar” dedi.

HOŞGÖRÜ AZALDI

Sokağın en büyük problemlerinden birinin de trafik sıkışıklığı olduğunu belirten otopark görevlisi Bektaş Şenlik, insanların hoşgörülerinde bir azalma olduğunu ve park yeri kavgalarının sık yaşandığına dikkat çekerek, “Artık birbirimize karşı saygı ve anlayış kalmadı. İnsanlar birbirleri ile kavga ediyorlar. Yolda yürürken tükürülmemesi gerektiği gibi en basit toplum kuralları bile uygulanmıyor. Hepimizde bir bananecilik havası var. Temizlik hizmetleri konusunda insanlar çok pis olduğu için temizlik ne kadar yapılıyor olsa da boşta kalıyor. Her sabah Konak Belediyesi’ndeki temizlik görevlisi arkadaşlarımız temizlik yapıyor ancak sokak yine pis yine pis. İnsan olarak temizliği alışkanlık haline getirmemişiz. Elimizdeki çöpü, çöp kutusu yerine sokağa atarsak elbette sokak sürekli pis kalır. Bırakın çöpleri sokağa atmayı insanlar gözlerimizin önünde içtikleri sigaranın izmaritini denize atıyorlar. Bence sorunun kökeni insanın kendisinde. Edindiğimiz çevreye zarar veren alışkanlıkları bırakıp yerine faydalı olanları yerleştirmediğimiz sürece hiçbir değişim olmadan aynı şekilde devam etmeye mahkum kalırız. 2 senedir bu sokaktayım. Sadece temizliği düzenli olarak yapılıyor. Yeni otoparkların açılması biraz da olsa sokaktaki park kavgalarını engelledi” açıklamasını yaptı.

HASTALAR ZORLUK ÇEKİYOR

Ambulansların yerinde bulunmayışını fırsat bilen araçların ambulansın park alanına araçlarını park etmelerinin hastalara ve sağlık görevlilerine zor anlar yaşattığını anlatan güvenlik görevlisi Serkan Şen, “En büyük sıkıntı bence bu. Acil bir hasta getirildiğinde de ambulans görevlileri hastayı sokağın ortasında indirip hastaneye taşımak zorunda kalıyorlar. Kaldırımların üzerine esnaflar sandalye ve masa atıp kaldırımı sohbet alanına çevirdikleri için kaldırım darlığından birbirimize sürtüne sürtüne yürümek zorunda kalıyoruz. Logarlarımız olduğu gibi tıkalı olduğu için yoğun yağmur yağışlarında hastanenin önü su ile doluyor. Temizlik hizmetleri gayet iyi. Arkadaşlarımız sabah akşam düzenli olarak çöpleri temizliyorlar. Ben 9 yıldır buradayım ve öncesi ile sonrasını kıyasladığımda çok fazla değişen bir şey olduğunu söyleyemem. Otopark Alsancak’ın en büyük problemlerinden bir tanesi. Önceden park etmek ücretsiz olduğu için baya sıkıntı yaşanıyordu ancak son yıllarda ücretli hale getirilmesi bir rahatlık getirdi.  Bu konuda en çok mağdur olan hasta sahipleri. Hastane civarında park edecek boş alan bulamadıkları için hastalarını hastaneye ulaştırmakta zorlanıyorlar. Son yıllarda yolların yenilenmesi gibi hiçbir faaliyet gösterilmedi. Sokak uzun zamandır aynı” ifadelerini kullandı.

