TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Fidan, İzmir’in tek kadın bağımsız milletvekili olmak istiyor

Neriman Fidan İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı, İzmir’in bağımsız tek kadın milletvekili adayı olmak istediğini belirterek, şu anki siyasi yapıların yapması gereken görevi yerine getirmediğini ve halkın da artık bu siyasi yapıdan tamamen uzaklaşmak istediğini belirtti

Haber Giriş Tarihi: 20.04.2015 07:32
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Fidan, İzmir’in tek kadın bağımsız milletvekili olmak istiyor

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Bağımsız yürüttüğü adaylık süreci ile hem Türkiye hem de İzmir ile ilgili açıklamalarda bulunan İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Neriman Fidan, sosyal medya ve medyada etkin bir çalışma götürdüğüne değinerek, her şeyden önce parti yönetimlerinin yanlışlarına bütün milletvekillerinin ortak olduğunu belirterek, “Kamuoyu bilgilendirme konusunda siyasetin yapması gereken uyarıcı görevleri yerine getirmiyorlar. 4+4+4’te bu böyle oldu. Şimdi soykırım iddiasında da aynı şekilde oluyor ve kritik tartışmalarda milletvekilleri partilerin programına uygun görüş açıklayamaz hale geliyor. Bu konuda genel merkez kararları bağlayıcı nitelik taşıyor. Dolayısıyla bizler ve oy veren seçmende bu yanlışa ortak oluyoruz. Bu konuda kendimi ayırabilmek bu konudaki siyasi çalışmamı devam ettirebilmek toplumsal sorumluluğumu yerine getirebilmek için bağımsız adaylığı tercih ettim” diye konuştu.

“BELLEKLER TAHRİP EDİLİYOR”

Fidan, toplumun manipüle edilip, siyasi partilere ayrıştırıldığının altını çizerek, “Ayrıştırılan bu seçmen kitlesinin herhangi bir partiye kökten bağlı olduğuna inanmıyorum. Bugün teknoloji ile barışık genç bir kuşakla karşı karşıyayız ama bellekler tahrip ediliyor. Çocuklar ayrıştırılıyor. Ben gelecek adına bir siyasetçinin yapması gereken görevler olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce bu görevleri yapmak için aday oldum. Bu konuda bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Bu konuda siyasetçilere görev düştüğünü düşündüğüm için aday oldum” dedi.

“MİLLETVEKİLLERİ HALKTAN KOPUK”

Fidan, İzmir’i tanımayan insanların İzmir’le ilişkisi olmayan insanların saygısız bir şekilde İzmir seçmeninden oy alıp gittiğine değinerek, “Ondan sonra milletvekilleri bölge ile temasını tamamen kesiyor. Halktan kopuyor. Bağımsız adaylığımın bir gerekçesi de siyasetin halkla buluşmasına siyasetten soğuyan halka yeniden bir umut olabilecek katkıda bulunabileceğimi düşündüğüm için aday oldum. Fotoğrafları halkla çektirip lüks arabalarına binip gidiyorlar. Ben halkın içindeyim. O konuda klasik bir figür de sayılmam. SSK emeklisi bir kadınım. Pazardayım çarşıdayım, otobüsteyim, dolmuştayım ve siyasetten gelen birikimimi ve iddiamı taşıyorum. Başka bir şey taşımıyorum. Dolayısıyla halkçılık sloganını fotoğraflarda bırakan bir sürecin parçası değilim” ifadelerini kullandı.

