Festival İçin Son Gün
Kevser Kurudan
kvsrkurudan35@gmail.com
Çağımızın rahatsızlığı - 24.06.2018
İki ayaklıların vahşeti! - 17.06.2018
İnsan ve Gökyüzü - 10.06.2018
Öz Severlik - 03.06.2018
Değişkenlik - 27.05.2018
Özür Dilemekten Kaçma - 15.05.2018
Okumak - 13.05.2018
Çağımızın Hastalığı - 06.05.2018
Mesafeler... - 29.04.2018
Çikolata Zamanı - 22.04.2018
İzmirde Pazar Keyfi - 15.04.2018
Sevgi Tüm Kapıları Açar - 01.04.2018
Baharın Sevilmeyen Yüzü - 25.03.2018
Minimal Yaşa Özgür Düşün - 18.03.2018
Alaçatı Ot Festivali - 11.03.2018
Şimdi Tam Zamanı - 04.03.2018
Baharı Karşılama - 25.02.2018
Gündem İzmir - 18.02.2018
Hayatlarımızla Oynamayın - 11.02.2018
Trafiğe dikkat - 04.02.2018
Havanızı Temiz Tutun - 28.01.2018
Cildinizi Sevin - 21.01.2018
Kış kırgınlıklarına dikkat! - 14.01.2018
Önce Dünyayı Düşün - 07.01.2018
GÜZEL BİR YIL OLSUN - 31.12.2017
Üretene Hep Destek - 24.12.2017
Yeni Yılın Yenilikleri - 17.12.2017
Dünyayı Turuncuya Boya - 10.12.2017
Sevgi Tüm Engelleri Aşar - 03.12.2017
Kış Aylarında Beslenme - 26.11.2017
Havamızı Temiz Tutalım - 19.11.2017
Eller ve imajınız - 12.11.2017
Sonbahar Depresyonu - 05.11.2017
Geleceğimiz reyting kurbanı olmasın - 29.10.2017
Günümüz İlişkileri - 22.10.2017
Türkiyede Kadın Hakları - 15.10.2017
Sonbahar Depresyonu - 08.10.2017
Kıymet Bilin, Sevilmenin Hürmetini Görün - 01.10.2017
Kış Hazırlıklarına Devam - 24.09.2017
Kış Hazırlıkları Başladı - 17.09.2017
İzmirin ruhuna yakışmayan olay - 10.09.2017
ÇOCUKLAR VE BAYRAM - 03.09.2017
Kadına Yönelik Şiddet Önlenemiyor! - 27.08.2017
Birlikte Yaşama ve Hoşgörü Kültürü - 20.08.2017
Çocuğunuzun Uzun Süre Oynayacağı Oyuncaklar - 13.08.2017
Sosyal Medya İlişkileri Yıpratır mı? - 06.08.2017
Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin - 30.07.2017
Tatil yapma imkanınız varsa değerlendirin! - 23.07.2017
Cahiliye dönemini bile geçtik - 16.07.2017
Tahammülümüz kalmadı! - 09.07.2017
Teknolojik gelişimin etkisi - 02.07.2017
Bayramı bayram tadında yaşayın - 25.06.2017
Bu Kente Hizmet Edin Artık - 18.06.2017
Babalar Günü İçin Erken Uyarı! - 11.06.2017
Bu Bencillik başa bela - 03.06.2017
Ramazan Sağlıkla Gelsin - 27.05.2017
Şiddetsiz geçmeyen günümüz yok! - 20.05.2017
Engelliler Hayatımızın Neresinde - 13.05.2017
Anneler Günü Yaklaşıyor - 06.05.2017
Deniz Sezonuna Ne Kadar Hazırız? - 29.04.2017
Neden özgür değiliz? - 22.04.2017
Cildimiz yaza hazır mı? - 15.04.2017
Atlantisi yok eden EGO muydu? - 08.04.2017
Parayla Saadet Olur mu? - 01.04.2017
Yararı kadar zararı da var - 25.03.2017
Duyarsızca - 17.03.2017
Hayatın Efendisi - 10.03.2017
Depresyonda mısınız? - 04.03.2017
Acil olmayan hat! - 25.02.2017
Kararlı Diyet - 18.02.2017
Neden Artıyor? - 11.02.2017
Ayrıcalık Değil Eşitlik - 04.02.2017
Stressiz bir gün - 29.01.2017
Anlama Ezberle! - 21.01.2017
Değişen zaman değil biziz - 14.01.2017
Tüketmeye doyamıyoruz - 08.01.2017