TEMİZ YAŞAMAYI BİLMİYORUZ

Motosiklet sürücülerinin park alanı sıkıntısından dolayı dükkanının önünü park yeri olarak kullandıklarını,  belediyenin 10 arabalık otoparkının yeterli olmadığını ve acilen çözüm üretilmesi gerektiğini belirten gözlükçü Metin Özsoy, “Sokağın bir numaralı sorunu tek şerit olarak kullanılmasına rağmen yol darlığı. Çöp kutularının sokaktan kaldırılması da bence hiç iyi bir karar olmadı. İçlerine bomba bırakılabileceği ihtimaline karşı böyle bir karar almışlardı ancak bu sefer de etraf çöpten gözükmez oldu. Bir aracın yanlış park etmesi sokağı felce uğratabiliyor. Burada cami, hastane, taksi durağı gibi insanların çok geldiği yerler var. Bir cenaze için camiye gelindiğinde ya da hastalar getirildiğinde sokak felce uğruyor. Burası güya bulvar. Ali Çetinkaya Bulvarı olarak geçiyor ancak tam bir sokak statüsünde. Nasıl yaparlar bilmiyorum ancak sokağın rahatlayabilmesi için yapılabilecek tek çözüm yolun genişletilmesi. Güvenlik konusunda eskisi gibi bir sıkıntısı yok. Yıllar önce burada kap kaç olayları çok olurdu. Şimdilerde ise eser yok. Ben 18 yıldır bu sokaktayım. 18 yıldan bu yana insan arttı, insan artınca da hem trafik hem de pislik arttı. Tek değişim bu. Bu sene ciddi yağmur yağmasına rağmen su baskınları yaşamadık. Belediye bence temizlik konusunda iyi. Personel iyi çalışıyor bence bizim halkımız pis. Temiz yaşamayı ve davranmayı bilmiyoruz. Şurada kırmızı ışıkta iki dakika duracak sabrımız ya da elimizdeki çöpü çöp kutusuna kadar götürüp atacak temizlik kültürüne sahip değiliz. Şurada köşe başında durup 10 dakikalık bir gözlem yapalım. Birçok insanın kırmızı ışıkta durmadığını görürüz. Biz önce kendimizi düzeltebilmeliyiz ki bizdeki bu düzelme çevreye yansısın. Lafla bizim halkımız düzelmeyeceği için en iyisi biz doğru davranıp örnek olalım. Bu tür işlerin bilinç değişimi dışında bir çözümü yok” dedi.

HER YER ÇÖP İÇİNDE

Sokağın en büyük probleminin yetersiz çöp temizliği olduğunu ve çöp bidonlarının kaldırılmasından sonra yerine yenisinin getirileceği söylenmesine rağmen getirilmediğini söyleyen mahalle manavı İhsan Dümer, “Her yer çöp içinde kaldı. Akşam sabah çöp arabası geçecek dediler ancak geçmiyor. Güvenlik nedeniyle kaldırmışlarsa çöp konteynırlarını o zaman çözüm basittir. Sabah akşam hatta öğlen de çöpleri aldırsınlar. Kaldırımlar yapıldı. Bu tür hizmetler güzel. Park problemi zaten sadece bizim sokağın değil İzmir’in genel sorunu. Şiddetli yağmurlarda su baskınlarını hala yaşıyoruz. Logarlar temizlenmiş olsa böyle bir sorun da yaşamayacağız. 24 saat hizmet veren bir market olmamıza rağmen güvenlikle ilgili çok sıkıntı yaşamıyoruz. Zaman zaman geç saatlerde fazla alkol almış insanların bağırtıları oluyor ancak onlarında zararları çevreye değil kendilerine. Bildiğim kadarıyla dört yol ağzında MOBESE kameraları var ancak o da sadece hatalı sürücüleri belirlemek ve ceza yazmak için kurulmuş kameralar. Sokak güvenliğini sağlamakla ilgili bir amacı yok. Yıllardır ben burada esnaflık yapıyorum kayda değer bir değişiklik yapılmadı. Klasik kaldırım asfalt düzeltmeleri yapıyorlar zaman zaman o kadar. Zaten buraya bulvar demeye bin şahit ister. Adı Ali Çetinkaya Bulvarı ancak sokaktan farkı yok”  açıklamasını yaptı. 

