İnsanlar affetmeyi bilmeli

EMİNE ŞEKER

Mediha Mahmut Bey İlkokulu Müdürü Hülya Altınel, 1972 yılında Manisa ilinde doğduğunu belirterek, Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden mezun olduğunu ifade etti. 2 yıl boyunca Mediha Mahmut Bey İlkokulu’nda bulunduğunu dile getiren Altınel, son 3 aydır okul müdürü olarak çalıştığını söyledi.

ÇOK ÇALIŞIP AZ MAAŞ ALAN VELİ PROFİLİNE SAHİBİZ

Altınel, okulun bulunduğu çevreyi çok iyi bildiğini belirterek, çocukluğunun okulun bulunduğu çevrede geçtiğini ifade etti. Altınel, “İlkokulu ve liseyi bu bölgede bitirdim. Bu bölgede uzun süre boyunca yaşadığım için okulumuzun velilerini çok yakından tanıyorum. Velilerimizin sorunlarını, yaşam tarzlarını ve okuldan beklentilerini iyi bildiğimi düşünüyorum. Çok çalışıp az maaş alan veli profiline sahibiz. 8 saat çalışan velimiz çok az. Bu yüzden çocuklarının eğitim ve öğretim hayatlarına yeteri kadar ilgili ve alakalı olamıyorlar. Bende kendi adıma çocuklarımız için etkinlikler düzenlemeye çalışıyorum. Velilerimizin çok çalışıp çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramaması bizim için büyük bir engel oluşturuyor. Maddi anlamda destek istediğimiz zaman velilerimiz ellerinden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorlar” dedi.

ÖNEMLİ OLAN MEVCUT OLAN VAKTİ KALİTELİ GEÇİREBİLMEK

Okula ilk başladığı zamanlarda okulun birçok sorunu olduğunu söyleyen Altınel, var olan sorunların birçoğunu çözdüklerini belirtti. Altınel, “Çocuklarımızın servis problemlerini çözmeye çalıştım. Velilerimiz için kendilerini çocuklarının eğitimleri hakkında bilinçlendirmek adına rehber öğretmenimizle çalışmalar yapıyoruz. Çocuklarına az vakit ayırıyor olabilirler. Ama biz mevcut olan vakti kaliteli bir şekilde geçirmeleri için sürekli velilerimizi bilinçlendiriyoruz. Maddi desteğin yanında çocuklarına manevi anlamda destek olmaları gerektiğini anlatıyoruz. Ama bu sorunlar elbette aşılacak. Bizde hep birlikte el ele verip mevcut olan sorunları aşacağız” ifadelerini kullandı.

HER BİREYİN YETENEĞİ BAŞKA BİR YÖNDE OLABİLİR

Altınel, öğretmenlerin çok yoğun çalıştığına dikkat çekerek, öğretmenlerin yükünü azaltmak ve öğretmenlerin okula severek gelmeleri için çalışma yaptıklarını söyledi. Öncelik olarak kullanışlı bir öğretmenler odası yaptıklarını ifade eden Altınel, “Çocuklarımızın geleceği için bizlerde iyi bir birey yetiştirebilmek için kendileri adına eğitim ve öğretime daha verimli vakit ayırabiliyoruz. Eğitim ve öğretim bana göre sadece sayısal ya da sözel dersleri bilmek değil. Bu konuyu da velilerimize anlatıyoruz. İllaki herkesin derslerinin çok iyi olması gerekmiyor. Her bireyin yeteneği başka bir yönde olabilir. Önemli olan ailelerinin çocuklarında var olan yeteneği keşfedip ona göre yönlendirmesidir. Çevremizde ağırlıklı olarak göçmen vatandaşlarımız yaşıyor. Çocuklarımızın birçoğunun da genetik olarak müzik kulakları ve ritim duyguları oldukça gelişmiş bir durumda. Ama bu konuda bugüne kadar bir çalışma yürütülmemiş. Bu anlamda çevremizde bulunan 2 dernekle birlikte iş birliği içine girdik. Önümüzdeki sene bir aksilik olmazsa tabi okulumuzun öğrencilerinin yapacakları faaliyetler olacak. Önümüzdeki zaman içerisinde daha güzel günler geçireceğiz” şeklinde konuştu.