“BAĞIMSIZ ADAYLIK AYRI BİR GÜÇ GEREKTİRİYOR”

Diğer bağımsız adayların profillerini bilmediğini ve bağımsız adaylığın da bir güç gerektiğini belirten  Fidan, “Ama bende bilgim ile çalışmam ile emeğim ile bir güç oluşturuyorum. Siyasette ekonomik gücün çok belirleyici rol oynadığını siyasetin artık reklam kampanyaları haline geldiğini tespit ediyorum. Bunun Türkiye’deki sorunları ağırlaştırdığını tespit ediyorum. Bu anlamda kamuoyunu suçlamak yerine kamuoyunu uyarma görevini yapmayan siyasetçileri suçluyorum. Çünkü siyaset kamuoyu oluşturma gücünü elinde tutmalıdır. Bunu örgütleri ile tutmalıdır. Evet, çok haksız bir rekabet var. Burada Türk demokrasisini tıkayan şey budur. O mecliste de kalmıyor bunun uzantıları sivil toplum örgütlerine yansıyor. Kendileri parçalanıp kutuplaşırken sivil toplum örgütlerini de tasnif ediyorlar. Sivil toplum örgütlerinin siyaset üzerindeki baskı aracı oluşturma görevlerini yapmadıkları gibi yapmadıkları ölçüde de halktan kitleden kopuyorlar. Siyasette kitle oluşturamama kitle desteği sağlayamama sivil toplum örgütlerinde de olamama sebepleri bu. Yani sivil toplum görevini yapacak siyaset görevini yapacak. Demokrasi yaşayacaksa ancak o zaman yaşayacak” şeklinde konuştu.

“SİYASETÇİLER GÖREVİNİ YAPMIYOR”

Avrupa parlamentosunun sözde Ermeni soykırımını kabul ettiğini ve bu sürece gelene kadar iktidar ve muhalefet kanadının ne yaptığını sormak istediğini söyleyen Fidan, “Bağımsız bir milletvekili adayı olarak, bundan iki yıl önce Erdoğan ile başlayan büyük kıyım denen şey Ermenilerden özür diliyoruz acılarını paylaşıyoruz denen şey iktidar ve muhalefet kanadının Türk milletinin haklarını savunmakta üzerlerine düşen görevleri yapmaması sonucu, bu duruma gelindi. Orada hiçbir itirazda bulunmadığınız zaman kamuoyu oluşturmuyorsunuz. Gazeteye çıkmıyorsunuz. Televizyona açıklama yapmıyorsunuz. Milletvekilleri görevini yapmıyor. Sadece karar ortaya çıktığı zaman buradan feryat koparıyorsun olmaz diyorsun önce görevinin gereğini yapacaksın. Ben bunu ısrarla söylüyorum. Türk siyaseti uzun süredir görevini yerine getirmiyor. Kamuoyunu bilgilendirme yönlendirme ve kamuoyuna öncülük yapma görevini yerine getirmiyor. Soğukkanlı bir şekilde Türk kamuoyuna bilgi verecek siyasetçi kalmadı. Etkin siyaset yapan siyasetçiler susturuldu” diye konuştu.

“SOSYOEKONOMİK KOŞULLAR KÖTܔ

Çocuk ve kadın istismarının son dönemde bu kadar artmasının Türkiye’deki sosyoekonomik koşulların kötüleşmesinden dolayı olduğunu belirten Fidan, “Mesela 4+4+4 sistemine itiraz edemezseniz burada çocuk ve kadınları koruyamazsınız. Çünkü bu sistem ile laik eğitim tasviye edilmiştir. Okul döneminde 260 bin çocuk okul dışı kaldı. Bu okul dışı kalan çocuklar genç anne değil çocuk anne oluyor. Evlendiriliyorlar. Kadın haklarından bahsetmek söz konusu olabilir mi? Çocuğun başına her şey geliyor. İlk başta kendi ailesi tarafından geliyor. Kendi ailesi tarafından kötü muamele gören çocuklar var. Toplum olarak sağlıklı bir durum değil. Bunu nerede yaşıyoruz en hassas coğrafyamızda yaşıyoruz. Özgürlük ve demokrasi diye alanlara çıkanların egemen oldukları yerlerde yaşıyoruz. Doğuya gittikçe yaşıyoruz. Din etkisini artırıp sosyal topluluklar kümeleşip cemaatleşip ümmetleşirken yaşıyoruz. Dolayısıyla Türkiye’deki kadın hakları ve çocuklar da dahil olmak üzere hak kayıplarının laik rejim tartışmaları ile ilişki kurulmadan yapılması mümkün değildir” dedi.