ESNAFIN İŞİ ZORLAŞTIRILIYOR

Sokakta mutlu olmadıklarını, mevcut iktidarın gün geçtikçe işlerini zorlaştırdığını ve tente yapılmasına izin verilmediği için müşterilerinin güneş altında yemek yemek zorunda kaldığını belirten döner ustası Erol Arslan, “AK Parti’nin ekmeğine yağ mı sürüyorlar bilmiyorum ama her ne varsa işin içinde sokağımızda acayip uygulamalar var. Tente koymak, çiçek koymak, masa çıkarmak hepsi yasak. Gördüğünüz gibi tentelerimiz yok ve müşterilerimiz güneş altında yemek yemek zorunda kalıyorlar. Bizim huzurumuz kaçtığı gibi halkın da huzuru kaçıyor. Her şeyden önce güneş altında oturmak zorunda kalan insanlara yazık günah. Biz küçük esnaflarız ve bizi bitirmesinler. Mevcut iktidara gerekli cevabı verebilen koca ülkede bir tek İzmir kaldı. Ne varsa işin içinde sadece esnafa, özellikle de küçük esnafa yükleniyorlar. İzmir’i kaybetmek istiyorlarsa daha çok üstümüze gelsinler. Yapılacaklar bunlar mıdır yoksa herkesi memnun edecek çözümler üretmek midir? Çöp kovalarımız vardı sizlere yenisini getireceğiz diyerek topladılar ancak üzerinden aylar geçmesine rağmen bir ses seda çıkmadı. Bütün esnaf ben de dahil olmak üzere çöplerimizi yola bırakmak zorunda kalıyoruz. Ben akşamlara kadar temizlik yapıyorum. Belediyecilik bu değildir. Belediyecilik hizmet getirir. ‘Arkadaşım biz şu tür sorunlar tespit ettik ve şu çözümleri getirdik ve gerekçelerimizde şu ve siz şu kurallara uymakla mükellefsiniz’ derler.  Ancak Zeki Alasya-Metin Akpınar filmlerinde anlatılmaya çalışıldığı gibi yasaklar dönemi diye bir dönem yaşıyoruz. Sadece yasak herhangi bir açıklama yok. Çok ciddi emekler vererek bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Özellikle Alsancak’ta esnaf olmak çok zor, kiralarımız çok yüksek, sigortalarımız, vergilerimiz her şey o kadar zor ki. Sadece SGK’mızı ödeyebilmek ve emekli olabilmek için bunca emeği vermek zorunda bırakılıyoruz. Ancak biraz daha üstümüze gelinecek olunursa bize günah olur. Öldürmesinler bizi yaşatsınlar. Çünkü bizim onlara, onların da bize ihtiyacı var. Siyasette iyi değilim ben ancak dünya insanı nasıl olunur biliyorum. Hepimizin uyum içinde yaşayabileceği yollar var bu hayatta bunları bulup uygulayabiliriz. Biz çok fazla beklentiler içinde tutmuyoruz kendimizi, bir çiçek ekmişseniz bu dünyada o çiçeği de öldürmeyin istiyoruz. Benim her şeyim gitti. Kordon’da millet evine giremiyorken burada 4-5 metrelik bir alan açıldı. Ben esnaf olarak eğer her yere masa sandalye atıyorsam gel sen benim kafama bu ne hal diye vur ancak üst üste bir geçiş nerede vardır Allah aşkına? Biz yolu kapalım istemiyoruz ki. Bakın insanlar yemek yiyor ve hepsinin kafasında güneş var. Günah. Başka bir gün yağmur yağıyor hepsi kaçıp gidiyor ya da yemek yiyecek olanlar tentemizin olmadığı görünce başka yerlere gidiyorlar. Alsancak sadece Kıbrıs Şehitleri’nden ya da Gül Sokak ve civarından ibaret değil. Bizde burayı güzelleştirelim diye uğraşıyoruz. Ben 5 yıldır burada esnaflık yapıyorum ve 5 yıl öncesi ile bu güne kadar olan değişikleri anlatacak olursam her şeyden önce huzurumuz kaçtı. Bize en çok lazım olan huzur. Bize yol göstersinler. Ben işimle uğraşmak yerine belediyelerde izin almak için zamanımın büyük çoğunluğunu harcamak zorunda bırakılmamalıyım. Olay aslında çok kolay ve basit ancak bizler var gücümüzle kolay olanı zorlaştırıyoruz. Güvenlikle ilgili hiçbir sorunumuz yok bu konuda en huzurlu sokak olduğumuz söyleyebilirim. Mitinglerin hepsi Kıbrıs Şehitleri’nde ve Gündoğdu Meydanı’nda yapıldığı için burası hep sakin kalıyor. Geceleri de zaten ben 22.00 gibi dükkanımı kapattığımdan bir güvenlik problemi ile karşılaşmıyorum” açıklamasını yaptı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.