HER BİREY DÜNYAYA EN GÜZELİNİ YAŞAMAK İÇİN GELİR

Toplumda ahlak ve eğitimin belki de kaybedildiğine dikkat çeken Altınel, sözlerini şöyle bitirdi: “Yaşadığımız ortamlarda kişileri gözlemlediğimizde insanların davranışlarında bir bozulma söz konusu. Bu durumun sebebini bende bir eğitimci olarak kendime ‘neden?’ diye soruyorum. Geçen haftalarda okulumuz öğrencileri ile birlikte bir İzmir gezisi gerçekleştirdik. Bu gezide hoşumuza gitmeyen davranışları gördük. Gözlerindeki bencillik duygusunu görmek o kadar rahatsız etti ki bizi. Herhalde biz çocuklarımızı biraz bencil yetiştiriyoruz. Her şeyin en güzeli en iyisi benim çocuğumun olsun diye düşünüyoruz. Bu durumda da çocuklarımız istedikleri her şeye çok kolay bir şekilde ulaşıyorlar. Ulaştıkları içinde hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar. Aileler çocuklarına doğru zamanda ve kararında verilmeli. Her şeyin fazlası zarar verir. Topluma sağlıklı bireyler kazandırmak istiyorsak eğer çocuklarımıza sorumluluk vermek zorundayız. Bizim okulumuzda bulunan veliler çok çalıştıkları ve çocuklarını çok az gördükleri için çocuklarının gözlerinin içine bakıyorlar. Ben velilerimizin çocuklarının üstüne fazla titremesini doğru bulmuyorum. Her birey çok değerlidir. Her birey dünyaya en güzelini yaşamak için gelir. Kin tutmak ya da kini büyütmek öncelikli olarak kişinin kendine zarar verir. İnsanlar öncelikli olarak affetmeyi bilmek ve öğrenmek zorunda.”   

PROJEMİZİN ANA KAHRAMANI BUĞDAY TANESİ

Mediha Mahmut Bey İlkokulu Müdür Yardımcısı Hafize Efendiler ise Avrupa Birliği destekli Comenıus Çok Taraflı Okul Ortaklığı Projesini şu şekilde anlattı: “Proje adı: ‘The Adventures Of A Wheat Seed’ ‘Bir Buğday Tanesinin Maceraları.’ Her yıl Türkiye’den ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden birçok okulun başvuruda bulunduğu ve kıyasıya yarıştığı Hayat Boyu Öğrenme Programı-Comenius Okul ortaklıkları Programına okulumuz Mediha Mahmut Bey Ortaokulu ‘Bir Buğday Tanesinin Maceraları’ konulu projesi ile koordinatör okul olarak başvuruda bulunmuş ve projemiz Ulusal Ajans tarafından kabul edilmiştir. Proje ortaklarımız Bulgaristan’ın Deveto osnovno uchilishte ‘Peyo Yavorov’, İtalya’nın Ist. Comp.E.d’Arborea , Slovakya’nın Zakladna skola a Materska skola Spisska Teplica Skolska 311, Polonya’nın Szkola Podstawowa im. Marii Konopnickiej w Przeczycach ve İspanya’nın Ceip Nuestra Senora De Cortes okuludur. Projemiz 2013-2015 yılları arasında yürütülmekte. Bu proje, Avrupa ülkelerindeki yemek kültürünü tanıtabilmek, hayatımızın ve çevremizin daha sağlıklı olmasını sağlamak amacıyla bin 300 den fazla öğrenci ve 120 öğretmenin işbirlikçi aktiviteler gerçekleştirmelerini hedeflemekte. Projemizin ana kahramanı Buğday Tanesidir. İki yıllık süre içerisinde ana kahramanımız akrabalarını ziyaret etmek ve onları bir araya getirebilmek için ülkeden ülkeye seyahat edecektir. Bu seyahatleri süresince ‘Buğday Tanesinin Maceraları’ isimli bir günlük tutacak ve bu günlüğün her bir bölümü ortak ülkelerin öğrencileri tarafından yazılacak. Proje logosunu seçmek için Polonya’da düzenlenen yarışmada öğrencilerimizin tasarladığı logo en fazla oyu alarak proje logosu olmaya hak kazandı. Ayrıca Slovakya’nın hazırladığı ‘Her ekmek güzeldir sevgiyle yapılırsa’ sloganı da proje sloganı olarak seçildi. Projenin ilk toplantısı 2013 yılının Ekim ayında Bulgaristan’da, 2. toplantısı 2013 yılının Aralık ayında Polonya’da, 3. Toplantısı 2014 yılının Nisan ayında İtalya’da, 4. Toplantısı 2014 yılının Ekim ayında İspanya’da ve 5. Toplantısı da 2015 yılının Mart ayında Slovakya’da yapıldı. Proje gezilerimize öğretmenlerimizin yanı sıra öğrencilerimiz de katıldı ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler. Projemizin kapanış toplantısını yapmak üzere 2015 yılının Haziran ayında tüm ortaklarımızı okulumuzda ağırlayacağız. Bu toplantıda düzenlenecek olan ‘Uluslararası Ekmek Konferansında’ tüm ortaklar proje faaliyetlerini ve ürünlerini tanıtacak ve geleneksel bir Türk düğünü gösterisi ile toplantı kapatılacak. Projede emeği geçen tüm öğretmen arkadaşlarıma, öğrencilerime ve velilerime teşekkür ederim.”