İzmirin en önemli festivallerinden biri olan Alaçatı Ot Festivalinin 9.su geçtiğimiz perşembe günü başladı. Festival, Alaçatının doğasını anlayacağınız ve buradaki ot çeşitliğini gözlemleyebileceğiniz en özel etkinlik olma özelliğini taşıyor. Hem bir kültür olan Egenin otlarının muhteşem lezzetlerinin tadıldığı festival aynı zamanda kent ve bölge ekonomisine de büyük katkı koyuyor. Alaçatı Ot Festivali bu yıl da Çeşmeye önemli ekonomik girdi sağladı. Alaçatı sokaklarında açılan birbirinden renkli ot, gıda ve hediyelik eşya stantları daha ilk günden büyük ilgi gördü. Stantlarda, Çeşmenin doğasında yetişen yenilebilir yabani otlar ve endemik bitkilerin yanı sıra, Çeşmeli üreticilerin tarlalarında yetiştirdikleri mevsimlik sebzeler ve Çeşmeye özgü kokulu limonlar da festival ziyaretçileri için satışa sunuldu. Gıda stantlarında ise Çeşmeli kadınlar, evlerinde festival için özel olarak hazırladıkları lezzetleri, festival ziyaretçilerinin beğenisine sundu.
566 yılında Osmanlıların Sakız adasını fethetmesine kadar geçen süre içinde Alaçatı, Cenevizlilerin yönetimi altında şarapçılığı ile ön plana çıkmış Anadolunun önemli ticaret merkezlerindendi. 19. yüzyılın ortalarında Osmanlı mimarı Hacı Memişin çalışmaları ve çevreden yöreye getirilen Rum işçilerin katkıları sonucunda Alaçatının güneyindeki bataklık bölge kurtarılarak yerleşime açıldı. Buraya yerleşen Rumlar, yörenin imarında önemli rol oynamışlardır. 120 yılı geçkin belediyesi ile Alaçatı, Türkiyenin en eski belediyelerindendir. İlk başlarda bağcılıkla geçinen yöre halkı Girit, Yugoslavya, Selanik ve Makedonyadan gelen göçmenlerin buraya yerleşmesi ile tütüncülüğü de geçim kaynakları arasına katmış oldu. Zaman içinde tarımın gelişmesi ile yörede zeytin, enginar, anason ve narenciye de yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunun yanında, tarihi dokusunun içinde oldukça önemli bir yer tutan sakız ağacı da yörede yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle Rum mimarisinin etkisinde kalan Alaçatıda evler yöreye özgü taşlardan ekseriyetle cumbalı ve iki katlı olarak inşa edilmişlerdir. Alaçatının sembolü haline gelmiş ve dönemin teknoloji harikası olarak adlandırılan yel değirmenleri ise yörenin en eski yapılarındandır. Pazar yerindeki camii, mozaikli çarşısı ve karabiber ağaçlarının gölge yaptığı daracık sokakları ile Alaçatı, İzmirin âdeta arka bahçesi gibidir. Dünya haritacılığında ayrı bir yeri olan Pirî Reis Kitab-ı Bahriyede Alaca at limanında deniz yufkadır derken Alaçatı Koyunun dalgasız olduğunu tasvir etmek istemiştir. Bununla beraber, yaz ayları boyunca kuzey, kuzey-batı yönlerinde 15-25 Knots süratle esen rüzgâr, Alaçatı koyunu sörfçüler için vazgeçilmez yapmaktadır. Daimi esen rüzgârı, dalgasız ve derin olmayan denizi nedeniyle dünyanın sayılı sörf merkezlerinde biri olan Alaçatı, hem amatör hem de profesyonel sörfçülere hitap etmektedir.
Festival boyunca çeşitli yemek atölyelerinin yanı sıra, söyleşiler de gerçekleştirildi. Festivalin en yoğun günü ise dün yaşandı. Festival, kapsamında ise bugün yemek yarışması gerçekleşecek. Sizde bu eşsiz deneyimi yaşamak için bugünü fırsat bilip değerlendirebilirsiniz.