“BEN SADECE GÖREVİMİ YAPACAĞIM”

SSK emeklisiyim maaşımla geçinemiyorum diyen Fidan, “Ama öte taraftan emekli maaşlarının artacağı sözlerini veren milletvekilleri kendi maaşlarının da yetmediğinden şikayet ediyor. Bir emekli maaşını verelim onlara nasıl yetip yetmediğini daha iyi görürler.  Ben bu mücadelenin götürülecekse, emek karşılığını bulacaksa bu konuda iktidar ya da muhalefet kanadının yanlışlarına itiraz eden insanlar sayesinde olacağını düşünüyorum. Seçim öncesi her türlü vaat veriliyor. Ama bu vaatleri verenlerin parlamentoda iktidar olma umudu yok. Benim iktidar olma umudum da yok. Ben sadece görevimi yapacağım diyorum” diye konuştu.

“ÜRETİM KAYNAKLARI KAYBEDİLDİ”

Türkiye’de ekonomik dengeleri elinde tutan iktidar kanadının bile verdikleri sözleri tutma olanağının olmadığına değinen Fidan, “Üretim kaynaklarını kaybetmişsiniz, üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine dönmüşsünüz. Ciddi bir yanışta debeleniyorsunuz. Türkiye, üretim ekonomisine geçmek zorundadır. Asgari ücretlinin ve emeklinin hali ortadadır. Siyaset doğru kullanılmadığı için şu ana kadar bu insanlar hep hak kaybına uğramıştır” dedi.

“SİYASİ VE EKONOMİK YAPI BAĞIMLI HALDE”

12 Eylül sonrası kurulan düzenin bu ekonomik kayıpları tahrip ede ede geldiğini belirten Fidan, “Ak parti iktidarının ortaya çıkardığı bu tabloda ülkenin bütün üretim araçları özelleştirilerek yandaşlara yada küresel şirketlere peşkeş çekildi. Peki, siz gelir üretmeyen bir devletin ekonomi üzerinde etkisinin olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Öte taraftan Türkiye’nin özel sektörü hepsi küresel ortak aldılar. Kimse bunu konuşuyor mu? Hayır konuşmuyor. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik yapının bağımlı hale gelmesinin sebebi odur” ifadelerini kullandı.

“PARLAMENTODA HER KESİMİN HAKKINI SAVUNACAĞIM”

Sorunu kökten çözmek gerektiğini söyleyen Fidan, “Kamuoyu da artık sürüklenmekten vazgeçmelidir. Ben Türk, insanının emekli olsun çalışan olsun haklarının kazanılması için parlamentoda yapılması gereken her şeyi yaparım ama her şeyden önce üretim ekonomisinin yeniden kurulması gerekiyor. Ülkenin üretim kaynaklarının peşkeş çekilirken itiraz edilmesi gerekiyor. Asıl orada görevinizi yapacaksınız. Orada görevinizi yapmadığınız için bugün ne işçi ne de emekli hakkını alabiliyor” dedi.

“YAMANLARA ÇÖP TESİSİ OLMAZ”

Yamanlar çöp tesisi ile ilgili bir çalışma yaptıklarına da değinen Fidan, “İzmir’in en önemli doğal yaşam alanına bir çöp tesisi yapma ısrarı sürdürülüyor. Çöp tesisi yapmaya kalktığınız yer su kaynaklarının üstüdür. Volkanik krater doğa harikası bir yer ve oradan bütün kenti tehdit ediyorsunuz. Olay sadece Karşıyaka olayı da değil bütün kent; Bornova, Bayraklı, Çiğli her yer koku tehdidi altında kalıyor. Belediye başkanına bu kadar itiraza rağmen hala bu tesisi oraya yapmak istediği için kendisini İzmir’in ağası zannediyor herhalde diye bir çıkış yapmıştım” şeklinde konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.